• Sonuç bulunamadı

Öğretmenlerin Bilimin Doğası İle İlgili Görüşlerinin İncelenmesi

2. LİTERATÜRÜN İNCELENMESİ

2.2 Öğretmenlerin Bilimin Doğası İle İlgili Görüşlerinin İncelenmesi

Lederman (1999), öğretmenlerin bilimin doğasını anlamaları ile sınıf uygulamaları arasındaki ilişkiyi incelemek ve bu türden bir ilişkiyi kolaylaştıran veya engelleyen faktörleri ortaya koymak için çoklu örnek olay çalışması yapmıştır. Çalışmanın örneklemini, meslekî deneyimleri 2 ile 15 yıl arasında değişen beş lise biyoloji öğretmeni oluşturmuştur. Veriler sınıf gözlemleri, açık uçlu anketler, yarı yapılandırılmış ve yapılandırılmış mülâkatlar, öğretim planları ve materyalleri

kullanılarak toplanmıştır. Analitik tümevarım yaklaşımını kullanarak, çoklu veri kaynaklarını bağımsız olarak ve öğretmenlerin profillerini ortaya koyarken üçgenleme için birlikte analiz etmiştir. Bu çalışmanın sonuçlarından; öğretmenlerin sahip olduğu bilimin doğası kavramlarının sınıf uygulamalarını etkilediği ortaya çıkmıştır. Bu süreçte, öğretmenlerin deneyim seviyeleri, amaçları ve öğrencileri anlama şekillerinin etkili olduğu belirlenmiştir.

Bell ve Lederman (2003), konuya dayalı fen ve teknolojide karar vermede, bilimin doğasının rolünü araştırmıştır. Çalışmanın örneklemini, farklı üniversitelerden gönüllü olarak 21 profesör oluşturmuştur. Katılımcıların konuya dayalı fen ve teknoloji üzerinde karar vermelerini değerlendirmek için, katılımcılara açık uçlu anket ve mülakatlar yapılmıştır. Katılımcılar ikinci bir açık uçlu anket ve mülakatla değerlendirildikten sonra, bilimin doğası ile ilgili görüş farklılıklarına göre iki gruba ayrılmıştır. Her grubun karar verme profilleri, katılımcıların ankete verdikleri cevaplara göre yapılandırılmıştır. Sonuç olarak iki grubun kararları, kararları etkileyen faktörler ve karar verme stratejileri karşılaştırılmıştır. Bilimin doğası ile ilgili görüşlerinin farklılıklarına rağmen, iki grubun kararları arasında herhangi bir fark bulunamamıştır. Her iki gruptaki katılımcıların kararları öncelikle; kişisel değerlere, ahlaka ve sosyal ilgiye dayanmıştır. Çoğu katılımcı bilimin doğası ile ilgili yeterli kavramlara sahip olmasına rağmen, bütün katılımcılar karar vermede bilimsel kanıtı düşünürken, çoğu doğru kanıtı sağlayamamıştır. Sonuç olarak, bilimin doğasının, her iki grubun kararında da önemli bir rolünün olmadığı ortaya çıkmıştır. Çalışmanın bulguları, bilimin doğasının amaçları ile ilgili fen eğitim reformunun temel varsayımları ile çelişkiye düşmüştür.

Odgers (2003), öğretmenlerin görüşlerinin yapılandırmacı fen eğitiminin amaçlarıyla uyuşup uyuşmadığını görmek için, öğretmenlerin fen, fen eğitimi ve fen öğrenimi ile ilgili görüşlerini araştırmıştır. 232 ilköğretim ikinci kademe fen öğretmenlerinin, geleneksel ve yapılandırmacı çerçeve ile bilimin doğası hakkındaki görüşlerini incelemiştir. Öğretmenlerin sınıflarında kullandıkları öğretim stratejisi ile bilimin doğası hakkındaki görüşleri arasındaki ilişkiyi araştırmıştır. Aynı zamanda öğretmenlerin eğitim deneyimleri, cinsiyetleri ve yaşlarının öğretmenlerin bilimin doğası hakkındaki görüşlerine etkisine bakmıştır. Öğretmenlerin ankete vermiş oldukları cevaplar, bilimde iki görüşü ortaya çıkarmıştır: geleneksel görüş ve yapılandırmacı görüş. Geleneksel görüş bildiren öğretmenlerin, bu görüşü

destekledikleri görülmüştür. Yapılandırmacı görüş bildiren öğretmenlerin ise, yapılandırmacı yaklaşım “için” ve yapılandırmacı yaklaşıma “karşı” olarak ikiye ayrıldıkları görülmüştür. Çalışmanın sonucunda, öğretmenlerin bilimin doğası hakkında görüşleri arasında istatistiksel olarak bir fark çıkmamıştır. Öğretmenlerin %41’i bilimin doğası ile ilgili yapılandırmacı görüşü desteklerken, sadece derslerin %3’ünde öğretmenler yapılandırmacı görüşe göre ders işlemiştir. Bununla birlikte, öğretmenlerin cinsiyetleri ve yaşları, bilimin doğası hakkındaki görüşleri etkilememiştir.

Lederman ve Lederman (2004), çalışmalarında proje ICAN’ı (Araştırma, İçerik ve Bilimin doğası) (Inquiry, Context, and Nature of Science) geliştirmiştir. Proje ICAN öğrencilerin bilimin doğası ile ilgili anlamalarını geliştirebilmek için, öğretmenlerin yeteneklerini geliştirmeyi amaçlamıştır. Birbirini izleyen üç dönemi içeren projeye 58 öğretmen katılmıştır. Bu dönemler: yaz oryantasyonu, aylık akademik yıl uygulamaları ve üç haftalık yaz okuludur. Anketler, video kayıtları, ders planları, eğitici materyaller, sınıf gözlemleri ve öğrenci başarıları bilimin doğasının öğretimi ve öğrenimi ve bilimsel araştırmanın açıklanması için veri oluşturmuştur. Çalışma sonuçları, öğretmenlerin anlamalarında büyük ilerlemeler olduğunu ve sınıf uygulamalarında öğrencilerine bilimin doğası ile ilgili görüşleri kazandırabildiklerini göstermiştir.

Promkatkeaw, Forret ve Moreland (2007), öğretmenlere bilimin doğasını öğretmeyi ve öğretmenlerin bilimin doğası ile ilgili görüşlerini geliştirmeyi amaçlamıştır. Bilimin doğası; bilimin özünde olan değerlere ve varsayımlara, bilimsel bilgiye ve bilimsel bilginin gelişimine atıfta bulunur. Bilimin doğası ile ilgili kavramlar genellikle bilim ile ilgili durumlarda açıklanır. Bu kavramlar; bilimin tanımı, bilimsel bilginin özellikleri, bilimsel bilginin gelişimi, bilim insanının özellikleri ve bilim- teknoloji-toplum arasındaki ilişkidir. Örneklemi, devlet okulunda sınıf öğretmeni olan 1 kişi oluşturmuştur. Öğretmenin bilimin doğası ile ilgili kavramlarını araştırmak için anket uygulanmış ve mülakat yapılmıştır. Çalışmanın sonucunda, öğretmenin bilimin doğası ile ilgili çağdaş görüşe sahip olduğu ortaya çıkmıştır. Öğretmenin çağdaş görüşe sahip olduğu düşünceleri; bilimsel bilginin deneysel, öznel ve değişebilir olduğunu içermektedir. Yinede öğretmen bilimsel bilginin eksikliği yüzünden, bilimi öğretememiştir. Çalışmanın sonucunda, profesyonel

gelişim programının bilimin doğası ile ilgili görüşleri geliştirmede etkili olduğu ortaya çıkmıştır.

Schwartz, Lederman ve Lederman (2008), çalışmasında öğretmenlerin ve öğrencilerin bilimin doğası ve bilimsel araştırmanın doğası ile ilgili kavramlar geliştirebilmeleri için görüşlerinin değerlendirilmesine ihtiyaç olduğunu belirtmiştir. Bilimin doğası görüşler anketi (The Views of Nature of Science) (VNOS) öğretmenlerin ve öğrencilerin görüşlerini geliştirmede kullanılmaktadır. Fakat, öğretmenler ve öğrenciler bilimsel araştırmanın doğası ile ilgili yetersiz bilgiye sahiptirler. Bu yüzden de bu çalışmada geçerli, açık uçlu bilimsel araştırmalar üzerine görüş anketi (Views of Scientific Inquiry) (VOSI) geliştirilmiştir. Örneklemi yüzlerce öğretmen ve binlerce öğrenci oluşturmuştur.

Morrison ve diğ. (2009), çalışmasında üç soruya cevap bulmaya çalışmıştır: (1) İlköğretim birinci ve ikinci kademe öğretmenlerin profesyonel gelişim deneyiminin başından sonuna kadar, bilimin doğası ile ilgili görüşleri nasıl değişmektedir? (2) Bilimin doğasına dayanan günlük etkileşimler (tartışma, görüşme), ilköğretim birinci ve ikinci kademe öğretmenlerin bilim insanı görüşlerine nasıl etki etmektedir? (3) Bilimin doğasına dayanan günlük etkileşimler (tartışma, görüşme), ilköğretim birinci ve ikinci kademe öğretmenlerin bilim öğretme ile ilgili görüşlerine nasıl etki etmektedir? Örneklemi 20 öğretmen oluşturmuştur. Öğretmenler yaz kursuna katılmıştır. Veriler çalışmanın başında ve sonunda uygulanan anketten, mülakatlardan, sınıf tartışmalarından, araştırmacının notlarından, fen etkinliklerinden toplanmıştır. Fen etkinliklerinde, bilimin doğasının öğretiminde doğrudan-yansıtıcı yaklaşım kullanılmıştır. Katılımcıların profilleri ankete vermiş oldukları bilimin doğasının yedi unsuruna göre değerlendirilmiştir. İlk anket sonuçlarında; 20 öğretmenin 13’ü bilimin değişebilir doğası ile ilgili; 14’ü bilimin yaratıcı doğası ile ilgili; 5’i bilimin doğasının öznel doğası ile ilgili; 8’i bilimin doğasının deneysel doğası ile ilgili; 9’u bilimin sosyal ve kültürel doğası ile ilgili; 2’si teori ve yasa arasındaki ilişki ile ilgili ve 4’ü gözlem ve çıkarım arasındaki farkla ilgili yeterli görüşe sahiptir. Çalışmanın sonunda ise; 20 öğretmenin 12’si bilimin değişebilir doğası ile ilgili; 9’u bilimin yaratıcı doğası ile ilgili; 10’u bilimin doğasının öznel doğası ile ilgili; 14’ü bilimin doğasının deneysel doğası ile ilgili; 15’i bilimin sosyal ve kültürel doğası ile ilgili; 7’si teori ve yasa arasındaki ilişki ile ilgili ve 12’si gözlem ve çıkarım arasındaki farkla ilgili yeterli görüşe sahip olduğu ortaya

çıkmıştır. Doğrudan-yansıtıcı yaklaşımın bilimin doğasının öznel, deneysel, sosyal kültürel, teori ve yasa arasındaki ilişki ve gözlem ve çıkarım arasındaki farkla ilgili düşünceleri geliştirdiği; bilimin doğasının değişebilir ve yaratıcı doğası ile ilgili düşünceleri olumsuz yönde etkilediği görülmüştür.

Shah (2009), fen öğretmenlerinin bilimin doğası hakkındaki inançlarını sınıflarında uygulamaları için, fen öğretmenlerinin bilimin doğası ile ilgili inançlarını ve anlamalarını araştırmıştır. Bu çalışmada yaşam tarihi yaklaşımı (Life History Approach) kullanılmıştır. Çalışmanın örneklemini tek bir fen öğretmeni oluşturmuştur. Onun yaşam hikâyesi çalışmada, bilimin doğası ile ilgili görüşlerini incelerken önemli bir rol oynamıştır. Veriler; altı yaşam hikâyesi görüşmelerini, iki öğrencilerle grup görüşmelerini, sekiz sınıf gözlemlerini ve doküman analizlerini içermiştir. Çalışma sonuçları katılımcı öğretmenin bilimin doğası ile ilgili bilgili kavramlara sahip olduğunu, fakat bazı önemli durumlarda yetersiz görüş sergilediğini ortaya çıkarmıştır.

Ülkemizde yapılan çalışmalarda ise;

Oyman (2002) bir yüksek lisans çalışmasında, ilköğretim fen bilgisi öğretmenlerinin bilimin doğası konusundaki görüşlerini incelenmiştir. Çalışmanın örneklemini, 40 ilköğretim okulundan 99 fen bilgisi öğretmeni oluşturmuştur. Veri toplamak amacı ile bir anket oluşturulmuştur. Anketin birinci kısmında kişisel bilgiler, ikinci kısmında fen bilgisi öğretimi ile ilgili açık uçlu sorular ile likert tipi sorular, üçüncü bölümde ise bilimsel bilginin yapısı ve bilimin doğasını anlama ile ilgili W.Cobern’in “Nature of Science Card Game” adlı oyun kartları cümlelerinden oluşan sorular bulunmaktadır. Bu çalışmanın sonucunda; iki ana konu ortaya çıkarılmıştır. Araştırmanın ilk bölümünde, fen bilgisi öğretimi ile ilgili açık uçlu sorularda, öğrencilerin sahip olması gereken bilimsel yetenekler, öğretimde anlamlı öğrenmeyi sağlayacak unsurlar, fen bilgisi öğretiminde öğrencilerin en çok zorlandığı kavramlar ve müfredat programları ile ilgili düşünceler ortaya konulmuştur. Araştırmanın ikinci bölümünde ise fen bilgisi öğretmenlerine, bilimsel bilginin yapısı ve bilimin doğasını anlama ile ilgili sorular sorularak, cinsiyet, mezun olunan okul ve mesleki kıdeme göre öğretmenlerin çağdaş veya geleneksel bilim anlayışına sahip olmalarının değişip değişmediği belirlenmiştir. Çalışma sonuçları öğretmenlerin meslekî kıdemlerine, mezun olunan okula ve cinsiyete göre çağdaş veya geleneksel anlayışın bir etkisi olmadığını göstermiştir. Ayrıca "Bilimsel Bilgi,

Doğal Yaşamın Doğrularını Verir" görüşüne öğretmenlerin büyük bir çoğunluğunun katılması dikkat çekici olmuştur.

Aslan, Yalçın ve Taşar (2009), bu çalışmayı fen ve teknoloji öğretmenlerinin bilimin doğasına yönelik görüşlerinin saptanması amacıyla gerçekleştirmiştir. Örneklemi, 3 ile 31 yıl çalışma deneyimine sahip 24 erkek, 24 kadın olmak üzere toplam 48 fen ve teknoloji öğretmeni oluşturmuştur. Araştırmanın verileri Bilim, Teknoloji ve Toplum Üzerine Görüşler (Views on Science Technology and Society, VOSTS) anketi kullanılarak ve yarı-yapılandırılmış mülakatlar yoluyla toplanmıştır. Anketten elde edilen verilerin betimsel analiz yapılarak yüzde ve frekans olarak verilmiş ve mülakatlardan elde edilen veriler kodlanarak içerik analizi yapılmıştır. Analizler sonucunda; bilimin tanımı, gözlemlerin doğası, bilimsel bilginin değişkenliği, önerme, teori ve yasaların yapısı ve bilimsel yöntemle ilgili olarak fen ve teknoloji öğretmelerinin yetersiz ve yanlış bir takım görüşlere sahip oldukları görülmüştür.