• Sonuç bulunamadı

2.1. Öznel İyi Oluş

2.1.3. Öznel İyi Oluşu Etkileyen Etmenler

Öznel iyi oluş ile bir takım değişkenler arasındaki ilişkiler çeşitli çalışmalarda incelenmiş ve bu çalışmalardaki sonuçlar aşağıda sunulmuştur.

2.1.3.1. Cinsiyet

Cinsiyetin öznel iyi oluş düzeyleri üzerindeki etkisi yapılan araştırmalarda sıklıkla ele alınmıştır. Araştırmalarda ortaya çıkan genel sonuç kadınların ve erkeklerin ortalama öznel iyi oluş düzeyleri açısından önemli ölçüde farklılık göstermediğidir. Sadece, kadınların olumlu ve olumsuz duyguları erkeklere oranla daha yoğun ve sık yaşadığı sonucu yapılan çalışmalarda ifade edilmiştir (Gencer, 2018). Öğretmenlere yönelik yapılan bir araştırmada, cinsiyet değişkeninin, öğretmenlerin öznel iyi oluş düzeylerinde istatistiksel açıdan anlamlı bir fark oluşturmadığı sonucuna varılmıştır (Yakut, 2018). Bununla birlikte Gündoğdu ve Yavuzer (2012) üniversite öğrencileri üzerinde yaptıkları araştırmada kızların öznel iyi oluş düzeylerinin erkeklere göre daha yüksek olduğu sonucuna ulaşmışlarken, Tümkaya (2011) erkek öğrencilerin öznel iyi oluş düzeylerinin kız öğrencilerden anlamlı bir şekilde daha yüksek olduğu sonucuna ulaşmıştır.

Toplumumuzda kızlara erkeklere oranla daha fazla baskı uygulandığından erkeklerin öznel iyi oluş düzeylerinin daha yüksek olduğu söylenebilir. Ancak değişen zamanla birlikte kadınların eğitim seviyelerindeki artış ve iş yaşamına girmeleriyle birlikte cinsiyetler arasında öznel iyi oluş düzeyleri açısından anlamlı bir farklılığın görülmemesi sonucu ortaya çıkmaktadır (Kermen, 2013; Aktaran: Güler, 2019).

2.1.3.2. Eğitim

Eğitim düzeyi ile öznel iyi oluş düzeyi arasındaki ilişkileri inceleyen araştırmalara bakıldığında farklı sonuçların ortaya çıktığı görülmektedir. Araştırmalardaki genel bulgu, eğitim seviyesiyle birlikte öznel iyi oluş düzeyinin de yükselmesidir. Ancak bazı araştırmalarda, eğitim seviyesinin artmasıyla birlikte beklentilerin de artması sonucunda kişinin mevcut iş ve gelir durumundan hoşnut olmadığı sonucu ortaya çıkmaktadır. Bu doğrultuda eğitim düzeyi yüksek olan

kişilerin beklentilerinin, öznel iyi oluşları üzerinde olumsuz bir etkisinin olduğu söylenebilir. Yani bu tür araştırmaların bulguları da bize, eğitim düzeyi düşük olan kişilerin eğitim düzeyi yüksek olanlara göre daha yüksek öznel iyi oluş düzeyine sahip olduğunu göstermektedir (Dumludağ, 2011; Yurcu ve Atay, 2015).

2.1.3.3. Yaş

14-17 yaş grubu (ergenlik), 19-25 yaş grubu (genç yetişkinlik) ve 26-45 yaş grubundaki (yetişkinlik) kişilerle yapılan araştırmaya göre 19-25 yaş grubu arasındaki bireylerin öznel iyi oluş düzeylerinin hem 14-17 hem de 26-45 yaş grubu arasındaki bireylere oranla daha düşük olduğu sonucuna ulaşılmıştır (Eryılmaz ve Ercan, 2011). Yani yaş ile öznel iyi oluş arasında “U” şeklinde bir ilişki olduğu görülmektedir (Yurcu ve Atay, 2015). Konu ile ilgili yapılan bir diğer araştırmaya göre de öznel iyi oluş düzeyinin yaşla birlikte arttığı ve belirli bir yaştan sonra da düşmediği sonucuna ulaşılmıştır (Ryff, 1989).

2.1.3.4. Din

Konu ile ilgili yapılan çalışmalara göre Allah inancına, ahiret inancına ve kader inancına sahip olan kişilerin, şüphe içerisinde olan ve inanmayan bireylere göre yaşam doyumlarının ve öznel iyi oluş düzeylerinin daha yüksek olduğu sonucuna ulaşılmıştır (Arvas, 2017).

2.1.3.5. Sosyal İlişkiler

Öznel iyi oluş ile sosyal ilişkiler arasında pozitif yönde orta düzeyde bir ilişkinin olduğu tespit edilmiştir (Yalçın, 2014). Bu doğrultuda çok sayıda arkadaşı olan, aile, arkadaş, öğretmen ve çevresindeki diğer önemli kişiler gibi destek kaynaklarından sosyal destek alan bireylerin öznel iyi olma düzeylerinin daha yüksek olabileceği belirtilmektedir ( Diener ve Ryan, 2009; Aktaran: Yalçın, 2014).

2.1.3.6. Kişilik Özellikleri

Bazı araştırmacılar, öznel iyi oluş düzeyinin kişilik özelliklerinden etkilendiğini düşünmektedirler. Kişiliğin mutluluğu ve öznel iyi oluşun alt

boyutlarından olan yaşam doyumunu ve olumlu duygulanımı eşit derecede yordadığı ancak olumsuz duygulanımı anlamlı şekilde daha az yordadığı tespit edilmektedir (DeNeve ve Cooper, 1998). Öfke, alınganlık, kaygı gibi olumsuz duyguları ve duygusal iniş çıkışları sık sık yaşayan nevrotik kişiliğin öznel iyi oluş düzeyi düşük çıkmaktayken sosyalleşmeyi, başkalarıyla iletişimde bulunmayı seven ve mutlulukla bağlantılı olumlu duyguları daha sık yaşayan dışadönük kişiliğin öznel iyi oluş düzeyi daha yüksek çıkmaktadır. Bu doğrultuda nevrotik kişilik özelliğine sahip bireylerin öznel iyi oluş düzeylerinin dışadönük kişilik özelliğine sahip bireylerden daha düşük olduğu söylenebilir. (Doğan, 2013). Ayrıca kişilik alt boyutlarından dışadönüklüğün olumlu duygulanım, içedönüklüğün ise olumsuz duygulanım ile ilişkili olduğu tespit edilmiştir. Yani buradan içedönük bireylerin dışadönük bireylere göre daha mutsuz olduğu sonucuna ulaşılmaktadır (Sağlam, 2019).

2.1.3.7. Medeni Durum

Yapılan çalışmalar, evlilik ile öznel iyi oluş arasında olumlu yönde bir ilişkinin olduğunu göstermektedir. Yani evli olma durumunun öznel iyi oluş düzeyini arttırdığı söylenebilir (Diener, 2009; Aktaran: Bagav, 2018). Başka bir araştırmada da, boşanmış kişilerin evli kişilere göre daha düşük öznel iyi oluşa sahip olduğu ifade edilmiştir. Buna göre kişilerin boşanmaya yaklaşırken öznel iyi oluş düzeylerinin düştüğü ancak daha sonra zaman içinde aşama aşama yükseldiği belirtilmiştir (Lucas, 2005).

2.1.3.8. Gelir Durumu

Konu ile ilgili yapılan araştırmalardaki genel sonuç, gelir düzeyinin öznel iyi oluş düzeyi üzerindeki olumlu etkisinin olduğudur. Burada ele alınması gereken durum, paranın miktar olarak büyüdükçe öznel iyi oluş düzeyi üzerindeki olumlu ancak azalan bir etkisi olduğudur. Ayrıca gelir düzeyi yüksek olan kişilerin elde ettikleri ek gelirlerin de öznel iyi oluş düzeylerini arttırdığı yapılan çalışmalarda ifade edilmektedir (Diener, Ng, ve Tov, 2009).

2.1.3.9. Sağlık Durumu

Konu ile ilgili yapılan çalışmalara bakıldığında sağlık ile öznel iyi oluş arasında net olmayan bir ilişkinin olduğu görülmektedir (Sağlam, 2019). Dumludağ (2011) çalışmasında, sağlıklı bir kişinin öznel iyi oluş düzeyinin yüksek olamayabileceği gibi öznel iyi oluş düzeyi yüksek olan bir kişinin de sağlıklı olamayabileceğini belirtmiştir.

2.1.3.10. İklim

İklim değişkenlerinin öznel iyi oluş üzerinde güçlü bir etkisinin olduğu yapılan çalışmalarda tespit edilmiştir. Çok sıcak ve çok soğuk iklimler öznel iyi oluşu olumsuz yönde etkilemektedir. Bunun dışında en soğuk aydaki yüksek ortalama sıcaklıkların öznel iyi oluş düzeyini arttırdığı, en sıcak aydaki yüksek ortalama sıcaklıkların da öznel iyi oluş düzeyini azalttığı belirtilmektedir. Bununla birlikte yağışın öznel iyi oluşu etkilemediği ilgili araştırmalarda ifade edilmektedir (Rehdanz ve Maddison, 2005).

2.1.3.11. Yaşam Olayları

Bireyin sevdiği aktivitelere katılabilmesi, tatmin edici ve manevi doyum sağlayabileceği ilişkiler kurabilmesi ve olumlu yaşam olaylarında bulunabilmesi öznel iyi oluş düzeyini olumlu yönde etkilemektedir (Rehdanz ve Maddison, 2005; Aktaran: Bagav, 2018).

2.1.3.12. İstihdam

İstihdam da öznel iyi oluşu etkileyen değişkenlerden biridir. Yapılan çalışmalarda işsizlerin iş sahibi olanlara nazaran öznel iyi oluş düzeylerinin önemli derecede az olduğu görülmüştür (Dumludağ, 2011: 55). İşsizlik, hem kişisel olarak hem de toplumsal olarak öznel iyi oluş düzeylerine olumsuz etki etmektedir (Yurcu ve Atay, 2015).