• Sonuç bulunamadı

Örneklem Grubunu Oluşturan Öğretmenlerin Mesleki Doyum

III. BÖLÜM

5.1. Sonuçlar

5.1.2. Örneklem Grubunu Oluşturan Öğretmenlerin Mesleki Doyum

Araştırmaya katılan ortaokul öğretmenlerinin Mesleki Doyum Ölçeği puan ortalaması 39,22±11,35 olarak hesaplanmıştır. Bu bulgulara göre ortaokul öğretmenlerinin orta düzeyde mesleki doyuma sahip oldukları görülmüştür. Korkutan (2018), meslek liselerinde çalışan öğretmenlerle ilgili yaptığı araştırmasında mesleki doyum puan ortalamasını x̅=72,45±12,23 olarak orta düzeyde bulmuştur. Güleryüz (2017), öğretmenlerle ilgili yaptığı araştırmasında mesleki doyum puan ortalamasını x̅=3,06±0,50 olarak orta düzeyde bulmuştur. Kadıoğlu (2014), rehber öğretmenlerle ilgili yaptığı araştırmasında mesleki doyum puan ortalamasını x̅=78,01±10,67 olarak orta düzeyde bulmuştur. Kumaş ve Deniz (2010), İstanbul’un Zeytinburnu ilçesindeki resmi eğitim kurumlarında çalışan öğretmenlerle ilgili yaptığı araştırmasında mesleki doyum puan ortalamasını x̅=68,74±11,93 olarak orta düzeyde bulmuştur. DeMato ve Curcio (2004), Amerika’da 300 rehber öğretmenin katılımıyla gerçekleştirdikleri çalışmada rehber öğretmenlerin mesleki doyum düzeyini belirlemeyi amaçlamışlardır. Çalışma sonuçlarına göre, Amerika’daki devlet okullarında görev yapan rehber öğretmenlerin mesleki doyumlarının yüksek düzeyde olduğu bulunmuştur. Öğretmenlerin meslekleriyle ilgili en çok doyum yaşadıkları boyutun, işleriyle doğrudan ilgili olan sosyal ilişkiler olduğu tespit edilmiştir. Eduwen, Aluede ve Ojugo (2014) tarafından yapılan çalışmada, Nijerya’daki ortaokullarda görev yapan öğretmenlerin mesleki doyumlarını belirlemek amacıyla yapılan araştırmaya 121 öğretmen katılmıştır. Çalışmanın sonuçlarına göre, rehber öğretmenlerin çoğunluğu mesleklerinden yüksek düzeyde memnuniyet duymaktadır. Ancak, terfi olanakları mesleki doyumunun tek yordayıcısı olarak bulunmuştur.

Örneklemi oluşturan öğretmenlerin mesleki doyum ölçeğinden aldıkları puan ortalamalarında cinsiyet değişkeni açısından anlamlı bir fark yoktur (t=1,891; p>.05). Ortalama puanlara bakıldığında, kadın öğretmenlerin (40,35±10,34) erkek öğretmenlere (37,30±12,72) göre daha yüksek düzeyde mesleki doyum algıladıkları görülmektedir. Korkutan (2018), meslek liselerinde çalışan öğretmenlerle ilgili

yaptığı çalışmasında, mesleki doyum puanlarının cinsiyete göre analizi sonucunda erkek öğretmenlerle ( x̅=73,67±11,73) kadın öğretmenler ( x̅=71,74±12,51) arasındaki fark anlamlı bulunmamıştır (t=-1,007; p>.05). Kadıoğlu (2014), rehber öğretmenlerle ilgili yaptığı çalışmasında, mesleki doyum puanlarının cinsiyete göre analizi sonucunda erkek öğretmenlerle ( x̅ =77,61±11,87) kadın öğretmenler (x̅ =78,09±10,41) arasındaki fark anlamlı bulunmamıştır (t=,301; p>.05). Biçer (2013), ilköğretim kurumlarında görev yapan öğretmenlerle ilgili yaptığı çalışmasında, mesleki doyum puanlarının cinsiyete göre analizi sonucunda erkek öğretmenlerle (x̅=75,85±12,28) kadın öğretmenler ( x̅=78,42±10,20) arasındaki fark anlamlı bulunmamıştır (t=-1,65; p>.05). Dalçiçek (2016), okul öncesi eğitim kurumlarında ve ilkokul kademesinde görev yapan rehber öğretmenlerle ilgili yaptığı çalışmasında, okul öncesi eğitim kurumlarında görev yapan öğretmenlerin mesleki doyum puanlarının cinsiyete göre analizi sonucunda erkek öğretmenlerle (x̅ =73,16±6,70) kadın öğretmenler ( x̅=74,20±6,98) arasındaki fark anlamlı bulunmamıştır (t=,664; p>.05). İlkokul kademesinde görev yapan öğretmenlerin mesleki doyum puanlarında erkek öğretmenlerle ( x̅=75,88±13,46) kadın öğretmenler (x̅ =79,25±10,75) arasındaki fark anlamlı bulunmamıştır (t=1,682; p>.05). Güleryüz (2017), öğretmenlerle ilgili yaptığı çalışmasında, mesleki doyum puanlarının cinsiyete göre analizi sonucunda erkek öğretmenlerle (x̅ =2,93±0,58) kadın öğretmenler ( x̅=3,13±0,43) arasındaki fark anlamlı bulunmuştur (t=2,15; p<.05). Bu sonuca göre kadın öğretmenler, erkek öğretmenlere göre daha fazla mesleki doyum algılamaktadırlar. Kumaş ve Deniz (2010), resmi eğitim kurumlarında görev yapan öğretmenlerle ilgili yaptığı araştırmada mesleki doyum puanlarının cinsiyete göre analizi sonucunda erkek öğretmenlerle (x̅=43,29±8,04) kadın öğretmenler (x̅ =45,02±7,45) arasındaki fark anlamlı bulunmuştur (t=2,10; p<.05). Bulguların genel olarak bu çalışma sonuçlarıyla paralellik gösterdiği görülmektedir. Cinsiyet değişkenine göre farklı sonuçlara ulaşan çalışmalar da mevcuttur. Okullar ve çalışma şartları bakımından çok fazla farklılık olmasının, ortak bir sonuca ulaşmayı engellediği söylenebilir.

Araştırmaya katılan öğretmenlerin mesleki doyum ölçeğinden aldıkları puan ortalamalarında yaş değişkeni açısından anlamlı bir fark yoktur (F=1,705; ,17). Ortalama puanlara bakıldığında, 25 yaş ve altı öğretmenlerin (41,63±12,61) diğerlerine göre daha yüksek düzeyde mesleki doyum algıladıkları görülmektedir. Korkutan (2018), meslek liselerinde çalışan öğretmenlerle ilgili yaptığı çalışmasında, mesleki doyum puanlarındaki fark, yaş değişkeni açısından anlamlı bulunmamıştır (F=1,440; ,24). Kadıoğlu (2014), rehber öğretmenlerle ilgili yaptığı çalışmasında, mesleki doyum puanlarındaki fark yaş değişkeni açısından anlamlı bulunmuştur (F=6,461; p<01). Farkın 21-30 yaş grubu ile 31-40 yaş grubu arasında 21-30 yaş grubunun lehine p<,01 düzeyinde; 31-40 yaş grubu ile 41 ve üstü yaş grubu arasında 41 ve üstü ya grubunun lehine p<,01 düzeyinde gerçekleştiği belirlenmiştir. Biçer (2013), ilköğretim kurumlarında görev yapan öğretmenlerle ilgili yaptığı çalışmasında, mesleki doyum puanlarındaki fark, yaş değişkeni açısından anlamlı bulunmamıştır (F=1,692; ,18). Dalçiçek (2016), okul öncesi eğitim kurumlarında ve ilkokul kademesinde görev yapan rehber öğretmenlerle ilgili yaptığı çalışmasında, okul öncesi eğitim kurumlarında görev yapan öğretmenlerin mesleki doyum puanlarındaki fark, yaş değişkeni açısından anlamlı bulunmamıştır (F=1,243; ,29). İlkokul kademesinde görev yapan öğretmenlerin de mesleki doyum puanlarındaki fark, yaş değişkeni açısından anlamlı bulunmamıştır (F=1,931; ,14). Güleryüz (2017), öğretmenlerle ilgili yaptığı çalışmasında, mesleki doyum puanlarının yaş değişkeni açısından farklılaşıp farklılaşmadığını tespit etmek için uygulanan K.Wallis H Analizi sonucunda sıralamalar ortalaması bakımından anlamlı bir farklılık tespit edilmemiştir (x² =,58; p>,05). Kumaş ve Deniz (2010), resmi eğitim kurumlarında görev yapan öğretmenlerle ilgili yaptığı çalışmasında, mesleki doyum puanlarındaki fark yaş değişkeni açısından anlamlı bulunmuştur (F=3,511; p<01). Farkın 20-25 yaş grubu ile 26-30 ve 31-40 yaş grubu arasında 20-25 yaş grubunun lehine p<,01 düzeyinde; 26-30 ve 31-40 yaş grubu ile 41 ve üstü yaş grubu arasında 41 ve üstü yaş grubunun lehine p<,01 düzeyinde gerçekleştiği belirlenmiştir. Sonuçların bulgularımızı desteklediği görülmektedir. Yaş değişkeni açısından genellikle mesleğin ilk yıllarında doyumun yüksek olduğu, daha sonraki yıllarda düştüğü, mesleğin son yıllarında yeniden yüksek düzeylere ulaştığı görülmektedir.

Araştırmaya katılan öğretmenlerin mesleki doyum ölçeğinden aldıkları puan ortalamalarında medeni hal değişkeni açısından anlamlı bir fark yoktur (t=-,562; p>.05). Ortalama puanlara bakıldığında, bekar öğretmenlerin (40,09±11,82) evli öğretmenlere (39,00±11,25) göre daha yüksek düzeyde mesleki doyum algıladıkları görülmektedir. Kadıoğlu (2014), rehber öğretmenlerle ilgili yaptığı çalışmasında, mesleki doyum puanlarının medeni duruma göre analizi sonucunda evli öğretmenlerle ( x̅=78,214±10,16) bekar öğretmenler ( x̅=77,73±11,34) arasındaki fark anlamlı bulunmamıştır (t=,382; p>.05). Biçer (2013), ilköğretim kurumlarında görev yapan öğretmenlerle ilgili yaptığı çalışmasında, mesleki doyum puanlarının medeni duruma göre analizi sonucunda evli öğretmenlerle ( x̅=76,85±11,22) bekar öğretmenler ( x̅=78,48±11,76) arasındaki fark anlamlı bulunmamıştır (t=,815; p>.05). Dalçiçek (2016), okul öncesi eğitim kurumlarında ve ilkokul kademesinde görev yapan rehber öğretmenlerle ilgili yaptığı çalışmasında, okul öncesi eğitim kurumlarında görev yapan öğretmenlerin mesleki doyum puanlarının medeni duruma göre analizi sonucunda, evli öğretmenlerle ( x̅=73,13±7,86) bekar öğretmenler (x̅ =74,20±5,79) arasındaki fark anlamlı bulunmamıştır (t=,674; p>.05).İlkokul kademesinde görev yapan öğretmenlerin mesleki doyum puanlarında da evli öğretmenlerle ( x̅=79,00±11,05) bekar öğretmenler (x̅=76,08±13,30) arasındaki fark anlamlı bulunmamıştır (t=1,446; p>.05). Literatürdeki çalışmaların bizim çalışmadaki sonuçlarımı desteklediği söylenebilir. Medeni haldeki değişimin mesleki doyumu etkilemediği görülmektedir.

Araştırmaya katılan öğretmenlerin mesleki doyum ölçeğinden aldıkları puan ortalamalarında eğitim durumu değişkeni açısından anlamlı bir fark yoktur (F=,909; ,40). Ortalama puanlara bakıldığında yüksek lisans/doktora yapan öğretmenlerin (41,35±10,44) diğerlerine göre daha yüksek düzeyde mesleki doyum algıladıkları görülmektedir. Korkutan (2018), meslek liselerinde çalışan öğretmenlerle ilgili yaptığı çalışmasında, mesleki doyum puanlarında eğitim durumuna göre anlamlı fark olmadığını bulmuştur (t=-1,143; p>.05). Kadıoğlu (2014), rehber öğretmenlerle ilgili yaptığı çalışmasında, mesleki doyum puanlarının eğitim durumuna göre analizi sonucunda lisans eğitimine sahip öğretmenlerle ( x̅ =78,28±11,05) yüksek lisans eğitimine sahip öğretmenler ( x̅=77,07±9,30) arasındaki fark anlamlı bulunmamıştır

(t=,821; p>.05). Biçer (2013), ilköğretim kurumlarında görev yapan öğretmenlerle ilgili yaptığı çalışmasında, mesleki doyum puanlarının eğitim durumuna göre analizi sonucunda eğitim enstitüsü/ön lisans eğitimine sahip öğretmenlerle ( x̅=80,12±10,31) lisans ve üstü eğitime sahip öğretmenler (x̅=76,63±11,43) arasındaki fark anlamlı bulunmamıştır (t=1,61; p>.05). Kumaş ve Deniz (2010), resmi eğitim kurumlarında görev yapan öğretmenlerle ilgili yaptığı çalışmasında, mesleki doyum puanlarının eğitim durumuna göre analizi sonucunda yüksek okul ( x̅=45,60±7,35), lisans (x̅ =44,31±7,83) ve yüksek lisans eğitimine sahip öğretmenler ( x̅=42,92±7,39) arasındaki fark anlamlı bulunmamıştır (F=,869; p>.05). Literatürdeki sonuçların bu çalışma sonuçlarıyla benzerlik gösterdiği söylenebilir. Lisansüstü eğitime sahip öğretmenlerin diğerlerine göre daha fazla doyum hissetmeleri beklense de, MEB tarafından lisansüstü eğitime sahip öğretmenlere yapılan pozitif uygulamaların yeterli sonuca ulaşmadığı düşünülebilir.

Araştırmaya katılan öğretmenlerin mesleki doyum ölçeğinden aldıkları puan ortalamalarında kıdem değişkeni açısından anlamlı bir fark yoktur (F=,841; ,47). Ortalama puanlara bakıldığında 11-15 yıl arası kıdeme sahip öğretmenlerin (41,21±11,25) diğerlerine göre daha yüksek düzeyde mesleki doyum algıladıkları görülmektedir. Korkutan (2018), meslek liselerinde çalışan öğretmenlerle ilgili yaptığı çalışmasında, mesleki doyum puanlarında meslekte geçen süre bakımından anlamlı fark olmadığını bulmuştur (F=1,770; ,15). Kadıoğlu (2014), rehber öğretmenlerle ilgili yaptığı çalışmasında, mesleki doyum puanlarındaki fark kıdem değişkeni açısından anlamlı bulunmuştur (F=3,262; p<05). Farkın 1-5 yıl ile 11,-15 yıl arasında 1-5 yıl mesleki kıdemi olan öğretmenlerin lehine p<,01 düzeyinde; 11-15 yıl ile 16 yıl ve üstü mesleki kıdeme sahip öğretmenler arasında 16 yıl ve üstü mesleki kıdeme sahip öğretmenlerin lehine p<,05 düzeyinde gerçekleştiği belirlenmiştir. Biçer (2013), ilköğretim kurumlarında görev yapan öğretmenlerle ilgili yaptığı çalışmasında, mesleki doyum puanlarındaki fark kıdem değişkeni açısından anlamlı bulunmuştur (F=4,039; p<05). Farkın 21-25 yıl ile 11,-15 yıl arasında 21-25 yıl mesleki kıdemi olan öğretmenlerin lehine p<,01 düzeyinde gerçekleştiği belirlenmiştir. Güleryüz (2017), öğretmenlerle ilgili yaptığı çalışmasında, mesleki doyum puanlarının kıdem değişkeni açısından farklılaşıp

farklılaşmadığını tespit etmek için uygulanan K.Wallis H Analizi sonucunda sıralamalar ortalaması bakımından anlamlı bir farklılık tespit edilmemiştir (x̅ =3,29; p>,05). Kumaş ve Deniz (2010), resmi eğitim kurumlarında görev yapan öğretmenlerle ilgili yaptığı çalışmasında, mesleki doyum puanlarındaki fark kıdem değişkeni açısından anlamlı bulunmamıştır (F=0,681; p>,05). Bu çalışma sonuçlarıyla benzer çalışmalarla birlikte, kıdem açısından anlamlı farkın bulunduğu çalışmalar da bulunmaktadır. Kıdem değişkeni için daha fazla çalışma yapılması, sonuçların genellenebilirliği açısından katkı sağlayacaktır.

Araştırmaya katılan öğretmenlerin mesleki doyum ölçeğinden aldıkları puan ortalamalarında aynı kurumda çalışma süresi değişkeni açısından anlamlı bir fark yoktur (F=2,460; ,06). Ortalama puanlara bakıldığında 16 yıl ve üstü süredir aynı kurumda çalışan öğretmenlerin (42,44±11,20) diğerlerine göre daha yüksek düzeyde mesleki doyum algıladıkları görülmektedir. Bu değişken açısından yapılan araştırmalara rastlanamamıştır. Aynı kurumda çalışarak benzer şartların devam ettiği düşünüldüğünde, beklenen bir sonuç olduğu söylenebilir.

Araştırmaya katılan öğretmenlerin mesleki doyum ölçeğinden aldıkları puan ortalamalarında öğretmen sayısı değişkeni açısından anlamlı bir fark yoktur (F=,303; ,82). Ortalama puanlara bakıldığında 36 ve üstü sayıda öğretmenle birlikte çalışan öğretmenlerin (40,18±14,26) diğerlerine göre daha yüksek düzeyde mesleki doyum algıladıkları görülmektedir. Bu değişken açısından yapılan araştırmalara rastlanamamıştır. Öğretmen sayısının mesleki doyum üzerinde etkisinin olmadığı söylenebilir.

Araştırmaya katılan öğretmenlerin mesleki doyum ölçeğinden aldıkları puan ortalamalarında okuldaki öğrenci sayısı değişkeni açısından anlamlı bir fark yoktur (F=,037; ,96). Ortalama puanlara bakıldığında okulunda 101-200 arası öğrenci bulunan öğretmenlerin (39,41±10,09) diğerlerine göre daha yüksek düzeyde mesleki doyum algıladıkları görülmektedir. Kadıoğlu (2014), rehber öğretmenlerle ilgili yaptığı çalışmasında, mesleki doyum puanlarındaki fark öğrenci mevcudu değişkeni açısından anlamlı bulunmamıştır (F=,313; p>05). Okuldaki öğrenci sayısı değişkeni

açısından rastlanan çalışmadaki sonuç, bu çalışma sonucuyla benzerlik taşımaktadır. Öğrenci mevcudunun mesleki doyum üzerinde etkisinin olmadığı söylenebilir.

Araştırmaya katılan öğretmenlerin mesleki doyum ölçeğinden aldıkları puan ortalamalarında sınıflardaki öğrenci sayısı değişkeni açısından anlamlı bir fark yoktur (F=1,371; ,26). Ortalama puanlara bakıldığında sınıflarında 31 ve üstü sayıda öğrenci bulunan öğretmenlerin (40,77±13,30) diğerlerine göre daha yüksek düzeyde mesleki doyum algıladıkları görülmektedir. Bu değişken açısından yapılan araştırmalara rastlanamamıştır. Sınıflardaki öğrenci sayısının öğretmenlerin mesleki doyumu üzerinde etkisinin olmadığı söylenebilir.

5.1.3. Örneklem Grubunu Oluşturan Öğretmenlerin Örgütsel