• Sonuç bulunamadı

Ġzafi Türün Mertebeleri

4. ÇALIġMANIN YÖNTEMĠ

2.2. MÜFRET MANALAR

2.2.3. Tümel Ve Tikel Ġle Ġlgili Meseleler

2.2.3.5. Hakiki ve Ġzafi Tür

2.2.3.5.1. Ġzafi Türün Mertebeleri

Hakiki türün mertebeleri diye bir baĢlık atmamamızın sebebi hakiki türlerin tertip edilememesindendir. Çünkü hakiki bir tür, hakiki bir türün üstünde veya altında olursa o zaman o hakiki türün cins olması gerekirdi. Böyle bir Ģey ise imkânsızdır. Ama izafi türler tertip edilebilir. Bunlar da dört tanedir. Çünkü izafi tür, ya baĢka bir türü kapsayan veya kapsamayan bir silsilede olacak, eğer cisim gibi birinci durumda yani baĢka türü kapsayan silsilede olursa ve silsilede olan diğer türlerden daha genel olursa o zaman o üstün tür olur. Ġnsan gibi onlardan üstün olmayıp daha has olursa alt tür olur. Buna türlerin türü denilir. Eğer hayvan ve büyüyen cisim gibi ne daha genel ne de daha özel olursa orta tür olur. Ġkinci Ģekilde yani bir silsilede olup baĢka bir türü kapsamazsa Teftâzânî bunun zıt tür olacağını belirtir. Akıl buna örnek olarak gösterilebilir.446 Ancak Teftâzânî‟nin burada zıt tür dediğine Kâtibî, Hillî ve Kutbuddin Râzî müfret tür demektedir.447

Akla ve onun dıĢındakilere o nedir? sorusunun cevabında söylenmesi için cevheri aklın cinsi olarak

444 Ġbnü‟l Mutahhar el-Hillî, el-Kava‘idu’l-Celiyye fi’r-Risâleti’Ģ-ġemsiyye, s.229, Kutbuddin Râzî,

Tahrîru’l-kavâ’idi’l-mantıkîyye…, s.194, Teftâzânî, ġerhu’r-Risâleti’Ģ-ġemsiyye fi’l-Mantık, s.182

445

Teftâzânî, ġerhu’r-Risâleti’Ģ-ġemsiyye fi’l-Mantık, s.182

446 Teftâzânî, ġerhu’r-Risâleti’Ģ-ġemsiyye fi’l-Mantık, s.183

447 Ali b. Ömer Kâtibî, Tam Kayıtlı ġemsiye, s.13, Ġbnü‟l Mutahhar el-Hillî, el-Kava‘idu’l-Celiyye

121

kabul edersek, on akıl cevherin türleri değil fertleri olur. Hatta onun altında da baĢka türler bulunmaz.

Aynı Ģekilde cinsin de dört tane mertebesi vardır. Çünkü cins, cevher gibi ya silsilede ondan ayrı olarak bulunan cinslerin en geneli olacak ki buna üstün cins (cins-i „âlî) denir. Bu cinslerin cinsi (cinsü‟l-ecnâs) olarak isimlendirilir. Ya da hayvan gibi silsilede ondan ayrı olan cinslerin en özeli olacak ki buna da alt cins (cins-i sâfil) denir. Ya da büyüyen cisim gibi bazılarından daha genel bazılarından da daha özel olur ki buna da orta cins (cins-i mutevâssıt) denir. Ya da silsiledeki bütün cinslerden farklı olur ki buna da müfret cins denir. Yine akıl lafzı buna örnek gösterilebilir. Takdir edilen Ģey üzerine cevher onun cinsi olmaz, aksine onun genel ilintisi olur. Çünkü ondan daha genel bir cinsin olması mümkün değildir. Bu durumda on akıl farklı türler olup cins olmazlar. Bu Ģekilde de onlardan daha özel bir cins olmaz. Cins olsalar bile onlar Ģahıs olmazlar. ĠĢte akıl bu açıdan müfret cinsin örneğidir. BaĢka bir açıdan da müfret türün örneğidir.448

Teftâzânî bunun temsil için yeterli olduğunu belirtmektedir. Ancak kendisi bunun sebebini zikretmez. Böyle bir Ģey demesinin sebebi ise bizce Kutbuddin Râzî‟nin Ģerhinde geçen müfret tür ve müfret cins için akıl misalinin verilmesi ve bu misallerden birinin hatalı olduğunun itirazında bulunulmasıdır. Birinci misal, yani müfret tür için aklın misal olarak verilmesi, cevherin cinsliğinin takdiri üzerineydi. Ġkinci misal ise, yani müfret cins için aklın misal olarak verilmesi cevherin arıziliğinin takdiri üzerineydi. ĠĢte yapılan itiraza göre bu temsillerden biri hatalıdır. Çünkü akıl cins olduğu zaman, altında birçok tür olur ki bu durumda müfret tür olmaz. Aksine üst tür olur. Bu durumda ilk temsil doğru olmaz. Eğer akıl cins olmazsa bu sefer de ikinci temsil bozulur. Cins olmayan Ģeyin de müfret cins olmaması zaruridir. Kutbuddin Râzî bu itiraza Ģöyle cevap vermektedir: Birinci misal, on aklın türde müttefik olduğu takdiri üzerinedir. Ġkinci misal ise, onda farklılığın olduğu takdiri üzerinedir. Temsil ister gerçeğe uygun olsun isterse olmasın mücerret bir fert ile hâsıl olur.449

Tür ve cinsleri bir silsile halinde düĢündüğümüzde bu tür ve cinslerden her biri ya diğerlerinden daha genel ya daha özel ya hem genel hem de özel ya da

448 Teftâzânî, ġerhu’r-Risâleti’Ģ-ġemsiyye fi’l-Mantık, s.183-184 449 Kutbuddin Râzî, Tahrîru’l-kavâ’idi’l-mantıkîyye…, s.199-200

122

onlardan farklı olur. Buna kıyasen türün de cinsin de dört mertebesi oluĢmaktadır. Tür için;

- Türlerin en geneli üstün tür, - En özel olanı alt tür,

- Hem genel hem de özel olanı orta tür,

- Farklı olanı ise müfret tür olarak isimlendirilir. Cins için;

- En genel olanı üst cins, - En özel olanı alt cins,

- Hem genel hem de özel olanı orta cins,

- Farklı olanı da müfret cins olarak isimlendirilir.

Teftâzânî tür ve cinsten her biri için dört mertebe zikretmektedir. Ancak Ġbn Sînâ her biri için üç mertebe olduğunu belirtir. Zira o farklı olan tür ve cinsi zikretmez.450

Burada tür ve cinsin taksiminin bir silsilede oluĢması gerektiğinin üzerinde durmak gerekir. Çünkü üst tür, bütün türlerden daha genel değildir. Üst cins de bütün cinslerden daha genel değildir. Aynı Ģekilde alt tür, bütün türlerden, alt cins de, bütün cinslerden daha özel değildir. Onun altındakilerden daha genel üstündekilerden de daha özel olması yeterli değildir. Çünkü ortadakiler de böyledir.451

Muhtemelen Teftâzânî bunu mukadder bir soruya cevaben söylemiĢtir. Zira bunu kendisinden önce ne Hillî‟nin ne de Kutbuddin Râzî‟nin Ģerhlerinde tespit edemedik. Teftâzânî‟ye göre en iyi olan görüĢ müfret tür ve cinslerin bu mertebelerde zikredilmesidir. Zira onların kendisinde tertip yoktur.452

Kısaca tür ve cinslerin genel orta ve özel oluĢları ancak bir silsilede tertip edilmelerine bağlıdır. Ancak burada Ģöyle bir Ģey belirtmek

450 Ġbn Sînâ, Kitâbu’Ģ-ġifâ (el-Medhâl), s.55

451 Teftâzânî, ġerhu’r-Risâleti’Ģ-ġemsiyye fi’l-Mantık, s.184 452 Teftâzânî, ġerhu’r-Risâleti’Ģ-ġemsiyye fi’l-Mantık, s.184

123

gerekir ki, türlerin mertebelerinden bahsedilirken cinslerin de mertebeleri olduğu zikredilmektedir. Bunun nedenini Teftâzânî Ģöyle açıklamaktadır: Tür zikredilirken en alttakine türlerin türü denildi. Bu, en alttaki cinsin de cinslerin cinsi olacağı zannını verdi. ĠĢte böyle bir zandan dolayı türün mertebelerine ekleme yaparak cinsin de mertebeleri olduğunu ve türlerden en altta bulunanın türlerin türü diye adlandırılmasının aksine cinslerden en üstte bulunanına cinslerin cinsi denilir.453

Bu durum zaten sabittir. Çünkü bütün tümellerin tümel olması, altındakilere kıyasladır. Fakat izafi olan cins ve türlerin hususiyetlerine baktığımız zaman, bir Ģeyin cinsliği altındakilere kıyasla olur. Zaten cinsi de, o nedir? sorusunun cevabında hakikatleri farklı birçok Ģeye söylenendir Ģeklinde zikrettik. Cinsin bütün cinslere izafesi ise ancak hepsinin üzerinde olduğu zaman gerçekleĢir. Türün izafiliği ise, üstündeki Ģeye kıyasla olur. Çünkü türü, o nedir? sorusunun cevabında ona ve onun dıĢındakilere söylenendir Ģeklinde zikrettik. Türün bütün türlere izafiliği ise, hepsinin altında bulunduğu zaman gerçekleĢir.