• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM II. KAVRAMSAL ÇERÇEVE

2.4. Bilgisayar Destekli Öğretim

2.4.2. Teknoloji Destekli Sınıfların Sunduğu Öğrenme Modelleri

2.4.2.4. Özgün Öğrenme

Gagnon-Collay‟a (2001) göre öğrenme anlamlı, orijinal ve karmaşık ortamlarda gerçekleştiğinden, oluşturmacı sınıflarda öğrencinin kendi kararlarını verebildiği kendi öğrenme planını yaptığı ve uyguladığı, gelişimini izlediği, çalışmalarını değerlendirdiği özgün öğrenme faaliyetleri kullanılmaktadır. Öğrenciler, kendi öğrenmelerinin sorumluluğunu üstlenmeli, sınıf düzeyi arttıkça artan sorumluluklarının farkında olmalıdır. Bu biçimde bilimsel ve teknolojik kavram dağarcıklarını genişleten, soru soran ve sorgulayan, kendi problemlerini kuran ve çözen, tartışan, sınıf dışındaki öğrenme fırsatlarını da göz önünde bulunduran birey ortaya çıkabilir. Ayrıca, öğrenci kendisi ve çevresi için güvenlik konularında bilinçli davranmalı ve grup çalışması yeteneklerini de geliştirmelidir. Bu nedenle oluşturmacı öğrenme ortamlarında öğrencileri düşündürmeye yönlendirmek ve problemlere çeşitli çözüm yolları geliştirmede onları desteklemek gerekmektedir. Çünkü problemlerin çözümünde farklı bakış açılarının kazandırılması bilginin oluşturulmasında önemlidir (Çınar, Teyfur, Teyfur, 2006:52)

2.4.2.5. İşbirlikçi Öğrenme

Demirel (2006) işbirliğine dayalı öğrenme yaklaşımı ile ilgili olarak öğrencilerin en az iki kişiden oluşan gruplar oluşturarak, ortak bir amaç için birlikte çalışarak, konuyu kavrayarak öğrenme ortamı oluşturdukları bir öğrenme yaklaşımı

67

olduğunu belirtmiştir. Buna ek olarak, Kurtuluş (1998) ise; işbirlikli öğrenme yaklaşımını bir grup çalışması olarak nitelemiş, ancak her grup çalışmasının işbirlikli öğrenme olamayacağından söz etmiştir. Slavin'e (1991) göre bir grup çalışmasının işbirlikli öğrenme olabilmesi için gruptaki öğrencilerin her birinin diğerleriyle etkileşime girerek, ortak bir çalışma sonucunda ürün sergilemeleri söz konusudur (Beyoğlu, 2009:191)

Webb (1985) yaptığı çalışmada işbirlikçi öğrenme modelinde öğrencilerin daha önce öğrendikleri ile yeni bilgiler arasında güçlü bağlantılar kurduklarını, kavram yanılgılarını giderdiklerini ve arkadaşları ile aralarındaki iletişim eksikliklerinin de etkili bir biçimde ortadan kalktığını belirlemiştir. Grupların başarılı olabilmesi için işbirlikçi öğrenme modelinin planlanması ve grup elemanlarının birbirlerine yardım etmeleri, birbirlerini desteklemelerinin gerekliliğinden söz eden Demirel (2004), grupların amaçlarına ulaşmasının grup elemanlarının kendi amaçlarına ulaşmasıyla mümkün olacağı doğrultusunda bizleri bilgilendirmiştir. Bu durum, grup üyelerinin azami çaba harcamalarını sağlaması açısından da önemlidir. Grubun başarısı, grubun performansı ile grup elemanlarının performansına göre değişmektedir. Bu sebeple, kişisel amaçlara ulaşmak için grubu oluşturan bireylerin birbirlerine yardım etmeleri gerekmektedir. Johnson (1988) tarafından kişisel amaçlara ulaşabilmek için yapılması gereken, grup olarak başarılı olmaları gerektiğini bilen elemanların diğer elemanlara da yardım etmekle olacağı belirtilmiştir (Töman, Çimer, Çimer, 2012:365).

2.4.2.6. Problem Çözme

Duch, Groh ve Allen'in (2001) Dewey'den (1916) bildirdiğine göre "okul yaşama hazırlık değil yaşamın kendisi olmalıdır". Tüm hayatımız; başka bir anlatımla okul ve içinde bulunduğumuz çevre problem çözmeyi gerektirecek durumlar içerir. Bu sebeple eğitim sürecinin her aşamasında problem çözmeye yönelik, yaparak-yaşayarak öğrenmeye fırsat veren eğitim durumları düzenlenmelidir. Probleme çözme temelli öğrenme, öğrenenleri sorgulama, araştırma yapma, problem çözme ve öğrenmeyi öğrenmeye teşvik eden, günlük yaşam problemlerini kullanarak öğrenenleri mesleki yaşama hazırlayan bir öğrenme yaklaşımıdır. Öğrenenler "ne bildikleri" ve "neyi bilmeye gereksinim duydukları"

68

üzerinde yoğunlaşır, var olan bilgilerine odaklanarak önceki öğrenme yöntemlerini ve olguları sınayabilirler.

Koschmann ve arkadaşlarına göre probleme dayalı öğretimde öğrenenlerin öğrenme sürecine katılımına ve öğrenmeye sağladığı değişik bakış açısı ile eski tip eğitim programlarının farklılaşmasını da beraberinde getirmektedir. Probleme dayalı öğretimde problem, öğrenenlere öğrenilenleri değerlendirme, neden sonuç ilişkisi kurma, tahmin etme ve tartışma yapma imkânı tanır. Problem çözme kolay değil karmaşık olmalı ve öğreneni öğrenmeye motive etmelidir. Öğrenenler problemlere ilişkin varsayımlar oluşturdukları için bilgiyi yeniden yapılandırırlar. İyi problemler genellikle disiplinler arası çözümler gerektirir. Disiplinler arası problemler geniş ve esnek bilgilerin inşa edilmesine yardım eder (Gürlen, 2011:222).

2.4.2.7. Karar Verme

Karar verme, hayatta önemli bir yetenektir. Bir günde birçok karar alırız. Bazıları hayat değiştirebilirken, bunların çoğu etkisizdir, yaşamlarımız üzerinde kalıcı bir etkisi yoktur. Tüm eğitimciler, öğrencilerin iyi karar vericiler olmalarına yardımcı olmak için uğraşırlar.

Birey öğrenme sürecinde seçici, yapıcı ve aktiftir (Ülgen, 1994: 144). Öğrenmenin kontrolü kişinin kendisindedir. Öğrenci öğretmeniyle birlikte öğrenmeye yön verir. Öğrenenlerin önceki yaşantıları, öğrenme tarzları, bakış açıları ve hazır bulunuşluk seviyeleri öğrenmelerine yön veren etmenlerdendir. Öğrenen kendi kararlarını yine kendisi almaktadır (Brooks ve Brooks, 1993: 10). Birey, zihinsel özgürlüğünü kullanarak öğrenme sürecinde etkili görev almak için kritik ve yapıcı sorular sorar, diğer öğrenenlerle ve öğretmenle iletişim halindedir, fikirleri tartışır. Öğrenen, öğrenme ortamlarındaki öğretici sorularıyla diğer bireylerin gelişmesine de katkı yapan konumundadır (Lin, Bransford, Hmelo, Kantor, Hickey, Secules, Petrosino, Goldman, 1995: 211).

2.4.2.8. Bilgi Arama

Small ve Grabowski'ye (1992) göre teknoloji, bilgiye erişimi ve bilginin paylaşımını kolay hale getirmiştir. Bu durum günümüzde bilgiyi en önemli ham madde yapmıştır. Paylaşılarak artan bilgi öğretmen ve öğrencilerin rollerini de etkisi altına almıştır. Artık bilgi bir ders kitabına sığdırılamayacak kadar çoğalmış ve bir

69

öğretmenin bir derste verebileceğinin ilerisine gitmiştir, öğrenciler bilginin alıcısı olmaktan çok bilgiyi arayan, değerlendiren, seçen, kullanan, çoğaltan ve paylaşan taraf olmuştur. Böylece bu beceriler internet erişimine sahip teknoloji destekli sınıflarda eğitimin bir gereği haline gelmiştir (Perkmen ve Tezci, 2011:236).

2.4.2.9. Modelleme

Kayaalp'e (2004) göre modelleme bilimsel çalışmaların en önemli unsurlarından birisidir. Çağdaş öğrenme yaklaşımları modelleme yeteneğini önemli öğrenme çıktıları arasında göstermektedirler. Gerçekten de günümüz bilgi ve sanayi toplumlarında, sistemli düşünme ve modelleme yeteneği gereksinim duyulan bir nitelik haline gelmiştir. Bilgisayar uygulamaları ve benzetimleri, dinamik modeller oluşturma ve çözümlerimizi test etme fırsatları sunmaktadır. Gelişen modelleme teknolojilerinin yardımıyla eğitimciler derslerinde giderek daha fazla sayıda modelleme uygulamaları, proje ve ödevlerine yer vermektedir (Perkmen ve Tezci, 2011:238).

2.4.2.10. Kritik Düşünme

Dam ve Volman (2004), Ennis‟in eleştirel düşünme ya da kritik düşünmeyi genel olarak; ne yapılacağına ve neye inanılacağına karar vermeye yoğunlaşan, mantıklı ve yansıtıcı düşünme olarak tanımladığından söz etmekle beraber bu tarzın, bu tanımla birlikte değişik pek çok tanımının yapıldığını belirtmişlerdir. Kökdemir'in (2003) Chaffe'den aktardığına göre kritik düşünme, bireyin hem kendi hem de diğerlerinin düşünce ve fikirlerini daha iyi anlama ve sunma becerisini daha iyi kullanmak için gerçekleştirilen aktif, düzenli ve fonksiyonel bir süreç olarak tanımlanabilir. Özdemir'e (2005) göre ise eleştirel düşünme; yorum, çözümleme, değerlendirme ve çıkarımların yanı sıra delillerin, kavramların, metotların, ölçütlerin ve bağlamların açıklanmasıyla bir amaç doğrultusunda yargıda bulunma ve karar verme olarak tanımlanmıştır. Diğer yandan Külahçı (1995) kritik düşünmeyi, bireyin açık, özgür ve mantıksal düşünebilmesi olarak tanımlarken, bu kavramın tartışma veya sürekli olumsuz eleştiride bulunmak anlamına gelmediğini ifade etmektedir. Chaffee ise eleştirel düşünmenin karar verme ve problem çözme üzerinde olumlu bir etkisinin olmasını beklemenin gerekliliğinden bahsetmiştir. Bu, bireyin çevresinde neler olup bittiğini anlamaya yönelik yapıcı bir analizdir. Analiz sistemi,

70

problemlerin tanımlanmasında ve herhangi bir amaca yönelik çalışmaların başlamasında, karar vermede ve geçmişe dönük değerlendirmelerde kullanılabilecek bir sistemdir (Korkmaz, 2009:2).

2.4.2.11. Demokratik Düşünme

Kritik düşünen bireyin, eleştirel özelliklerinin geliştirilmesinde eğitim ortamlarında yapılacak etkinliklerin demokratik bir anlayışa dayalı olmasının ayrı bir önemi söz konusudur. Çünkü bireye, üretken, eleştirel, bilimsel, hoşgörülü, demokratik düşünme gücünü kazandırma, problemlere çok boyutlu bakabilmeye benzer özellikler kazandırabilmek için, öğrencinin öğrenme durumlarına sınır getirmeyen ve bilgi beceri ve yeteneklerinin geliştirilmesini destekleyen, zenginleştirilmiş eğitim ortamları oluşturmak gerekir. Bunun gerçekleşmesi de Türk Milli Eğitim Sisteminin hedeflerinde de var olduğu gibi ezber temelli ve dayatılmış bilgiler yerine; üretici ve kritik düşünme becerilerine dayalı öğrenmelere olanak veren, öğrendiklerini yorumlayabilen ve düşünmelerinde nesnel olan bireylerin yetiştirileceği demokratik düşünme esasına dayanmaktadır. Kişi eleştiri yaparak uyarıcıları daha kolay algılayabilir, yorumlayabilir ve değerlendirebilir. Diğer bir ifadeyle, kendisi için önemli olan ya da olmayan hususları ortaya çıkararak uyarıcılara bir anlam vermede eleştirme önemli bir özelliktir (Semerci, 2000: 30-34).

Sınıfı bir sosyal ortam ve eğitimi bir demokratik paylaşım olarak ele aldığımızda demokratik düşüncenin burada sağlam bir şekilde gelişmesi eğitimcilerin dikkatle kontrol etmesi gereken konulardan biridir. Teknolojinin sağladığı iletişim kanalları kişiler arası mesaj iletimini zorlaştırmakta ve etkileşimi kolaylaştırmaktadır. Kişiler tartışma tahtaları, e-posta ve sohbet odalarında bilgi, görüş ve önerilerini daha kolay paylaşabilmekte ve tartışabilmektedir. Bazen bu ortamlarda istenmeyen tartışma, çatışma ya da sataşmaların yaşandığı bilinmektedir (Perkmen ve Tezci, 2011:242).

2.4.3. Uzaktan Eğitim

Uzaktan eğitim, iletişim teknolojisi ile eğitim teknolojisinin imkânlarını kullanarak kitlelere eğitim hizmeti götürmenin hedeflendiği modern bir yaklaşımdır. Bu yaklaşımla, geleneksel eğitimin yapısındaki sertlik büyük oranda ortadan kaldırılarak, eğitime esneklik özelliği kazandırılmıştır. Uzaktan eğitim, bir sistem

71

olarak, kendine has özellikleriyle, öğretimin, kişilerin kendi bulundukları çevrede ve bireysel öğrenme yeterliklerine uygun şekilde oluşmasını sağlayan bir yapıya sahiptir.

Uzaktan eğitimin niteliğini belirleyen başlıca özellikler şu şekilde belirtilebilir (Unesco, 1987: 5-6):

Öğrenci ile öğretim elemanı farklı ortamlardadırlar.

Uzaktan eğitimde, öğrencilerle öğretim elemanının belirli yer ve zamanda birlikte bulunma gibi bir mecburiyeti yoktur. Öğrenci, öğretim elemanı tarafından sunulan dersleri kendi şartlarına uygun olarak belirlediği zamanlarda öğrenme özgürlüğüne sahiptir.

Uzaktan eğitim, değişik eğitim olanakları sağlamaya yönelik amaçlı uğraşların ürünüdür.

Eğitim hizmetlerinin bir bölümünü oluşturan uzaktan eğitimin, milli eğitimin amaçlarına yönelik olması ve genel standartları karşılaması beklenir. Bu sebeple, uzaktan eğitim öğrencileri için bu beklenti gereğince programlar hazırlanır. Hazırlanan programlar, bazen örgün eğitim kurumdakilerin aynısı, bazen de onlardan değişik, ancak onların koşutunda olur. Kimi zaman da, belirli öğrenim ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik programlar hazırlanır.

Uzaktan eğitimde, farklı öğretim ortamları işe koşulur.

Basılı gereçler, en kapsamlı öğretim ortamını oluşturur. Radyo ve televizyon programları başta olmak üzere sesli ve görüntülü kayıtlar da, uzaktan eğitimde önemli ortamlardır. Uzaktan eğitimde, çoğu zaman, bu ortamların birbirini birbirini tamamlar şekilde birlikte kullanılır.

Uzaktan eğitimin sistemli bir yapısı vardır.

Uzaktan eğitimin en önemli niteliği, öğretim sürecinin sistemli olarak düzenlenmiş olmasıdır. Bu sistem, öğretim ortamları aracılığıyla eğitim kurumundan öğrencilere kadar uzanır. Öğrencilerin reaksiyonları da, sistem aracılığıyla kuruma ulaşır. Uzaktan eğitim sistemi, amaçları, ürünleri ve değerlendirmesi ile gereçlerin hazırlanmasına, gereçlerin üretimi ve paylaştırılmasına ve sistem personelinin eğitimine yönelik daha küçük sistemleri içerir.

72

Uzaktan eğitim sistemleri, öğrenene destek hizmetleri ile genişler.

Öğretim elemanı ile bir arada bulunmayan öğrenen, çok az da olsa kimi zaman öğretim elemanının yardımına gereksinme duyabilir. Bu yardımı sağlamak amacıyla, kimi durumlarda bölgesel ya da yerel merkezler kurularak o yörede bulunan uygun kişilerden yararlanılır. Gerektiğinde anne - babalardan ve ailelerden de yardım istenebilir.

Modern uzaktan eğitim sistemleri, özenli yapılarıyla önceki yazışmalı ya da yayınlı eğitim modellerinden ayrılır.

Modern uzaktan eğitimde, eğitim ekonomik şekilde sağlanır ve standartların nitelik kontrolü sistemli olarak yapılır.

Benzer Belgeler