• Sonuç bulunamadı

4. LİTERATÜR TARAMASI

4.2. Ülkemizle İlgili Yapılan Çalışmalar

Yiğitbaş (2015)’in Türkiye’de özel sektör kredilerinin belirleyicilerini araştırdığı çalışmasında ticari bankaların özel sektöre vermiş oldukları kredi miktarlarını bağımlı değişken olarak kullanılmıştır. Bağımsız değişkenler olarak ise kredi faiz oranı, sanayi üretim endeksi ve reel kesim güven endeksi kullanılmış olup bu değişkenlerin ticari bankaların özel sektöre vermiş oldukları kredi miktarı üzerindeki etkisi incelenmiştir. Yapılan bu çalışmadan elde edilen sonuçlara göre, bağımsız değişken olarak kullanılan üç parametre de özel sektöre verilen krediler üzerinde anlamlı etkiye sahiptir. Ayrıca kredi faiz oranı ile ticari bankalar tarafından özel sektöre verilen krediler arasında ters yönlü, sanayi üretim endeksindeki ve reel kesim güven endeksi ile ise aynı yönlü bir ilişkinin olduğu tespit edilmiştir. Başka bir şekilde ifade edecek olursak kredi faiz oranındaki azalma verilen kredi miktarını arttırmaktadır. Buna ek olarak reel kesim güven endeksi ve sanayi üretim endeksindeki artış da ticari bankalar tarafından özel kesime verilen kredi miktarını arttırmaktadır.

Banka kredi kanalının parasal aktarım mekanizması olarak incelendiği çalışmalardan birini geçekleştiren Brooks (2007), Türkiye’de banka kredi kanalının parasal aktarım mekanizması olarak çalışıp çalışmadığını incelemiştir. Para politikasının belirgin şekilde sıkılaştırılmasına neden olan Mayıs-Haziran 2006’da yaşanan finansal dalgalanma, dışsal bir şok olarak kullanılmış, Türkiye’deki bankaların kredi arz tepkileri bilanço özelliklerine bağlı olarak incelenmiştir. Çalışmada elde edilen ana sonuçlardan birincisi, Türkiye’de kredi arzının likidite tarafından etkilendiğidir. Likidite ile kredi arzı arasında aynı yönde bir etki olduğu görülmüştür. Diğer bir ifadeyle likidite oranı düşük olan bankalar, likidite oranı daha yüksek olan bankalara göre daha az kredi verme eğilimindedirler. Çalışmadan elde edilen diğer bir sonuç ise banka sermayesinin kredi arzında anlamlı bir etkisinin bulunmamasıdır.

87

Son olarak çalışmada, dikkat çeken diğer bir bulgu banka büyüklüğünün kredi arzı üzerinde anlamlı bir etkisinin bulunmadığıdır. Bu sonuçlar, parasal aktarım mekanizması olarak banka kredi kanalının Türkiye’de kısmi olarak çalıştığını göstermektedir. Ayrıca Türkiye’de para politikasının etkisinin likidite pozisyonuna bağlı olarak bankacılık sektörü tarafından yaygınlaştırılabileceği gösterilmiştir.

Alper vd. (2012) 2002 ile 2011 yılları arasındaki Türk bankalarının aylık bilanço verilerinin çeyrek dönemlik ortalamalarını içeren panel veri seti kullanarak bankaların likidite pozisyonlarını manipüle edebilen para politikaların banka kredilerini etkileyip etkilemediklerini incelemişlerdir. Bu çalışmada da Brooks’un çalışmasındaki sonuçlara paralel olarak, banka likiditesinin, banka kredileri üzerinde önemli bir belirleyici olduğu sonucuna ulaşmışlardır. Buna ek olarak, “banka kredileri, sadece bankaların kendi likiditeleri tarafından belirlenmelerinin yanı sıra tüm bankacılık sistemindeki likiditeden de etkilenmektedir” sonucuna ulaşmışlardır. Bu nedenle, likiditeyi etkileyebilecek herhangi bir para politikası değişikliği, kredi arzı üzerinde de etkili olacaktır.

Tunç (2012), yapmış olduğu çalışmasında; Türkiye’de kredi miktarını etkileyen arz ve talep etkilerini araştırmıştır. Yapmış olduğu bu çalışmada TCMB tarafında yapılan Banka Kredileri Eğilim Anketi’nin 2004 – 2011 yılları arasındaki verileri kullanmıştır. Çalışmasında ticari krediler üzerindeki etkiyi araştırmak için 16 banka, konut ve taşıt kredileri üzerindeki etkiyi araştırmak için 14 banka ve bireysel krediler üzerindeki etkiyi araştırmak için ise 15 banka verisi kullanılarak bir panel veri seti oluşturulmuştur. Bu çalışmada kurulan ana model de bağımlı değişken olarak reel kredi miktarının çeyrek dönemlik büyüme oranı kullanılmıştır. Açıklayıcı değişkenler olarak ise; anket verisinden elde edilen kredi talebi ve yine anket verisinden elde edilen kredi arzı ile ilişkili (kredi standartları) göstergeler kullanılmıştır. Bu değişkenlere ek olarak reel GSYİH’nın büyüme oranı, reel donuk alacakların büyüme oranı, bankaların sermaye oranları, bankaların likidite oranları, DİBS ortalama faiz oranları arasındaki fark; zorunlu karşılık oranı; BDDK tarafından uygulanan bireysel kredi kısıtları; 2007 – 2009 yılları arasındaki küresel finansal krizi içeren kukla değişkeni kullanılmıştır. Bu çalışmanın sonuçlarına baktığımızda ise

88

Banka Kredileri Eğilim Anketindeki kredi arzı ve kredi talebi göstergelerinin kredi büyümesi üzerinde anlamlı etkisinin olduğu görülmektedir.

Bu etkinin aynı zamanda taşıt ve konut kredilerindeki büyüme için de geçerli olduğu görülmektedir. Bunun yanı sıra bankaların kredi faiz oranları ile DİBS ortalama faiz oranları arasındaki fark, zorunlu karşılık oranı ile kredi büyümesi arasında ters yönlü bir ilişkinin bulunduğu sonucuna ulaşılmış; reel GSYİH’nın büyüme oranı ve bankaların reel donuk alacaklarının büyüme hızı arasında aynı anda olmasa da zaman gecikmeli olarak kredi büyüme hızı ile ters yönlü bir ilişkisinin olduğu; likidite oranın ise kredi büyüme oranı hızı ile aynı yönlü bir ilişkisinin bulunduğu sonucuna ulaşılmıştır. Konut ve taşıt kredisi büyümesi üzerindeki etkileri incelendiğinde de kredi faiz oranları ile DİBS ortalama faiz oranları arasındaki fark ile kredi büyüme hızı arasında ters yönlü bir ilişki olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Konut ve taşıt kredileri ile zorunlu karşılıklar arasındaki ilişkilere baktığımızda ise zorunlu karşılıkların konut kredilerini olumsuz etkilediği ancak taşıt kredilerini etkilemediği görülmüştür. Bir başka sonuç ise bankaların likidite ve sermaye oranının banka kredileri büyüme hızı üzerindeki etkilerinin olumlu olduğudur. Ayrıca 2007 -2009 yılları arasında yaşanan küresel finansal krizin Türkiye’de bireysel kredilerin büyüme hızını olumsuz olarak etkilediği fakat konut ve taşıt kredileri büyüme hızı üzerinde anlamlı bir etkisi olmadığı sonucu ortaya çıkmıştır.

Bu çalışmada bankaların panel veri setleri ve makro değişkenler üzerinden banka kredi hacmini etkileyen faktörlerin neler olduğunun, banka ve kredi türü dikkate alınarak tahmin modelleri aracılığı ile analiz edilmesi hedeflenmektedir. 2005-2016 dönemi için Banka mali tabloları ile ilgili BDDK, TCMB ve TBB gibi kaynaklardan temin edilen içsel (mikro) değişkenlerin yanı sıra aynı dönem için dışsal (makro) değişkenler analiz edilmiştir. İzleyen bölümde çalışmamızın ampirik kısmı yer almaktadır.

89

Benzer Belgeler