• Sonuç bulunamadı

Sosyolojinin  önemli  kavramlarından  birisi  de  sosyal  yapı  kavramıdır. Ancak  sosyal  yapının  neyi  ifade  ettiği  ve  hangi  varlığı  tasvir  ettiği  konusunda  sosyologlar  arasında  ortak  bir  görüşün  bulunmadığı  da  bir  gerçektir.  Bu  farklılıkların  temel  nedeni,  sosyal  yapının  muhtevasından  ileri  gelmektedir.  Bu  muhteva  ise  çeşitli  sosyolog  ve  sosyoloji  ekollerine  göre  değişmektedir.128  Sosyal  yapının  bir  parçası 

olan aşiret olgusu da kendine has bir yapıya sahiptir.  

Aşiretlerin  oluşturduğu  sosyal  yapılar  bu  alanda  araştırma  yapan  çevrelerce  farklı  kategorize  edilmiştir. Aşiret  sosyal  yapılanmaları  aile  ve  akrabalık  oluşumları  esas alınarak açıklanmaya ve gruplandırılmaya çalışılmıştır. 

Beşikçi’ye  göre  aşiret,  kabilelerin  birleşmesinden  meydana  gelmektedir.  Kabile ise birbirine kan  akrabalığı ile bağlı olan  bir  yapıdır. Çünkü  evlenmede esas  kabiledir. Fakat ikinci derecede aşiret içindeki diğer kabilelerden de evlenme olabilir.  Kabile içinden evlenme, aşiret içindeki kabilelerin bir varlık haline gelip kuvvetlerini  artırmalarına sebep olur. Aşiret içerisindeki kabile sayısı ise, o aşiretin büyüklüğüne  göre artmakta veya çoğalmaktadır.129 

       

128 Zeki Arslantürk ve Taygun Amman, Sosyoloji Kavramlar Kurumlar Süreçler Teoriler, Çamlıca       Yayınları, İstanbul 2001, s. 241 

129 İsmail Beşikçi, Doğu Anadolu’da Sosyal Ve Siyasal Değişmeye Etki Eden Dinamikler, Ankara       Üniversitesi S.B.F. Yay., No: 280, Ankara1969, s. 425 

Aşiret,  bir  yanı  ile  kan  bağına  diğer  bir  yanı  ile  ise  soy  bağına  dayanan,  akrabalık dayanışmasının en küçük birimi olan ailelerin bir araya gelmesiyle oluşan  üst aidiyet bağıdır. Aile  ve aşiret tipi  sosyal  kurumlar, geleneksel toplumların  temel  gruplarından sayılmaktadır. Komunal gruplar (communal group) olarak da nitelenen  bu  yapılar;  “kan  bağı,  hısımlık,  etnik  köken,  inanç  birlikteliği  vesaire  nedenlerle  oluşmuş  ve/veya  oluşturulmuş  olan  gruplardır.  Kabileler,  aileler,  etnik  gruplar  bu  konuda örnek verilebilir.”130 

  Ataerkil  geniş  yapısıyla  iktisadi  bir  birim  olma  özelliği  de  gösteren  aşiret  ailesine  hâkim  olan  ilişkiler  erkeğin  otoritesi,  kadının  mirastan  yeterince  pay  alamaması  ve  biz  duygusunun  hâkimiyetine  dayanır.  Aileler  arası  ilişkiler  ise  kan  bağı esası üzerine kurulmuştur. Akrabalık bağına dayalı bu ilişkilerde statü doğuştan  gelir.  Dolayısıyla  kendinden  yaşlılara  ve  otoriteye  mutlak  bağlılık  söz  konusudur.  Yine  bu  akrabalık  bağları,  karşılıklı  ilişki  ve  çelişkilerde  bir  tür  sosyal  güvenlik  mekanizması  sayılan,  “birlikte  saldırı,  birlikte  savunma  mekanizması”nı  geliştirmiştir.  Bu  mekanizma,  kan  davalarının  sayısını  ve  şiddetini  artıran  bir  unsur  özelliği taşır.131 

Aşiret sosyal yapısını diğer sosyal yapılardan farklı kılan bir başka özelliği ise  aile  içi  nüfusun  diğer  aile  yapılarına  oranla  belirgin  bir  şekilde  fazla  olmasıdır.  Özellikle  erkek  sayısının  fazlalığının  bir  üstünlük  olarak  kabul  edildiği  anlayış  doğurganlık  oranlarının  artış  göstermesine  sebep  olmaktadır.  Aşiret  toplumlarında  erkek sayısının fazlalığı iş gücü ve savaş gücünün bir belirtisi olduğundan cinsiyetler  arasında  belirgin  bir  ayrımcılık  fark  edilmektedir.  Bu  durum  aşiret  aidiyeti  anlayışının  devam  ettiği  kırsal  kesimdeki  toplumlarda  hala  geçerli  bir  olgudur.  Örneğin kırsal kesimlerdeki tarım toplumlarının aile bireyleri arasında ekonomik bir  iş  bölümü  mevcuttur. Ailenin  en  küçük  bireyi  dahi  tarım  alanında  aileye  ekonomik  anlamda destek olabilmektedir. Kırsal kesimlerdeki tarım toplumlarında hangi ailenin  fertleri fazla ise o aile bulunduğu sosyal ortamda daha güçlüdür.  

       

130 Coşkun Can Aktan, Hakan Ay, Hilmi Çoban, Siyasal Karar Alma Sürecinde Çıkar Grupları,       Seçkin Yayınları, Ankara 2007, s.2 http://www.canaktan.org/politika/cikar-grup/cikar-grup.pdf       (Erişim Tarihi: 24/11/2015) 

  Aşiret  toplumlarında  ekonomik  yapılanma,  benimsemiş  oldukları  yaşam  türleri  ile  bağlantılıdır.  Bu  toplumlar  göçebe,  yarı  göçebe  ve  yerleşik  yaşam  çeşitlerine  göre  ekonomik  yapılarını  değiştirmişlerdir.  Çünkü  toplumların  yaşam  şekilleri ekonomik yapılanmaları üzerinde ciddi bir etkiye sahiptir.  

  Göçebe  aşiretler,  geniş  arazilerde  hızlı  hareket  edebilme  yeteneğine  sahip,  yazları serin ve  yüksek yaylalara çıkan, kışları sıcak ve ovalık bölgelere geri dönen  hayvancılık  yaparak  yaşamlarını  idame  ettiren  aşiretlerdir. Yarı  göçebe  aşiretler  ise  hayvancılıkla  birlikte  tarım  ile  de  uğraşan  aşiretlerdir.  Yerleşik  aşiretlere  gelince,  bunlar  tamamıyla  toprağa  bağlanmış,  tarımla  uğraşan  aşiretlerdir.  Kendilerine  ait  arazi  ve  işletmeleri  vardır.  Ayrıca  aşiretçi  yapıda  genel  olarak  görülen  bir  diğer  özellik  de  üretimin  tüketime  yönelik  olmasıdır.  Tüketime  yönelik  bir  üretim  fonksiyonu, kapalı bir ekonomiyle birlikte kapalı bir toplum yapısının oluşumuna da  kaynaklık eder.132 

  Aşiret aidiyeti anlayışının hâkim olduğu toplumlar tek bir  reisin varlığını ve  önderliğini  kabul  ettiklerinden  siyasi  yapılanma  tek  bir  birey  etrafında  toplanma  mantığına  dayanır.  Toplum  fertleri  genelde  en  yaşlı  aşiret  üyesini  reis  olarak  kabul  eder  onun  karar  ve  eylemlerine  ortak  olurlar.  Aşiret  reisleri  kendi  aşiretlerine  ait  kararları  verme  gibi  yetkilere sahip iken diğer taraftan başka aşiretlere  ait bir takım  kararlara da katılabilmektedirler. Liderlik mekanizmasının aşiret reisine bağlı olduğu  bu  yapıda,  bireyin  toplumsal  statüsü  ve  rollerinin  büyük  bir  kısmı  verili  aile/aşiret  sistemi  içinde  şekillenir.  Bir  kimlik  olarak  aşiret  ağına  dâhil  olmak  soy  ve  kan  bağının ön plana çıktığı aşiret sistemi içindeki pozisyonu da belirlemektedir.133 

Aşiret  reisleri  yöresel  seçimlerde  etkin  bir  role  sahiptirler.  Seçim  zamanlarında bireysel kararlardan ziyade reis olarak kabul edilen önderin kararı esas  alınır ve bu karara göre oylar belirlenir. Bundan dolayı aşiret aidiyeti yapılanmasının  olduğu  bölgelerde  seçim  sonuçları  homojen  bir  yapıya  sahiptir.  Aşiret  mensupları  için  aday  olanın  niteliği  ve  partisi  değil,  bağlı  olduğu  aşiret  önemlidir.  Özellikle  kendi  aşiretinden  birisi  aday  olduğunda  başka  bir  kişi  veya  partiye  oy  vermesi  söz         

132 Özer, a.g.e., s.114-115 

133 Mahmut Kaya, “ Modernleşme Sürecinde Aşiretlerin Dönüşümü: Şanlıurfa Aile Aşiret 

konusu  bile  olamamaktadır.  Çünkü  bu  noktada  kan  bağları,  akrabalık  dürtüleri,  biz  duygusu, güç, şan ve itibar gibi mekanizmalar devreye girmektedir. Aşiretçiliğin üst  düzeylerde  hâkim  olduğu  yerlerde  siyasete  fiili  katılım  yalnızca,  aşiret  reisliği  kurumu ve bu kurumun etrafında oluşan aşiret reisinin yardımcıları ve danışmanları  konumundaki  aşiret  ileri  gelenlerine  mahsustur.  Aşiretin  geri  kalan  çoğunluğu  ise,  onlara bağlı olarak destekleme ve oy verme yolu ile siyasete katılırlar. 134                                      134 Özer, a.g.e., s.118-119 

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

ARAŞTIRMANIN METODOLOJİSİ

3.1. PROBLEM ve HİPOTEZLER