• Sonuç bulunamadı

1. İNCELEME

1.2. FONETİK ÖZELLİKLER

1.2.1. ÜNLÜLER (VOKALLER)

1.2.1.1. ÜNLÜ DEĞIŞMELERİ

Eskiden beri Türkçe’ de çok yönlü (i > e, e > i, i > ė, e > ė, ė > e) değişmelerin olması, bu meselenin kesin olarak ispatını güçleştirmiştir. Bu türlü çok yönlü değişiklikler yalnızca eski devrelere ait değildir. Bu günkü Türk lehçelerinde de aynı şekilde ikilik gösteren ünlülerin bulunduğu bilinmektedir.

Aynı kelimenin hem e’ li hem i’ li şekillerinin bulunması, bu iki sesi bünyesinde bulunduran ve sonradan i ve e şeklinde gelişme gösteren bir kapalı e’ nin (ė) varlığını düşündürmüşse de , bu konuda yapılan çalışmalar bu değişmenin hangi yönde olduğunu kesin olarak ortaya koyacak nitelikte değildir.

Esasen kapalı e’ nin tespitini güçleştiren en önemli husus, yazıda bu sesi gösteren belirleyici bir işaretin bulunmayışıdır. Bu bakımdan bazı araştırmacılar, Eski Anadolu Türkçesi metinlerinde i ile yazılan sesi kapalı e (ė) olarak okumayı benimserken, bazı araştırmacılar da böyle mühüm bir meselede kuvvetli bir delilin bulunmayışı yüzünden, metinlerde i ile yazılan bu sesi yazılışına bağlı kalarak i şeklinde okumayı tercih etmişlerdir11

.

Eski Anadolu metinlerinde bu günkü Anadolu ağızlarında görüldüğü gibi kök hecedeki i’nin ve kapalı ė’nin yan yana yaşadığı muhakkaktır. Ancak, bu durum bizce esreli ve y’li yazılışları kapalı ė olarak değerlendirmek için yeterli değildir12.

11

Mustafa KORKMAZ, Türk Dilinin Gelişme alanları ve Eski Anadolu Türkçesi, Filiz Kitabevi, İstanbul, 1995, s.92.

12 Zeynep KORKMAZ, Türk Dili Üzerine Araştırmalar Birinci Cilt, TDK Yayınları, Ankara 2005, s. 497.

21

Metnimizde kapalı e (ė) kullanımı belirli bir düzen içerisinde gitmemektdir. Mesala demek fiili birçok yerde dimek olarak geçerken bazen demek şeklinde de geçmektedir. Ancak yaygın olarak dimek şeklindedir. Eski Anadolu Türkçesi metinlerinde genel olarak yedi sayısı yidi olarak geçerken metnimizde yedi şeklinde kullanılmaktadır. Gerek kapalı ė’ yi gösteren özel bir işaretin olmayışı gerekse de metnimizde kapalı ė’ nin ve i’ nin karışık verilmesi ayrıca müstensihin ağız özelliklerinin de metne yansıyabileceğini göz önünde bulundurarak i’li şekilde yazmayı uygun bulduk.

a) Metnimizde “e” seklinde geçen fakat bugün “i” olarak telaffuz edilen kelimeler:

eyü > iyi Eyü midür (43-a/9)? gey-> giy ãaru geyerlerdi (55-a/1). geydür- > giydir- Her kişiye geydürdi (75-a/11).

b) Metnimizde “i” şeklinde geçen fakat bugün “e” olarak telaffuz edilen kelimeler:

di- > de- Ben müslümanlardan oldum didi ( 1-b/6). Yeni mi dirsin (2-a/7)?

gice > gece Üç gün, üç gice gitdiler (37-b/3). Pes ol gice müvekkeller küllìsi uyòuya vardılar idi (42-b/12).

iy > ey İy pir seni kim öldürdi (25-a/6). İy úavm üşde anlaruñ ulularnı depeledüm (37-b/11). İy úavm niçün èÀãìlıú idersiz (39-b/4). it- > et- Bir zamÀn peyàamberlıú daèvÀsın itdi (3-b/4). Tañrumuz

budur diyü iètiúad itdiler (9-a/6).

vir- > ver- HemÀn kim Óıøır selÀm virdi (30-b/12). Anlaruñ memleketini size mìraå virmişdür (34-b/13). Ol CabbÀrları ne ãıfatla gördilerse òaber virdiler (36-b/4).

yi- > ye- Ġuããa yime a/9). Óacetleri olduàınca ve aòir yirlerdi (38-b/6). Úaruduúları úuşları yidiler (39-b/1).

yir > yer Sebebi budur kim yiryüzinde ben iki kişiéi sevmedüm (2-b/6). yit- > yet- Bir óabbeye güçleri yitmezdi (20-a/2). Her biriñüz bugün

yitecek úadar selvÀ dutuñ (39-b/6). yil > yel İttifÀú yil esdi (29-a/9).

22

c) Metnimizde hem “e” hem “i” olmak üzere her iki şeklini de devam ettiren

kelimeler:

de- : Tañrımuzdur deyüp aña ùaparlardı (5-a/6). di- : Siz aña niçün heves idersiz didi (5-b/1).

1.2.1.2. ÜNLÜ UYUMU

1.2.1.2.1. Kalınlık İncelik Uyumu

Bir kelimede bulunan ünlülerin kalınlık veya incelik bakımından benzeşmesine büyük ünlü uyumu denir. Yani Türkçe bir kelimenin ilk hecesinin ünlüsü kalın ise sonraki hecelerin (ekler de dahil) ünlüleri kalın, ilk hece ünlüsü ince ise, sonraki hecelerin ünlüleri de ince olur. Türkçede büyük ünlü uyumuna uymayan kelimeler, genellikle yabancı kökenlidir13.

Türkçenin temel özelliklerinden olan kalınlık incelik uyumuna metnimizde de önemli ölçüde uyulmaktadır.

Siz aña niçün heves idersiz didi (5-b/1). Üç biñden eksüge virmezin (24-b/10). Gün ùolunca üstlerinde gölge olurdı (39-b/11).

Aitlik eki –ki Türkiye Türkçesinde uyumu bozarken metnimizde bozmamaktadır. Bu ek ince ünlülerde –ki şeklinde olup kalın ünlülerde –ġı şeklinde kullanılmaktadır. Mesela:

evvelki günüyidi (7-b/5), şol úarşuñdaàı ùaġa, elindeki levóaları yere bıraúdı (13-a/6). ÚurÀn içindeki aókÀm bölük bölük inmişdür (17-a/1). Şimdiki zamÀnda (17-b/12), yaúınındaàı ùÀyifeye (20-b/12), ol ùamarındaġı úan (25-a/11), şimdiki zamÀnda (27-b/11), zenbìl içindeki balıàa (29-a710), evvelki yerlerinde (37-b/4), Arúalarundaġı ùonları (40-a/2).

ken eki ise kalınlık–incelik uyumunu bozmaktadır. Mesela: zebÿn olmışken (27-b/3).

1.2.1.2.2. Düzlük Yuvarlaklık Uyumu

13 Tuncer GÜLENSOY, Üniversiteler İçin Türkçe El Kitabı, Kıvılcım Yayınları, Kayseri, 1998, s.153.

23

Yuvarlaklık-düzlük bakımından vokal uyumunun Türkçenin ilk devrelerinden beri umumîleşip sağlam kaideler olarak ortaya çıkmadığı malûmdur. Eski Türkiye Türkçesinde (Faruk Kadri Timurtaş EAT’ yi Eski TürkiyeTürkçesi olarak adlandırır.) ise, bu hâl devam etmekte, ayrıca eski ve yeni yazı dilimizden farklı olarak birçok kelimelerde bir yuvarlaklaşma kendini göstermektedir. Düz vokal taşıması gereken, Uygur devresinde bir yuvarlaklaşma kendini göstermektedir. Düz vokal taşıması gereken, Uygur devresinde olduğu gibi, bugün de düz vokal taşıyan bâzı kelimelerin yuvarlak vokalli olduğu görülüyor. Bu yuvarlaklaşma (labialisation), Eski Türkiye Türkçesinin en mühim fonetik hususiyetlerinden birini teşkil etmektedir 14.

Eski Anadolu Türkçesi döneminde, düzlük yuvarlaklık uyumuna tam riayet edilmemiştir. Bu uyuma Türkçenin diğer dönemlerinde de tam olarak uyulduğu söylenemez. Metnimizde de bu uyuma tam riayet edilmemiştir:

Yÿşaè öldüginden ãoñra (41-a/1). Bu yere ben senüñ buyruàuñla geldüm (46-a/3). Pes dünyÀdan naãìbüñi unutma (52-b/3). Kendü ãanèatumla ve kesbümle óÀãıl eyledüm (52-b/9).

1.2.1.3. ÜNLÜ DÜŞMESİ

Türkçede orta heceler vurgusuz olduğundan, kelime ortasında vokal düşmesi pek fazladır. Kelimenin bünyesine dÀhil vokaller düşebildiği gibi; ekleri içinde vokaller; ve i- yardımcı fiilinin i’si çok defa düşmektedir. Kelime ortasında vokal düşmesi Türkçenin her devresinde görülmektedir15. Orta hece ünlüsünün düşmesi, Türkçenin en yaygın ses olaylarından biridir16. Metnimizde sıkça rastlanan bu ses hadisesinin bazı örnekleri şunlardır.

burun burnumla (32-a/13)

eyü anlaruñ óaúúında itdügi eylükleri (27-b/1). göñül Yÿşaènuñ göñlüne (42-b/3)

óayır Anlara óayra virevüz (11-b/9). úarın úarnı acıúdı (29-b/9).

14 Faruk Kadri TİMURTAŞ, Eski Türkiye Türkçesi, Enderun Kitabevi, İstanbul, 1994, s. 27.

15 Faruk Kadri TİMURTAŞ, Eski Türkiye Türkçesi, Enderun Kitabevi, İstanbul, 1994, s. 40

24

úıġırmaú Úıġrıtdı (56-b/13). oġul oġlını (16-a/11),

şehir Endeles şehrine (19-a/5). şekil Bir buzaġu şeklinde (14-a/9), ùoġru DìvÀr ùoġruldı (33-a/1).

üzeri HemÀn kim ùaġ üzerlerinden ayrıldı (18-b/11).

idi Yoġsa aña bundan àayrı ùaèÀm úanda olaydı ki anı ùoyuraydı (34-b/8).

1.2.1.4 HECE DÜŞMESİ

Kelime içinde benzer ya da eş hecelerin yan yana gelmesi durumunda bu hecelerden birinin düşmesi olarak tanımlanan bu ses değişikliğinin Eski Anadolu Türkçesinde bazı örnekleri görülmektedir. taşık-> çık-, karındaş> kardaş, tatıglug>tatlu gibi17. Benzer hece düşmesinin bu devir metinlerinde bir iki örneği bulunmaktadır. tur- fiilinden gelen bildirme eki durur’un –dur şekli de vardır (aç-dur, başumda-dur; câhıl dururlar)18.

-dur, -dür < durur Sizüñ Tañruñuz Allahdur (9-a/12). Ol ùaġ senden muókemdür ve úuvvetde ziyÀdedür (11-a/3).

úardaş < úarındaş İy úardaş benüm saúaluma ve saçuma yapışmayın (13-a/13).

1.2.1.5. BİRLEŞME

Türkçe kelime köklerinde iki ünlü yan yana gelemiyeceğinden, ünlü ile biten bir kelimeye yine ünlü ile ünlü ile başlayan bir kelime veya ek geldiği zamÀn ünlülerden biri düşerek birleşme meydana gelir. Bu olay geçici olduğu gibi, devamlı düşme neticesinde kalıcı da olabilir 19

.

gör-e+u- YÀ MÿsÀ sen beni göremezsin (11-a/1).

17

Hatice ŞAHİN, Eski Anadolu Türkçesi, Akçağ Yayınları, Ankara, 2003, s. 42.

18 Mustafa ÖZKAN, Türk Dilinin Gelişme Alanları ve Eski Anadolu Türkçesi, Filiz Kitabevi, İstanbul, 1995, s. 102.

25

it-e+u YÀ MÿsÀ bu sen didigüñ nesneleri biz idemezüz (17-a/4).

kendüzni < kendü+öz+ni kendüzni (10-b/13). kimesne < kim+ise+ne kimesne (17-b/1).

nola < ne+ol- Nola mÀlı ve dünyÀsı yoġsa şol < şu + ol şol úıbùìlerden (8-a/8). şöyle < şu+eyle şöyle (1-b/1).

Benzer Belgeler