• Sonuç bulunamadı

3. HOCALARI VE ETKĠLENDĠĞĠ ġAHSĠYETLER

3.8. ġARKĠYATÇI DOSTLAR

Oryantalist selefler dıĢında, Sezgin‟e arkadaĢlık etmiĢ ve hayatında büyük etki yaratmıĢ kimi Ģarkiyatçı arkadaĢları da vardır. Bunlardan biri Alman doğa bilim tarihçisi Willy Hartner‟dır (1905-1981). Hartner, Johann Wolfgang von Goethe Üniversitesi‟nde Kimya ve Astronomi okumuĢ, 1928 yılında ise Alman Astronom Martin Brendel‟in danıĢmanlığında, Astronomi alanında doktorasını yapmıĢtır. Sonraki yıllarda ise doğa bilimleri tarihine ilgi duymuĢtur (Geschichte der Naturwissenschaften). Dillere de oldukça yatkın olan Hartner, çalıĢmaları için Arapça ve Çince öğrenmiĢtir. 1931 yılından itibaren de Üniversitede çeĢitli diller öğretmiĢtir. 1935 yılında ise George Sarton‟un himayesinde Harvard Üniversitesi‟nin bilim tarihi alanında misafir profesör sıfatıyla bulunmuĢ ve burada uluslararası boyutta önemli iliĢkiler kurmuĢtur. Hartner daha sonra Almanya‟ya dönmüĢ ve çalıĢmalarına orada devam etmiĢtir. 1943 yılında Hartner, Frankfurt‟ta Institut für die Geschichte der Naturwissenschaften‟ı (Doğa Bilimleri Tarihi Enstitüsü) kurmuĢtur. 1946 yılında ise bilim tarihi sahasında ordinaryüs profesör olmuĢ, 1959 ila 1960 yılları arasında da Frankfurt Üniversitesinde rektörlük yapmıĢtır. 1960‟lı yıllarda da Hartner, Harvard‟a

43 birçok kez misafir profesör olarak gitmiĢ ve orada bulunduğu sırada usturlap ile ilgili çalıĢmalar yapmıĢtır.

Hartner‟in önemli çalıĢmalarından biri, Julius Ruska ile birlikte doğa bilimleri tarihi alanıyla ilgili yaptığı Arapça yazmalar kataloğudur. Onun ağırlıklı araĢtırma sahaları ise bilim tarihi ve özellikle astronomi tarihidir. ÇalıĢmalarındaki baĢarılarından dolayı Hartner, George-Sarton-Medaille gibi birçok niĢana layık görülmüĢ ve kimi önemli kurumların da baĢkanlığı ile üyeliğini yürütmüĢtür.128

Sezgin, Hartner ile Türkiye‟den ayrılmak zorunda kalmadan önce de tanıĢıyordu ve yukarıda bahsettiğimiz gibi, malum olay baĢına geldiğinde, yardım istediği kimseler arasında bu „faziletli‟ dostu da vardı. Bununla birlikte Hartner Sezgin‟i, Almanya‟da bulunduğu sırada da her zaman desteklemiĢti.129

Mamafih yukarıda Hartner‟le ilgili verilen bilgilere baktığımızda, bu dostluğun yalnızca bir destek bazında değil, bilakis bir etkileĢim düzeyinde olduğunu da görebiliriz. Bunun en güzel örneği ise her iki bilim tarihçisinin de Frankfurt‟ta bilim tarihi alanında birer enstitü kurmuĢ olmalarıdır. Dolayısıyla Hartner‟in Sezgin üzerindeki etkisi, küçümsenmeyecek kadar büyük görünmektedir. Sezgin‟in GAS‟ın ilk cildini kendisine ithaf etmiĢ olması da bu etkileĢimin bir tezahürü olarak değerlendirilebilir.

Sezgin‟in hayatındaki bir diğer önemli isim, Alman Ġslam bilimcisi, Arabisti ve Graeco-Arabisti Wolfhart Heinrichs‟tir (1941-2014). Akademisyen bir anne ve babanın oğlu olan Heinrichs, Köln Üniversitesi‟nde Ġslam bilimleri, Semitistik ve Felsefe okumuĢtur. Heinrichs bir yıllığına Londra‟da bulunan School of Oriental and African Studies‟e gitmesinin ardından, eğitimine Frankfurt ve Gießen‟de devam etmiĢtir. 1967 yılında ise Hâzım el-Kartâcennî‟nin Aristo‟nun Poetika adlı eserinden yaptığı alıntılar üzerine doktorasını tamamlamıĢtır. Akabinde bir yıl Orient-Institut Beyrut‟ta bulunmuĢ

128

http://www.iranicaonline.org/articles/hartner-willy, eriĢim 22.04.20

44 ve 1968 ila 1977 seneleri arasında Gießen Üniversitesi‟nde öğretim görevliliği yapmıĢtır. 1978 yılında ise misafir profesör olarak gittiği Harvard Üniversitesi‟nde, sürekli olarak kalmaya karar vermiĢtir.

Filoloji, Arap Ģiiri, retoriği ve nesri ile Aristo‟nun Poetikası‟nın Arapça çevirisi üzerinde yoğunlaĢan Heinrichs130

, Sezgin‟e özellikle GAS‟in II. cildinde131 oldukça yardımcı olmuĢtur. Sezgin ise kendisine olan Ģükran borcunu, mezkur cildi ona ithaf etmekle ödemeye çalıĢmıĢ görünmektedir.

Sezgin‟e dostluk ve meslektaĢlık eden bir diğer isim, Alman bilim tarihçisi Matthias Schramm‟dır (1928-2005). Schramm, Marburg Üniversitesi‟nde matematik, klasik filoloji ile oryantalizm okumuĢ ve Arapça öğrenmiĢtir. Eğitimine Frankfurt‟ta devam eden Schramm, 1955‟te Willy Hartner danıĢmanlığında aynı Üniversite‟de doktorasını ve doçentliğini tamamlamıĢtır. Bir yıllığına Oxford Üniversitesi‟nde bulunan Schramm, ardından Tübingen Üniversitesi‟nde bilim tarihi alanında ders vermiĢ ve 1996 yılında emekli olmuĢtur. 2002 yılında ise Ulm Üniversitesi kendisini onur profesörü ilan etmiĢtir. Schramm‟ın özellikle araĢtırdığı konular ise, Antik, Ortaçağ ve Ġslam bilim tarihi ile Modern matematik tarihidir. Ayrıca Tübingen‟li Astronom Wilhelm Schickard ile büyük fizikçi, matematikçi ve astronom Ġbnu‟l- Heysem‟i (ö. 432/1040) çalıĢmıĢtır.132

Sezgin, kendisine oldukça çok tesir ettiğini söylediği „bilim tarihi insanlığın ortak malıdır‟ ilkesini, „Alman âlim arkadaĢım‟ olarak tanımladığı Schramm‟dan öğrendiğini belirtir. Ayrıca Sezgin‟in ifadelerine göre, Yunanlıları çok iyi bilen ve matematik ile astronomi konusunda kendisinden çok daha iyi olan Schramm, Sezgin‟e

130https://news.harvard.edu/gazette/story/2015/07/wolfhart-peter-heinrichs/, eriĢim 22.04.20 131 Bkz. Sezgin, GAS, II/Önsöz.

132

Wolfgang R. Dick, Jürgen Hamel, Beiträge zur Astronomiegeschichte, I-VIII, Yay. y., Frankfurt 2006, VIII/220-223.

45 çok büyük destek ve fayda sağlamıĢ ve hayatında derin bir iz bırakmıĢtır.133

Sezgin, hayatının eserinin IV. cildini de çok sevdiği bu dostuna ithaf etmiĢtir.

Sezgin‟in bir diğer önemli dostu Alman asıllı Amerikalı Ģarkiyatçı Franz Rosenthal‟dır (1914-2003). Yahudi bir ailenin çocuğu olan Rosenthal, 1932 yılında Berlin Üniversitesine girmiĢ ve oryantalizm ile klasik diller okumuĢtur. Doktorasını ise Alman oryantalist Hans Heinrich Schaeder danıĢmanlığında „Die Sprache der Palmyrenischen Inschriften und ihre Stellung innerhalb des Aramäischen‟ baĢlığı ile tamamlamıĢtır. Ardından bir yıl Floransa‟da, daha sonra ise Berlin‟de bir yüksek haham okulunda öğretim faaliyetlerini sürdürmüĢtür. 1938 yılında ise Yahudi aleyhtarlığın artmasıyla ABD‟ye gitmiĢ, bir süre sonra da Cincinnati‟deki Hebrew Union College‟da çalıĢmaya baĢlamıĢtır. Ardından 1948 senesinde Pennsylvania Üniversitesi‟ne intisap eden Rosenthal, 1956‟da Yale Üniversitesi‟nde Sâmî diller profesörlüğüne tayin edilmiĢ ve 1985‟te emekliye ayrılıncaya kadar orada görevine devam etmiĢtir. Rosenthal, mezkur Üniversite‟nin Yakındoğu ÇalıĢmaları Bölümü‟nün uluslararası boyutta itibar elde etmesinde oldukça etkili olmuĢtur. Ayrıca o, Amerikan üniversitelerinde Ġslam‟la alakalı çalıĢmaların çoğalmasına da önemli katkılar sağlamıĢtır. Bununla beraber birçok önemli ödül, üyelik ve fahri doktora payesine de layık görülmüĢtür.

Birçok önemli eseri olan Rosenthal‟ın, çalıĢmalarının en önemli özelliklerinden bir tanesi, Ġslam medeniyetiyle ilgili kendisine kadar hiç ele alınmamıĢ konuları irdelemesidir. Rosenthal, temelde iki düĢünceyi savunmuĢtur; Müslümanların esasen Yunan medeniyetini sürdürdükleri ve insanın hevesleriyle genel anlamda dinin, özel anlamda da Ġslam‟ın mütenakız olduğu, ayrıca kaidelerle zapt edilmeye çalıĢılan arzuların illa ki gün yüzüne çıkarak sosyal nizama tesir ettiği görüĢüdür.134

Sezgin, dostu olarak gördüğü ve büyük Yahudi Alman oryantalisti ve çok insaflı bir bilgin olarak tanımladığı Rosenthal‟ın, özellikle „Ġslam‟ın bilimi bilim olarak tanımıĢ

133

Sezgin, Bilim Tarihi Sohbetleri, s. 23, 54, 81.

46 olduğu‟ fikrini benimsemiĢtir.135

Ayrıca Sezgin, sevdiği büyük oryantalist arkadaĢlarına yaptığı gibi, baĢyapıtı GAS‟ın bir cildini de (XVII.) bu arkadaĢına ithaf etmiĢtir.

Sonuç olarak Sezgin‟in hayatında, onu etkileyen ve onun ilmi birikimine katkı sağlayan birçok hocası ve dostu olmuĢtur. Ancak Sezgin, bunların arasından özellikle „iyi iĢ yapan oryantalistlerin‟, kendisine tesir ettiğinden bahsetmiĢtir.136

Ayrıca Dr. Peter Starr‟ın137

da ifade ettiği gibi138 Sezgin, esasen bir Alman geleneği olan „Geschichte der…‟ (… Tarihi) projelerini devam ettirmiĢtir.

Bununla beraber onu etkileyen mezkur oryantalistlere baktığımızda, hem onlar ile Sezgin‟in hem de bizzat birbirlerinin arasında birçok ortak noktaların olduğunu görmekteyiz. Yani Sezgin, aslında hakikatin peĢinden koĢan, insaflı oryantalistlerin çalıĢmalarına hayran kalmıĢ ve bir yerde bunları devam ettirmek için çabalamıĢ görünmektedir.

4. MEHMET FUAT SEZGĠN’E LAYIK GÖRÜLEN ÖDÜL VE