• Sonuç bulunamadı

1. TÜRKĠYE‟DE EMEK PĠYASASININ YAPISI

1.4. Ġstihdam Politikaları

ĠĢgücü piyasalarının sorunlarının baĢında emek arz ve talebinde yaĢanan dengesizliğin bir yansıması olan iĢsizlik gelmektedir. GeliĢmiĢ ve geliĢmekte olan ülkelerin iĢsizlik sorununu algılama boyutu tamamen farklıdır. Ayrıca iĢgücü piyasasında yaĢananlar, hem iĢsizlik hem de istihdam cephelerinden ele alınması gereken politikaları içinde barındırmaktadır (ġen, 2006).

ĠĢgücü piyasasına yönelik düzenlemeler genellikle iki kategoride değerlendirilmektedir. Ġlk grupta yer alan düzenlemeler, doğrudan veya dolaylı biçimde istihdam performansını arttırmayı, iĢçilerin nitelik düzeyini geliĢtirmeyi, iĢsizlerin iĢ bulmalarını ve iĢe yerleĢtirilmelerini kolaylaĢtırmayı, bir baĢka deyiĢle istihdam

edilebilirliği arttırmayı hedeflemektedir. Bunlar, aktif olarak nitelendirilmekte ve çeĢitli biçimlerdeki istihdam teĢvikleri, iĢ bulma hizmetlerine iliĢkin yasal ve kurumsal düzenlemeler, mesleki eğitim programları ile belirli öncelikli kitlelere ( gençler, yaĢlılar, özürlüler, göçmenler gibi) yönelik önlem ve programlardan oluĢmaktadır. OECD‟ye göre, iĢgücü piyasasındaki iĢleyiĢ bozukluklarını iyileĢtiren, mesleki becerileri geliĢtiren ve iĢgücü piyasalarının etkinliğini arttıran politikalar aktif iĢgücü politikaları olarak değerlendirilmektedir (Alparslan, 2006). Ġkinci grup düzenlemeler ise, daha çok geliĢmiĢ ülkelerde uygulanan, iĢsizlik sigortası ve yardımlarından oluĢan iĢsizlik ödemeleridir (Yüceol, 2005). Bunlar, iĢsizliğin yol açtığı gelir kayıplarını gidererek, iĢsiz bireye gelir güvencesi sağlayan ve diğer taraftan iĢgücü piyasasını düzenleme iĢlevi gören politikalardır. ĠĢsizlik ödemeleri sosyal refah devleti anlayıĢının bir sonucu olarak ortay çıkmıĢtır. Aktif bir kamu müdahalesini gerektirmektedir. ĠĢsizlik ödemeleri genellikle pasif iĢgücü piyasası politikaları olarak nitelenmektedir (Sapancalı, 2007).

Aslında iĢgücü piyasasına iliĢkin bu iki grup düzenlemenin aktif ve pasif olarak nitelendirilmesi politik bir tercih sonucudur ve bir önyargıya dayanmaktadır. Pasif politikalar nitelemesi, iĢsizlik ödemelerini öncelikli ve önemli görmeyen, bunların ikinci sınıf önlemler olduğunu savunan politik bir tercihi güçlendirmek için kullanılmaktadır. Pasif sözcüğü, hareketi, etkisi ve etkinliği olmayan, edilgen anlamına gelmektedir. Dolayısıyla pasif nitelemesi ile daha baĢtan bu politikalara olumsuz bir anlam yüklenmek istenmektedir (Sapancalı, 2007).

1.4.1. Aktif Ġstihdam Politikaları

Aktif istihdam politikaları iĢsizlik seviyesini uygun bir düzeyde tutup istihdam seviyesine istikrar kazandırmak amacıyla geliĢtirilen politikalardır. Aktif politikalar iĢsizliğe katkıda bulunan faktörleri önlemede ve ortadan kaldırmada kullanılan araçlardır. ĠĢsizlikle mücadeleye yönelik politikaların önemli bir parçasını oluĢturan aktif iĢgücü piyasası politikaları genel olarak, istihdamı artırmayı amaçlayan, mesleki eğitimin kazandırıldığı, iĢ ve meslek danıĢmanlığının verildiği, yoğun iĢ arama stratejilerinin geliĢtirildiği, iĢ arama faaliyetlerinin kurumsal hale getirildiği, dezavantajlı grupların istihdamının mali bakımdan desteklendiği programları içermektedir (ġen, 2006).

Aktif istihdam politikalarından ilk grubu iĢsizlere yönelik önlemler oluĢturmaktadır. ĠĢgücü piyasalarında tüm iĢsizlere yönelik genel önlemleri içeren bu programların baĢında iĢ aracılığı ve iĢe yerleĢtirme hizmetleri gelmekte; bu hizmetlerde

günümüzde hem kamu, hem de özel istihdam büroları aracılığı ile yürütülmektedir. ĠĢsizlere yönelik önlemlerden ikincisini ise, iĢsizlerin istihdam edilebilirliklerini arttırmak amacıyla yürütülen mesleki yetiĢtirme, yeniden yetiĢtirme ve genel eğitim– öğretim programları oluĢturmaktadır. Ayrıca yine iĢsizlerin istihdamını çekici hale getirecek özel sektöre ücret ve istihdam sübvansiyonları verilmesi, iĢsizlerin kendi iĢlerini kurmalarına yönelik maddi ve teknik destek verilmesi, esnek çalıĢma saatlerinin ve esnek istihdam türlerinin yasallaĢtırılarak yaygınlaĢtırılmaya çalıĢılması, kamuda iĢsizlere yönelik doğrudan istihdam yaratan düzenlemelere gidilmesi gibi programlar da iĢsizlere yönelik baĢlıca aktif istihdam politikaları arasında sayılabilir. Diğer taraftan risk gruplarına yönelik aktif istihdam politikaları ise, gençler, özürlüler, kadınlar, yabancılar, yaĢlılar ve uzun süreli iĢsizler gibi iĢgücü piyasasında özel koruma gerektiren gruplara yönelik uygulanan politikalardır (IĢığıçok ve Emirgil, 2007).

Türkiye‟de iĢsizlikle ilgili olarak alınması gereken tedbirlerden biri uzun vadeli ekonomik büyümenin sağlanması ve bunun akabinde sanayileĢme politikalarına ağırlık verilmesidir. Türkiye‟nin iĢsizlik profili incelendiğinde karĢımıza çıkan temel sorun iĢsizliğin yapısal bir nitelik içermesidir. Bu noktada emek arzı yapısının yanında iĢletmelerin profilleri de önem kazanmıĢtır. ĠĢsizlikle mücadelede kriz Ģoklarına daha iyi adapte olabilen KOBĠ‟lerin etkisi büyüktür. Bunun yanı sıra iĢletme büyüklüğü ne olursa olsun yatırımların arttırılması, iĢsizlikle mücadelede kilit öneme sahip bir politika olarak yerini almaktadır (ġen, 2006).

KüreselleĢme süreci ile birlikte günümüzün değiĢen koĢulları iĢgücü piyasalarında hem arz hem de talep cephesindeki değiĢimleri beraberinde getirmiĢtir. ĠĢgücü talebine yönelik en önemli uygulama, iĢsizlik oranının azaltılması için tam zamanlı iĢler yerine esnek çalıĢma modelleri çerçevesinde yer alan iĢgücünün talep edilmesidir. Özel istihdam bürolarının yaygınlaĢtırılması iĢsizlikle mücadelede ve istihdamın arttırılmasında önemli bir aktif iĢgücü piyasası politikasıdır. Özel istihdam bürolarını, kamu istihdam bürolarından ayıran en karakteristik özellik ise, özel hukuk hükümlerine tabi olmalarıdır. Ayrıca özel istihdam büroları müĢteri konumunda bulunan iĢverenlerden alacakları ücret ya da komisyon karĢılığında faaliyetlerini sürdürmektedirler (ġen, 2006).

Türkiye‟de uygulanan aktif istihdam politikaları, konularına göre; iĢ ve meslek analizi çalıĢmaları, iĢ ve meslek danıĢmanlığı ve iĢgücü yetiĢtirme çalıĢmaları olmak üzere üç kategoride toplanabilir (Görücü, 2006):

ĠĢ ve Meslek Analizi ÇalıĢmaları: Belirli bir iĢin gerektirdiği niteliklerin belirlenmesi ve açıklanmasıdır. Amacı, iĢgücünün belirli bir iĢyerinde yürüttüğü iĢten çok, tüm ekonomi içerisinde aynı iĢte gerçekleĢtirilen iĢin ortak yönlerinin ortaya konulmasıdır. Bir meslek hakkında, yerine getirilmesi gereken görevler, iĢin yürütülmesi sırasında kullanılan araç ve malzeme, çalıĢma koĢulları, mesleğin yürütülmesi için gerekli eğitim düzeyi, meslek alanında iĢ bulma olanakları ve elde edilmesi muhtemel ücretler gibi bilgilerin tamamının sağlanmasına yönelik çalıĢmalar ise meslek analizi kapsamındadır.

ĠĢ ve meslek danıĢmanlığı: Ġki farklı kesime yönelik hizmet vermektedir. Birinci kesim; eğitim hayatına devam eden gençlere geleceklerini belirleyecekleri ve yeteneklerine uygun bir meslek seçmelerine yardımcı olmak, ikincisi ise; iĢ hayatına atılmıĢ, ama mevcut iĢi geçerliliğini yitirmiĢ veya hiçbir niteliğe sahip olmayan iĢsizlere, yeteneklerine uygun bir iĢ seçimini gerçekleĢtirmektir. GeliĢmiĢ ülkelerde iĢ ve meslek danıĢmanlığı hizmetleri uzun yıllar önce baĢlayarak, bireylerin özgürce; kendi yeteneklerine ve iĢgücü piyasası gerçeklerine uygun iĢ ve meslek seçmelerine destek olmayı amaçlamaktadır. GeliĢmiĢ ülkelerde bu hizmetlerin istihdam kurumlarınca ağırlıklı olarak gerçekleĢtirildiği görülmektedir.

Türkiye‟deki iĢsizliğin belki de geliĢmiĢ ülkelerden en belirgin farkı bir yanda iĢsiz milyonlar bulunurken iĢverenlerin yeterli iĢgücü bulamamalarıdır. Bilinçli meslek seçiminin olmaması kadar, eğitim sisteminin çıktılarının iĢgücü piyasası ile uyumsuzluğu da iĢsizliğin nedenlerinden birini oluĢturmaktadır. Türkiye‟de, aktif istihdam programları arasında, Türkiye ĠĢ Kurumu tarafından yerine getirilen iĢ ve meslek danıĢmanlığı hizmetlerinin toplum tarafından hiç de beklendiği gibi ilgi görmediği ortaya çıkmıĢtır.

ĠĢgücü yetiĢtirme çalıĢmaları: ĠĢsizliğin önlenmesi ve istihdamın arttırılması amacıyla uygulanan aktif istihdam politikalarının günümüzde en fazla kullanılanı iĢgücü yetiĢtirme çalıĢmalarıdır. Türkiye‟de iĢgücü yetiĢtirme çalıĢmaları; Milli Eğitim Bakanlığı, Türkiye ĠĢ Kurumu, KOSGEB gibi farklı kurumlar tarafından yerine getirilmektedir.

1.4.2. Pasif Ġstihdam Politikaları

ĠĢsizlik oranlarını azaltmak yerine, iĢsizliğin; birey, ailesi ve toplum üzerinde neden olabileceği olumsuzlukları gidermeye yönelik uygulamalar olan pasif istihdam politikaları, iĢsizliğin olumsuz sonuçlarını telafi etmeyi amaçlamakta, bu nedenle iĢsizlere belirli bir ekonomik güvence sağlamaya yönelik önlemler içermektedir. Bu önlemleri iĢsizlik sigortası ve iĢsizlik yardımları oluĢturmaktadır.

ĠĢsizlik Sigortası: Bireyin hayatını devam ettirebilmesi için gelir elde etmesi ve bunun için de gelir getirici bir iĢte çalıĢması gerekmektedir. SanayileĢme süreci ile birlikte çalıĢma hayatında ciddi bir sorun olan iĢsizlik, kürselleĢme süreci ile hızlı bir artıĢ göstermiĢtir. Birey için gelir kaybı gibi ciddi bir sorun doğuran iĢsizlik, hem ekonomik hem de sosyal boyutu olan çok yönlü bir sorundur. YaĢanılan bu sorunun giderilmesi için gerçekleĢtirilen önlemlerin baĢında iĢsizlik sigortası gelir (ġen, 2006). Bunun yanı sıra, iĢsiz kalmanın doğuracağı olumsuzlukları azaltmasından dolayı, iĢsizlik sigortası, iĢverenin ücret artıĢı taleplerini kontrol altında tutma isteğini zayıflatmaktadır (TÜSĠAD, 1997).

Türkiye‟de iĢsizlik sigortası uygulaması 1999 yılında 4447 sayılı Kanun ile getirilmiĢ, kanunun yürürlüğe girmesi ise ancak 01.06.2000 tarihinde gerçekleĢmiĢtir. ĠĢsizlik sigortasının gerekli koĢullarını yerine getiren kiĢiler, ġubat 2002 tarihinden itibaren iĢsizlik sigortasından yararlanmaya baĢlamıĢlardır (ġen, 2006). Bu kanunla Türkiye ĠĢ Kurumu‟na, iĢsizlik sigortası yardımlarına hak kazanan sigortalı iĢsizlere iĢsizlik ödeneği verilmesi, hastalık ve analık sigortası primlerinin ödenmesi, yeni bir iĢ bulunması ile meslek geliĢtirme, edindirme ve yetiĢtirme eğitimi hizmetlerinin verilmesi görevi verilerek, iĢsizlik sigortasının istihdam kurumlarınca yürütülmesi uygulamasını getirmiĢtir (Alparslan, 2006).

ĠĢsizlik Yardımı: ĠĢsizlik yardımını iĢsizlik sigortasından ayıran temel özellik, bu yardımın tamamıyla devlet tarafından finanse edilmesidir. Bir diğer özelliği de süresinin iĢsizlik sigortasında olduğu gibi belirli bir süreye bağlanmadan kiĢinin durumuna göre değiĢkenlik göstermesi, sürekli olarak verilebilmesidir (ġen, 2006).

Ücret Garanti Fonu: 4857 sayılı ĠĢ Kanununun 33. maddesi uyarınca iĢverenin konkordato ilanı, aciz vesikası alması veya iflas gibi nedenlerle ödeme güçlüğü çekmesi durumunda, iĢçilerin iĢ iliĢkilerinden kaynaklanan ve son üç aya iliĢkin alacaklarını karĢılamak amacıyla ĠĢsizlik Sigortası Fonu kapsamında oluĢturulmuĢ bir fondur. Fonun

kaynağı iĢverenlerin iĢsizlik sigortası iĢveren katkısı olarak ödedikleri primlerin yıllık tutarının % 1‟i olarak belirlenmiĢtir.

ĠĢ Kaybı Tazminatı: ÖzelleĢtirme uygulamalarının düzenlenmesiyle ilgili 4046 sayılı yasaya göre, devlete ait iĢletmelerde çalıĢıp iĢten çıkartılan iĢçilere, diğer tazminatların yanı sıra, özelleĢtirme fonundan ayrıca iĢ kaybı tazminatı ödenmesi gerekmektedir. Gerek bu tazminatın, gerekse diğer hakların tutarı hizmet süresine ve son aydaki ücrete göre belirlenmektedir.

Kısa ÇalıĢma Ödeneği: GeliĢmiĢ istihdam kurumlarının iĢsizlik karĢısında uygulamaya koydukları pasif istihdam politikalarının Türkiye‟deki uygulaması olan bu düzenleme, 4857 sayılı ĠĢ Kanununun 65. maddesi ile çalıĢma hayatına girmiĢ bir kavramdır. ĠĢgücünün iĢsiz kalması durumunda ödenecek iĢsizlik sigortası ödemesi yanında, iĢsizliğin yaratacağı sosyal sorunları önlemek amacıyla uygulamaya konulan bu ödeme iĢverenin iĢi devam ettirmesine destek sağlamayı amaçlayan bir uygulamadır (Görücü, 2006).

Mevcut haliyle iĢsizlik sigortasından yararlanabilme çok ağır koĢullara bağlanmıĢtır: 600 gün sigortalı olma ve iĢten ayrılmadan önce son 120 gün prim ödemiĢ olma gibi. Ayrıca ödeme süresi genel olarak kısadır. Sistem bu haliyle iĢsiz durumdakilerin sadece % 4‟ünü kapsamaktadır. Diğer ülkelerle karĢılaĢtırıldığında bu oran çok düĢüktür. OECD ülkeleri içinde kapsama oranı % 25 ile % 75 arasında değiĢmektedir. GeliĢmekte olan ülkelerde kapsama oranı geliĢmiĢ ülkelere oranla düĢük olmakla birlikte Türkiye ile karĢılaĢtırıldığında daha yüksektir. Türkiye‟de aktif ve pasif iĢgücü piyasası düzenlemelerinin temel yürütücüsü Türkiye ĠĢ Kurumu (ĠġKUR)‟dur ( Sapancalı, 2007).