• Sonuç bulunamadı

Öğretmenlerin Değişime Direnç Tutumlarının Mezuniyet Durumu Değişkenine

4. BULGULAR

4.3.4. Öğretmenlerin Değişime Direnç Tutumlarının Mezuniyet Durumu Değişkenine

Araştırmanın bu bölümünde “Öğretmenlerin değişime direnç düzeyleri mezuniyet durumu değişkenine göre anlamlı olarak değişmekte midir?” olarak belirlenen üçüncü alt probleme yönelik bulgulara yer verilmiştir. Bu amaçla öğretmenlerin değişime direnç düzeyleri ve alt boyutlarının mezuniyet durumu değişkenine göre anlamlı bir fark olup olmadığının tespiti için tek yönlü varyans analizi yapılmıştır ve sonuçlar Tablo 4.9’da belirtilmiştir.

Tablo 4.9’da rutini arama boyutunda (F(497) = .637; p > .05) mezuniyet durumu değişkeni bakımından anlamlı bir farklılık elde edilmemiştir. Standart sapma değerleri incelendiğinde en homojen dağılımın lisansüstü mezunu öğretmenlere (S = .56), en heterojen dağılımın ise yüksekokul mezunu öğretmenlere (S = .80) ait olduğu görülmektedir. Ortalama değerlere bakıldığında lisans mezunu öğretmenler (X̅ = 2.21) çok az seviyede rutini arama düzeyi sergileyerek en yüksek ortalamaya sahiptirler. Buna karşın, lisansüstü mezunu öğretmenlerin (X̅ = 2.07) çok az seviyede rutini arama düzeyi göstererek en düşük ortalamaya sahip oldukları görülmektedir. Lisans mezunu öğretmenler (X̅ = 2.21) ise çok az seviyede rutini arama düzeyine sahiptirler. Sonuç olarak, öğretmenlerin değişime direnç tutumlarında mezuniyet durumu değişkenine göre öğretmenler arasında anlamlı bir farklılık olmadığı görülmektedir.

Tablo 4.9. Öğretmenlerin değişime direnç düzeylerinin mezuniyet durumu değişkenine göre tek yönlü varyans analizi sonuçları

Değişkenler Mezuniyet n S F p Rutini Arama 1. Yüksek Okul 36 2.13 .80 .637 .529 2. Lisans 439 2.21 .67 3. Lisansüstü 23 2.07 .56 Duygusal Tepki 1. Yüksek Okul 36 2.84 .79 .165 .848 2. Lisans 439 2.78 .72 3. Lisansüstü 23 2.73 .65 Kısa Vadeli Düşünme 1. Yüksek Okul 36 2.59 .81 .939 .392 2. Lisans 439 2.45 .72 3. Lisansüstü 23 2.58 .81 Bilişsel Katılık 1. Yüksek Okul 36 3.13 .74 1.037 .355 2. Lisans 439 2.96 .65 3. Lisansüstü 23 2.96 .62 Değişime Direnç 1. Yüksek Okul 36 2.67 .55 .342 .710 2. Lisans 439 2.60 .51 3. Lisansüstü 23 2.59 .47 p < .05

Duygusal tepki boyutunda (F(497) = .165; p > .05) mezuniyet durumu değişkeni açısından anlamlı bir farklılık tespit edilmemiştir. Katılımcıların standart sapma değerleri değerlendirildiğinde, lisansüstü mezunu öğretmenlere (S = .65) ait değerin en homojen dağıldığı ancak yüksekokul mezunu öğretmenlere (S = .79) ait değerin en heterojen biçimde dağıldığı görülmektedir. Elde edilen ortalamalar incelendiğinde

yüksekokul mezunu öğretmenler (X̅ = 2.84) ara sıra duygusal tepki düzeyi göstererek en yüksek ortalamaya sahiptirler. Buna karşın lisansüstü mezunu öğretmenler (X̅ =2.73) ara sıra düzeyde duygusal tepki seviyesi ile en düşük ortalamaya sahiptirler. Sonuç olarak, duygusal tepki boyutunda mezuniyet durumu değişkenine göre öğretmenler arasında anlamlı bir farklılaşma olmadığı görülmektedir.

Kısa vadeli düşünme boyutunda (F(497) = .939; p > .05) mezuniyet durumu değişkeni bakımından anlamlı bir farklılaşma görülmemektedir. Homojen ve heterojen standart sapma değerleri incelendiğinde en heterojen dağılıma yüksekokul ve lisansüstü öğretmenlerin (S = .81) sahip olduğu gözlenmiştir. En homojen dağılımın ise lisans mezunu öğretmenlerde (S = .72) olduğu tespit edilmiştir. Ortalama değerler açısından sonuçlar değerlendirildiğinde yüksekokul mezunu öğretmenler (X̅ = 2.59) çok az kısa vadeli düşünme düzeyi ile en yüksek ortalamaya sahiptirler. Lisans mezunu öğretmenlerin ise (X̅ = 2.45) çok az kısa vadeli düşünme düzeyi sergileyerek en düşük ortalamaya sahip oldukları görülmektedir. Lisanüstü öğretmenler ise (X̅ = 2.58) çok az kısa vadeli düşünme düzeyine sahiptir. Sonuç olarak, kısa vadeli düşünme boyutunda mezuniyet durumuna göre öğretmenler arasında anlamlı bir fark olmadığı tespit edilmiştir.

Bilişsel katılık boyutunda (F(497) = 1.037; p > .05) mesleki kıdemin anlamlı bir farklılığa yol açmadığı tespit edilmiştir. Bu boyutta en homojen dağılımın lisansüstü mezunu öğretmenler (S = .62) arasında olduğu görülürken, en heterojen dağılımın ise yüksekokul mezunu öğretmenler (S = .74) arasında olduğu saptanmıştır. Ortalama değerler açısından en yüksek ortalamaya sahip olan yüksekokul mezunu öğretmenler (X̅ = 3.13) ara sıra bilişsel katılık düzeyi sergilemektedir. En düşük ortalamaya sahip olanlisans ve lisansüstü öğretmenler (X̅ = 2.96) ise ara sıra bilişsel katılık düzeyi göstermektedirler. Sonuç olarak, bilişsel katılık boyutunda mezuniyet durumu değişkenine göre anlamlı bir farklılılaşma tespit edilmemiştir.

Değişime direnç toplam puanları (F(497) = .342; p > .05) incelendiğinde mezuniyet durumu değişkenin anlamlı bir farklılık oluşturmadığı belirlenmiştir. Lisansüstü mezunu öğretmenler (S = .47) en homojen dağılım sergilemektedirler. Buna karşın yüksekokul mezunu öğretmenler (S = .55) ise en heterojen dağılım göstermektedirler.

Katılımcıların ortalamaları incelendiğinde yüksekokul mezunu öğretmenler (X̅ =2,67) ara sıra değişime direnç gösterirken, lisansüstü mezunu öğretmenler (X̅ = 2.59) ise çok az değişime direnç sergilemektedirler. Lisans mezunu öğretmenler (X̅ = 2.60) ara sıra değişime direnç göstermektedirler. Dolayısıyla, değişime direnç boyutunda en yüksek ortalama yüksekokul mezunu öğretmenlere ait iken, en düşük ortalama ise lisansüstü öğretmenlere aittir. Sonuç olarak, değişime direnç boyutu mezuniyet durumu değişkenine göre anlamlı bir farklılık göstermemektedir.

4.4. Araştırmada Yer Alan Dördüncü Alt Probleme İlişkin Bulgular

Araştırmanın bu bölümünde “ Öğretmenlerin işle bütünleşme düzeyleri ile değişime dirençleri arasında anlamlı bir ilişki var mıdır?” olarak belirlenen dördüncü alt probleme yönelik bulgulara yer verilmiştir. Bu amaçla işle bütünleşme ile alt boyutları arasında anlamlı bir ilişki olup olmadığını tespiti için Pearson momentler çarpımı korelasyon katsayıları belirlenmiştir. Tablo 4.10’da korelasyon sonuçları açıklanmıştır.

Tablo 4.10. İşle bütünleşme düzeyi ile değişime direnç arasındaki korelasyon sonuçları Boyutlar X̅ Ss 1 2 3 4 5 6 7 8 1.Zindelik 5.59 .88 - 2.Adanma Yoğunlaşma 5.96 .78 .77** - 3.İşle Bütünleşme 5.72 .80 .95** .91** - 4.Rutini Arama 2.20 .68 -.15 ** -.21** -.18** - 5.Duygusal Tepki 2.79 .72 -.17 ** -.19** -.19** .37** - 6.Kısa Vadeli Düşünme 2.47 .73 -.10* -.17** -.13** .43** .49** - 7.Bilişsel Katılık 2.97 .66 -.08 -.09* -.08 .29** .30** .39** - 8.Değişime Direnç 2.61 .51 -.17** -.23** -.20** .71** .75** .80** .66** - *p < .05, **p < .01

Tablo 4.10’da işle bütünleşme ile adanma yoğunlaşma ve zindelik boyutları arasında anlamlı bir ilişki olup olmadığının tespiti için yapılan Pearson momentler çarpımı

korelasyon katsayıları incelendiğinde, işle bütünleşme ile zidelik boyutu arasında korelasyon katsayısı (r = .95, p < .01) olarak belirlenmiştir. Buradan işle bütünleşme ile zindelik arasında olumlu yönde çok yüksek ve anlamlı bir ilişkiden bahsedilebilir. Bunun yanında, işle bütünleşme ile adanma yoğunlaşma boyutu arasında korelasyon katsayısı (r = .91, p < .01) olarak belirlenmiştir. Yine burada da olumlu yönde çok yüksek ve anlamlı bir ilişkinin varlığından söz edilebilir. Ayrıca, zindelik boyutu ile adanma yoğunlaşma boyutu arasında korelasyon katsayısı (r = .77, p < .01) olarak saptanmıştır. Buna göre zindelik ile adanma yoğunlaşma arasında yüksek düzeyde olumlu yönde anlamlı bir ilişki olduğu tespit edilmiştir.

Tablo 4.10’a göre öğretmenlerinin değişime dirençleri ile rutini arama alt boyutları arasında anlamlı bir ilişki varlığını belirlemek için yapılan Pearson momentler çarpımı korelasyon katsayıları değerlendirildiğinde, değişime direnç ile rutini arama boyutu arasında korelasyon katsayısı (r = .71, p < .01) olarak belirlenmiştir. Bu açıdan değişime direnç ile rutini arama arasında yüksek düzeyde olumlu yönde anlamlı bir ilişkiden bahsedilebilir. Bununla birlikte değişime direnç ile duygusal tepki boyutu arasında (r = .75, p < .01) olarak belirlenmiştir. Buradan yola çıkılarak değişime direnç ile duygusal tepki arasında yüksek düzeyde olumlu yönde anlamlı bir ilişkinin varlığından söz edilebilir. Değişime direnç ve kısa vadeli düşünme boyutu arasında korelasyon katsayısı (r = .80, p < .01) olarak tespit edilmiştir. Böylece değişime direnç ile kısa vadeli düşünme arasında olumlu yönde yüksek düzeyde anlamlı bir korelasyon olduğu söylenebilir. Ayrıca değişime direnç ile bilişsel katılık boyutu arasında korelasyon katsayısı (r = .66, p < .01) olarak belirlenmiş olup değişime direnç ile bilişsel katılık boyutu arasında olumlu yönde yüksek düzeyde anlamlı bir ilişki olduğu söylenebilir.

Öğretmenlerinin zindelik boyutu ile rutini arama, duygusal tepki ve kısa vadeli düşünme boyutları arasındaki ilişkiyi belirlemek için yapılan Pearson momentler çarpımı korelasyon katsayıları incelendiğinde, korelasyon katsayıları sırasıyla (r = - .15, p < .01 / r = -.17, p < .01 / r = -.10, p < .05 ) olarak belirlenmiştir. Buna göre zindelik boyutu ile rutini arama, duygusal tepki ve kısa vadeli düşünme boyutları arasında ters yönde çok zayıf anlamlı bir ilişkiden bahsedilebilir. Ancak zindelik ile bilişsel katılık boyutu arasında (r = -.08, p > .05) tespit edilmiştir. Böylece zindelik ile

bilişsel katılık arasında ters yönde çok zayıf bir ilişki tespit edilmiş ancak bu ilişkinin anlamlı olmadığı görülmüştür.

Katılımcıların adanma yoğunlaşma boyutu ile rutini arama, duygusal tepki, kısa vadeli düşünme ve bilişsel katılık boyutları arasındaki ilişkiyi tespit etmek için yapılan korelasyon katsayılarına göre, korelasyon katsayıları sırasıyla (r = -.21, p < .01 / r = - .19, p < .01 / r = -.17, p < .01 / r = -.09, p < .05) olarak belirlenmiştir. Buna göre adanma yoğunlaşma boyutu ile rutini arama, duygusal tepki, kısa vadeli düşünme ve bilişsel katılık boyutları arasında ters yönde çok zayıf anlamlı bir ilişkiden bahsedilebilir.

İşle bütünleşme ile değişime direnç arasında anlamlı bir ilişki olup olmadığını tespit etmek için yapılan Pearson momentler çarpımı korelasyon katsayısı (r = -,20, p < .01) olarak saptanmıştır. Buna göre, işle bütünleşme ile değişime direnç arasında çok zayıf düzeyde ters yönde anlamlı bir ilişki olduğu anlaşılmaktadır.

4.5. Araştırmada Yer Alan Beşinci Alt Probleme İlişkin Bulgular

Araştırmanın bu bölümünde “Öğretmenlerin işle bütünleşme düzeyleri değişime dirençlerinin anlamlı bir yordayıcısı mıdır?” olarak belirlenen beşinci alt probleme yönelik bulgulara yer verilmiştir. Bu amaçla öğretmenlerin işle bütünleşme düzeylerinin öğretmenlerin değişime dirençlerini anlamlı bir şekilde yordayıp yordamadığının tespiti amacıyla doğrusal regresyon analizi yapılmıştır.

Regresyon analizine başlamadan önce bağımsız değişkenler arasında çoklu bağlantı olup olmadığı test edilmiştir. Field (2009) .80’nin altında olan korelasyon katsayılarının çoklu bağlantı problemi göstermediğini belirtmiştir. İşle bütünleşme boyutları bağımsız değişken olarak alınarak doğrusal regresyon analizinin yapılmasının uygun olacağı anlaşılmıştır. Analizde Enter modeli benimsenmiştir.

İşle bütünleşmenin değişime direnç düzeyini yordamasına ilişkin doğrusal regresyon analizi sonuçları tablo 4.11’de belirtilmiştir.

Tablo 4.11. İşle bütünleşmenin değişime direnç düzeyini yordamasına ilişkin doğrusal regresyon analizi sonuçları

p < .05

Tablo 4.11’de belirtilen doğrusal regresyon analizinde yordayıcı değişken olarak işle bütünleşme toplam puanı kullanılmıştır. Bağımlı değişken olarak değişime direnç boyutu ile rutini arama, duygusal tepki, kısa vadeli düşünme ve bilişsel katılık alt boyutları kullanılmıştır.

İşle bütünleşme toplam puanının (β = -.182, p < .01) rutini arama boyutu üzerinde anlamlı bir yordayıcı olduğu görülmektedir. Bununla birlikte işle bütünleşme toplam puanının rutini arama boyutunun (R2 = .03) % 3’ünü yordadığı tespit edilmiştir. İşle bütünleşme toplam puanının (β = -.195, p < .01) duygusal tepki boyutunu anlamlı bir biçimde yordadığı görülmektedir. İşle bütünleşme toplam puanı duygusal tepki boyutunun (R2 = .03) % 3’ünü yordadığı belirlenmiştir. Ayrıca, işle bütünleşme toplam puanının kısa vadeli düşünme değişkeni üzerinde (β = -.139, p < .01) anlamlı bir yordayıcı olduğu saptanmıştır. İşle bütünleşme toplam puanı kısa vadeli düşünme boyutunun (R2 = .01) %1’ini yordadığı tespit edilmiştir. Ancak, işle bütünleşme toplam puanının (β = .086, p > .05) bilişsel katılık boyutu üzerinde anlamlı bir yordayıcı olmadığı belirlenmiştir. Bununla birlikte, işle bütünleşme toplam puanının (β = -.206, p < .01) değişime direnç toplam puanları üzerinde anlamlı bir değişken olduğu saptanmıştır. Ayrıca işle bütünleşmenin değişime direncin (R2 = .04) % 4’ünü açıkladığı tespit edilmiştir.

Standardize edilmiş regresyon katsayıları değerlendirildiğinde işle bütünleşme toplam puanının en güçlü biçimde sırasıyla değişime direnç toplam puanı (β = -.206,

p < .01), duygusal tepki boyutu (β = -.195, p < .01), rutini arama boyutu (β = -.182, p < .01) ve kısa vadeli düşünme boyutu (β = -.139, p < .01) üzerinde anlamlı biçimde yordayıcı olduğu saptanmıştır.

Benzer Belgeler