• Sonuç bulunamadı

II. HZ EBÛ BEKĠR DÖNEMĠ SĠYASĠ OLAYLARI

1. Hz Ebû Bekir’in Benî Sâide Örtmesinde Halife Seçilmesi

1.3. Hz Ali’nin ġûrâ GörüĢü

ġûra sistemi Ali b. Talib’in kendisinin de titizlikle uyguladığı bir ilke olup Hz. Ali’nin Ehl-i Beyt içinde soya dayalı bir krallık sistemini tanımadığını gösteren delillerden biridir. O, Halife Ömer b. Hattab’ın vefatından sonra yönetim sorununu çözmesi için belirlenen Ģûrâ faaliyeti içinde bulunmuĢ; Ģûrâ üyelerinin faziletlerini, Ġslam’a hizmetteki rollerini anlattığı halde, kendisi hakkında nass bulunduğundan veya Rasûl’den sonra halife olarak atandığından söz etmemiĢtir. Eğer Gâdir hadisi bu anlamı taĢımıĢ olsaydı Hz. Ali’nin buna değinmesi gerekirdi. Kendi faziletlerinin sayılıp dökülmesinden daha güçlü olan bu delille onları ikna etmeye çalıĢırdı.

Hz. Ali, kesin olarak Ģûrâ sistemine inanıyordu. Bunun yanında, söz konusu hakkın öncelikle Muhacir ve Ensara mahsus olduğu kanaatini taĢıyordu. Bunun içindir ki Hz. Osman’ın öldürülmesinden sonra kendisinin yönetime geçmesini isteyen isyancıların bu isteğini, “Bu sizin iĢiniz değil; bu iĢ Muhacirlerin ve Ensarın yetkisindedir; onlar kimi seçerlerse o baĢkan olur.” gerekçesi ile reddetmiĢtir.

Hz. Peygamber, kendi yokluğunda yerine vekil tayin ederken ve bu iĢin üzerinde önemle dururken, her nedense vefat ettiğinde yerine bir halife vasiyet etmemiĢ, imkânı olduğu halde yerine kimseyi bırakmamıĢtır. Arapların da âdetine göre lider, halef bırakmazdı. Politik yaĢamda böyle bir gelenek yoktu. Geri kalan kabile üyeleri liderlerini özgürce seçerlerdi. Bu konuda Hz. Ömer ve Hz. Ali Ģöyle demiĢlerdir: "Hz. Peygamber vefatından sonrası için yerine kimseyi halife olarak

vasiyet etmemiştir.146

144

Ġbnü’l-Esir, el-Kâmil, III, 242.

145

el-Kâtib, Şiada Siyasal Düşüncenin Gelişimi, s. 27, Küleynî, Ravdatu’l-Kâfî, s. 246 den naklen.

146

45 Hz. Ali, Cemel günü yaptığı bir konuĢmada bu meseleye son noktaya koymuĢtur: “Ey insanlar! Rasûlullah (s.a.v.), hilafet konusunda bize herhangi bir

vasiyette bulunmadı. İş böyle olunca biz, Ebû Bekir’i halife olarak seçmeyi uygun gördük ve o da bunu ölünceye kadar dosdoğru yerine getirdi. Sonra Ebû Bekir, Ömer’i halife olarak tayin etmeyi uygun gördü ve o da ölünceye kadar bu görevi hakkıyla yerine getirdi.147

Bundan dolayıdır ki sahabîler, Sakîfe Toplantısı’nda Hz. Peygamber’den sonra yönetici olacak Ģahsın kim olacağı konusunu tartıĢmıĢlardır. Eğer Hz. Peygamber yönetici olarak yerine birini halife bıraksaydı, sahabîler Sakîfe’de tartıĢmaya gerek duymayacaklardı.148

Eğer Hz. Peygamber, kendisinden sonra bir halife bırakmıĢ olsaydı ve sahabeler bu Ģekilde bir toplantı da halife seçim yapılması teĢebbüs etmiĢseler orda katılan sahabelerin gayr-i meĢru olacağı gibi iktidarı elde etmek için mücadeleye giren her bir Ģahıs da Rasûlullah’ın emrine muhalefet etmiĢ olacağı için günahkâr olurdu ki, bu sahabelerin Ġslamî prensiplerine ve ahlakına bağlılığına terstir. BaĢka bir husus ise eğer Peygamber kendisinden sonraki halife tayin etmiĢ olsaydı, bu, her iktidar sahibine kendisinden sonraki halifeni belirleme hakkını verecektir ki, bu durmda ortaya çıkan yönetim modeli tam değilse de “yarı saltanat” sistemi diyebiliriz.149

Hz. Osman’ın Ģehid edilmesinden sonra Muhacir ve Ensâr Hz. Ali'ye gelip:

“Elini uzat; sana biat edelim.” dediklerinde onları geri çevirmiĢ; onlar tekrar

geldiğinde bir daha geri çevirmiĢ, bir daha geldiklerinde onlara Ģöyle demiĢtir: “Beni

bırakın, başkasını arayın; iyi bilin ki, ben sizin teklifinizi kabul edecek olsam, size kendi bildiğim şeyi yaparım. Beni bırakırsanız, ben sizden biri gibi davranırım; hatta belki de yönetime getirdiğiniz kişiyi en iyi dinleyecek ve ona en güzel itaat edecek olanınız ben olurum; benim sizin için vezir olmam, sizin için emir olmamdan daha hayırlıdır.” Sonra kalkmıĢ Talha ve Zübeyr’e gitmiĢ, yönetimi üstlenmelerini teklif

etmiĢtir. Onlara: “İkinizden kim isterse ona biat ederim.” demiĢtir. Onlar ise:

147

Ġbn Kesir, el-Bidâye ve n-Nihâye, V, 220.

148

Azimli, “ Hulefâ -i RâĢidîn Döne mi Halife Seç imleri”, s. 45.

149

46

“Hayır; insanlar senden daha çok memnun olur.” demiĢlerdir. Bunun üzerine “Eğer siz kabul etmiyorsanız, bana yapılacak biat gizli olmaz; ancak Müslümanların rızası ile gerçekleşebilir. Ben camiye giderim; bana biat etmek isteyen biat eder.”150

demiĢtir.

Ayrıca Hz. Ali, Hz. Osman’ın katledilmesinden sonra yeni halife seçilme meselenin istiĢare ile halledilmesini ve Bedir ashâbının rıza gösterdiği kimsenin halife olması gerektiğini görüĢündeydi.151

Hz. Osman’dan Hz. Ömer’in kullandığı metodu kullanmasını istedi, çünkü Hz. Ömer kendisinden sonra belli b ir kiĢi tayin etmeyip AĢere-i MübeĢĢere’den bir heyet bırakmıĢtı. Hz. Ali de Bedir savaĢında bulunan sahabenin görüĢünün ve rızasının alınmasını istiyordu.152

ġayet, “nassla tayin görüĢü” Müslümanlar arasında sabit ve bilinen bir görüĢ olarak kabul edilmiĢ olsaydı, Ġmamın, isyancıları geri çevirmesi, Muhacirler ve Ensârın hangi yönden görüĢ belirteceklerini beklemesi caiz olmazdı. Bunun yanı sıra, “Benim sizin için vezir olmam, sizin için emir olmamdan daha hayırlıdır.” demesi de caiz olmadığı gibi, Talha ve Zübeyr’e halifeliği teklif etmesinin ve Müslümanların kendisine biat etmelerini beklemesinin de bir anlamı olmazdı.

Hz. Ali, Ģûrânın Müslümanların temel ilkesi olduğu Ģeklindeki inancı Hz. Hasan’ın halifelik sürecinde açık bir Ģekilde ortaya çıkmıĢtır. Abdurrahman b. Mülcem kendisini yaraladıktan sonra Müslümanlar Hz. Ali’nin huzuruna varıp oğlu Hasan’ı yerine halife seçmesini istediklerinde, “Hayır, biz de buna benzer bir durum için Rasûlullah’a varmıĢ ve “Bir halife tayin et” demiĢtik. Kendisi: “Hayır Ġsrail oğullarının Hârun hakkında ayrılığa düĢtükleri gibi, sizin de bu konuda ayrılığa düĢmenizden korkuyorum. Yalnız, eğer Allah sizin kalplerinizde bir iyilik bulunduğunu görürse, sizin için birini seçer.” dedi.” Hz. Ali, birini aday göstermesi istendiğinde, bunu da yapmamıĢtı. “Eğer seni kaybedecek olursak, hiç olmazsa

Hasan’a biat etmeyi elden kaçırmamaya çalışırız.” dediklerinde, Hz. Ali: “Size

150

Taberi, 1, 3072.

151

Ġbn Kuteybe, el-İmâ me ve’s-Siyâse, s. 43.

152

47

bunu ne emrederim ne de bundan sakındırırım; siz kendiniz bilirsiniz.” karĢılığını

vermiĢti.153

ġeyh Hasan b. Süleyman, Süleym b. Kays el-Hilalî’den naklettiği bir rivayette Ģöyle söyleniyor: Ali’den iĢittim, iki oğlu, Abdullah b. Ca’fer ve taraftarlarının en yakın adamları arasındaydı; dedi ki: “İnsanları razı oldukları ile baş başa bırakın ve

siz susmayı tercih edin.” dedi154

Görüldüğü gibi ġiî ve Sünnî kaynaklarda Hz. Ali’nin temel ilkesi olarak bağlı kaldığı Ģûrâ sistemi açıkça ortaya çıkmaktadır. Ġlk halife seçimi esnasında ve vefatına kadarki olan dönemde Ģûrâ sisteminin yerine geçebilecek baĢka bir sistemi hiçbir Ģekilde kabul etmemiĢtir.

Ayrıca Hz. Ali, kendine sıradan bir insan gözüyle bakmıĢ, kendini “masum“ saymamıĢtır. O’nun bu tavrını Küleynî, el-Kâfî’ adlı eserinde Ģu Ģekilde kaydetmektedir: “Yaptıklarımın hata olmadığından emin değilim; ancak Allah,

benden daha fazla hâkim olduğu nefsime karşı beni koruyacak olursa o başka.”155

Benzer Belgeler