• Sonuç bulunamadı

Karakuş (2010) yaptığı çalışmada üstün yetenekli çocukları olan anne babaların karşılaştıkları güçlükleri incelemiştir. Araştırma BİLSEM merkezlerine devam eden üstün yetenekli/zekâlı çocukların velilerine uygulamıştır. Araştırma

sonucunda, üstün yetenekli çocuğa sahip anne babaların, çocuklarının çok soru sorması, kişilik özellikleri, iletişim becerileri ve örgün eğitimleri ile eğitsel çalışma alışkanlıkları gibi konularda güçlükler yaşadıkları tespit edilmiştir.

Genel eğitim politikamızın değişmesi, Dünya Bankası ya da Avrupa Birliği Eğitim Fonuna proje ile başvurulması ve çeşitli fonlardan destek alınması biçimindeki beklentiler bu konu ile ilgili yaşanan eksiklikler olarak belirlenmiştir.

Dağlıoğlu ve Alemdar’ın (2010) yaptığı çalışmada, üstün yetenekli çocuğa sahip anne-babalar yol gösterecek yaratıcı yaklaşımlar geliştirebilmeleri için dikkat edilecek hususları incelemiştir Çalışmada, üstün yetenekli çocukların anne ve babalarına büyük görev düştüğünü, anne ve babaların çocuklarını iyi gözlemleyerek onların gelişimlerindeki farklılığı ortaya çıkarmaları gerektiğini vurgulamıştır. Araştırmanın sonucunda, çocukların potansiyellerini en üst düzeye çıkarmak için ebeveynlerin; çocuklarını birey olarak görmek, birlikte etkinlikler yapmak, ısrarcı olmak, düşünmeden hareket etmelerini engellemek, hakkında düşünmek, kesinlik ve doğruluk için çabalamak, yeni durumlara eski bilgileri uyarlamak, bütün duyularını içeren veriler toplamak ve yaratıcı olmaları gerektiğini vurgulamıştır. Bununla birlikte özellikle erken çocukluk döneminde üstün yetenekli çocukların kimlik kazanmaları için kendi cinsinden ebeveynle sağlıklı bir özdeşim kurmasının önemli olduğu düşünülmüştür.

86

Majid ve Alias (2010), Malezya’da yaptığı araştırmasında, üstün yetenekli çocukların gelişimindeki risk faktörlerini inceleyerek, ebeveynlere ve öğretmenlere bazı önerilerde bulunmuştur. Araştırmada, üstün yetenekli çocukların çevresel duygusal, sosyal risk faktörlerinden dolayı öğrenme güçlüğü çekebileceklerini vurgulanmıştır. Araştırmada, üstün yetenekli çocukların hayatlarında atlatmak zorunda oldukları iyi ve kötü durumlar olacaktır ve anne-babalara/öğretmenlere düşen görevin bu çocuklara rehberlik edip onları doğru yönlendirmek olması gerektiği belirtilmiştir. Anne babalar, bu özel çocukların motivasyonlarını ve yaratıcılıklarını arttırmak için açık görüşlü ve esnek olmalı, çocukların bilim, sanat, müzik ve tiyatroya yönlendirilmesi ayrıca gerektiği savunulmuştur.

Jolly ve Matthews (2012) üstün yetenekli ebeveynlerin üzerinde yapılan çalışmaları incelememiş ve bu çalışmaları üç tematik alan kategorilerine ayırmıştır. Bunlar; ebeveynlerin çocuklarına etkisi, ebeveynlerin üstün yetenek ve beceri üzerindeki algısı ve ebeveynlerin üstün yetenekliler üzerinde uygulanan programlara karşı memnuniyeti olarak adlandırılmıştır. Ebeveynlerin çocuklarına etkisi teması kapsamında; ebeveynlerin çocuklarının okul başarıları konusunda hem negatif hem de pozitif etkilerinin olduğundan bahsedilmiştir. Bu durumun farklı ebeveyn tutumlarından dolayı olduğu savunulmuştur. Özellikle Asyalı ebeveynlerin, çocuklarının başarısıyla kendilerini tatmin ettiklerinden bahsedilmiştir. Ebeveynlerin üstün yetenek ve beceri üzerindeki algısı temasında ise; ebeveynler çocuklarının sınıf ortamında ve ya çevresindeki kişiler tarafından etiketlenmesi durumunda hem zorluk hem de kolaylık yaşadıklarından bahsetmiştir. Ebeveynlerin üstün yetenekliler üzerinde uygulanan programlara karşı memnuniyeti ise değişkenlik göstermektedir. Bir yandan ebeveynler çocuklarının bu program içinde kaliteli eğitim aldıkları için memnunken, bir yandan da çocuklarının etiketlenip bu programlara katılması,

87

programların çok da uygun olmadıklarını düşünmeleri ve normal gelişim gösteren çocuklardan ayrılması hususu ise ebeveynleri memnun etmemektedir.

Oğurlu ve Yaman (2010) tarafından ailelerin üstün zekâlı ve yetenekli çocukları için rehberliğe ihtiyaç duydukları problem alanları tespit edilmesine yönelik bir çalışma yapılmıştır. Araştırma sonucunda; ailelerin üstün zekâlı ve yetenekli çocuklarıyla ilgili ihtiyaç hissettikleri rehberlik alanları arasında aşırı duyarlılık, mükemmeliyetçilik, yetenek geliştirme programlarının eksikliği, çok fazla aktiviteye katılma, düzensizlik ile kurallara aşırı bağlılık konularının olduğu görülmüştür.

Karakuş (2010), üstün yetenekli çocukları olan anne ve babaların çocuklarının eğitimine yönelik algılarına ilişkin durumları belirlemek amacıyla bir araştırma yapmıştır. 110 örneklemle anket formu kullanılarak nicel yöntem kullanılarak bu araştırma gerçekleştirilmiştir. Araştırma sonucunda, anne babaların çocuklarını akademik başarılarını göz önünde bulundurmadan sevme, yeteneklerinin kişisel yararlarına olduğu kadar toplum yararına olduğunu da öğretme, zihinsel gelişimin yanı sıra toplumsal ve fiziksel gelişimi özendirme, çocuklarını yaptıkları iş karşılığında çok güzel ifadelerle övmede kendilerini çok iyi düzeyde algıladıkları sonucu elde edilmiştir. Ayrıca ebeveynlerin, çocuklarına okuma materyalleri, koleksiyon malzemeleri, çocuklarının ilgileri doğrultusunda keşfetme becerilerinin yeterli düzeyde sağladığı hususlarının tespit edildiği görülmüştür. Anne ve babalar, çocuklarını seminer, ek ders, geziler ile özel gruplara da götürme oranlarının yüksek olduğu görülmüştür.

Çamdeviren (2014), BİLSEM’ e devam eden üstün yetenekli çocukların anne babalarının karşılaştıkları güçlüklerin tespit etmek amacıyla Sakarya ilinde bir araştırma yapmıştır. Nitel ve nicel araştırma teknikleri kullanılarak araştırmada 108

88

üstün yetenekli çocuğa sahip veliye ulaşılmıştır. Araştırmada üstün yetenekli çocuğa sahip anne babaların, çocuklarının özel yeteneklerini fark etme, belirleme, çocukların sorularını cevaplandırabilme, zihinsel, sosyal-duygusal ve kişilik özelliklerinin farkında olabilme, iletişim becerileri ile sorunlarını çözebilme gibi konularda güçlükler yaşadıkları saptanmıştır.

Güçin ve Oruç (2015), Türkiye’de üstün yetenekli ve zekâlılar alanında yapılmış çalışmların ne düzeyde olduğunu saptamak amacıyla araştırma yapmıştır. Araştırmanın kapsamını, üstün yetenekliler ve zekâlılar ile ilgili yapılmış tüm tez, makale, bildiri, kitap ve internet kaynakları oluşturmaktadır. Nicel yöntem kullanılan araştırma sonucunda bulgulara göre en çok bildiri alanında en az çalışma ise doktora tezi alanında yapılmıştır. Konu ile ilgili yazılan yüksek lisans ve doktora tezleri en fazla İstanbul Üniversitesi bünyesinde yazılmış olduğu saptanmıştır.

Arseven (2016) çalışmasında ortaokul düzeyinde öğrenim gören üstün yetenekli öğrencilerin öğrenme stillerinin incelenmesi ve bazı değişkenlerle ilişkisinin ortaya konması amaçlamıştır. Bu amaçla çalışma 2015- 2016 öğretim yılı güz döneminde Sivas Bilim ve Sanat Merkezinde öğrenimlerine devam eden 84 üstün yetenekli öğrenci ile gerçekleştirilmiş, çalışmasında Öğrenme Stilleri Ölçeği (ÖSÖ) kullanmıştır. Çalışma sonucunda üstün yetenekli öğrencilerin “bağımsız”, “rekabetçi” ve “işbirlikçi” öğrenme stillerine yüksek düzeyde sahip olurken, “pasif”, “bağımlı” ve “katılımcı” öğrenme stillerine ise orta düzeyde sahip oldukları sonucuna ulaşılmıştır. Benzer şekilde Tüysüz (2013) yaptığı araştırmada; üstün yetenekli öğrencilerin bağımsız, işbirlikli, rekabetçi ve katılımcı öğrenme stilleri puanlarını yüksek düzeyde bulurken, pasif ve bağımlı öğrenme stili puanlarını orta düzeyde bulgulamışlardır (Akt: Arseven, 2016). Ayrıca araştırma sonucuna göre

89

üstün yetenekli öğrencilerin sınıf içi etkinliklerde; meraklı ve rekabeti seven ve en çok bireysel çalışmaları tercih ettikleri tespit edilmiştir.

Üstün yetenekli öğrencilerin bilişsel gelişimlerini daha iyi anlamak ve desteklemek için öğrenme stillerini tespit etmek önemlidir Samardzija ve Peterson (2015) yaptıkları araştırmalarında, üstün yetenekli öğrencilerin görsel ve kinestetik öğrenme stillerini daha çok tercih ederken, işitsel öğrenme stilini daha az tercih ettiklerini bulgulamıştır (Arseven, 2016).

Gülkaya (2016), okul öncesi öğretmenlerinin, üstün yetenekli çocuklar hakkındaki algı ve görüşlerini belirlemek amacıyla bir araştırma yapmıştır. Tarama modelinde yapılan araştırmanın evreni görev yapmakta olan 100 anaokulu öğretmeninden oluşmaktadır. Okul öncesi öğretmenlerinin üstün yetenekli öğrencilere yönelik algılarının olumlu olduğu sonucuna varılmıştır. Okul öncesi öğretmenlerinin üstün yetenekli öğrencilere yönelik görüşlerime bakıldığında ise

90

Bölüm 3

YÖNTEM

Bu bölümde, araştırmanın modeli, evren ve örneklem, veri toplama aracının geliştirilmesi, verilerin toplanması, çözümlenmesi ve analizi ile ilgili bilgiler sunulmaktadır.