• Sonuç bulunamadı

2.5. İlgili Araştırmalar

2.6.2. Öznel İyi Oluş ile İlgili Araştırmalar

Öznel iyi oluş ile ilgili yurt içinde ve yurt dışında yapılmış araştırmalar aşağıda yer almaktadır.

2.6.2.1. Öznel iyi oluş ile ilgili yurt içinde yapılmış araştırmalar

Dost (2004), “Üniversite Öğrencilerinin Öznel İyi Oluş Düzeyleri” konulu çalışmasını Hacettepe Üniversitesinde lisans eğitimi almakta olan 700 öğrenci ile gerçekleştirmiştir. Bu çalışmada öğrencilerin öznel iyi oluş düzeyleri çeşitli değişkenler bakımından ele alınmıştır. Çalışma sonucunda öğrencilerin öznel iyi oluş düzeyi ile cinsiyet ve sağlık durumu arasında anlamlı bir ilişki, algılanan ekonomik durum düzeyleri ile anlamlı bir farklılaşma olmadığı ortaya konmuştur.

Canbay (2010), “Lise Öğrencilerinin Öznel İyi Oluş Düzeyleri İle Sosyal Beceri Düzeyleri Arasındaki İlişkinin İncelenmesi” konulu araştırmasında lise öğrencilerinin sosyal beceriye sahip lise öğrencilerinin yüksek öznel iyi oluş düzeylerine sahip olduğunu ortaya çıkarmıştır. Ayrıca öznel iyi oluş ve sosyal beceri düzeyleri ile aile gelir durumları, akademik başarı durumları ve katıldıkları etkinlikler arasında anlamlı farklılıklar olduğu sonucuna ulaşmıştır. Ayrıca öğrencilerin öznel iyi oluş düzeyleri ile anne baba tutumları arasında anlamlı bir farklılık olduğunu ortaya çıkarmıştır.

Erbaş (2012), “Öğretmen Adaylarının Mükemmeliyetçilik Düzeylerinin Red Duyarlılığı Ve Öznel İyi Oluş Düzeyine Göre İncelenmesi” konulu araştırmasını öğretmen adayları ile gerçekleştirmiştir. Araştırmanın bulgularına göre öğretmen adaylarının red duyarlılığı puanları ile mükemmeliyetçilik puanları arasında pozitif

yönde, öznel iyi oluş puanları arasında negatif yönde anlamlı bir ilişki olduğu görülmektedir. Ayrıca öğretmen adaylarında öznel iyi oluş düzeyi yükseldikçe davranışlardan duyulan şüphenin azaldığı, öznel iyi oluş düzeyi düştükçe davranışlardan duyulan şüphenin de arttığı bulunmuştur.

Reisoğlu (2014), “Üniversite Öğrencilerinin Öznel İyi Oluşlarını Yordamada Beş Faktör Kişilik Özellikleri, Mizah Tarzları Ve Duygusal Zekânın Rolü” konulu araştırmasında üniversite öğrencilerinin beş faktör kişilik özellikleri, mizah tarzları ve duygusal zekâ gibi özelliklerinin öznel iyi oluşlarını yordama düzeyini incelemiştir. Araştırmasının sonucunda beş faktör kişilik özelliklerinden duygusal dengesizlik, sorumluluk, dışa dönüklük ve yeniliğe açıklık kişilik özelliklerinin öznel iyi oluşu anlamlı düzeyde, yumuşak başlılığın öznel iyi oluşu anlamlı düzeyde yordadığını mizah tarzlarından kendini geliştirici, katılımcı ve saldırgan mizahın öznel iyi oluşu anlamlı düzeyde yordamamakta olduğunu tespit etmiştir. Ayrıca duygusal zekâ özelliklerinden genel ruh durumu, kişisel beceriler, stresle başa çıkma ve kişilerarası becerilerinin öznel iyi oluşu anlamlı düzeyde yordadığını, uyumluluk duygusal zekâ özelliğinin ise anlamlı düzeyde yordamadığını bulmuştur.

Duman (2015), “Yöneticilerde Zihinsel İş Yükünün Öznel İyi Oluşa Etkisinde Boş Zaman Davranışlarının Rolü” konulu araştırmasında boş zaman davranışlarının, zihinsel iş yükünün öznel iyi oluşun üç alt boyutu tükenme, hedeflere ulaşmada zorlanma, olumsuz duygular’a aracılık rolünün olduğunu tespit etmiştir. Dursun (2015), “Anne Babası Boşanmış Ergenlerin Öznel İyi Oluşunu Artırma Programının Etkililiğinin İncelenmesi” konulu çalışmasında anne babası boşanmış ergenlere uygulanan öznel iyi oluşu artırma grupla danışma programının ergenlerin olumlu duygularını ve yaşam doyumlarını artırdığını tespit etmiştir. Ayrıca aynı programın ergenlerin olumsuz duygu yaşamalarını azalttığını ortaya koymuştur.

Sesverenin (2015), “Okul Yöneticilerinin Etkili Liderlik Özellikleri İle Öznel İyi Oluş Düzeyleri Arasındaki İlişkinin İncelenmesi” konulu çalışmasında kadın yöneticilerin öznel iyi oluş düzeyleri erkek okul yöneticilerinkinden daha düşük olduğu görülmektedir. Ayrıca araştırmada evli olan okul yöneticilerinin öznel iyi oluş düzeyleri bekâr olan okul yöneticilerinkinden daha yüksek olduğu bulunmuştur. Bununla birlikte araştırmada gelir durumlarından memnun olan okul yöneticilerinin

öznel iyi oluş düzeylerinin gelir durumlarından memnun olmayan okul yöneticilerinden daha yüksek olduğu sonucuna ulaşılmıştır.

Işıl (2016), “Liderlik Davranışının Çalışanların Öznel İyi Oluşları Ve İşe Yabancılaşmaya Etkisi: Bir Alan Araştırması” konulu çalışmasını yükseköğretim kurumlarında görev yapan akademik personel ile gerçekleştirmiştir. Araştırmanın bulgularına göre otoriter liderlik davranışları ile astların olumsuz duyguya sahip olmaları arasında pozitif yönlü anlamlı bir ilişki olduğu görülmektedir. Ayrıca araştırmada, olumlu duygulara sahip olmanın akademik personelin kendine yabancılaşma düzeyini düşürdüğü bulunmuştur.

Aykaç (2016), “Mobbing, Öznel İyi Oluş Ve Mesleki Doyum: Psikolojik Danışmanlar Üzerinde Bir Çalışma” konulu çalışmasındaki bulgulara göre bezdiriye maruz kalmanın psikolojik danışmanların mesleki doyumlarının % 34’ünü açıkladığı görülmektedir. Bununla birlikte bezdiriye maruz kalmak psikolojik danışmanların öznel iyi oluş düzeylerinin % 19’unu açıkladığı bulunmuştur. Araştırmanın sonuçlarına göre bezdiriye maruz kalmak psikolojik danışmanların mesleki doyumlarının ve öznel iyi oluş düzeylerinin anlamlı birey yordayıcı olduğu belirtilmiştir.

2.6.2.2. Öznel iyi oluş ile ilgili yurt dışında yapılmış araştırmalar

Fruhauf (2000), “Yaş ve Öznel İyi Oluş Arasındaki ilişki: Kozma Teori Modelinin Bir Testi” adlı araştırmasında öznel iyi oluş düzeyi ile yaş arasında ilişki olmadığı, bireyin sağlık durumu ile öznel iyi oluşu arasında pozitif yönde anlamlı bir ilişki olduğu, gelir ile ise zayıf bir ilişki olduğu belirlenmiştir. Joronen (2005), “Gençlerin Sosyal Bağlamdaki Öznel İyi Oluşları” adlı araştırmasını 7. ve 9. sınıf öğrencileri üzerinde Finlandiya’da yapmıştır. Araştırmada gençlerin çoğunun hayatlarından memnun olduğu ortaya çıkmıştır. Araştırma sonuçlarına göre kızların daha düşük öznel iyi oluş düzeylerine sahip olmalarına rağmen genel yaşam doyumu her iki cinsiyette hemen hemen aynı düzeyde olduğu belirlenmiştir. Ayrıca araştırma da öznel iyi oluşa etki eden başlıca faktörlerin güçlü aile ilişkileri, bireysel otonomi, okul tarafından takdir edilme olduğu görülmektedir.

Kroll (2011) “Mutluluğun Sosyolojisine Doğru: Toplumun alt gruplarında sosyal sermaye ve Öznel İyi Oluşu İnceleme” adlı çalışmasında İngiltere’de yaşları 18 ile 65 yaşları arasındaki 2394 kişiye ulaşmıştır. Araştırmanın sonuçlarına göre sosyal sermayeye sahip olmayan gençlerin yaşam doyumu seviyesi en düşük çıkarken sosyalleşen gençlerin yaşam doyumu seviyesi sosyalleşmeyenlere göre yüksek çıkmıştır. Ayrıca sosyal bir yaşam süren bireylerin öznel iyi oluş düzeylerinin yüksek olduğu ortaya çıkmakta iken, işsiz bireylerin düşük öznel iyi oluş düzeyine sahip oldukları bulunmuştur. Evli olan bireylerin, boşanmış bireylere göre daha yüksek öznel iyi oluş düzeylerine sahip oldukları görülmüştür.

Haas ve Simone (2013), “Yaşlılarda Zayıflık, Boş Zaman Etkinliği Ve İşlevsel Durum: Öznel İyi Oluş İle İlişkisi.” adlı çalışmalarında ABD’de 95 yaşlı bireye ulaşmışlardır. Araştırmanın sonuçlarına göre yalnız olan yaşlı bireylerin etkinliklere katılmasının daha az olduğu ve yaşam doyumlarının düşük olduğu saptanmıştır. Ayrıca işlevsel bir yaşam tarzı ile öznel iyi oluş arasında pozitif yönlü anlamlı bir ilişki bulunurken sosyal etkinliğin olmadığı bir yaşam tarzının düşük düzeyli öznel iyi oluşa sebebiyet verdiği ortaya çıkmıştır.

Vasher (2015), “İlköğretim Öğretmenlerinin Öznel İyi Oluşları ile Öz Yeterlilikleri Arasındaki İlişkinin Değerlendirilmesi” adlı araştırmasında ABD’de güneydoğu Michigan’da 120 eğitimcinin görüşlerine başvurmuştur. Araştırma sonucunda, öznel iyi oluşun boyutlarından yaşam doyumu ile öz yeterlilik arasında anlamlı bir ilişki bulunamamıştır. Ancak olumlu duygu ile öz yeterlilik arasında pozitif yönlü anlamlı, olumsuz duygu ile öz yeterlilik arasında negatif yönlü bir ilişki olduğu saptanmıştır.