• Sonuç bulunamadı

2.3. Ergen Çağında Enerji ve Besin Öğeleri Gereksinimi

2.4.3. Öfkenin Yönetimi

Yapılan araĢtırmalar, öfkenin boĢaltılmasının sanıldığı gibi insanı rahatlatmadığını, hatta öfke ve saldırganlığı daha çok arttırarak, sorunu çözmede yarar sağlamadığını göstermektedir. Bu yüzden öfkeye neyin yol açtığını bulmak, öfkeyle kendimizi kaybetmeden baĢa çıkmayı öğrenmek ruh sağlığı açısından önem taĢımaktadır. Bu duygumuzla nasıl baĢa çıkılacağı ve nasıl yapıcı bir Ģekilde yönlendirileceği ile ilgili birkaç yöntem aĢağıda verilmiĢtir (Yavuzer, 2003).

BiliĢsel Yeniden Yapılandırma: DüĢünme tarzını değiĢtirmek olarak tanımlanabilir.

Öfkeli insanlar düĢüncelerini küfrederek, bağırıp çağırarak ifade etme eğilimindedirler. DüĢünceler, öfkeliyken gerçeği yansıtmaktan çok, olayların abartılmıĢ ve çarpıtılmıĢ bir Ģekilde algılandığını göstermektedir. Bu tür düĢüncelerin fark edilmesi ve yerine daha

mantıklı olanların yerleĢtirilmesi öfkeyi kontrolde etkili olabilmektedir. Farkında olmadan çok sık kullandığımız ve bizi kızgınlık duygularına hazırlayan "asla" ya da "her zaman" gibi sözcükleri zihnimizde yakalayabiliriz. Bu cümleler öfke duygumuzda haklı olduğumuzu düĢünmemize de yol açar ve durumla ilgili yargıyı çoktan vermiĢ olmamız problemin çözümüne katkıda bulunmamaktadır. Öfkelendiğimizi hissettiğimizde mantığımıza sığınabiliriz. YaĢamın iniĢ ve çıkıĢlarından birini yaĢadığımızı düĢünmek daha dengeli bir bakıĢ açısı yakalamamıza yardımcı olmaktadır (Kökdemir, 2004; Yavuzer, 2003).

Problem Çözme: Öfke yaĢamımızdaki gerçek ve kaçınılmaz zorluklardan kaynaklanıyor

olabilir. Önce durumu değiĢtirip değiĢtiremeyeceğimize bakmak, değiĢtirebileceğimiz durumlar için çözüm yolları aramak, değiĢtirilemeyecek durumlar içinse sorunla yüzleĢmek etkili olur. Öfkelendiğimiz konu ile ilgili çıkmazları düĢünmek, sadece öfkenin artmasına sebep olacaktır (Kökdemir, 2004; Yavuzer, 2003).

Daha Ġyi ĠletiĢim: Öfkeli olduğumuz zaman genellikle düĢünmeden ön yargılarımızla

hareket ederiz, bu yargılar çoğu zaman gerçek dıĢı olabilmektedir. Olayların, bireylerin ya da bizi kızdıran Ģeylerin, negatif taraflarını algılamaya baĢlarız. Böyle bir durumda, karĢımızdaki bireyi karĢı eleĢtirir, saldırıya geçeriz. EleĢtirilen bireyin savunmaya geçmesi doğaldır. Bu durum iletiĢim ağlarının kopmasına neden olmaktadır. Hararetli bir tartıĢma içine girdiğinizde ilk yapacağınız Ģey yavaĢlayıp gösterdiğiniz tepkileri gözlemek olmalıdır. Aklımıza ilk gelen Ģeyleri söylemek yerine asıl söylemek istediğinizi düĢünerek konuĢmak iĢe yarayabilir, Ģeklinde öneriler olarak ifade edilmiĢtir (Yavuzer, 2003).

Mizah Kullanımı: Mizah çeĢitli yollarla öfkenin yoğunluğunun azalmasına yardımcı

olabilmektedir. Her Ģeyden önce daha dengeli bir bakıĢ açısı sağlamaktadır. Mizah kullanırken yaĢanan duygularla öfkenin bir arada bulunması mümkün değildir. Mizah kullanırken öncelikle mizah kullanmanın sorunları gülerek geçiĢtirmek demek olmadığı, tersine onlarla yapıcı bir Ģekilde yüzleĢebilmek olduğu bilinmelidir. Ayrıca mizahı kullanırken alaycı ve aĢağılayıcı mizahtan kaçınılmalıdır. Çünkü bu da sağlıksız öfke ifadesinin baĢka bir yoludur. Mizahın özelliği her Ģeyi ve kendinizi çok fazla ciddiye almaktan sizi alıkoymasıdır. Kızgınlık ve öfke ciddi duygulardır, ama incelendiği takdirde sizi güldürebilecek bazı düĢüncelerle var olduklarını görebilirsiniz (Yavuzer, 2003).

21

DüĢünce Tarzını DeğiĢtirme: Öfkelendiğimiz zaman genelde olaylar objektif olarak

değerlendirilmez, abartılmıĢ, çarpıtılmıĢ olarak algılanır. Bu tür düĢünceleri fark etmeyi öğrenip, yerine daha mantıklı olanları yerleĢtirmeliyiz.

Çevreyi DeğiĢtirmek: Bazen sinirlenip öfkelenmemize neden olan Ģeylerin yakın

çevremizde olduğunu fark ederiz. Gün içinde özellikle sıkıntılı olacağımızı bildiğimiz saatlerde kendimizle baĢ baĢa kalabileceğimiz bir zaman bulup kendimizi dinlemek, rahatlamamızı sağlar ve yersiz öfkelenmelerimizin önüne geçer. Eğer karĢınızdaki kiĢiyle belli konuları belli saatlerde konuĢuyor ve bu konuĢmalarda hep tartıĢma ile sonuçlanıyorsa, bu konuĢmaların saati değiĢtirilebilir. Bu saatte yorgun ve dikkatsiz olabileceğiniz gibi bu durum sadece bir alıĢkanlık haline gelmiĢ olabilir. Öfkenin yoğun olabileceğini düĢündüğümüz bir durumda gün içinde kendimize zaman ayırmalıyız ve olayları yeniden olumlu bir bakıĢla gözden geçirmeliyiz (Yavuzer, 2003).

GevĢeme Teknikleri: Derin derin nefes alma, sakinleĢtirici durum ve manzaraları

zihnimizde hayal ederek canlandırma gibi teknikler, kızgınlık ve öfkemizi yatıĢtırmamızda yardımcı olabilir Ģeklinde tavsiyelerde bulunulduğu ifade edilmiĢtir (Yavuzer, 2003).

23

BÖLÜM III

YÖNTEM

AraĢtırmanın bu bölümü araĢtırma modeli, evren ve örneklem, verilerin toplanması ve verilerin değerlendirilmesi baĢlıkları altında verilmiĢtir.

3.1. Evren

AraĢtırmanın evrenini, Balıkesir ili Balıkesir ili Dursunbey ilçesindeki Dursunbey Kız Teknik ve Meslek Lisesi, Dursunbey Mustafa Korkmaz Anadolu Lisesi ve Dursunbey Sağlık Meslek Lisesi oluĢturmaktadır.

3.2. ÇalıĢma Grubu

AraĢtırmanın örneklemi ise Balıkesir ili Dursunbey ilçesi ve ilçeye bağlı merkezler de bulunan Anadolu Kız Teknik ve Meslek, Sağlık Meslek ve Anadolu liselerinde öğrenimine devam eden öğrenciler oluĢturmaktadır. AraĢtırmaya gönüllü katılmayı kabul eden ve tesadüfî örnekleme yöntemiyle seçilen toplam 295 öğrenci alınmıĢtır. AraĢtırmaya alınan öğrencilerin % 80.3‟ü (237 kiĢi) kız ve % 19.7‟si (58 kiĢi) erkek olup, bunların yaĢ ortalaması incelendiğinde, (15.79+0.99) olduğu tespit edilmiĢtir. Öğrencilerin çoğunluğu 15 ile 16 yaĢ aralığındadır.

3.3. Verilerin Toplanması

AraĢtırmada veri toplama aracı olarak anket formu kullanılmıĢtır. Anket formu üç bölümden oluĢmuĢtur:

Birinci bölüm; öğrencilere ve ailelere ait demografik (yaĢ, cinsiyet, anne ve baba eğitimi, durumu tanımlayıcı bilgilerden oluĢmuĢtur. BEBĠS (Beslenme Bilgi Sistemi) programıyla

öğrencilerin tüketmiĢ olduğu besinlerin içerisinde bulunan enerji, protein, yağ, karbonhidrat, B1 vitamini, folik asit, kalsiyum, potasyum, sodyum, fosfor ve demir hesaplanmıĢtır.

Ġkinci bölümde “24 saatlik hatırlatma yöntemi” kullanılarak bir günlük besin tüketim durumları belirlenmiĢtir (Pekcan, 2002).

Üçüncü bölümde ise Spielberger (1983) tarafından geliĢtirilen ve Özer, (1994) tarafından Türkçeye uyarlanan Durumluk Süreklilik Öfke Ölçeği dörtlü likert tipi ve 34 sorudan oluĢan ölçek kullanılmıĢtır (Özer, 1994). AraĢtırmada örnekleme bu sorulardan ilk 30‟u uyarlanmıĢ olup, bunlar her biri onar soru içerecek Ģekilde sürekli öfke, kontrol altına alınmıĢ öfke ve bastırılmıĢ öfke olarak değerlendirilmiĢtir.

Yapılan değerlendirme sonucunda, ölçekteki ilk 10 soruya öğrencilerin verdikleri cevaplar değerlendirmeye alınmıĢtır.

Ölçeğin güvenilirliği;

Ġç tutarlılık: Tüm grup verileri üzerinden elde edilen Cronbach Alfa değerleri ayrı ayrı hesaplanmıĢtır. Bunlar: „Sürekli öfke‟ boyutu için 79; „kontrol altına alınmıĢ öfke‟ boyutu için 84; „dıĢa vurulmuĢ öfke‟ boyutu için 78; ve„bastırılmıĢ öfke‟ boyutu için ise 62 olarak bulunmuĢtur.

Puanlaması:

„Hiç Tanımlamıyor‟ Yanıtından 1, „Biraz Tanımlıyor‟ Yanıtından 2, „Oldukça Tanımlıyor‟ Yanıtından 3,

„Tümüyle Tanımlıyor‟ Yanıtından 4 puan elde edilir.

Ölçekteki ilk 10 madde, Sürekli Öfke alt ölçeğinin maddeleridir (minimum 10 puan, maksimum 40 puan elde edilir).

3.3. Veri Toplama Teknikleri

Veriler BEBĠS programına girilerek elde edilen çıktıların değerleri kullanılmıĢtır.

Demografik bilgileri tanımlayıcı anketi: Demografik özellikler, öğrencilerin cinsiyeti, yaĢ, boy, ağırlık, anne- baba eğitim durumu gibi tanımlayıcı bilgilerden oluĢmaktadır.

25

Kütle Ġndeksi , ağırlık (kg) / boy(m) formülü ile hesaplanmıĢtır. Zayıf < 18.5, Normal 18.5 – 24.9, Fazla Kilolu 25.0- 29.9, Obez 30.0- 34.9, 35-0-39.9, AĢırı Obez ≥40.0 olarak değerlendirilmiĢtir (WHO, 2007).

3.4. Verilerin Analizi

AraĢtırma sonucunda; verilerin çözümlenmesinde SPSS 16.0 paket programından yararlanılmıĢtır. Çünkü kızlarda en yüksek öfke düzeyi yükseldikçe CHO düzeyi yükselir. Öğrencilere ve ebeveynlere ait demografik durumları tanımlayıcı istatistiki bilgiler verilmiĢtir. Besin tüketim durumlarından makro ve mikro besin öğeleri ile cinsiyete göre öfkenin alt ölçekleri ile çift yönlü varyans analizi (ANOVA) kullanılmıĢtır. Elde edilen bulgular tablolaĢtırılarak yorumlanmıĢ ve kaynaklarla desteklenmiĢtir.

27

BÖLÜM IV

BULGULAR VE TARTIġMA

4.1 Demografik Bilgiler

ÇalıĢmanın bu bölümünde, anket verilerinden elde edilen bulgular yorumlanmıĢtır. Öğrencilerin ağırlık ortalaması incelendiğinde en azının 28 kg ve en fazlasının 90 kg olduğu, ağırlık ortalaması (54.07+10.44) olarak bulunmuĢtur. Öğrencilerin boy ortalaması ise (162.73+11.93) olarak tespit edilmiĢtir. Anne eğitim durumları ise, % 75.6‟sı ilkokul, % 9.5‟i ortaokul, % 6.4‟ü lise, % 5.4‟ü ilkokul ve %1.7‟si üniversite mezunudur. Baba eğitimi ise % 48.5‟i ilkokul, % 26.1‟i lise, % 18.3‟ü ortaokul ve % 5.8‟i de üniversite mezunu olarak belirlenmiĢtir.

Bu bölümde öğrencilerin beslenmeye iliĢkin verileri ve öğrencilerin cinsiyet ve sürekli öfke durumlarına göre besin tüketim miktarlarının durumları değerlendirilmiĢtir.

Benzer Belgeler