• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM 2: ÖLMEK ÜZERE OLAN HASTALARA SUNULAN BAKIM

2.6. Ölmek Üzere Olan Hastalara Sunulan Hemşirelik Bakımı

Hemşireler ölmek üzere olan hastalarla doğrudan iletişimde bulunması ve en yakınındaki kişi olması, diğer sağlık çalışanlarına kıyasla hastayla birlikte daha fazla zaman geçirmesi, hastada meydana gelen ağrı, solunum güçlüğü, bulantı, kusma, halsizlik gibi rahatsızlıkları daha yakından görebilmesi nedeniyle yaşam sonu bakım uygulamalarında önemli bir yer edinmiştir. Hemşireler ölmek üzere olan hastalarını bir cisim gibi değil algılayan, hisseden, toplumda sosyal olarak var olan ve anılar biriktirmiş bir birey olarak kabul etmeli ve sunacakları bakım ile kaliteli ölüm sağlamalıdırlar (Özdemir ve diğerleri, 2011: 87).

36

Hemşirelik mesleği süresince ölüm sürecine girmiş hastanın bakımı en zor durumlardan birisi olarak görülmektedir. Hemşireler yaşam sonu hasta bakımı ve ölüm olgusuyla çok sık karşılaşmakta ve hastalara bakım verirken karışık hisler barındırabilmektedirler. Ölmek üzere olan hastalara bakım sunmak hemşireler için sıklıkla duygusal olarak acı veren, üzüntülü bir süreç olmakta ve bakım sundukları hastalarının kaybı karşısında suçluluk, başarısızlık, korku, depresyon, kaygı ve çaresizlik gibi duyguları yaşayabilmektedirler (Demir, 2010; Ay ve Gençtürk, 2013: 165).

Ölmek üzere olan hastalara daha kaliteli bakım sunulabilmesi için Palyatif Bakım Hemşireliği oluşturulmuştur. Palyatif bakım hemşireliği tanı konulduğu andan itibaren alanına hastayı ve ailesini alarak bütüncül bakım planları oluşturur (Akay, 2017: 17). Hemşire tarafından hastanın ve ailesinin anlayabileceği şekilde tedavi şekli, hastalığın prognozu, komplikasyonları, hastalık seyri boyunca yapılacak uygulamalar/bakımlar ile ilgili gerekli bilgilendirmeler verilmektedir (Akay, 2017: 17-18). Palyatif bakım hemşireliğinde hedef; hastanın yaşam kalitesini ve semptom yönetimini iyileştirmek, hastalık yörüngesindeki fiziksel, duygusal ve ruhsal ihtiyaçlara dikkat etmektir (Emanuel ve Librach, 2007: 552). Hastaya sunulan bakımda düzenli olarak beslenmesini, kişisel bakım uygulamalarını, hareketliliğini, pozisyonunu, tuvalet ihtiyacını karşılamak yer almaktadır (Sucaklı, 2014: 109). Hastanın ölümünden sonraki süreçte ise aileye yas ile başa çıkma konusunda gerekli desteği sağlar ve gerekli yönlendirmeleri yapmaktadır (Dülgerler, 2015: 56).

Hemşire hasta ve ailesi ile iyi bir iletişim kurmalıdır. Hemşire hastasına karşı açık-dürüst ve saygıya dayalı bir iletişim kurarak aralarında güven bağını oluşturmalıdır (Moore, 2005: 12). Hemşire hastasının çevresiyle, ailesiyle ve en önemlisi kendisiyle mümkün oldukça olumlu ve güçlü bağlar kurmasında yol gösterici olmalıdır. Hastanın umutlarının devam etmesine yardımcı olmalı ve kontrol gücünü kaybetmemesi için çaba göstermelidir (Elçigil, 2012: 331).

37

2.6.1. Ölmek Üzere Olan Hastalara Yoğun Bakım Ünitelerinde Sunulan Hemşirelik Bakımı

Son yıllarda bilim ve teknolojinin gelişmesiyle tıbbi araç, gereç ve yöntemler de gelişme izlenmektedir. Hızla gelişen tıbbi malzemeler ve uygulamalar özellikle hastanelerin yoğun bakım ünitelerinde kullanılmaktadır. Bu malzeme ve yöntemler yoğun bakım ünitelerinde hastalıkların takibinde ya da ölüm sürecinde olan hastaların ihtiyaçlarını karşılamak ve hastaların yaşam sürelerinin uzatılmasını sağlamak amacıyla kullanılmaktadır. Bu nedenle ölmek üzere olan hastaların bakımı yoğun bakım ünitelerinde yapılmakta ve hastaların ölümü de çoğunlukla yoğun bakımlarda gerçekleşmektedir (www.acibademhemsirelik.com). Hastane içinde en çok gerilimin ve iş baskısının yoğun yaşandığı üniteler yoğun bakım üniteleridir. Yoğun bakımlar kritik hastaları destekleyerek iyileşmesini amaçlayan, yerleşim şekli ile hasta bakım uygulamaları açısından ayrıcalık taşıyan, ileri teknolojideki cihazların kullanıldığı, hastaların 24 saat yaşamsal göstergelerinin takip edildiği multidisipliner bir ekip tarafından hizmet sunulan birimler olarak tanımlanmaktadır (Başak ve diğerleri, 2010: 76). Yoğun bakımların diğer birimlerden ayıran farklı bir yapısının olması, yoğun bakım hastalarının çoğunlukla ölmek üzere olan hasta gruplarından oluşması, sağlık çalışanları arasındaki iş ilişkisi, aniden gerginleşebilen bir ortamda çalışılıyor olması, hemşireler açısından stres ve tükenmişliğe yol açabilmektedir (Dede ve Çınar, 2008: 4). Dolayısıyla ölümlerin çok sık yaşanması yoğun bakımların terminal dönem süreci içinde önemli bir yere sahip olduğunu göstermektedir (www.acibademhemsirelik.com).

Ölüm sürecine giren hasta ve ailesine hizmet sunan hemşireler onların yaşadığı pek çok duyguyu ve tepkiyi yaşamaktadır. Bunlar; inkâr, öfke, suçluluk, üzüntü, depresyon, çaresizlik, korku ve anksiyetedir. Hemşireler, bu hastaların bakımında yetersiz kalmaktan ve başarısız olmaktan korkmaktadırlar. Hemşirelerin hastaya yetememe ve hastada başarısız olmaları suçluluk duygusu yaşamalarına yol açmaktadır. Ayrıca hastanın uygulanan tedavi ve bakıma olumlu yanıt vermemesi, hastalığın seyrinin gün geçtikçe kötüye gitmesi ve hastanın acı çekmesinin giderilememesi hemşirelerde öfke ve keder duygularının yaşanmasına neden olabilmektedir (www.acibademhemsirelik.com).

38

Ölmek üzere olan hastalara bakım sunan yoğun bakım hemşirelerin, hasta ve yakınlarının korkularının azaltılması, hasta bireyselliği ve aile bütünlüğünün korunması, ailenin duygusal yönden desteklenmesi, aileyi yas sürecine hazırlama ve semptomların kontrol edilerek hastanın rahat ölümünün sağlanması gibi sorumlulukları vardır (Roman ve diğerleri, 2001: 339).

2.6.2. Ölmek Üzere Olan Hastalara Hizmet Sunan Hemşirelerin Tutumları

Ölümü yaklaşan veya ölmekte olan birey kendi ölüm sürecini yaşarken çevresindekilere de bazı duygular yaşatmaktadır. Dolayısıyla kendisine hizmet sunan hemşireleri ve ailesini psikolojik olarak etkilediği düşünülmektedir.

Ölüm olgusu ile gün içinde çok sık karşı karşıya kalan hemşirelerde ölümü yaklaşan hastaya hizmet sunmaya karşı tutumları sunulan bakımın kalitesi yönünden önem taşımaktadır. Ölüm olgusuna karşı sergilenen tutum ölüm sürecine karşı tepki olarak tehdit, korku ve rahatsızlık gibi duyguların gelişmesi olarak belirtilebilir.

Hemşirelerin ölmek üzere olan hastaya karşı sergiledikleri tutumlar, hemşirelerin kültürel yapısı dini düşünceleri, sosyal çevreleri, aile yapısı, birimlerinde kullandıkları teknoloji, iletişim yöntemleri, palyatif bakım konusunda eğitim almaları ve daha önce ölümle karşılaşma deneyimlerine göre değişebilmektedir (Brosche, 2007: 23; Eues, 2007: 340).

Hemşireler ölmek üzere olan hastalara karşı hizmet sunarken sergileyecekleri tutumların bakımlarını ne düzeyde etkilediğinin farkında olmaları oldukça önemlidir. Hemşireler ölmek üzere olan hastaya yönelik olumlu sergilenen tutumları ile hastaların ölüme yönelik korkularının giderilmesini ve hastayı güvenli bir ortamda, saygıdeğer bir birey olduğunu hissettirerek, huzurlu bir ölüm süreci yaşamasını sağlayabilmektedirler. Ayrıca sadece hastaları fiziksel ve ruhsal olarak rahatlatmakla kalmayıp, aile bireylerine de ölüm sonrası yas sürecinde gerekli desteği sunabilmektedirler (Seven, 2015: 13). Bu nedenle ölmek üzere olan hastalara hizmet sunan hemşirelerin tutumlarını ve tutumlarını etkileyen faktörlerin bilinmesi, olumlu tutum geliştirilmesi konusunda desteklenmeleri sunulan hizmetin kalitesinin arttırılmasında ve hemşirelerin anksiyete, tükenmişlik, yetersizlik, depresyon gibi sorunları yaşanmasını önleyeceği düşünülmektedir.

39