• Sonuç bulunamadı

Şahin, “kartalgillerden, Avrupa ve Asya’nın dağ, orman ve çalılıklarında yaşayan, 50-55 santimetre uzunluğunda yırtıcı bir kuş (Buteo buteo)” olarak

tanımlanmaktadır.354

“Yırtıcı uçarlardan olan şahin, yakalanarak evcilleştirilir ve av

kuşlarını avlamada kullanılır.”355

Yırtıcı bir kuş olarak bilinen şahin, diğer kuşları avlayabilen bir kuş türüdür. Şahin, cesaretin, kahramanlığın, yiğitliğin sembolüdür. Oğuz beyleri diğer kuşları avlarken şahini kullanırlardı. Dede Korkut Kitabı’nda şahin ve şahin kuş şeklinde geçmekte olan sözcük, hikâyelerde toplam 13 kere yer almıştır. Bunların 11’i gerçek anlamda iken, 2’si mecaz anlamda yer almıştır.

Eyuboğlu sözcüğü Farsça şâhin (doğan) şeklinde ifade eder. Ayrıca terazi kolu,

terazi dilciği anlamında Türkçede şahan biçiminde de söylendiğini ifade eder.356

Kaçalin, sözcüğü ˝< Fa. şah+bāz ‘kral kuş, kuşların kralı’, uçan, çevik olarak ifade etmiştir.357

354

TDK, Türkçe Sözlük, Ankara, 2011, s. 2196.

355 Servet Karçığa, "Dede Korkut Kitabı’nda Hayvanla İlgili Kelimelerin Tasnifi", Teke Dergisi, 5(1), 2016, s. 17.

356 İsmet Zeki Eyuboğlu, Türk Dilinin Etimoloji Sözlüğü, İstanbul, 1988, s. 299. 357

Şâhin Farsça şāhīn sözcüğünden gelmektedir.358

“Şahin yalnızca avcı bir kuş olarak değil, Oğuz İli’nin düşmana saldırışını anlatmak için de yararlanılan bir unsur olarak görünür: Begil oğlu Emren hikâyesinde Emren için şahan gibi kâfirin boğazın ele

aldı denir; Salur Kazan rüyasında yumruğunda talbınan şahini görür.”359

Şahin sözcüğü hayvan adı anlamının yanında mecaz anlamda da karşımıza çıkabilir. Mesela sert ve keskin bakışlı kişiler için ˝şahin bakışlı˝ ifadesi kullanılmaktadır. Şahin keskin bakışıyla bilinir. Şahine ait olan bu keskin bakış özelliği insana verilmektedir. İnsanın bakışı şahinin bakışına benzetilmektedir.

Şahin sözcüğü, hikâyelerde yapım eki ve isim çekim eklerini alarak yer almıştır. Yapım Eki:

İsimden İsim Yapan Yapım Eki: 1 kez yer almıştır. şahin+ci (11.3.) İsim Çekim Ekleri:

İyelik Eki:

1. tekil şahıs iyelik eki: 1 kez yer almıştır. şahin kuş+ım+ı (2.100.), şahin kuş+um+a (2.320.)

2. tekil şahıs iyelik eki: 1 kez yer almıştır. şahin+üñ. Çokluk Eki: 1 kez yer almıştır. şahin+ler+i (11.3.) Hâl Eki:

Yalın hâl: 6 kez yer almıştır. şahin (2.100., 4.187., 6.367., 9.284., 11.2., 11.6.) Tamlayan durum eki /+In, +nIn/: 1 kez yer almıştır. şahin+üñ (6.252., 11.8.) Belirtme durum eki /+I/: 3 kez yer almıştır. şahin kuşımı (2.100.), şahin+i (11.6.), şahin+ler+i (11.3.)

Yaklaşma durum eki /+A/: 1 kez yer almıştır. şahin kuşuma (2.320.) Biz Dede Korkut’ta şahinin geçtiği cümleleri ele alalım.

Salur Kazan’ın Evinin Yağmalanması Destanı;

1. Bilür-misin ḳarındaşum Ḳara Göne düşümde ne görindi, ḳara ḳayġulu vākıʿa gördüm yumruğumda ṭalbınan şahin benüm ḳuşımı ölür gördüm. (Ergin, 1994: 99)

358 İlhan Ayverdi - Ahmet Topaloğlu, Türkçe Sözlük, İstanbul, 2007, s. 992. 359

[Biliyor musun kardeşim Kara Göne rüyamda ne göründü, kara kaygılı rüya gördüm, yumruğumda çırpınan benim şahin kuşumu ölüyor gördüm. (Ergin, 2009: 41,42)]

2. Yumruğumda ṭalbınanda şahin ḳuşuma yazuḫ. (Ergin, 1994: 109) [Yumruğumda çırpınırken şâhin kuşuma yazık. (Ergin, 2009: 50)]

Şahin sözcüğünün geçtiği bu cümlelere baktığımız zaman birinci cümlede Kazan, rüyasında şahin kuşunun öldüğünü görür. Cümlenin devamında ise daha birçok felâketin olduğunu gördüğü ifade edilmektedir. Şahinin ölmesi Kazan’a düşmanlık geleceğinin habercisidir. Hikâyeye baktığımız zaman da bunun böyle olduğunu görüyoruz. Kazan’ın üzerine kâfir gelmiş ve Kazan’ın tüm malını yağmalamışlardır. Ayrıca Kazan’ın diğer kuşları avlamasındaki yardımcısı şahinidir. Bu kuş aynı zamanda Kazan’a cesaret verir. Şahin Oğuz beylerinin gücüne güç katıp onlara cesaret vererek beylerin kahramanlıklarına, yiğitliklerine bir simge olmuştur. İkinci cümlede de şahinin Kazan’ın yumruğunda çırpınması, Kazan’ın içinde bulunduğu zorluğa işaret etmektedir. Şahin sözcüğü bu iki cümlede de hayvan adı anlamında olup gerçek anlamlıdır.

Kazan Bey’in Oğlu Uruz Bey’in Esir Düştüğü Destan;

3. Ṣanasın-kim ṭar yolda ṭolu düşdi, ya ḳara ḳazuñ içine şahin girdi. (Ergin, 1994: 161)

[Sanki dar yolda dolu düştü veya kara kazın içine şâhin girdi. (Ergin, 2009: 98)]

Bu cümleye baktığımızda şahinin diğer kuşlara saldırıp onları avladığını görüyoruz. Cümlenin öncesinde Uruz’un kâfiri dağıttığı ifade edilmiştir. Nasıl ki şahin avını bir hamlede yırtıcı bir şekilde kapıp alıyorsa, Uruz da kâfiri şahin gibi cesaret göstererek yiğitçe dağıtmıştır. Uruz’un yaptığı hareket şahinin yaptığı harekete benzetilmiştir. Şahin hayvan adı anlamıyla yer almıştır.

Kanlı Koca Oğlu Kan Turalı Destanı;

4. Ḳarşuña ala ḳaz geldi şāhinüñ atmaz-mısın (Ergin, 1994: 192) [Karşına alaca kaz geldi şahinini atmaz mısın (Ergin, 2009: 133)]

5. Bir bölük ḳaza şahin girmiş kibi kāfire at ṣaldı, bir uçından ḳırup kāfiri ol bir uçına çıḳdı. (Ergin, 1994: 195)

[Bir bölük kaza şahin girmiş gibi kâfire at sürdü. Bir ucunda kırıp kâfiri öbür ucuna çıktı. (Ergin, 2009: 138)]

Gerçek anlamıyla kullanılan şahin sözcüğü, her iki cümlede de yırtıcılığıyla ön plandadır. Dördüncü cümlede yine şahinin diğer kuşları avladığını, Oğuz beylerinin kuş avlamadaki yardımcılarının şahin olduğunu görüyoruz. Beşinci cümlede ise tıpkı üçüncü cümledeki gibi bir benzetme unsuruyla karşılaşıyoruz. Bir önceki cümleden hareketle kâfire at sürenin Selcen Hatun olduğunu görüyoruz. Yine şahinin bir hamlede kaza saldırması gibi Selcen Hatun da kâfire saldırmıştır. Onun bu hareketi kahramanca, cesurca değerlendirilmiş olup Selcen Hatun şahine benzetilmiştir.

Begil Oğlu Emren’in Destanı;

6. Ṣıçrayup şahin kibi kāfirüñ boğazın ele aldı. (Ergin, 1994: 224) [Sıçrayıp şahin gibi kâfirin boğazını eline aldı. (Ergin, 2009: 176)]

Şahin benzetme unsuru olarak karşımıza çıkmıştır. Şahin avını yakalarken kurbanının hassas bölgesi olan boynundan tutar ve öyle yakalar. Böylece onu savunmasız hâle getirmesi daha kolay olur. Baktığımız zaman Emren de kâfiri tıpkı bir şahin gibi boynundan tutarak savunmasız bırakmıştır. Şahin kahramanlığın, cesaretin, mertliğin sembolüdür. Emre de karşımıza cesur, kahraman, mert bir yiğit olarak çıkmaktadır. Şahin sözcüğü benzetme ögesi olarak kullanılmıştır ve anlam mecazlaşmıştır.

Salur Kazan’ı Oğlu Uruz’un Tutsaklıktan Çıkardığı Destan;

7. Meger ḫanum Ṭırabuzan teküri bigler bigi olan Ḫan Ḳazana bir şahin göndermiş-idi. (Ergin, 1994: 234)

[Meğer Hanım Tırabuzan tekürü beyler beyi olan Han Kazan’a bir şahin göndermişti. (Ergin, 2009: 191)]

8. Bir gice yiyüp içüp oturur-iken şahinci başına aydur. (Ergin, 1994: 234) [Bir gece yiyip içip otururken şahinci başına der. (Ergin, 2009: 191)] 9. Mere ṣabaḥ şahinleri al, ḫalvetçe ava binelüm didi. (Ergin, 1994: 234) [Bre yarın sabah şahinleri al, tenhaca ava binelim dedi. (Ergin, 2009: 191)] 10. Ḳazan şāhini ṣaldı. (Ergin, 1994: 234)

11. Alımadı, şahin pervaza ağdı. (Ergin, 1994: 234) [Alamadı, şahin havalandı. (Ergin, 2009: 191)]

12. Gözlediler, şahin Ṭomanın Ḳalʿasına indi. (Ergin, 1994: 234) [Gözetlediler, şahin Toman’ın Kalesi’ne indi. (Ergin, 2009: 191)] 13. Şāhinüñ ardına düşdi. (Ergin, 1994: 234)

Bu cümlelere bakıldığı zaman sözcüğün gerçek anlamıyla kullanıldığını görüyoruz. Fakat kelime sekizinci cümlede hayvan adı anlamının dışına çıkıp -CI yapım ekini almış ve bir insan kastedilmiştir.

Şahinci, padişahın avda kullanacağı şahinleri besleyip bakmakla görevli

kimsedir.360 Kelime burada hayvan adı anlamında çıkmıştır. Görüyoruz ki Oğuz beyleri

şahinlerinin bakımı ile özel olarak ilgilenilmesini istemişler ve bu sebeple bu insanları görevlendirmişlerdir. Bu da bize şahine verdikleri önemi gösteriyor. Yine cümlelere baktığımızda şahinin av için vazgeçilemez bir yardımcı olduğunu görmekteyiz.

Benzer Belgeler