• Sonuç bulunamadı

3 BİLİM-SANAT EKSENİNDE TEKNOLOJİ TARİHİ

5. MİKROSKOP İLE ELDE EDİLEN GÖRÜNTÜLERİN SANATA YANSIMAS

5.1. Mikroskop Altındaki Görüntülerden Yararlanan Dünyadaki Sanatçılar

5.2.1. Şadi Çalık (1917-1979)

Hem anıtsal hem de minimal eserler üreten Şadi Çalık ilk soyut çalışmalarını 1950’de üretmeye başlamıştır. Çalık’ın mikroskobik görüntülerle alakalı ilk ve tek eseri “Virüs

Entelektüel” (Resim 137) başlıklı çalışmasıdır. Çalık bu eserinde, daha önceki

eserlerinde de olduğu gibi, insanın karmaşıklığı, düşünce ve duyguların giriftliği ve çözümsüzlüğüne odaklanır. Bunu yaparken de mikro boyuttaki oluşumların formudan yararlanır ve dolayısıyla da biyomimetik akımı sürdürür. Aynı zamanda, eserlerini belli bir saflık ve yalınlık anlayışıyla uygulama çabasındadır. Onun eserlerinde karmaşık olanla yalın olan arasındaki çelişki daima ön plandadır. Virüs Entelektüel heykeli, şekli ve yapısı itibariyle hem kozmik bir nesneye hem de bir atom modeline benzemektedir. Mikro ve makro boyutlar arasındaki bu geçişlilik, hem bir karmaşıklığı hem de bu iki boyut arasında bir tür bağlantı olduğunu vurgular.190

190 http://archiportal.blogspot.com.tr/2008/12/trk-ve-dnya-heykelinin-byk-ustas-

179

Resim 137. Şadi Çalık, Virüs Entelektüel, 1970, Metal

(Kaynak:http://dergipark.gov.tr/download/article- file/318059,erişim: 28.3.2018)

5.2.2. Mithat Şen (1957 - )

Mithat Şen, soyut organik biçim şemaları üzerinde, gerçeklikle gerçekdışı olanın ilişkilerini, kendine özgü bir teknikle yansıtmakta, insan bedeninin yapısından kaynaklanan bir bütünlüğü, organizmanın da yapısal karakteri olarak değerlendirmektedir.191

Sanatçının yaptığı şey, doğadan bir parça alıp onu, doğanın üretim biçimini kullanarak ama doğayı referans göstermeye ihtiyaç kalmadan tekrar etmektir. Doğadan olduğunu unutup kendisi yeni bir doğa olana kadar.

191 http://mithatsen.com/

180

Resim 138. Mithat Şen, İstif, pleksi üzerine şasiye gerilmiş boyanmış natürel keçi derisi

(Kaynak:https://encryptedtbn0.gstatic.com/images?q=tbn:ANd9GcSIdkz7KS0MERo fQxlk- RT49J8bpjn BE9yxJmJibWLfRuPXVqlQ,erişim:3-1-2018)

Resim 139. Mithat Şen, İstif III, pleksi üzerine şasiye gerilmiş boyanmış keçi derisi, 56x103cm

(Kaynak:https://encryptedtbn0.gstatic.com/images?q=tbn:ANd9GcRIxYOEvm- DwO8I6qjsmGYdAl2sXuE3yy_08Kbh_D_9plogbk_Q,erişim:3-1-2018)

181

Sanatçı kendi sanatına olan yaklaşımını şöyle açıklamaktadır:

Hikaye büyük bir tuzak. Hüsn-ü hat neticede harflerden oluşur. Üzerinde yol alınabilecek hale gelmesi için sizin onu okuma dışında yöntemlerle anlamlandırmanız gerekir. Hatta Arapça bilip yazılanın kutsal bir metin olduğunu kavrasanız bile, anlamını kavrayamayabilirsiniz. Yine de bu onun ritmini bozmaz , sizin onu estetik anlayışınızı değiştirmez. Sonsuz bir süreklilik içinde duran – devinen-yaklaşan–uzaklaşan,azalan-çoğalan,birleşen-parçalanan,hafifleyen- ağırlaşan,daralan-esneyen bu bedenler,kan hücreleri gibi. Hepsi aynı ,ama her biri tek ve eşşsiz. 192

Organik formlarla çalışan Şen, eserlerinde bir bütünsellik ve yaratma fikrini araştırır. Şen’in görsel yaklaşımı, doğrudan bir mesaj vermek, bir hikaye anlatmak veya bir argüman sunmak yerine izleyiciye belli bir hissiyatı ve atmosferi aşılamak amacındadır. Bu amaç doğrultusunda hücresel yapıları konu edindiği için biyomimetik yaklaşımı benimsemiş olduğu söylenebilir. İstif eserinde hücre yapısını andıran şekillerle çalışmışken, bir başka serisi olan Yıldız Sistemine Dair’de göksel ve kozmik boyuttaki nesneleri görselleştirmeye çabalamıştır. Sanatçının bu iki boyut arasında doğrudan bir benzerlik kurduğu söylenebilir.

182 5.2.3. Kemal Önsoy (1954 - )

Kemal Önsoy’un 1990’lı yıllarda oluşturduğu resimler, tahrip edilmiş yüzeyde doğal dokuların peşine düşer. Farklı gereçleri bir arada kullanan Önsoy, tahrip etmenin aynı zamanda yaratıcı ve kurucu bir eylem olduğunu vurgulamaktadır. Buna bağlı olarak sanatçının en primitif yanımıza seslendiğini ve uygarlığın kaynağını yıkımda bulduğunu söylemek yanlış olmaz.193

Resim 140.Kemal Önsoy,İsimsiz 458x458cm

(Kaynak:https://www.artamonline.com/3812-large_default/kemal-onsoy-1954- untitled.jpg,erişim:4-1-2018)

Önsoy’un resimleri çok katmanlıdır. Kemal Önsoy maddenin makroskobik özelliklerini belirleyen devinimlerini, bileşenleri, değişimleri, gözle görülemeyen karmaşık iç yapıyı ve atomik olanı sorgulamaktadır.

183

Resim 141. Kemal Önsoy, İsimsiz,637X720cm

(Kaynak:http://www.beyazart.com/img/product/SALON/37/077.jpg)

Özellikle soyut resimlerinden (Resim 140) birinde, bakteri kolonilerine benzer bir yapıyı adeta yanmakta olan bir kanvasın üzerinde konumlandırarak yaşamın başlangıcında belli bir tahribatın söz konusu olduğunu vurgulamaktadır. Bir diğer soyut resminde (Resim 141) ise nöronlara benzer yapılara rastlamak mümkündür. Bu yapıları eserine taşıdığı için Önsoy’un da biyomimesisten faydalandığını söylemek yerinde olacaktır. Bu nörolojik ve renkli katman, altındaki siyah-beyaz ve donuk atmosferle bir tezat oluşturarak izleyicide çelişik bir algı oluşturmaktadır

184 5.2.4. Selin Balcı

Selin Balcı mikrobiyoloji kaynaklı eğitimini sanat eğitimi ile birleştirerek, mantar ve küf gibi mikroorganizmaların karmaşık ve renkli dünyasını yansıttığı eserler üretmektedir. Mikro dünyanın gözden saklanan yanı, sanatçı için cazibeli, korkunç ve güzeldir.

Eserlerini gerçekleştirirken kendini ressam gibi hissettiğini ama resimlerinin canlı olduğunu ifade etmektedir. Mikroskobik formlar, gerçekleştirilmiş işlemlerin yansımalarıdır. Sanatçı mikro boyuttaki yaşam formlarını, renkli düzlemlerle dönüştürmektedir.194

Resim 142. Dünya III, 2014

(Kaynak:https://www.artnivo.com/D%C3%BCnya%20III_115321?d=9072,erişim:7- 4-2017)

Dünya III (resim 142) adlı eserinde insan davranışlarını, kültürünü ve toplumunu

mikroorganizmaları aracılığıyla yansıtmıştır. Dünyanın politik haritasını, kullandığı malzemenin gelişimi ile yeniden oluşturan sanatçı, petri kabına her kıtanın kopyasını

185

çıkardıktan sonra değişik mikroorganizmalarla her ülkeyi temsil eden koloniler oluşturmuştur. Mikroorganizmaların büyümesi, besin kaynakları olan ışık, ısı ve rutubet için birbirleri ile girdikleri rekabete dayalıdır. Yaratılışlarından gelen karakterle ve çevresel durumlara göre bazı mikroorganizmalar daha baskın bazıları da daha az başarılıdır. Sanatçı bu eserde daha agresif olan mikropları gelişmiş ülkelerin politik karakteristiklerinden dolayı tercih etmiş, gelişmekte olan ülkeleri de daha az agresif ama çabuk büyüyen mikroorganizmalarla temsil etmiştir. Agresif ve daha az agresif olan formlar bağımsız ya da bir grup insanın vahşet çakışmalarına yakalanan, sosyal-politik güçler, dünya ekonomisi, marketler ve güç ve kontrole olan ilişkileri ile ilgilidir. Kirletilme ise haritanın bazı yerlerinde bulunmaz, ancak bazı yerlerde daha yoğun olarak gözlemlenir. Bu kirletilme, göç ve göçmenliği temsil etmektedir. Mikroplar kendi bölgelerini yaratıp karmaşık bir dinamiğe dayanan ve tüm çevresini sömüren yapılarıyla büyüdükçe, su ve yiyeceğin yetersiz kalmasından dolayı ölmeye başlarlar. Bu süreç, insanların düşüncesiz bir biçimde doğal kaynakları sömürmesini temsil etmektedir. Kontrolsüz gelişme eninde sonunda yıkım getirecektir. Dolayısıyla, politik unsurların karşılıklı etkileşimle yansıtılmasının yanı sıra eser doğal kaynaklara ne kadar bağımlı olduğumuzun da bir göstergesidir. Sanatçı iklim değişikliği ile oluşan global tehlikeye ve azalan doğal kaynaklara dikkat çekmek istemiştir. Bu eserde farklı bir mimesis anlayışının olduğu söylenebilir; zira dünyanın toplumsal ve politik yapısı, sanatçının düzenlemesiyle bakteriler tarafından taklit edilmiştir.

Resim 143. Our Mutual Environment, 2010, Hamilton Gallery (Kaynak: https://www.hamiltoniangallery.com/exhibitions/2017/2/13/july-