• Sonuç bulunamadı

2.5. Örgütsel Bağlılığı Etkileyen Temel Faktörler

2.5.1. Örgütsel Bağlılığı Etkileyen Kişisel Faktörler

2.5.1.1. Yaş

Ailen ve Meyer‘a göre yaş unsuru ile örgütsel bağlılık arasında ilişkiyi, örgütsel bağlılığın tüm boyutları için ayrı olarak incelenmelidir. Bu anlamda duygusal bağlılık, işgörenin yaşı ile birlikte artarken, devamlılık bağlılığında ise işgörenin yaş unsurundan etkilenme olmamaktadır. Literatür bilgilerinde yaş unsuruyla bağlılığın aralarında olumluluk gösteren bir ilişkinin bulunduğunu gösteren bir takım çalışmalar mevcuttur. Yaşın ilerlemesi bireylerin iş düzeniyle alakalı değerli kaynakların toplanması demektir. Bu durumda işgörenlerin senelerce yapmış olduğu yatırımların neticesinde farklı

örgütlerden gelebilecek iş fırsatlarının cazipliğini azaltmaktadır. Bunun yanında, genç yaşa sahip çalışanların yatırım sahibi olmaması nedeniyle, yaşları olgun çalışanlarla kıyaslandığında örgütlerine bağlılıklarının daha az olduğu görülmüştür. Bu anlamda bağlılık düzeyi düşük oranlarda bulunan genç çalışanların, işini bırakmaya yönelik tutumların daha fazla orana sahip bulunduğunu söyleyebiliriz (Akt. İnce ve Gül, 2005: 66).

Balay’a göre; yaşlı çalışanlar genç çalışanlara göre örgüte daha fazla bağlılık gösterir. Yaşlı çalışanların örgütlerine daha fazla bağlılık göstermesinin sebepleri ise şöyle sıralanmıştır (Balay, 2000: 41):

• Çalışanın örgütte görev yaptığı süre ne kadar fazlaysa daha iyi görevlere getirilme ihtimali de o kadar fazladır. Yani; kariyer yapma fırsatları, hizmet süresine paraleldir..

• Daha cazip işlere yönelmek yaşlı çalışanlarca gençlere kıyasla daha riskli görülmektedir.

• Yaşlı işgörenlerin iş doyumu görevlerini yerine getirirken mesleki tecrübelerine güvendikleri için daha yüksektir.

2.5.1.2. Cinsiyet

Cinsiyetin, evlilik statüsünün, mesleğe bağlılığın ve mesleki davranışların durumu araştırmacılar arasında sık tartışma yaratan konulardır. Bekâr bayanlar, evlenmiş veya eşinden ayrılmış kadınlara kıyasla işinden ayrılmanın maliyetini fazla bulmaktadır. Erkek işgörenler de ise karşı cinsle beraber çalışmak duygusallık bağlamında düşüşün olmasına, devamsızlıkta yükseliş ve örgütünde kalmaya yönelik isteğinde düşüşe sebep olur. Bu durumun kadınlarda ise, grup içinde farklı cinslerle çalışmanın, artan seviyede örgütsel bağlılıkla ilişkisinin bulunduğu görülmüştür (Erdoğmuş, 2010: 54).

Örgütsel bağlılık ve cinsiyet arasında ilişkiye dair, literatürde farklı görüşlere rastlanmaktadır. Ancak, kadınların örgütlerine bağlılıklarının, erkeklerinkine oranla daha yüksek çıkacağı düşüncesi daha kabul görmektedir. Aşağıda ise kadın çalışanların, örgüte olan bağlılıklarının erkeklere oranla az oldu görüşünü savunanlarının dayanakları verilmiştir (İnce ve Gül, 2005: 62):

• Kadınlarda aileye olan görevlerinin önemini, işlerine olan sorumlulukları ikinci plana bırakması nedeniyle olur.

• Kadınların İşgücüne katılmak isteyen kadınların önünde çeşitli engeller bulunmaktadır.

Aşağıda erkek çalışanların, örgüte bağlılıklarının kadınlara oranla daha düşük olduğunu savunan araştırmacılar tarafından sunulan gerekçeler aşağıdaki şekildedir (İnce ve Gül, 2005: 63):

• Kadın çalışanların örgütteki istikrarı erkeklerden daha fazladır.

• Kadın çalışanların, yüz yüze geldikleri engeller onların motivasyonlarını arttırır.

• Cinsiyetle beraber, medeni halde örgütsel bağlılığa etkili olan etkenlerdir.

2.5.1.3. Eğitim Düzeyi

Örgütsel bağlılığın öğretim durumu arasında olumsuz yönlü bir ilişkisi bulunduğunu ortaya koyan bazı araştırmalar vardır. Çalışanın eğitim seviyesi arttıkça örgütsel bağlılığı azalır. Eğitim durumu yüksek olan kişilerin iş olanaklarının ve beklentilerinin eğitim düzeyi düşük kişilere oranla daha fazla olması sebebiyle örgütlerine bağlılıkları daha düşük olabilmektedir. Örgütünden üstesinden gelemeyeceği oranda talepleri bulunan bu kişiler rahatlıkla diğer bir örgüte geçebilmektedirler. Beklentilerini aşırı yükseltmelerinin altında, yılların getirdiği bilgi birikimi ve oluşan becerilerine karşı aşırı güven duygusu vardır (Tayfun, Palavar ve Yazıcıoğlu, 2008: 5).

2.5.1.4. Medeni Durum

Yapılan araştırmalar neticesinde ise, evlenmiş olan erkekler örgütüne bağlı kalmalarının yüksek oranda olduğunu, bununla birlikte evlenmiş olan kadınlarda ise daha az düzeyde bağlılığın gösterildiğini saptamıştır. Bu sonuçlara varılmasında etkisinin olduğu ana etkenin ise evlilikle, erkek çalışanların hayatının düzene sokmuşken, kadın çalışanların iş yükünü ve sorumluluklarını artması sebep olmaktadır. Bu nedenle, evliliğin kadın çalışanların örgütüne olacak bağlılığında azalma yaratmaktadır. Evli olmayan çalışanlar, evli olan çalışanlar bakımından oluşabilecek yeni iş imkânlarının değerlendirilmesinde daha istekli davranış göstermeleri de olasıdır. Bu durumun nedeni evlilerde bireylerin kendileri ve bakmakta yükümlü olunan kişilere karşı bir takım görevlerinin olması nedeniyle de risk alma bakımından fazlasıyla düşünceli bir tutumun gösterilmesi olasıdır (Dolu, 2011: 34).

2.5.1.5. Hizmet Süresi

Cohen, bireylerin çalışılan sürelerin artması bulunduğu örgütten elde edecekleri kazançların da artacağını belirtir. Hizmette bulunulan zamanın, örgütüne ve bireyin kendine yaptıkları yatırımlar olarak görüldüğünde; örgütünden ayrılmak istemesi halinde işgörenin, yapmış olduğu bu yatırımlar ile gidebileceği örgütün şartlarını kıyaslamaktadır. Bu durumda çalışanın, yatırımlarının mümkün olacaktır (Gündoğan, 2009: 26).

Araştırmaların sonucunda pozisyonda kalma zamanları ile örgütte çalışma zamanı ayrı olarak değerlendirilmiştir. Örgüt çalışanlarının zorunlu mesai zamanıyla zorunlu bağlılık arasında oluşan ilişki, pozisyonda kalma zamanına göre daha güçlüdür. Elde edilen yaşla ilgili sonuçlar, örgütteki mesai saatleri içinde geçerliliği bulunmaktadır. Bir çalışanın örgütte mesai saati arttıkça, örgüte bağlı olarak çalışanın elde ettikleri olumlu sonuçları da arttırabilmektedir. Bununla beraber, bu süreler

içerisinde çalışmada bulunan işgörenin çalıştığı firmaya ait becerileri gelişebilir. Ayrıca bu iki durumun gelişmesi çalışanların bağlılıklarını da arttıracaktır. İşgörenin örgütte çalışma süresinin artmış olması, bir diğer anlamıyla bireylerin örgütüne yatırımlarının artması ve bu yatırımlar karşılığında göreceği faydada artmaktadır. Ayrıca bulunulan örgütte geçirilen zamanlar boyunca, çalışan kişiler örgüt kültürünü de benimsemiş olup örgütüne özgü yetenekler geliştirmektedir. Yaş unsurunun oluşturduğu etkiler gibi çalışma süresi de arttıkça, bağlılığın artacağı söylenebilir. (Tayfun ve diğerleri, 2008: 6).

Buchanan’a geliştirmiş olduğu bir modele göre, çalışma süresinin çalışanların bağlılıklarını nasıl etkileyeceğini gösteren neticelere zamanla varılmıştır. Bu modele göre, ilk sene işgörenin güvenlik ve beklentilerinin sağlanıp sağlanmayacağı zihninin de önemli bir yer kaplarken, ikinci ve dördüncü yıllar arasında, kişi pozisyonunu geliştirme gayreti içinde olup, başarısız olunması endişesiyle yaşamaktadır. Beşinci ve üstü yılların ardından ise olgunluk süreci gelir ve bu dönemlerde bağlılık oranı yüksektir (Tayfun ve Diğerleri, 2008: 6).