2. TÜKETİM VE TÜKETİCİ
2.3. Tüketici Davranışlarını Etkileyen Faktörler
2.3.3. Tüketici Davranışlarını Etkileyen Psikolojik Faktörler
2.3.3.2. Öğrenme
Öğrenme, insanı diğer yaratılmışlardan ayıran en önemli özellik olarak karşımıza
çıkmaktadır.
Solomon, Bamossy ve Askegaard (1999:65) öğrenmeyi davranışlarda deneyimlerle
gelen kalıcı değişiklikler oluşturma şeklinde tanımlamaktadırlar. Onlara göre bu deneyimler
direk olarak değilse de farklı yollarla öğrenme üzerinde etkisinin olduğunu söylemektedirler.
Öğrenmenin bir süreç olduğu varsayıldığında, tüketicilerin yaşamları boyunca başlarından
geçenlerden öğrendikleri onların satın alma davranışı üzerinde etkilidir.
Burada davranışçı ve bilişsel öğrenme kuramlarına bakmakta yarar görülmektedir.
2.3.3.2.1. Davranışçı Öğrenme Kuramları
Bir şeyler tüketirken belirli bir markayı kullanmak, örneğin lezzetli olduğu için aynı
marka kahveyi içmek ya da sürekli aynı parfümü kullanmak bireyin öğrenme yoluyla elde
ettiği şeylerdir. Öğrenme yoluyla bireyin davranışlarında kalıcı değişiklikler meydana
gelmektedir. Odabaşı ve Barış (2003:78)’a göre öğrenme ile davranıştaki değişiklikler iyi ya
da kötü yönlü olabilmektedir. Yaşantı sonucu sürekli tekrar edilen davranışlar
öğrenilmektedir.
Burada öğrenme türlerine bakmakta yarar görülmektedir.
2.3.3.2.1.1. Klasik Koşullanma Yoluyla Öğrenme:
Bu öğrenme türü Ivan Pavlov’un çalışmalarına dayanmaktadır. Pavlov’un yaptığı
çalışmalara göre öğrenme, uyaranlara verilen tepkiler sonucu gerçekleşmektedir. Buna göre
köpeğe yiyecek verildiğinde köpek salya salgılamakta ancak çalan zile hiçbir tepki
vermemektedir. Çalışmanın ikinci aşamasında zil çalınıp köpeğe yemek verildiğinde ise
köpeğin her zil sesinden sonra salya akıttığı gözlemlenmiştir. Sonuçta köpek, yemek ve zil
arasında bir bağlantı kurmuş ve bu duruma koşullanmıştır (Odabaşı ve Barış,2003:79).
Şekil 2: Tepkisel Koşullanma Süreci
Zil (Nötr Uyarıcı) Tepki yok (Nötr Tepki) Yiyecek (Koşulsuz uyarıcı) Salya Salgılama (Koşulsuz tepki) Zil ve yiyecek (Nötr ve koşulsuz uyarıcı)
Salya Salgılama (Koşulsuz tepki)
Zil (Koşullu uyarıcı) Salya Salgılama (Koşulsuz tepki)
Kaynak: Odabaşı ve Barış, 2003:81
Bu öğrenme teorisine göre uyarıcı olmadığı takdirde tepki de olmamaktadır. Satın
alma konusunda uyaranların kullanılması da klasik koşullanmanın kullanıldığı bir çeşit
stratejidir. Örneğin marketlerdeki kokular insanları aslında akıllarında olmayan şeyleri
almaya yöneltmektedir. Yılbaşında çalan müzikler, hediye alma dürtüsünü uyandırmakta ve
tüketiciler uyaranlara koşulsuz tepki vermektedirler (Odabaşı ve Barış, 2003:80). Klasik
koşullanma yoluyla öğrenmede, bireyin uyaranla ne ölçüde sık olduğu ve bireyi harekete
geçirip geçirmediğiyle ilgilidir. Tüketiciler uyaranlarla ne ölçüde sık karşılaşırlarsa, satın
alma davranışı da o yönde etkilenecektir (Elden, 2015:382). Bu durumda tüketicinin tekrara
maruz kaldığı ölçüde, pazarlamacıların istediği tepkiyi vereceği sonucu çıkarılmaktadır.
2.3.3.2.1.2. Edimsel Koşullanma Yoluyla Öğrenme:
B.F. Skinner’in çalışmaları sonucu edimsel koşullanma, bir davranışın sonuçlarına
bağlı olarak değişikliğe uğraması olarak tanımlanmaktadır. Teoriye göre bir kutunun içindeki
fare, dolaştığı kutunun içinde, yiyecek ya da su dağıtımı sağlayan manivelaya basmaktadır.
Belli bir sürenin ardından fare manivelaya basma ve yiyecek arasında ilişki kurar. Fare önce
bir amaca yönelik güdülenmiştir, çünkü açtır. Manivelaya basma farenin öğrenilmiş
tepkisidir. Edimsel koşullanmanın temelinde “pekiştirmenin özel bir tepkiyi izlemesi” yer
almaktadır (Odabaşı ve Barış, 2003:84).
Şekil 3: Edimsel Koşullanma Süreci UYARAN Örnek Ürün ARZULANAN DAVRANIŞ Ürünü Deneme (Tüketim) PEKİŞTİRME Örnek Ürünün Performans Göstermesi
Kaynak: Odabaşı ve Barış, 2003:85
Elden (2015:382)’e göre edimsel koşullanma, bir davranışın öğrenilmesinin sonucuna
bağlı olduğu, yani bir ödül ya da davranışın yapılmaması durumunda ceza olacağı bilinirse
öğrenmenin gerçekleştirileceği üzerinde durulmaktadır. Burada kişi olumlu ya da olumsuz
pekiştireçlerle davranışa yönlendirilmektedir. Araba satışlarındaki test sürüş imkânlarının,
indirimlerin, çekilişlerin tüketici davranışları açısından edimsel koşullanmaya birer olumlu
pekiştireç oldukları söylenebilir. Takım elbise giymek gerekilen bir restoranda takım elbise
giymek istemediği halde kendini mecbur hissedip satın alıp restoranda bir yemeğe katılan
bireyin yaşadıkları ise olumsuz pekiştirece örnek olarak verilebilir (Elden, 2015:383).
Odabaşı ve Barış (2003:85)’a göre pazarlamada davranışların biçimlendirilmesi,
ürünün denenmesinin sağlanması, ihtiyaçların tatmin edilip tüketicinin yeniden harekete
yöneltilmesi için, örnek ürün dağıtımı, özel indirimler, yarışmalar gibi çeşitli uygulamalar
gerçekleştirilmektedir. Onlara göre edimsel koşullanma, çeşitli şekillerde kullanılmaktadır:
•
Satıcı ya da ürünü pazarlayanlar tarafından sürekli talep yaratılmasıyla
ürünlerin kullanımı ve tüketicinin ihtiyacının temin edilmesi pekiştireç görevi
gerçekleştirmektedir.
•
Armağanlar, hediye çekleri, fırsat ürünleri vererek mağazadan alışveriş
yapılmasının sağlanması da pekiştireç görevi görmektedir.
•
Ürünle birlikte eşantiyon unsurların verilmesi edimsel koşullanmanın
sürekliliği açısından önemlidir (Odabaşı ve Barış, 2003:85).
2.3.3.2.2. Bilişsel Öğrenme Kuramı
Davranışçı öğrenmeden farklı olarak bilişsel öğrenme kuramında, bireyin bir uyarana
direkt maruz kalmadan çevresini gözlemleyerek ve koşullanmaya gerek olmadan düşünme
analiz ve sentez yetenekleri kullanarak sonuca varabileceği davranışlarını yönlendirebileceği
varsayılmaktadır. Bundan dolayı pazarlama iletişimi faaliyetlerinde ve özellikle reklam
çalışmalarında tüketicinin analiz edebileceği ürün ya da hizmetle ilgili bilgilerin verilmesi,
markanın olumlu yönlerinin vurgulanması ve tüketiciyi ikna edecek bir modelin kullanılması
satış açısından etkili olmaktadır. Söz konusu modele örnek olarak; reklamlarda tüketici ile
aynı sorunları yaşayan ve problemini mevcut ürünle çözen bir kişi yer alabileceği gibi
tüketicinin özdeşleştiği, sevdiği bir ünlü de kullanılabilmektedir.
Bilişsel öğrenme sürecinde birey çevreden elde ettiği bilgiler ve kendi deneyimleri
doğrultusunda edindiği bilgi ve algıları bir araya getirip birbiri ile ilişkilendirmekte, belli bir
mesele ile ilgili öğrenmesini tamamlamaktadır. Tüketici olan bireyde markayla ilgili
öğrendiği bilgileri ve varsa deneyimlerini birbiriyle ilişkilendirerek markayla ilgili bir satın
alma kararı gerçekleştirmektedir (Elden, 2015: 385-386).
Bilişsel kurama göre geçmiş deneyimi olmasa bile kişi düşünce yeteneği ile sorununu
anlayabilecek ve çözüm yollarını öğrenebilecektir. Tüketici için sorun çözme işlemi sürekli
olarak yaptığı bir işlemdir. Edinilen bilgiler, tüketicinin deneyimleriyle birleşerek aldığı
kararlara etki etmektedir. Tüketici elde ettiği bilgilere göre bir öğrenme gerçekleştirdiği için
bilişsel öğrenme tüketicinin bilgilenmesini amaçlamaktadır. Bu açıdan pazarlama
uygulamalarında karşılaştırmalı reklamlar ile ürün üstünlükleri hakkında bilgiler sunulması
özellikle hangi unsurlar tüketiciler için önem taşıyorsa bu konudaki üstünlükler üzerinde
durulup somut biçimde tüketiciye sunulmaktadır. Bu durumda bilişsel öğrenme
gerçekleşmekte ve pazarlamacılar tüketicilere kendi markalarını tercih etmeyi
öğretmektedirler (Odabaşı ve Barış, 2003:89).
Belgede
Muhafazakâr kadınların online alışveriş yapma davranışları üzerine bir alan araştırması
(sayfa 51-55)