• Sonuç bulunamadı

5. SONUÇ, TARTIŞMA VE ÖNERİLER

5.2 Öneriler

• PFESP öğretmen adayları ile sınırlı olan bu çalışma, farklı branşlardaki öğretmen adaylarıyla daha geniş bir örneklemle gerçekleştirilebilir. Bununla birlikte uygulama yapılan şehir ve kurumlar çeşitlendirilebilir, coğrafi bölge

113

değişkeni de incelenebilir; buralardan elde edilen veriler arasında karşılaştırmalar yapılabilir.

• Çalışmanın, öğretmen adayları ile sınırlandırılmış olduğu ve mevcut öğretmenler arasında PFESP ile öğretmenlik hakkı elde edenlerin bulunduğu göz önüne alınırsa çalışma kapsamına öğretmenler de dâhil edilebilir. Nitel desende düzenlenecek bir çalışma ile TPAB düzeyi daha detaylı bir şekilde araştırılabilir. Özellikle sınıf içi gözlemlerler, öğretmenler ve öğretmen adayları ile yapılacak görüşmeler aracılığıyla toplanacak veriler sayesinde daha detaylı ve net sonuçlara ulaşılabilir.

• Okullar için gerçekleştirilen projelerin amacına ulaşmasında öğretmenler büyük bir role sahiptir. Bu nedenle öğretmenlerin ve öğretmen adaylarının hizmet içi ve hizmet öncesi eğitimlerle TPAB düzeylerinin geliştirilmesi önemlidir. Gerekirse öğremen adayları için gerçekleştirilecek hizmet öncesi eğitimler konusunda üniversiteler, Milli Eğitim Müdürlükleri, belediyeler ve halk eğitim merkezleriyle ortak hareket ederek teknoloji içerikli çalışmalar, projeler gerçekleştirebilir veya kurslar açabilir. Her ne kadar gerçekleştirilen çalışmanın tüm çalışma grubuna ait sonuçlarında anlamlı bir farklılık bulunamamışsa da Üniversite-3 grubunun sonuçları ve teknoloji eğitimi alan öğretmen adaylarının TPAB düzeyinin almayanlara oranla daha iyi olması, öğretmenlere verilecek eğitimlerin TPAB düzeylerini geliştirmeleri bakımından önemli olabileceğini düşündürmektedir. Ayrıca öğretmen adayları kendi alanlarındaki teknolojik gelişmeleri takip edebilir, bireysel gelişimleri için ihtiyaç doğrultusunda kendi imkanlarıyla da çeşitli kurs ve seminerlere katılabilirler.

• Gerçekleştirilen bu çalışmada akademik başarı durumunun TPAB düzeyi konusunda anlamlı farklılık oluşturmaması üniversitede alınan derslerin çoğunun alan ve pedagoji içerikli olmasından, teknoloji içeriğinin yetersiz kalmasından kaynaklandığı söylenebilir. Öte yandan Üniversite-1 çalışma grubunda akademik başarı durumuyla AB arasında olumlu bir ilişkinin de olduğu görülmektedir. Buradan hareketle öğretmen adaylarının TPAB gelişimini sağlayacak teknoloji destekli öğretimlerin, öğretmen yetiştirme programlarının mümkün olduğunca her safhasında yer alması ve aktif bir şekilde yürütülmesi, tüm derslerin daha verimli hale getirilmesini ve bu dersler kapsamında öğretmen adaylarının TPAB’larını ortaya koyacak

114

etkinlikler yapma fırsatını sağlayabileceğinden akademik başarı durumunun, TPAB düzeyini etkileyen bir faktör olmasına yardımcı olabilir.

• Teknolojinin öğretim süreçlerine aktarılabilmesi için öğretmen adaylarına bu amaçla ders ortamlarının tasarlanması ve sonrasında tasarlanan bu ders ortamlarının gerçek sınıf ortamlarında uygulanmasını sağlayacak yeni derslerin açılması faydalı olabilir.

• Uluslararası seviyede kabul edilmiş eğitimde teknoloji entegrasyon modelleri, Türkiye’deki öğretmen yetiştirme programlarını geliştirme sürecinde dikkate alınabilir.

• Öğretmen yetiştirme programlarındaki öğretim elemanlarının TPAB düzeyleri tespit edilebilir ve öğretmen adaylarına öğretim elemanları tarafından TPAB’ların aktarılma süreçleri değerlendirilebilir.

• Her ne kadar gerçekleştirilen bu çalışmada bir haftada bilgisayar başında geçirilen süre değişkeni örneklem açısından TPAB düzeylerinde anlamlı farklılık oluşturmasa da TB alt boyutunda anlamlı farklılık oluşturmuştur. Ayrıca bilgisayar veya internet başında fazla zaman geçiren öğretmen adaylarının TPAB düzeyinin iyi ve çok iyi düzeylerde olduğu tespit edilmiştir. Buradan hareketle bilgisayar veya internet başında geçirilen sürenin niceliğinde aşırıya kaçılmadan niteliğinin arttırılmasının, TPAB düzeyini de olumlu etkileyeceğini düşündürmektedir. Dolayısıyla öğretmen adaylarının, nitelikli yetişebilmesi ve teknolojileri yaşamlarında etkin bir şekilde kullanabilmesi için teknolojiye yönelik bilişsel ve duyuşsal becerilerinin geliştirilmesi konusunda çalışmaların yapılması yararlı olabilir. • Günümüz şartları göz önüne alındığında öğrencilerin, sosyal ağları

kullanırken faydalı bilgilerle buluşabilmeleri; herhangi bir konu ile ilgili araştırma yaparken internetten yararlanabilmeleri ve eğitim öğretim sürecinde elde ettikleri herhangi bir veriyi sosyal ağlar üzerinden paylaşabilmelerinin, bu veriler hakkında tartışabilmelerinin ve süreç boyunca düşünebilmelerinin sağlanması önem arz etmektedir. Böylelikle internet başında geçirilen sürenin kalitesinin ve veriminin artacağı söylenebilir. Dolayısıyla öğrencilere bu tür alışkanlıkları ve davranışları kazandırabilmek için en önemli kişiler öğretmenler olacaktır. Bunun için öğretmen adaylarının kendilerini, interneti eğitime entegre etme konusunda geliştirmeleri, özgün fikirler üretmeleri,

115

eksik olduklarını düşündükleri noktalarda eğitim teknolojileri ve verimli internet kullanımı konusunda destek almaları gerektiği ifade edilebilir.

• Öğretmen adaylarına, eğitim öğretim sürecinde kullanabilecekleri yeni eğitim yazılımları tanıtılabilir ve nasıl kullanmaları gerektiği öğretilebilir. Ayrıca kullanılan eğitim yazılımları da çağın gereklerine uygun olarak güncellenebilir ve çeşitlendirilebilir.

• Facebook, twitter, instagram gibi sosyal ağların günümüz internet ortamında en sık kullanılan uygulamalar olduğu göz önünde bulundurulduğunda bu uygulamaların kişisel kullanım dışında -kontrollü ve planlı bir şekilde- eğitim öğretime de entegre edilmesinin, eğitim sistemine fayda sağlayacağı söylenebilir. Öğretim elemanları ve öğretmen adayları arasında bu sosyal ağ uygulamaları vasıtasıyla oluşturulacak gruplar sayesinde, öğretmen adaylarının hem öğrenim hayatlarına hem de kişisel gelişimlerine olumlu etki yaratacak ortamlar oluşturulabilir.

• PB ve PAB açısından kadınların lehine bulunan anlamlı farktan hareketle, annelik duygusunun çocuk eğitimi üzerindeki etkisi daha derin bir şekilde araştırılabilir.

• Matematik, yaşamla iç içedir ve aynı zamanda diğer bütün disiplinlerde az veya çok yer almaktadır. Bu bağlamda matematik, yaşayan herkes için gereklidir. Öte yandan teknolojinin algoritmik yapısından kaynaklanan kendi içinde bir mantıksal ve matematiksel sistemi mevcuttur. Yani teknolojinin öğrenilmesi ve geliştirilmesi için bu matematiksel ve mantıksal sistemin öğrenilmesi gereklidir. Bu da eğitim penceresinden bakıldığında matematik dersleriyle mümkün olmaktadır. Ancak öğrenmenin sevmekten geçtiği unutulmamalıdır. Doğal olarak insan hayatının büyük bir kısmında yer alan matematiğin öğretilmesi ve öğrenilmesi zorlaştırılmamalıdır. Öte yandan Eğitim Fakültelerinin lisans programlarında matematik ders saatlerinde azalmaya gidilmektedir. Bu durum matematik dersinin öneminin azımsanmasına yol açabilir ve sonuçta dersin severek takibini zorlaştırabilir veya öğrenmeye karşı umutsuzluğa neden olabilir. Dolayısıyla sevilemeyen ve iyi öğrenilemeyen bir matematik, teknolojik gelişmeleri de kesintiye uğratabilir. Buradan hareketle matematik ders saatlerinin azaltılmasının TPAB düzeylerine etkisi incelenebilir.

116

Benzer Belgeler