• Sonuç bulunamadı

Başka ülkelerden ve farklı illerden gelen öğrencilerin okul ortamına uyum sağlaması ve başarılı olması için yapılan uygulamalara ilişkin

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM 4 Bulgular

4.1 Sosyal Adaletin Tanıyıcı Boyutuna İlişkin Bulgular

4.1.1 Başka ülkelerden ve farklı illerden gelen öğrencilerin okul ortamına uyum sağlaması ve başarılı olması için yapılan uygulamalara ilişkin

bulgular

Tüm okul türlerinde okul yönetimlerinin başka ülkelerden ve farklı illerden gelen öğrencilerin okul ortamına uyum sağlaması ve başarılı olması için herhangi bir uygulamalarının olmadığı, bu öğrencilerin doğrudan öğretmenlerin ilgilerine bırakıldığı ve yalnızca maddi desteğe ihtiyaç duyduklarında bu ihtiyaçlarının karşılandığı ifade edilmiştir:

“Biz bu öğrenciler hakkında sınıf öğretmenlerini ve rehber öğretmenleri bilgilendiriyoruz ve bu öğrencileri direk öğretmenlere bırakıyoruz. Yardıma ihtiyaçları var mı diye bakıyoruz ve destek eğitim odalarına yönlendiriyoruz.” [İlk1, K, Y]

“Başka ülkelerden gelen öğrenci okulumuzda yok ancak diğer şehirlerden gelen öğrenciler var. Onların adaptasyon sorunu belirli dönemlerde yaşanıyor. Akademik anlamda ekstra çalışma yapılmıyor. Ancak öğrencilerin eksik olduğu alanlarda, belirli derslerde etüt ya da hafta sonu kurs sistemine katılımları teşvik ediliyor.” [İlk2, E, Y]

“Suriyeli öğrenciler var okulumuzda. Başka illerden gelen öğrencilerle de karşılaşıyoruz. Bu noktada farklı şehirlerden gelen öğrencilerin profili benziyor. Belli düzeyde kalıyor çalışmalarımız. Rehberlik servisimiz bu öğrencilerle irtibata geçiyor. Bunun dışında hazırlamış olduğumuz proje somut olarak bulunmuyor.” [Ort1, E, Y]

“Bizim bölgemizde Afganistan’dan ve Suriye’den gelen öğrenciler var. Afganistan’dan gelenler artık yerleşmişler, Türkçe konuşabiliyorlar, iletişim sıkıntıları yok, bu öğrencilerin başarıları da oldukça yüksek. Biraz maddi yönden sıkıntı yaşıyorlar. Okul olarak biz de hayırsever iş adamlarından gelen yardımları kaban, ayakkabı, kırtasiye gibi onlara aktarmaya çalışıyoruz. Suriyeliler için en büyük sıkıntımız dil, iletişimde sıkıntı yaşıyoruz. Bunun için Türkçe öğretmenlerimiz az da olsa yardımcı olmaya çalışıyorlar. Çocuklardan bir tanesiyle de telefonda tercüman aracılığıyla hiç anlaşamadığımız durumlarda konuşmaya, derdimizi anlatmaya çalışıyoruz.” [Ort2, E, Y]

“Dürüst olmak gerekirse devletin bu alanda böyle bir oryantasyon programı yok. Bizim öğrencimiz yurt dışında nasıl tabi tutulmuyorsa, biz de onlara

herhangi bir şey yapmıyoruz, buranın vatandaşı gibi davranmaya çalışıyoruz.” [Lise1, E, Y]

“Bizim Iraklı ve İranlı öğrencilerimiz var. Ağırlıklı olarak sınıf öğretmenleri, rehberlik servisi bu konuda çalışma yapıyor. Okul yönetimi olarak doğrudan bir uygulamamız yok.” [Lise2, E, Y]

Öğretmenlerin pek çoğu, bu öğrencileri tanımaya, akranlarıyla kaynaştırmaya, öğrencilere dil öğretmeye ve bu öğrencilerin çeşitli sıkıntılarında yardımcı olmaya çalıştıklarını belirtmişlerdir:

“Benim bu dönemde sadece Iraklı bir öğrencim oldu, çocuğun okula entegrasyonunu sağlayıcı çalışmalar yaptık. Arkadaşlık ilişkilerini geliştirdik. Türkçe konuşma becerisini geliştirmeye çalıştık. Bu kadar, bunun dışında farklı illerden nakil gelen öğrencim olmadı.” [İlk1, E, Ö] “Benim böyle bir öğrencim var, daha önceden de oldu. Afganistanlı bir öğrenci. Uyum sağlaması için çocuklarla zaten hemen kaynaştırdık ötekileştirmeden. Dil konusunda sorun yaşadığımız dönemlerde de çocuklarla oyunlarla ve görsellerle, akıllı tahtayı kullanarak ‘Bu nedir?’ kavramını anlatmaktan ziyade görsel olarak verdik. Ve şu anda durumu gayet de iyi öğrencimin. Hemen zaten sınıf kabullendi bu çocuğu. Sınıfta iyi öğrencilerimin içinde. Uygulamam bu benim.” [İlk1, K, Ö]

“Öncelikle bu çocukları tanımaya çalışıyoruz. Hangi şartlardan geldiler, neler yaşadılar, psikolojileri nasıl, Türkçeleri nasıl, İngilizce öğrenmişler mi daha önce diye ortak bir kanal bulmaya çalıştık. Daha sonra sosyoekonomik kültürel yapısını ölçmeye çalıştık, aile yapılarını öğrenmeye çalıştık. Derslerine ve sınıflarına daha çabuk adapte olabilmeleri için arkadaş çevreleri ile yakınlaştırmaya çalıştık. Şu anda da bu öğrencileri yakın takipte tutuyoruz. Herhangi bir sıkıntıları olduğunda destek olmaya çalışıyoruz. Kendilerini dışlanmış hissetmemeleri için elimizden geleni yapıyoruz.” [İlk2, K, Ö]

“Öncelikle dili öğrenmelerini sağlıyoruz. Arkadaşlarıyla kaynaşmaları için teşvik ediyoruz ama uygulamaların yeterli olduğunu söyleyemem.” [İlk2, E, Ö]

“Bu çocuklar için çok fazla bir şey yapamıyoruz. Çünkü dil sorunu var. Anlama ve algılama becerileri düşük olduğu için başarısız oluyorlar. Bu öğrencilerin nasıl bir ortamdan geldiklerini bilmiyoruz, psikolojilerini bilmiyoruz, emanet gibi görünüyorlar. Sosyalleşmeleri açısından bir şeyler yapmaya çalışıyoruz. Diğer öğrencilerle, bu öğrencileri dışlamamaları ve iyi ilişkiler kurmaları için konuşuyoruz.” [Ort1, K, Ö]

“Şu an iki tane öğrencimiz var Suriye'den gelen şu anda farklı bir şey uygulamadık onlara. Uyum sağlama sürecindeler hatta Türkçeyi bile doğru düzgün konuşamıyorlar. Çocukların kelime eksikleri fazla olduğu için anca

onların konuşmasına yardımcı olmaya çalışıyoruz. Konuşturmaya çalıştırıyoruz.” [Ort2, E, Ö]

“Farklı ülkelerden gelen çocukların durumu aslında çok iç açıcı değil. Dilimizi bilmeyerek geliyorlar ve iletişim anlamında çok büyük sıkıntılar yaşıyorlar, gerek arkadaşlarıyla gerek öğretmen arkadaşlarla. Arapça bilen öğretmen yok, çocuklar el kol hareketleri ile kendilerini ifade etmeye çalışıyorlar. Çocuklar bir takım şeyleri geriden takip etmek zorunda kalıyorlar. Akranlarından geri kalıyorlar. Milli Eğitim’in bununla ilgili özel çalışması yok. Biz de dil öğretmeye, arkadaşlarıyla kaynaştırmaya çalışıyoruz. Başka bir şey yapamıyoruz.” [Ort2, K, Ö]

“Ben dil öğretmeni olduğum için de farklı dillerden yaklaşmaya çalışıyorum. Bilgim dâhilinde olan İngilizce, kendi branşım olan Almanca, Türkçe, Doğu ve Güneydoğu’da görev yaptığım için bildiğim Kürtçe, Arapça, Zazaca kelimelerle yardımcı olmaya çalışıyorum.” [Lise1, E, Ö]

Dört öğretmen ise bu öğrenciler için herhangi bir uygulama yapmadıklarını ifade etmişlerdir. Bir öğretmen, yurtdışından gelen öğrencilerin Türkçe öğrenmek istemediklerini ve okula devam etmede problem yaşadıklarını, bir öğretmen ise dil bilmeme kaynaklı olarak dersleri anlamada zorluk çektiklerini belirtmişlerdir:

“Ekstra bir uygulama bulunmamaktadır.” [Ort1, E, Ö]

“Öğretmenler bu konuda pek bir şey yapmıyorlar. Bir uygulamamız bulunmuyor.” [Lise1, K, Ö]

“Onlar için yapılan okulda bir uygulama yok. Uyum sağlayamıyorlar. Türkçeyi öğrenmek istemiyorlar. Zaten sürekli devamsızlık yapıyorlar, çoğu gelmiyor.” [Lise2, E, Ö1]

“Herhangi bir uyum programımız yok açıkçası. Normal derslere sadece seyirci olarak katılabiliyorlar, çünkü algıda problem oluyor. Ama dediğim gibi herhangi bir uygulamamız yok.” [Lise2, E, Ö2]