• Sonuç bulunamadı

ġimendiferlerde Kömürün Mevcut Olup Olmadığına Dair Nafıa Vekâletinden ġifahi Sual Takriri

2. SĠYASĠ FAALĠYETLERĠ:

2.4. Mecliste Değişik Konularda Yaptığı Konuşmalar

2.4.3. ġimendiferlerde Kömürün Mevcut Olup Olmadığına Dair Nafıa Vekâletinden ġifahi Sual Takriri

Aynı gün yani 13 Mayıs 1920 tarihinde Niğde Mebusu Vehbi Bey ve arkadaĢları (Niğde mebusları Mustafa Hilmi ve Abidin Beyler) ġimendiferlerde Kömürün Mevcut Olup Olmadığına Dair Nafıa Vekâletinden ġifahi Sual Takriri vermiĢlerdir. Niğde Mebusları Mustafa Hilmi ve Abidin Beylerin de katıldıkları bu Takrir:

―Büyük Millet Meclisi Riyaseti Celilesine

Dâhili memleketteki zahire sevkıyatının Heyeti îcraiyece serbest bırakılarak bu yolda vilâyata tebligatı lâzimenin ifa kılındığı maalmemnuniye haber alınmış ise de bunun muvaffakiyetle husulü şimendiferler sevkıyatına muktazi kömürün mevcudiyetine mütevakkıf olduğu ve aksi halde bu baptaki tebligattan bir fayda çıkmamış olmakla beraber zahire

357 TBMM, Zb. C., D. I, c. 5, s. 358-359. 358 TBMM, Zb. C., D. I, c. 5, s. 359.

ihracatı hakkındaki müsaadeye binaen emniyetle zahire mubayaat ve sevkıyatına girişmiş olan büyük tüccarların bir surette zarar ve ziyan eylemelerini de badi olacağı şüphesizdir. Ahvali marazaya binaen evvelemirde bugün Anadolu'da işbu nakliyatı temine kâfi mevcut kömür var mıdır? Kömür mevcudu kâfi değilse bile tedricen celp ve tedariki tahtı temine alınmış mıdır? Zahire sevkıyatına müsaade edildikten sonra sevkıyata başlanılmış mıdır? Nafıa Vekili Paşa Hazretlerinden bu bapta izahat talebini arz ve teklif eyleriz, olbapta‖ ifadelerini içermektedir. Meclis Reisi tarafından daha sonra izahatın kendilerine gönderileceği bildirilmiĢtir.359

Niğde mebusu Vehbi Bey ve arkadaĢlarının Ģimendiferlerde kömürün mevcut olup olmadığına dair sual takririne; Meclisin 22 Mayıs 1920 tarihli bileĢiminde Nafıa Vekili Ġsmail Fazıl PaĢa (Yozgat) Ģifahen cevap vermiĢtir.

―Efendim, Niğde mebusu muhterem Vehbi ve Abidin Efendilerin takrirleri ile istizah ettikleri üç madde var. Onları birer birer izah edeyim. (Yüksek söyleyiniz sedaları) Birincisi; şimendiferlerimizin ihtiyacına kâfi kömür mevcut olup olmadığı sual buyruluyor. İkincisi; kömürün tedricen celp ve tedariki mümkün müdür? Yahut tahtı temine alınmış mıdır? Üçüncüsü; zahire sevkıyatına müsaade olunduktan sonra sevkıyata başlanmış mıdır? İşte bu üç madde sual olunuyor.

Malûmu âliniz, efendim zannederim geçen Mart ihtidalarında İngiliz kıtaatı ve memurini Ankara'dan, Eskişehir’den İzmit'e kadar sürüldükten sonra yedimizde kalan şimendifer hattı Ankara, Eskişehir, Afyonkarahisar, Konya ta Ulukışla'ya kadar ve bir kısmı Bilecik'e gidiyor. Bunu pek perişan bir halde bırakmışlardı. Fakat bize bu şimendiferlerin o kadar ehemmiyeti vardır ki, gerekince asker sevk etmek, mutlaka bunu biran evvel işletecek bir halde bulundurmak için yirminci kolordu kumanda heyeti ile Sivas - Ankara şimendiferi işletme müdürü Vasfı Beyden mürekkeb bir işletme heyeti meydana getirildi. Bunlar olanca kuvvet ve kudretleri ile bu şimendiferi işletecek bir hale getirdiler ve işletmeye başladılar. Malûmu âlinizdir ki, şimendiferin işletilmesinde ruhu mesele kömürdür. Binaenaleyh, 1262 kilo metre tulünde olan bu hattı işletebilmek için elde mevcut bulunan kömürün miktarı tahmin olunmuş yalnız kömür ile bir de (Paküra) vardır ki, bu da mahrukat makamında istimal olunuyor bunun her ikisi gerektiğinde ve umuru adiye de yani şimdiki sevkıyatı askeriye tezayüt etmemek şartı ile, yani gerçekleşen sevkıyatla ticaretin serbest olarak devam etmesi hakkında verilen kararname üzerine teşrinisaniye kadar devam edeceğini tahmin etmişlerdi. Lâkin eğer 'bu daha ziyade iktisat olunursa yani şimendifer nakliyatında bir parça

da tasarruf olunursa' ileri gidebilecektir. Yani kânunuevvele kadar. Fakat bu tahmin; şedit ahvali fevkalâde zuhur eder ve o vakit külliyetli asker sevkıyatına mecburiyet hâsıl olacak olursa bu hesap 'doğru olamaz. O vakit yani teşrinisaniye kadar eşyayı askeriye ve zahire nakletmek üzere işleyebilir. Eğer bir ahvali fevkalâde olmayıp da bu hal devam edecek olursa kânunuevvele kadar devam eder. Fakat (bununla da kanaat olunmadı. Her türlü tedabiri ihtiyatiyeye de tevessül olundu. Fide olan kömürden maada Haymana'da mevcut olduğu istihbar olunan kömürü tetkik etmek ve işimize yarayıp yaramadığını anlamak için memurini fenniye gönderilmiştir. Eğer orada bir hüsnü netice hâsıl olursa ondan istifade edeceğiz. Yalnız bununla da kanaat olunmadı; Bilecik ve daha sair o civarlarda kömür olduğu rivayet olunuyor. Onu da tetkik ediyoruz. Oradan da malûmat almak üzereyiz. Her türlü ahvale karşı yani elimizde kömür olmadığı takdirde şimendiferi işletmek için odun tedarikâtında bulunulmuştur. Daha bir şey var ki daha ziyade idarelidir. O da (Paküra) lakırdısı sebk etmiştir. Şimdi bizim elimizde bulunan maden kömüründen başka bir de (Paküra) vardır. (Paküra) Baküde bulunan petrol gazının 'bir nevi donmuş maden halinde, top halinde kalmış 'bir şeydir ve bu gayet idareli ve ekonomik bir mahrukattır. Şimdi bizim elimizde kömürle kullanılabilen on beş tane büyük, bir tane küçük lokomotif vardır. Paküra ile işleyen üç büyük lokomotif bir de küçük lokomotif vardır. Kömür ile işleyen lokomotiflerin ocaklarının bazılarını tuğla ile örüp bazı borular ilâve edilirse Paküra ile işler bir hale gelir ve bu suretle Paküra ile işleyen lokomotifimizi sekize iblağ edeceğiz. O halde memul ederim Cenabı hakkın lütfünden zannederim bu şimendiferi bu tadilât ile gelecek senenin nisanına kadar istetebileceğiz. Bu mesele hakkında ufak bir malûmat arz etmekliğime müsaade buyurunuz. Paküra kelimesi esasen Bakü’den geliyor.

Evet, efendim Bakü’deki olan petrol gazından istihsal olunan bir nevi mahrukattır. İşte bizim hasmı kavimiz olan İngilizlerin Bakü’yü ele geçirmeğe olan emel ve maksadı ancak petrolleri ele geçirmek içindir. Çünkü bu muhakkaktır ki, İngiltere'de kömür bitiyor. Bittiği gibi buna da ihtiyaç vardır. İnşallah kömürleri yakında bittiği gibi kendi devletleri de mahıv olur‖ 360 Ģeklinde uzun bir izahatta bulunmuĢtur.

Ġkinci reisin baĢka sorulacak bir Ģey var mı? Demesi üzerine söz alan Niğde Mebusu Abidin Bey; ―Bu suretle işleyeceğini buyurdular. İzahlarında teşrinisaniye kadar şimendiferlerin devam edeceğini söylediler. Fakat şimdiki tarzı tahrikle mi? Yoksa başka bir tahrikâtla mı? Yani haftada bir defa mı tahrik edecek, yoksa tahrikâtı teksir mi edilecek? Lütfen bu ciheti izah buyursunlar‖ demiĢtir. Bunu üzerine Fazıl paĢa; ―Şimdi mümkün

mertebe çalışıyoruz ki, yevmî karışıklık bir tren işleyebilsin‖ Ģeklinde cevap vermiĢtir. Bu arada söz isteyen Besim Atalay Bey‟e (Kütahya) ikinci reis; ―sual sorana aittir. Ayrıca bir sualde siz tertip edersiniz cevabını vermiştir‖ Ģeklinde cevap vermiĢtir 361.

Benzer Belgeler