• Sonuç bulunamadı

163 Şekil 2. Kanıtlanmış petrol rezervi açısından en zengin 10 ülke6

Effects of Russian Federation’s Energy Policy on Security and Cooperation in South Caucasus

163 Şekil 2. Kanıtlanmış petrol rezervi açısından en zengin 10 ülke6

Rusya için, enerji, iç istikrarın sağlanmasında önemlidir.

Rusya’nın bütçesinin yaklaşık yarısını enerji satışından elde edilen gelirler oluşturmaktadır. Bu maksatla zengin petrol kaynaklarına yakın olan ve önemli petrol nakil hatlarının üzerinde olan Dağıstan, Çeçenistan gibi farklı etnik grupların yaşadıkları yerlerde istikrarın sağlanması, Rusya için hayati önem taşımaktadır. Bundan dolayı, Rusya, bu bölgelerde büyük ekonomik yatırımlarda bulunarak bölge halkının refahı artırmakta ve devlete olan bağlılıklarını tesis etmektedir.

Enerji, Rusya’nın en önemli dış politika ve güvenlik araçlarından bir tanesidir. Rusya ürettiği gazın yarısını ihraç etmektedir. Rusya, arka bahçesi olarak gördüğü eski Sovyet ülkelerini Sovyetler zamanında enerji nakil hatları aracılığıyla kendisine bağımlı hâle getirmiştir. Bu ülkelerin enerji kaynakları uzun bir süre Rusya

Holders of Natural Gas, http://www.eia.gov/countries/cab.cfm?fips=ir. (Erişim Tarihi:

04.02.2014).

6 U.S. Energy Information Agency Resmî İnternet Sayfası, “Largest Proven Reserve Holders of Oil”, http://www.eia.gov/countries/cab.cfm?fips=ir. (Erişim Tarihi:

04.02.2014).

164

üzerinden Avrupa pazarına ulaştırılmıştır. Rusya, bölgedeki enerji üzerine olan tekelini kaybetmek istememektedir. Bundan dolayı Nabucco, TAP, TANAP gibi projelere karşı çıkmaktadır. Rusya’nın bu politikasının amaçlarından bir tanesi de enerji konusunda AB üzerindeki etkisini devam ettirmektir. Eski Sovyet ve Doğu Bloku ülkelerinin büyük bir bölümü, hâlihazırda enerji konusunda Rusya’ya bağımlı durumdadır ve Rusya bunu devam ettirmeyi arzulamaktadır.7 Batı Avrupa ülkeleri de doğal gaz konusunda al veya öde şeklinde yapılan anlaşmalar neticesinde Rusya’ya kendilerini bir nebze bağımlı hâle getirmişlerdir.

Rusya, ihraç ettiği gazın %50’sini AB’ye, % 30’u kadarını da BDT ülkelerine satmaktadır. AB tükettiği gazın %34’ünü, petrolün ise

%25’i kadarını Rusya’dan almaktadır.8 AB’nin Rusya ile enerji bağlantısı, Sovyetlerin Doğu Avrupa’da etkili olması ve buralarda inşa ettiği boru hatları üzerinden olmaktadır. Doğu Avrupa ülkeleri bir anlamda böylece Rusya’ya enerji yönünden bağımlı hâle getirilmiştir.

Rusya’nın Doğu Avrupa ve Kafkas devletlerine enerji konusunda uyguladığı politikalar her ne kadar uzun bir geçmişe sahip olsa da Putin’in başa geçmesiyle daha sistematik bir hâl almıştır. Putin’in bölge üzerindeki enerji politikası, kendisinin doktora tezinde de belirttiği üzere, bölge enerji kaynaklarının merkezi stratejik bir planlama dahilinde dış piyasaya arzıdır.9 Putin bunun Rusya’nın ekonomisini geliştirerek tekrar dünya gücü haline dönüşmesi için bir şart olarak görmektedir. Rusya’nın enerji kaynakları bu hedefin gerçekleşmesi ve dünya güç dengesinin yeniden tesis edilmesi için büyük fırsat sunmaktadır.

Rusya, Avrupa ve eski Sovyetler Birliği devletleri üzerinde enerji konusundaki etkisini devam ettirmek için nakil hatları üzerinde

7 Jim Nichol, A.g.m. p. 32.

8 Jim Nichol, A.g.m. p. 32.

9 Stefan Bouzarovski ve Mark Bassin, “Energy and Identity: Imagining Russia as a Hydrocarbon Superpower”, Annals of the Association of American Geographers, 2011, 101:4, 783-794, p. 788.

165 tam kontrol sağlamayı hedeflemektedir. Bu maksatla, Rusya, Beyaz

Rusya üzerinden Avrupa’ya ulaşan doğal gaz nakil hattını Beyaz Rusya’ya sattığı doğal gazda indirim yapma karşılığında satın almıştır.

Rusya, Ukrayna’dan Avrupa’ya uzanan nakil hatlarının da kontrolünü eline almak istemesine rağmen, Ukrayna’nın Avrupa Enerji Topluluğu’na üye olması ve Avrupa Enerji Sözleşmesinin bir devletin hem doğal gaz hem de nakil hatları üzerinde tekel oluşturmasını yasaklaması nedeniyle bunu gerçekleştirememiştir.10

Rusya enerjiyi kendi güvenliğini sağlama açısından da bir araç olarak görmektedir. Örneğin Rusya 2008 yılında Çek Cumhuriyeti’ni ABD’nin füze savunma planını desteklemesi nedeniyle gaz akışını durdurmakla tehdit edebilmiştir.11

Rusya’nın Kafkasya Politikası

Dünyanın zengin doğal gaz ve petrol kaynaklarının bulunduğu bölgelerden biri olan Kafkasya, dünya enerji üretimi üzerinde önemli bir yerdedir. Hazar enerji kaynaklarının dünyaya açılan kapılarından biri olması da, Kafkasya’yı uluslararası enerji politikası açısından önemli bölgelerden biri yapmaktadır. Kafkasya, Avrupa ve Asya arasındaki ana hava ve kara ulaşım yollarının bağlantı noktalarından biridir.12 Jeopolitik öneminden dolayı bu bölge; Rusya’nın Yakın Çevre, ABD’nin Büyük Orta Doğu ve AB’nin Genişlemiş Avrupa projelerinin de içerisinde bulunmaktadır. Her ne kadar Sovyetler Birliği’nin yıkılmasının hemen sonrasında Rusya’nın bölgeye olan ilgi ve etkisi azalmış olsa da, 1992 yılı sonlarından itibaren Rusya, Kafkasya’ya yönelik olarak yakın çevre stratejisi ekseninde politika geliştirmiştir. Böylece, Kafkasya’da yeniden etkin olmaya başlamıştır.

Putin’in 2000 yılında devlet başkanı seçilmesi sonrasında, özellikle

10 Jim Nichol, A.g.m., p.34.

11 USA Today Resmî İnternet Sayfası “Russian oil slows to Czechs after accord with US”, http://usatoday30.usatoday.com/news/world/2008-07-11-350680246_x.htm.

(Erişim Tarihi: 07.02.2014)

12 Brenda Shaffer, “Foreign Policies of the States of the Caucasus: Evolution in the Post-Soviet Period”, Uluslararası İlişkiler, Vol: 7, Issue: 26, Summer 2010, 51-65, p. 54.

166

NATO’nun 2004 yılındaki genişlemesine de tepki olarak, Rusya Kafkasya’ya yönelik olarak yeniden güç politikası izlemeye başlamıştır.13

Rusya’nın Kafkasya üzerindeki politikasının ana hatlarını güvenlik ve enerji konuları oluşturmaktadır. NATO ve bu örgütün en önemli iki unsuru olan ABD ve AB’nin, Kafkasya’da etkinliklerinin artması, Rusya tarafından güvenliğine bir tehdit olarak görülmektedir.

Bunun yanında Rusya, bölge enerji kaynakları üzerindeki etkinliğini kaybetmek istememektedir. 2008 yılındaki Gürcistan Savaşı’yla, Rusya, bölge hakkında en önemli söz sahibi olduğunu göstermiştir. Bu savaş, diğer devletleri Rusya’nın bölge üzerinde politikaları ile çatışan bir tutum sergilemelerini de bir nebze engellemiştir.

ABD, Güney Kafkasya’yı Afganistan’daki harekâtını desteklemek maksadıyla güvenlik konusunda stratejik olarak değerlendirmektedir. Ancak, Rusya’nın bölge üzerindeki etkinliği, ABD’nin Kafkasya’ya olan güç aktarımının sınırlı düzeyde olmasına neden olmuştur. 2008 yılında Rusya’nın Gürcistan’ı işgali sırasında, ABD müttefiki olan Gürcistan’a destek sağlamak, Rusya’yı işgalden caydırmak ve geri döndürmek istese de, bölge ile ilintili gücünün (relative power) az olmasından dolayı bunu başaramamıştır. ABD, Rusya’ya kıyasla çok daha güçlü bir devlet olsa da; Güney Kafkasya’da Rusya, bölge ile ortak bir tarihe sahip olma ve aynı coğrafyada bulunmanın sağladığı avantajla ABD’ye kıyasla çok daha fazla ilintili güce sahiptir.14 Rusya, bölge üzerinde güvenlik ve enerji konusundaki etkinliğini bu gücü sayesinde devam ettirmektedir.

Kafkasya devletlerinin Rusya’ya yönelik politikalarına baktığımızda ise, Sovyetler Birliği çatısı altında uzun bir süre birlikte bulunan üç Kafkas devletinin politikalarının birbirlerinden büyük farklılıklar gösterdiğini görmekteyiz. Ermenistan’ın, Rusya ile dış politikasını ortak güvenlik oluşturmaktadır. Buna göre, Rusya’nın

13 Habibe Kader, “Rusya’nın Transkafkasya Politikası ve Türkiye’ye Etkileri”, Orta Asya ve Kafkasya Araştırmaları Dergisi, 2008, 215-221, s. 215-16.

14 Brenda Shaffer, A.g.m., p. 54.

167