• Sonuç bulunamadı

C. Tecsim

I. BÖLÜM

1.2. Şah İsmail Hatâyî’nin Şiirlerinde Tenâsüh

Alevi / Bektaşi anlatı, şiir, deyiş ve duvazlarında genişçe yer verilen tasavvuf unsurlarından birisi de dilimizdeki karşılığı ruh göçü olan tenasüh inancıdır. Tenasüh inancına göre ruh ölümsüzdür ve sürekli bir göç halindedir. Alevi / Bektaşi şiirlerindeki tenasüh inancına göre Hz. Ali’nin ruhu, Hacı Bektaş Veli’nin bedeninde var olmuştur. Yani Alevi ve Bektaşilere göre ruh ölümlü değildir. Ölen kişinin ruhu yeniden bedenleşeceği günü beklemektedir. Döngü bu şekilde devam etmektedir. Bu hareketlilik sadece insanlar arasında geçekleşmemekle beraber, Hz. Ali’nin aslan kisvesine bürünmesi, Hacı Bektaş’ın güvercin donuna girmesi bu duruma örnek olarak verilebilir.

Ruhun ölümsüz olduğunu inanan Alevi ve Bektaşi topluluklar belki de bu sebepten dolayı öldü kelimesini kullanmak yerine don değiştirdi, sır oldu gibi ifadeleri kullanmaktadırlar. Şah İsmail Hatâyî’de tenasüh inanışını şiirlerinde sık sık kullanmıştır. Bu şiirlerden örnekler şu şekildedir:

Fâ’ilâtün Fâ’ilâtün Fâ’ilâtün Fâ’ilün

Hem senün ta’rifün itdi hem Alinün ol İlâh

Nişe kim sen Mustafâ ol Murtazadur ya Nebi (Macit, 2017: 235)

İkinci dizedeki Mustafâ ol Murtazadur ya Nebi sözleri ile Hatâyî; Hz. Muhammed ile Hz. Ali’yi aynılaştırmaktadır.

Mefâ’îlün mefâ’îlün fe’ûlün

Ezelden tâ ebed Haydar gelüpdür

62 Hatâyî, babasının ta ezelden dünyaya gelip ruhunun sürekli beden değiştirerek ebediyete kadar da yaşayacağını belirterek şiirinde tenasüh inancını kullanmaktadır.

Mefâ’îlün mefâ’îlün fe’ûlün

Menüm bu tendeki canım Alidür

Menüm hem din ü imanum Alidür (Macit, 2017: 301)

Menüm bu tendeki canım Alidür dizesinde tenasüh inancı açıkça karşımıza çıkmaktadır. Hatâyî burada ruh göçü sonucu bedenine Hz. Ali’nin intikal ettiğini belirtmektedir.

Mefâ’îlün mefâ’îlün fe’ûlün

Menem bir ten veli canum Alidür Damarumda gezen kanum Alidür …

Bu söz Ali sözidür ey Hatâyî

Menüm bu sözde üstâdum Alidür (Macit, 2017: 302)

İlk beyitteki Menem bir ten veli canum Alidür / Damarumda gezen kanum Alidür dizeleriyle Hatâyî, Hz. Ali’nin ruhunun kendi bedeninde olduğunu ve damarındaki kanların da Hz. Ali’nin olduğu, Hz. Ali’nin ruhunun Hatâyî’nin ruhuna göç ettiği belirtilmektedir. İkinci beyitte de aynı durum devam etmektedir. Söylediği sözlerin aslında Hz. Ali tarafından söylendiğini belirten Hatâyî, Hz. Ali’yi üstadı olarak nitelendirmektedir.

Fâ’ilâtün Fâ’ilâtün Fâ’ilâtün Fâ’ilün

Girdi Âdem donına özini bildürmeklige Âdemün cismindeki rûh-ı revânı şâhdur …

Âdeme cümle melâyikler ki secde kıldılar

Bildiler ki Âdemin cisminde canı şâhdur (Macit, 2017: 375) Özünü bildirmek için Âdem donuna girdi

63 Adem’in bedenindeki ruh Hz. Ali’dir

Ademe meleklerin hepsi secde kıldılar

Onlar biliyordu ki Adem’in bedenindeki can Hz. Ali’dir.

Adem’in bedenindeki ruh Hz. Ali’dir ve Bildiler ki Adem’in bedenindeki ruh Hz. Ali’dir dizelerinden hareketle Hz. Ali’nin ruhunun insan bedenine intikal ettiğini belirten Hatâyî şiirinde ruh göçüne yer vererek Hz. Ali’nin ruhunun göç halinde olduğunu vurgulamaktadır.

Fâ’ilâtün Fâ’ilâtün Fâ’ilâtün Fâ’ilün

Girdim âdem cismine kimsene bilmez sırrımı

Men bu beyitu’llah içinde tâ ezelden var idüm (Macit, 2017: 439)

Fâ’ilâtün Fâ’ilâtün Fâ’ilâtün Fâ’ilün

Biz ezelden tâ ebed meydana gelmişlerdenüz

Şâh-ı Merdân ışkına merdâna gelmişlerdenüz (Macit, 2017: 380)

Mefâ’îlün mefâ’îlün fe’ûlün

Ezelden gelmişem şâh emri ilen

Sagınmagıl cihana şimdi geldim (Macit, 2017: 446)

Hatâyî yukarıdaki beyitlerde dünyaya şah emri ile çok önceden geldiğini ve ruhunun sürekli kalıp değiştirdiği belirtmektedir. Buradaki şahın Hz. Ali olduğu düşünülmektedir.

Fâ’ilâtün Fâ’ilâtün Fâ’ilâtün Fâ’ilün

Gah Hüseyni vü Nesimi gibi soydı kadılar

Gah Mansur donına girdüm ene’l-Hak dar idüm (Macit, 2017:439) Gah Hüseyin ve Nesimi gibi soydu kadılar

64 Ene’l-Hak diyen Hatâyi bu beyitlerin de Hüseyin, Nesimi ve Mansur’un bedenlerine göç ettiğini söyleyerek tenasüh inancına yer vermiştir.

Mefâ’îlün mefâ’îlün fe’ûlün

Özi bülbül olup gül-zâra girdi Meni der-bend-i hicrân eyleyen şâh …

Ene’l-Hak çağıran Mansur donında

Yine Mansunı uryan eyleyen şâh (Macit, 2017: 505)

İlk beyitin birinci dizesinde özi bülbül olup gül-zâra girdi diyen Hatâyî ikinci dizede şah olarak bahsettiği Hz. Ali’nin bülbül donuna bürünerek gül bahçesine girdiğini belirtmektedir. Gazeline aynı tasavvufi unsurla devam eden Hatâyî ikinci beyitte ise Ene’l-Hak çağıran Mansur donında dizesiyle Hz. Ali’nin Mansur donuna büründüğünü söyleyerek burada da ilk beyitte olduğu gibi tenasüh inancına yer vermiştir. Tenasüh inancına göre ruh sürekli hareket halindedir ve ruhun tenasühünü sürdürdüğü bedenler sürekli değişmektedir. Burada Hz. Ali’nin ilk olarak bülbül donuna, gazelin devamında ise Mansur donuna büründüğü anlaşılmaktadır.

Mefâ’îlün mefâ’îlün fe’ûlün

Safî nesli Cüneyd ü Haydar oğlı

Aliyyü’l-Murtazâîdür Hatâyî (Macit, 2017: 556)

İkinci dizeden hareketle Hz. Ali’nin ruhunun Hatâyî’nin kendisinde bedenleştiğini söylemek yanlış olmayacaktır. Böylece Hz. Ali’nin ruhu Hatâyî’de bedenleşerek tenasühün bir çeşidi olan insandan insana tenasüh gerçekleşmektedir.

Sâye-i hûrşîd-i sübhândur Ali Ehl-i fakra şâh-ı Merdândur Ali Ey Hatâyî giymiş aslan kisvetin

Lâ-mekân kasrında der-bândur Ali (Macit, 2017: 585) Allah’ın güneşinin gölgesidir Ali

65 İhtiyaç sahiplerine mertlerin şahıdır Ali

Ey Hatâyî bürünmüş aslan donuna Mekânsızlar kapısında kapıcıdır Ali

Allah’ın 99 güzel isimlerinden biri olan SübAyan,2002: burada Hz. Ali için kullanılmaktadır. Sübhan kelime anlamı olarak ilahı güç, yaratıcı, Allah gibi anlamlara gelmektedir. Devamında ise Hz. Ali’nin ihtiyaç sahiplerine yardım ettiğinden bahseden Hatâyî, Hz. Ali’nin namı olan şah-ı Merdan’ı kullanmıştır. Bu bağlamda devamında ise Hz. Ali’nin aslan donuna girdiği belirtilerek, Hz. Ali’nin mekânsızlık kasrının kapıcısı olduğunu dile getirmektedir. Burada Hz. Ali’nin aslan donuna bürünmesinden dolayı ruh göçü olarak adlandırdığımı tenasüh inancına yer verilmiştir. Ali Muhammed’dir Muhammed Ali

Devah eder ana cümlenin varı Âlemler serveri anlar Hatâyi

Muhammed Ali’nin göçü geliyor (Ergun, 1956: 76)

Ali Muhammed’dir Muhammed Ali dizesiyle Hatâyî Hz. Ali ile Hz. Muhammed’i aynılaştırarak şiirinde tenasüh inancını kullanmıştır. Bu bağlamda Hz. Muhammed’in ruhu Hz. Ali’ye intikal etmiştir.

Anlar gizli idi ol Lâmekânda Mustafâ Murtezâ bir idi anda Lâfetâ okuyub karşu gelende

Yedi kez çağırdı sultan Hû deyu (Ergun, 1956: 83) Şah Hatâyî’m ider Muhammed Ali

Anlardan öğrendik erkânı yolu Ali Muhammed’dir Muhammed Ali

Biz Muhammed Ali deyenlerdeniz (Ergun, 1956: 89)

Yukarıdaki şiirlerdede Hz. Muhammed ile Hz. Ali’nin aynı kişi olduğu, Hz. Muhammed’in ruhunun Hz. Ali’nin bedenine göç ettiği anlamaktayız.

66 Ey can, dön ki vücudum sensiz yok olmuştur; ceset yeniden hayat bulmak arzusundadır (Macit, 2017: 587).

Yukarıdaki sözüyle Hatâyî; ruhun bir döngü halinde olduğunu ve ruhunun yeniden döngüye girmesini istediğini belirtmektedir. Döngüye giren ruh artık yeni bedenine erişmektedir. Burada ruhun bedenler arası yolculuğu anlamına gelen ruh göçü yani tenasüh inancına yer verilmektedir.

Benzer Belgeler