• Sonuç bulunamadı

Açıkça ve Bariz Bir Biçimde İhlalin Olmadığının Görülmes

H. Açıkça Dayanaktan Yoksun Olmama

2. Açıkça ve Bariz Bir Biçimde İhlalin Olmadığının Görülmes

Başvurucunun şikâyeti, kabul edilebilirlikle ilgili bütün biçimsel koşulları taşımasına ve temyiz mercii başvurusu niteliğinde olmamasına rağmen, bireysel başvuruya konu haklardan birinin ihlal edildiğine dair herhangi bir belirti

sunmuyorsa, bu başvuru açıkça dayanaktan yoksun bulunacaktır. Bu nitelikteki bir

başvuruya ilişkin mahkeme doğal olarak başlangıçta şikâyetin esasını incelemekte,

bir ihlal belirtisi bulamadığı takdirde daha fazla ayrıntıya girmeden kabul

edilmezlik kararı vermektedir.90

Burada üç tür şikâyet arasında bir ayrım yapılmalıdır:

a) Her Hangi Bir Keyfilik veya Adil Yargılanma İlkesine Aykırılık İşareti Bulunmaması

Dava konusu olayların ortaya koyulması ve iç hukukun yorumlanması, genel

bir kural olarak, sadece ulusal mahkemelerin ve diğer yetkili makamların işidir.

Anayasa Mahkemesi, ikincillik ilkesi ilkesinin bir gereği olarak derece

mahkemelerinin ve diğer makamların dava konusu olayların ortaya konulması ve iç

hukukun yorumlanması konularında vardıkları sonuçlar ile bu sürecin adil olması

ve keyfi de olmaması koşuluyla bağlıdır.91

Anayasa Mahkemesi, yetkili derece mahkemeleri tarafından a priori olarak

aşağıdaki koşulları taşıyan (ve aksine bir kanıt bulunmayan) bir yargılama sırasında

özü itibarıyla incelenmiş bir şikâyeti, açıkça temelsiz bulabilir:92

– yargılama, iç hukuk hükümleri tarafından bu amaçla yetkilendirilmiş organlar tarafından yapılmış olmalıdır;

– yargılama, iç hukuktaki usul şartlarına uygun olarak yapılmış olmalıdır; – ilgili taraf kendi delillerini ve iddialarını sunma fırsatı bulmuş ve bunlar söz konusu makam tarafından gereği gibi dinlenmiş olmalıdır;

– yetkili organlar, objektif açıdan davanın adil bir çözüme kavuşturulmasıyla alakalı olan olaya ve hukuki soruna ilişkin bütün unsurları dikkate almış olmalıdırlar;

– yargılama, yeterli gerekçelerin verildiği bir kararla sonuçlanmış olmalıdır. Örneğin Anayasa Mahkemesi, bir başvurucunun Askeri Yüksek İdare

Mahkemesinde görev yapan özellikle hâkim sınıfından olmayan üyelerin tümüyle

idareye bağlı olduğu, atamalarının ve seçimlerinin büyük ölçüde idarenin ve

ordunun müdahalesini gerektirdiği, askeri yargıçların statülerindeki bazı

özelliklerin de sorunlu olduğu iddiasıyla bağımsız ve tarafsız bir mahkemede

90 SAĞLAM, s. 232. 91 SAĞLAM, s. 233. 92

yargılanmadığı iddiasıyla adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürdüğü bir başvuru neticesinde; başlangıçta için esasına girerek şu değerlendirmelerde bulunmuştur:

“AYİM'de üye olarak atanan sınıf subayları yönünden ise salt bunların

Genelkurmay Başkanlığınca önerilen üç aday arasından seçilmesi sebebiyle bu

üyelerin bağımsızlığının zedelendiği söylenemez. Sınıf subayı üyelerin nihai atama yetkisi Cumhurbaşkanı'na aittir. Bunların atanmasından sonra, sınıf subayı üyeler,

askeri hâkim üyeler gibi, görevlerini yerine getirirken dış müdahaleye karşı

anayasal güvence altındadırlar. Bu üyeler hâkimlik görevleri süresince askeri veya

idari organlar tarafından görevlerinden alınamazlar. Sınıf subayı üyelerinin en

fazla dört yıllık bir süre ile görev yapmaları, disiplin konularında yukarıda

bahsedilen Disiplin Kuruluna tabi kılınmaları, görev süreleri zarfında idari veya

askeri yetkililerce herhangi bir değerlendirmeye tabi tutulmamaları, idareye karşı

bağımsızlıklarını güçlendirmiştir. AYİM'in bağımsız ve tarafsız mahkeme olmadığına somut gerekçe olarak, başvurucunun iddiasıyla benzer nitelikte olan davaların genel idari yargı ve Danıştay'da kabul edilmesine rağmen AYİM'de

reddedilmesi gösterilmektedir. Başvurucunun bu iddiası içtihat farklılığına ilişkin

olup, tek başına adil yargılanma hakkının ihlali niteliğinde kabul edilemeyeceği

gibi AYİM'in bağımsız ve tarafsız mahkeme olmadığını da göstermez.Somut dava

ile ilgili olarak, sübjektif veya objektif esaslar doğrultusunda AYİM'in tarafsızlığını

kuşkulu hâle koyacak bir durum tespit edilmediği gibi yargılamanın bağımsız ve

tarafsız olmadığına ilişkin bir husus da saptanmamıştır.93”

Anayasa Mahkemesi, bu tespitler ışığında verdiği kararında yargılama, iç

hukuk hükümleri tarafından bu amaçla yetkilendirilmiş organlar tarafından

yapılmış olduğu yönündeki iddiayla ilgili olarak açık bir ihlal tespit edemediğinden, başvurucunun bu yöndeki iddialarını 'açıkça dayanaktan yoksun' bulmuştur.94

b) Amaçlar ile Araçlar Arasında Orantısızlık Görüntüsü Bulunmaması

Başvurucunun dayandığı bireysel başvuruya konu hakkın mutlak olmadığı, AİHS, Anayasa veya Kanunlar ile açıkça sınırlamalara tabi olduğu hallerde,

Anayasa Mahkemesi, başvuruya konu müdahalenin orantılı olup olmadığını

değerlendirmek durumundadır. Bu değerlendirmeyi yaparken Anayasa Mahkemesi, Anayasanın 13. maddesinde düzenlenen Temel Hak ve Hürriyetlerin Sınırlandırılması ve Anayasanın 15. maddesinde düzenlenen Temel hak ve

93 Başvuru Numarası: 2012/1334, Karar Tarihi: 17.09.2013.

94 Aynı doğrultuda bir başka karar için bkz. Başvuru Numarası: 2012/1061, Karar

Hürriyetlerinin Kullanılmasının durdurulması başlıklarında yer alan şartların sağlanıp sağlanmadığını göz önünde bulundurmalıdır.

Başvuru konusu hakkı sınırlandıran müdahalenin bu iki maddedeki şartları sağlanması durumunda, müdahalenin Anayasaya uygun olduğu varsayılır.

Anayasa Mahkemesi ayrıca müdahalenin AİHS’ne uygun olup olmadığının

da değerlendirmesini yapmalıdır. Bu değerlendirmeyi yaparken,

“- Müdahale yeterince erişilebilir ve öngörülebilir bir “hukuk”a göre mi yapılmıştır?

- Eğer öyle ise, müdahale sınırlı sayıda gösterilen “meşru amaçlar”dan en

azından birini izlemekte midir? (meşru amaçlar listesi maddeye göre biraz değişmektedir).

- Eğer öyle ise, müdahale bu amacı gerçekleştirmek için “demokratik bir

toplumda gerekli” midir?”

sorularına cevap aramalıdır. Bu üç sorunun cevabının da olumlu olması

durumunda müdahalenin Sözleşmeye uygun olduğu varsayılır.95

Anayasa Mahkemesi, başvurunun ilk incelemesinden sonra yukarıda sözü

edilen koşulların bulunduğuna ikna olacak olursa ve olayın bütün şartları içinde

müdahalenin izlediği amaçlar ile kullanılan araçlar arasında açık bir orantısızlık

yoksa, söz konusu başvurunun açıkça dayanaktan yoksun bulunması sebebiyle

kabul edilemeyeceğine karar vermelidir.

c) Esasa İlişkin Göreceli Basit Diğer Sorunlar

Anayasa Mahkemesi, yukarıda değinilen durumlara ek olarak, esasa ilişkin

gerekçelerle başvuruya konu hakkın ihlal edildiği görüntüsü bulunmadığına ikna

olursa, başvuruyu açıkça dayanaktan yoksun bulabilir. Bunun için Anayasa

Mahkemesinin davadaki olayları ve konuyu çevreleyen tüm olayları uzun ve

ayrıntılı bir şekilde incelemesi gerekebilir.96

Benzer Belgeler