• Sonuç bulunamadı

Aile işletmeleri ile ilgili yapılan çalışmalardan her aile bireyi aile işletmesi içinde farklı derecelerde yetki ve sorumluluk aldıkları bilinmektedir. Çalışmamıza katılan aile bireylerinden bazıları işletmeyi kuran, bazıları kuru olan işletmeyi devralan kişiler olurken, bazıları sadece hissedar olup faal olarak çalışmayan kişiler oldukları görülmüştür. Bu kişiler arasında daha pek çok aile bireyi aile işletmeleri içinde dolaylı ya da doğrudan görev almaktadırlar.

Aile işletmelerinde, aile bireyi olsun ya da olmasın, işletmelerin her kademesinde yer alan kişi ya da kişilere güç odakları adı verilir. Aile işletmelerinin yapısal özellikleri gereği iş ve aile bağlarını birlikte idare etmek gerekmektedir. Bu durumda aile işletmelerinde iki sistemden bahsedilebilir. Bunlardan birincisi aile

işletmelerinde duygusal karar alma mekanizmasını kontrol eden aile sistemi, ikincisi ise mantıksal karar alma mekanizmasını kontrol eden iş sistemidir.

Aile işletmelerinde bu iki sistemin sürekli çatışma halinde olması aile sistemini anlamaya çalışmak ve işletme disiplinini sadece iş yerinde kalan boyutu ile irdelemeye çalışmakla sınırlı kalınmaktadır. Bu iki sistemin birlikte kullanılması bazı bilim adamlarınca çok işlevsel olmayacağı savunulurken, bazı bilim adamları da aile bağları ile bağlı kişilerin ilişkilerinin iş yaşamına olumlu etki yapabileceğini savunmaktadırlar.

Aile ve işletmenin farklı iki sistem olduğunu ve aile üyelerinin işe katılım konusunda birbirlerinden farklı olabileceğini kavram olarak benimsetmek gerekir. Hatta bazı durumlarda farklı sistemler için farklı roller ve görevler tanımlanabilir. Bu iki sistemi ayırmanın bir başka yöntemi ise işletme içinde çalışan aile üyelerini fiziki mekan ve işlevsel olarak ayırmaktır. Böylece örgütsel düzenleme ile aile üyeleri farklı işlevlere göre görev alarak iki sistemin birbiri içine geçmesi kısmen engellenmiş olur (Akıngüç Günver, 2002).

Aile işletmesi kavramı sadece aile ve işletme kavramlarından oluşmaz. Tanım incelendiğinde aile ve işletmeyi birlikte tutan bir mülkiyet kavramının varlığı da ortaya çıkar. Aile işletmelerinin sürekliliğinin sağlanması için gerekli olan mülkiyet edinme çabası, aile işletmelerini ayakta tutar. Ancak aileyi, işletmeyi ve mülkiyeti bir arada tutabilmek ve bunları bir disiplin altına alabilmek için yönetimin de gerekli olduğu açıktır.

Türk Dil Kurumu’nun yayınlamış olduğu Genel Türkçe Sözlüğü’nde Arapça kökenli “Mülkiyet” kelimesinin karşılığı iyelik, sahiplik olarak ifade edilmiştir. Aile bireylerinin bir işletme kurarak bu işletmede hisse sahibi olmalarıyla karar alma mekanizmasında yer almaları mülkiyet sistemini getirmiştir.

Türk Dil Kurumu’nun yayınlamış olduğu aynı sözlükte “yönetim” kelimesinin karşılığı yönetme, işi çekip çevirme, idare olarak ifade edilmiştir. Gerek aile içinde, gerek işletmede, gerekse mülkiyetin kontrolünde her zaman her konuda yönetime ihtiyaç vardır. Bireylerin işletme içindeki rolleri, mülkiyet haklarından kaynaklanan rolleri ve aile bireyi olmalarından kaynaklanan rolleri zaman zaman çakışabilir ve sorunlar yaşanabilir. Tüm bu sistemlerin disipline edilebilmesi için yönetim şarttır. Đşletme içinde karar alma mekanizmasında, oylamalarda yönetim sistemi aile işletmelerinin kaçınılmaz bir unsurudur.

Aile işletmelerinde aile, işletme, mülkiyet ve yönetim olmak üzere dört temel nokta vardır. Bunlar birbirlerini sürekli etkiler ve birbirlerinden etkilenirler. Davranışları karşı tarafın davranışlarından etkilenir. Bu da zaman zaman aralarında sorunların yaşanmasına neden olur. Bu dört nokta arasında iletişimi ve sağlıklı etkileşimi sağlayacak kişi ya da kişiler bulunabilir. Aile işletmelerinde bazen bir kişinin birden fazla güç odağı olması sorunları da beraberinde getirebilir.

Bu sorunların başında karar vermede güçlük, yönetimi devretmede sorunlar yaşanması, ücretlendirme politikasında yaşanan sorunlar olarak karşımıza çıkabilir. Örneğin, aile işletmesinin yönetici olarak bir babanın yönetimi bir profesyonele mi yoksa en büyük erkek evladına mı bırakacağı konusunda karar vermede güçlük yaşayacaktır. Ya da bir aile işletmesinde kardeşi çalışan yöneticinin ücretlendirme politikasını hazırlama konusunda sıkıntılar yaşayacaktır.

Aile, işletme, mülkiyet ve yönetim sistemlerinden kurulu bir aile işletmesinden birbirinden farklı ama bazen rollerin kesiştiği on altı güç noktası karşımıza çıkar. Ancak bir aile işletmesinde bu güç odaklarının hepsini aynı dönemde görmek mümkün değildir. Bu güç odakları, değişen ve sürekli büyüyen dinamik aile işletmeleri için asla durağan da değildir. Durağan olması ve bu güç odaklarının hiçbir zaman değişiklik göstermemesi ve uzun vadede değişikliğe uğramaması, işletmenin gelişmediğini, büyümediğini ve değişimlere açık olmadığının bir göstergesi olarak kabul edilebilir. Aile işletmelerinde güç odakları aşağıdaki çizelgede verilmiştir (Çizelge 2).

Birinci sütun aile bireylerinin işletmedeki varlığını ifade eden sütundur. Đkinci sütun aile işletmelerine hissedar olanları, dolayısıyla mülkiyet hakkı olanları ifade eder. Üçüncü sütunda aile bireyi olsun ya da olmasın işletmede faal olarak çalışanları ifade eder. Son sütunda ise işletmenin yönetim kademesini ifade etmektedir. Her sütunda yer alan artılar, aile üyesi olanları, eksiler ise aile üyesi olmayan bireyleri ifade etmektedir. Aile işletmesi dendiğinde çalışanların mutlaka aile bireyi olmasını beklemek zordur. Aile üyesi olmamasına rağmen hissedar olan ya da çalışan kişilere rastlanabileceği için güç odaklarının mutlaka aile bireyi olmasını beklemek doğru olmayabilir.

Çizelge 2: Aile Đşletmelerinde Güç Odakları

Güç Odakları Aile Hissedar Çalışan Yönetici

1 + + + + 2 + + + - 3 + + - - 4 + - - - 5 - + + + 6 - - + + 7 - - - + 8 + + - + 9 + - + + 10 + - - + 11 - + - - 12 - + - + 13 - - + - 14 + - + - 15 - - - - 16 - + + -

(+): Aile Üyesi Olan (-): Aile Üyesi Olmayan

Aile işletmelerinde rastlanan birçok güç odağı bulunmaktadır. Bu güç odakları aşağıda açıklanmıştır:

1- Aile üyesi, hissedar, çalışan ve karar alma mekanizmasında yer alan kişilerdir. Genellikle işi kuran, girişimci kişilerin oluşturduğu gruptur.

2- Aile üyesi olan, aynı zamanda hissedar ve işletmede çalışan ancak karar alma mekanizmasında yer almayan kişilerdir. Yöneticilik, liderlik vasıfları olmayan aile bireylerinin oluşturdukları gruptur.

3- Aile üyesi ve hissedar olan ancak işletmede çalışmayan ve karar alma mekanizmasında yer almayan kişilerdir. Sadece ortaklıkta yer alan aile bireyleri, yapılan işlerden habersiz sadece ortak görünümünde olan gruptur.

4- Sadece aile üyesi olup, ne hissedar, ne işletmede çalışan, ne de yöneticilik yapan kişilerdir. Bu kişilerin işletmeyle hiçbir alakası yoktur. Özellikle yeni doğan aile bireyleri işletmeye dahil edilene dek ya da bireylerin bilinçli olarak bu sistemden kendi iradeleriyle uzak kalmayı tercih eden gruptur.

5- Aile üyesi olmayan ancak, işletmeye ortak olan, orada çalışan ve karar alma mekanizmasında yer alan kişilerdir. Bunlar dışarıdan işletmeye dahil edilen ortaklardır. Eğer yöneticilik vasıflarını taşıdıkları görülürse yönetimde de yer alırlar.

6- Aile üyesi ve hissedar olmayan ancak işletmede fiilen çalışan ve yöneticilik de yapan kişilerdir.

7- Ne aile üyesi, ne hissedar ne de çalışan olmasına rağmen sadece yönetimde yer alan kişilerdir. Đşletmelerin dışarıdan sağladıkları danışmanlık hizmetlerini veren profesyonel yöneticiler bu grupta yer alırlar.

8- Aile üyesi ve hissedar olmasına karşın işletmede fiilen çalışmayan ancak yönetimde söz sahibi olan kişilerdir. Bu kişiler genellikle işletmenin ilk kurucularıdır. Đş yaşamından kendini çekmiş ancak manen işletmenin yanında olan kişilerdir.

9- Aile üyesi olan ancak hissedar olmayan ama işletmede çalışan ve yönetimde yer alan kişilerdir.

10- Aile üyesi olan, yönetimde yer alan ancak hissedar olmayan ve işletmede çalışmayan kişilerin oluşturduğu gruptur. Yöneticilik, liderlik vasıflarını taşıyan aile üyelerinin karar alma mekanizmasında yer alan kişiler bu gruptadır.

11- Sadece hissedar olan, aile üyesi, işletmede çalışan ve yönetimde yer almayan kişilerin oluşturduğu gruptur. Özellikle halka açık aile işletmelerinde tüm hissedarlar bu grupta yer alırlar.

12- Hissedar ve yönetici olan ancak aile bireyi olmayan ve işletmede fiilen çalışmayan kişilerin oluşturdukları gruptur.

13- Đşletmede fiilen çalışan ancak ne aile bireyi olan ne de hissedar ve yönetici olan kişilerin oluşturdukları gruptur. Bu grupta yer alan kişiler sadece işletmede çalışan iş görenler olup, hiçbir vasıfları yoktur.

14- Hissedar ve yönetici olmayan ancak işletmede fiilen çalışan ve aile bireyi olan kişilerin oluşturdukları gruptur. Özellikle kurumsallaşmış aile işletmelerinde aile bireylerinin sınandığı, yeteneklerinin ölçüldüğü aşamada yer alan kişilerin ya da hiçbir vasfının olmadığı anlaşılan, sadece aile bireyi olmasından kaynaklanan bir hakla işletmede çalışanlar bu grupta yer alırlar.

15- Ne aile bireyi, ne hissedar, ne çalışan ne de yönetimde yer alan kişilerin oluşturduğu gruptur. Bu grupta yer alan kişiler aile işletmelerinin muhatap oldukları, işletme ile ilgilenen kişilerdir. Müşteriler, rakip firmalar, sendikalar,

meslek odaları, sivil toplum kuruluşları, yatırım yapmayı düşünen tasarruf sahipleri bu grupta yer alırlar.

16- Aile bireyi ve yönetici olmayan ancak hissedar ve işletmede fiilen çalışan kişilerden oluşan gruptur.

Her ailede bu güç odaklarının tamamı bulunmayabilir. Ancak sözü edilen güç odaklarından mutlak bazıları vardır. Bu odaklarda yer alan kişilerin amaçları ve temsil ettikleri güçler birbirlerinden farklı olduğu için aile işletmelerinden de farklı beklentiler içinde olurlar. Beklentiler farklı olunca kişiler arası çatışmalar da kaçınılmaz olur. Hatta bir kişinin birden fazla odak noktasında yer alması ve rollerinin olması, aynı kişinin kendi içinde çatışma halinde olmasına bile neden olabilir.

Aile işletmelerinde ortaya çıkan çatışmaları kontrol altına alabilmek için öncelikle çatışmanın tüm gruplarda yer alan bireyler tarafından kabul edilmesi gerekir. Đkinci aşamada ise çatışmaların kaynağının belirlenmesi şarttır.

1.7. AĐLE ĐŞLETMELERĐNDE YAŞANAN ÇATIŞMALAR VE

NEDENLERĐ

Birbirine taban tabana zıt iki sistem olan aile ve iş hayatının örtüşmesi oldukça güçtür. Çünkü her ikisi de farklı dinamikleri ve amaçları olan olgulardır. Bir de bu sisteme mülkiyet ve yönetim sistemleri de girince, aile işletmelerinde disiplini kurmak, işletmelerin ömrünü uzatmak oldukça güçleşmektedir.

Ailenin amaçları işletmenin amaçları ile çelişir. Ailenin amacı, kendine güveni geliştirerek bu güveni beslemek ve sağlıklı aile bireyleri yetiştirmektir. Đşletmelerin amacı ise en yüksek düzeyde kâr elde etmek, kaliteli mal sunmak, sosyal sorumlulukları yerine getirmek, çalışanların haklarını adaletli biçimde vermek olarak sıralanır. Her ailenin birbirinden farklı kalıplaşmış bir düzeni, ilişki kurma şekli ve kalıplaşmış rolleri vardır. Gelenekleri, yaşam tarzları, hayat standartları, gelir düzeyleri, kültürleri ve eğitim durumlarıyla ilişkili olarak belirli kuralları vardır ve bu kurallara bağlı olarak yaşarlar. Aile bireyi olup da aile işletmesinde görev almayan aile bireylerinin, aile işletmesinde çalışan aile bireylerinin rolleri birbirinden farklıdır. Bireyler, ailedeki rolleri ile işletmedeki rollerini birbirinden ayırt edemez ya da işletmede aile bireyi, evde işte olması gerektiği gibi hareket ederse sorunlar ortaya çıkar. Bu sorunların ise para ve zaman kaybettirdiği bilinmektedir. Önemli olan kimin hangi sistem içinde yer aldığı ve rollerinin sınırlarının net bir biçimde çizilmesidir.

Aile işletmeleri aile, işletme, mülkiyet ve yönetim sistemlerinden kurulu bir işletme biçimidir. Bu gruplar birbirleri ile sürekli iç içedir ve ilişki halindedir. Zaman zaman kesiştikleri ya da ayrıştıkları noktalar vardır. Bu noktaların her biri içinde yer alan bireyler vardır ve aile işletmelerinde farklı roller üstlenirler. Bu rollerin farklılığı ve çeşitliliği de zaman zaman çatışmaların oluşmasını kaçınılmaz kılar.

Aile içinde en büyük gerilim, bireyin ailesi ile yaşadığı çevrenin ilişkisinden kaynaklanır. Her birey bağlı olduğu aileden farklılaşmak ve gelişmek amacındadır. Bu da ayrı olma ile bağlı olma arasında denge kurmayı gerektirir. Kişi duygusal ve davranışsal anlamda kendini korumaya yönelik çaba içine girer.

Aile işletmelerinde yer görev alan bireylerin yani önceki bölümde sözü edilen tüm güç odaklarının aynı zamanda birden fazla rolleri ile yaşamak zorunda olmaları, karmaşıklığın, çatışmaların temel nedenidir. Psikolojide buna “rol çatışması” adı verilir ve zaman zaman yıkıcı olabilmektedir. Bu nedenle hangi ortamda hangi rolün ön plana çıkması gerektiği kişinin kendisi tarafından çok iyi bilinmelidir. Aile işletmelerinin yapısının iyi bilinmesi, aile işletmesinde tanımlanan temel rollerin tanımlanması ve roller arasındaki aktarımlar net olarak belirlenirse çatışmanın şiddeti hafifleyebilir. Kişilere yeteneklerinin üzerinde yetki ve sorumluluklar verilmesi kişinin bu görevlerin tamamını hakkıyla yapamamasına neden olabilir. Bu da kişinin iş bilmezliğine verilir ve bireyler arasında sorunlar çıkabilir.

Aile işletmelerin çeşitli bölümlerinde her ne sıfatla olursa olsun görev yapan kişiler kendi içlerinde kendileriyle çatışmaya girerken, kimi zaman diğer yöneticilerle ve çalışanlarla çatışmaya girebilirler. Ancak en tehlikeli çatışma diğer aile bireyleriyle girilen çatışmalardır ki, bu çatışmaların sonu aile işletmelerinin dağılmasına kadar gidebilir.

Aile işletmelerinde yaşanan belli başlı çatışmaları üç başlık altında toplamak mümkündür (Fındıkçı, 2005):

1- Aile bireylerinin kendisi ile yaşadığı çatışmalar.

2- Aile bireylerinin diğer aile bireyleri ile yaşadıkları çatışmalar. 3- Aile bireylerinin profesyoneller ile yaşadıkları çatışmalar.

1- Aile Bireylerinin Kendisi ile Yaşadığı Çatışmalar. Đşletme içinde çalışan bireylerin, işletmede aldıkları yetki ve sorumlulukların zaman zaman birbirine

karıştırılması da yaşanan bir başka çatışma nedenidir. Bazen yöneticilerin birbirlerinin yetki alanlarına girmeleri, işin uygulanması ve iş akışı sırasında ortak bir karara varılamaması bu çatışmaları arttırır. Kimi zaman işin yapılma zamanı, nasıl yapılacağı, kim tarafından yapılacağı net olarak belirlenemez ya da ortak bir noktada karar verilemez. Bu durumda özellikle organizasyon yapısında aksaklıklar yaşanmaya başlanır.

Bu çatışmaların temel nedenleri şunlardır:

i-Kişinin hem aile içinde hem de işletmede çeşitli roller üstlenmesi. ii-Kan bağı, mülkiyet rolü, yöneticilik rolü, çalışan rollerinin karışması. iii-Kişinin zamanını hangi rollere ne kadar ayıracağını bilememesi.

Aile işletmelerinin en büyük problemi aile bireylerinin işletme içinde aldıkları rolleri ile aile içindeki rollerinin zaman zaman birbirine karışmasıdır. Đşletme içinde kurucu girişimci/yönetici ailenin de kurucusu gibi kendini görürü ve aile bireylerini de çalışanı gibi müdahale etmeye başlar

Aile bireylerinin işletme içindeki mülkiyet hakları, yöneticilik rollerinin işletme içinde zaman zaman işletme dışı zamanlarda da ortaya çıkması bireyin etrafındakileri rahatsız edecektir.

Bireylerin işletme içindeki ve işletme dışındaki rollerine ne kadar zaman ayırmaları gerektiği önemli bir sorundur. Çünkü aile ile iş arasındaki dengenin sağlıklı kurulabilmesi bireyin iç huzurunun sağlanmasına neden olacaktır.

2- Aile Bireylerinin Diğer Aile Bireyleri ile Yaşadıkları Çatışmalar. Aile bireyleri arasındaki duygusal ilişkinin neden olduğu çatışmalar doğrudan işletmedeki iş akışına yansır. Bu nedenle en tehlikeli çatışma biçimidir. Çünkü hem işle ilgili bağlar kopar, hem de ailede duygusal bağlar kopar. Đnsanların içlerinde sakladıkları karşı tarafa ait tüm düşünceler ortaya serilir. Bu da insanların kırılmalarına neden olur.

Bu çatışmaların temel nedenleri şunlardır:

i- Đş tanımının ve görev bölümünün aile üyeleri arasında yapılamaması. ii- Đşin geleceğinde etkin olacak varislerin belirlenememesi.

Aile işletmelerinde görevlerin dağılımında sorunların yaşandığı bilinmektedir. Kurucu girişimcilerin sonraki nesillere tecrübelerinin yetersiz olduğu gerekçesi ile güvenmemeleri görev dağılımına engel olmaktadır. Aile bireyleri tarafından diğer aile bireylerine iş yükü vermenin iş emretmek olarak algılanması görev dağılımının yapılamamasına neden olmaktadır.

Aile işletmelerinde kurucu girişimcilerin bir varis belirleyememesi aile bireylerinin arasını açarken, işletmenin zamanla yönetim sıkıntısı içine girmelerine neden olacaktır.

Özellikle varisleri belirlenememiş olan aile işletmelerinde aile bireyleri arasında yetkinin kimde nasıl olacağı, nasıl paylaşılacağının önemli bir sorun haline geldiği görülür.

3- Aile Bireylerinin Profesyoneller ile Yaşadıkları Çatışmalar. Aile bireyleri işi kurup büyüttükten sonraki dönemler aile dışından işi bilen profesyonellere ihtiyaç duyar. Ancak işlerin profesyonellere devredilmesi konusunda çeşitli sorunlar yaşanır. Pek çok aile işletmesi sahibi profesyonellere sorumlulukları kolaylıkla devrettiği ancak yetkilerin devredilmesinde sıkıntı yaşandığı görülmüştür. Aile işletmesini kuran girişimciler yetkilerini bu profesyonellere vermekten kaçınırken, gelecek nesil aile bireyleri işletme içinde yabancıların bulunması ve kendilerinden daha ön planda olmalarını istemedikleri için profesyoneller ile anlaşmakta sorunlar yaşamaktadırlar.

Aile işletmelerinde yaşanan çatışmaların temel nedenleri arasında aşağıdakileri saymak mümkündür:

i- Đşlerin tanımlanamaması. ii- Yetkilerin devredilememesi. iii- Sorumluluğun paylaşılamaması.

iv- Yetersiz profesyonel kişiler ile çalışılması.

Aile bireylerinin profesyonel çalışanlarla iş paylaşımına girmedikleri, her şeyi kendi kontrolleri altında olması gerektiği ve profesyonellere güvenmedikleri bilinmektedir. Bu durumun çalışanları ve yönetimin işlerliğini yavaşlattığı görülmektedir.

Aile bireylerinin profesyonel kişilere yetkileri devretmekten kaçınmaları, her kararı aile bireyi kişinin alması profesyonelleşmeyi engellerken, otonomiyi de zayıflatmaktadır.

Aile bireyleri tarafından işletme ve aile ile ilgili bilgileri aile dışından kişilerle paylaşmak istememesi sorumlulukların profesyonellerle paylaşılmaması önemli bir sorundur.

Profesyonellerle yaşanan sıkıntılar sadece aile bireylerinin profesyonellerin işletme içinde etkin olarak istenmemesinden kaynaklanmamaktadır. Profesyonellerin de sisteme ayak uyduramama, işinde yetkin olmama, aile işletmesinin yapısından kaynaklanan özel durumları dikkate almama gibi profesyonellerin kendilerinden kaynaklanan sorunlar da vardır.

Tüm çatışmalardan avantajlı çıkan tek bir kesim vardır. Onlar da işletmede görev alan çalışanlardır. Yönetimde yaşanan aksaklıklar çalışanların daha verimsiz çalışmalarına neden olur. Kimi zaman çalışanın elinde iş olmaz. Kimi zaman da işi olması gerektiğinden fazladır. Yaşanan aksaklıklara hep bir bahaneleri olur. “Neden böyle oldu?” sorusuna “O böyle istedi.” Cevabı sıklıkla duyulur. Bu da aile işletmesinde faal olarak çalışan aile üyelerini birbirine düşürmeye yeter.