sorgulama dogmatizminin, üniversitelerin her yanında ve
hatta edebiyat camiasında yardakçılar misali birbirine göz
kırptığını görebilirsiniz. Kesinliğin bu toptan yokluğu sür
düğü sürece, postınodem düşünürler arasındaki hiçbir eleş
tiri çok radikal boyutlara çıkmaz. Bugün, herhangi bir tereddütsüz olumlama skandal olarak görülürken yüzyıl önce asice ve patırtılı olumsuzlamalar skandal olarak ta
nımlanırdı.
Hiçbir toplumsal düzen, kendisini uzun bir süre hiçbir şeyin doğru olnıadığı düşüncesine dayandıramaz. Ama her düzen
sağlama alınmak
zorundadır. Günümüzde, "güvenlik" fıkrini hemen hemen her şeye uygulama merakı, insan
ların boyun eğmeye hazır olmadığı bir ideal düzeni mekan, davranışlar ve hatta bizzat insanla sıkı sıkı ilişkilendirme projesinin bir dışa vurumu. "Hiçbir şey doğru değil" demek, dünyayla ilgili hiçbir şey ifade etmiyor ama Batı 'nın gerçek algısıyla ilgili her şeyi söylüyor. Batı için doğru, kişilerin veya şeylerin değil onların temsillerinin bir niteliğidir. De
neyimle uyum sağlayan bir temsil doğru sayılır. Bilim, son tahlilde bu evrensel doğrulamanın imparatorluğudur. En ca
hilinden en eğitimlisine kadar insanın bütün davranışları, kabaca formüle edilmiş gerçeklerin üzerine kurulmuştur ama pratikte şeyler ile şeylerin temsilleri ayırt edilemez hale geldiğinden Batılı anlayışın dışladığı bir hakikat ölçüsü günlük hayata dahil olmaktadır. Biz Batılıların "gerçek in
sanlar" hakkında konuştuğu olur ama sadece onları alaya almak istiyoruzdur. Batılıların sömürdükleri insanlarca ya
lancı ve
iki
yüzlü olarak görülmesinin nedeni budur.Sahip oldukları
ve teknolojik gelişmişlikleri nedeniyle kıskanıldıklan halde
insani yönleri
söz konusu olduğunda durumun hiç de böyle olmamasının, haklı olarak hor görülmelerininnedeni budur. Eğer doğıuyla ilgili fikirlerin itibarı çoktan sarsılmamış olsaydı Sade, Nietzsche ve Artaud okullarda öğretilmezdi. İster istemez açığa çıkan tüm olumlamalan sınırlandırmak bütün kesinlikleri devre dışı bırakmak: Batı zekasının uzun süredir verdiği emeğin ürünü. Polis ve fel
sefe bu amaca yönelik araçlar, görünüşte farklı olsalar da burada çakışıyorlar.
Tabii, bu görecelik emperyalizmi her tür boş dogma
tizmde, Marksizm ve Leninizm'de, Selefılik'te ya da Neo
Nazizim' de kendisine uygun birer düşman buldu: Batılılar gibi olumlamayla provokasyonu birbirine karıştıran herkes.
Bu noktada, karşı kgrşıya olduğumuz şeyin bir toplum krizi değil, bir medeniyetin tükenişi olduğunu görmezden gelen her türlü katı toplumsal mücadele, onun varlığını sür
dürmesini sağlayan bir suç ortağına dönüşür. Medeniyeti kurtarma gibi boş bir umuda kapılanlar için toplumu eleş
tirmek çağdaş bir strateji haline geldi.
Yani sırtımızda bir tabutla geziyoruz ama �ndan öyle kolayca kurtulmak mümkün değil. Medeniyetin sonunun gelmesinden, beyin ölümünün gerçekleşmiş olmasından herhangi bir beklentimiz yok. Böyle bir şey sadece tarihçi
lerin ilgisini çekebilir. Ama
bir olgu
bu ve birkarara
varmamız gerek. Gerçeklerin üzeri örtülebilir ama karar siyasi bir şeydir. Medeniyetin ölümüne karar vermek, ardından bunun
nasıl
gerçekleşeceği sorununu çözmek: Ancak bir karar sayesinde bu cesetten kurtulabiliriz.İŞE
KOYUL!
Artık bir isyanın nasıl başlayabileceğini bile bilmiyoruz.
Tarihsel kabannaların önlenmesiyle, yatıştırılmasıyla geçen altmış yıl, demokrasi anestezisiyle ve olayların kontrol al
tında tutulmasıyla altmış yıl gerçekle ilgili algımızı ve sür
mekte olan savaşla ilgili duyularımızı uyuşturdu. İşe bu algının canlandırılmasından başlamalıyız.
Perben
111
gibi anayasaya açıkça aykırı düzenlemeler karşısındaiçerlemenin
hiçbir anlamı yok. Yasal çerçevenin tamamen yerle bir edilişini yasal olarak protesto etmek abesle iştigaldir. Örgütlenmeliyiz.Şu ya da bu yurttaş grubuna, aşın solun şu ya da bu çık
maz sokağına veya son kurulan yasal mahalli organizasyona
meyletmenin
hiçbir anlamı yok. Mevcut düzenle mücadele ettiğini öne süren her örgüt, minyatür devletlerin biçimini, adetlerini ve dilini taklit ediyor. Şimdiye kadar hiçbir "farklı politika yapma" hamlesi devletin kollarının sonsuzca yayılmasına yardım etmekten öteye geçemedi.
Günlük haberlere
tepki vermenin
bir anlamı yok. Bunun yerine her haberi, düşmanın deşifre edilmesi gerekenstra-1 Fransa' da 2004 yılında çıkan "organize suçlar" ve "görevi ihmal" suç
larını kapsayan ve mahkeme görülmeksizin cezalandırmaya olanak veren terörle mücadele yasası.
tejik bir manevrası, belli başlı tepkiler ortaya çıkarmak için girişilen operasyonlar olarak görmeliyiz. Bu haber kırıntı
larının içindeki gerçek bilginin tam da bu operasyonlar ol
duğu görülmelidir.
Ani bir saldırının, devrimin, nükleer kıyametin gerçek
leşmesini veya toplumsal bir hareketin ortaya çıkmasını
beklemenin
hiçbir anlamı yok. Felaket gelmiyor, çoktan gelmişti zaten. Çöküş halindeki bir medeniyetin içinde çoktan yerimizi almış durumdayız. Tarafımızı belirlemek zo
runda olduğumuz bu gerçekliğin içinde felaket.
Beklemekten vazgeçmek, şu ya da bu şekilde, isyan mantığına bürünmek demektir. Kapıldıkları dehşet nede
niyle liderlerimizin seslerinin titrediğini bir kez daha duy
manın zamanı geldi. Çünkü yönetmek, kalabalığın seni ipe çekeceği anı bin bir hokkabazlıkla geciktirme çabasıdır;
devletin bütün yapıp ettikleri, halkın üzerindeki kontrolü elden bırakmamaktan öte bir amaç taşımaz.
Yola çıkış noktamız uç noktada bir yalıtılmışlık ve de güçsüzlük. Bir isyan hali en baştan inşa edilmeli. Hiçbir şey bir isyan kadar ihtimal dışı görünmüyor olabilir, onun için hiçbir şey daha zorunlu da değil.
BİRBİRİNİZİ BULUN