• Sonuç bulunamadı

KURAMSAL AÇIKLAMALAR

4. Tip Öğrenenler (Dinamik Öğrenenler): Bu tip öğrenme stili ile öğrenenler, kendi kendilerine keşif yapmaktan hoşlanırlar

2.1.4 İlgili Alanyazın ve Araştırmalar

2.1.4.2 Öğrenme Stilleri Konusu İle İlgili Yapılan Yurtdışı Çalışmaları

Alaysa (2011)’de yaptığı araştırmada KKTC’ deki lisede okuyan öğrencilerin öğrenme stillerini, öğretmenlerin kendi öğrencilerinin öğrenme stilleri ile ilgili farkındalıklarının ne ölçüde öğretimlerinde kullandıklarının belirlenmesini incelemiştir. Araştırmada, karma araştırma deseni kullanılmıştır. Araştırmaya liselerde kayıtlı 9500 öğrenci ile 1500 öğretmen oluşturmuştur. Araştırmanın çalışma grubunu 629 lise öğrencisi ile 8 öğretmen içermektedir. Öğrencilerin öğrenme stilleri Grasha ve Reichmann’ın Öğrenme Stilleri Envanteri kullanılarak belirlenmiştir. Sayısal veriler; aritmetik ortalama, standart sapma, çok yönlü varyans analizi (MANOVA), tek yönlü varyans analizi (ANOVA) ve en küçük anlamlı fark testi (LSDT) kullanılarak analiz edilmiştir. Öğretmenlerin ve öğrencilerin öğrenme stillerine ne düzeyde hâkim oldukları ve kullandıklarını saptamak için öğrenci ve öğretmenlerle yarı-yapılandırılmış görüşmeler yoluna gidilmiştir. Elde edilen verilere bakıldığında; öğrencilerin en çok ”işbirlikçi”ve ”yarışmacı”öğrenme stilini benimsedikleri sonucuna ulaşılmıştır. Öğrencilerin öğrenme stillerinin cinsiyet, sınıf düzeyi ve okul türüne göre çeşitlilik gösterdiği belirlenmiştir. Araştırmaya katılan kız öğrenciler erkek öğrencilere kıyasla yarışmacı, işbirlikçi, katılımcı ve bağımlı öğrenme stillerine, erkek öğrenciler ise kız öğrencilere kıyasla kaçınan öğrenme stiline sahip oldukları görülmüştür. Sınıf düzeyi esas alındığında, 12. sınıf öğrencilerinin diğer sınıftaki öğrencilere kıyasla bağımsız öğrenme stiline sahip oldukları saptanmıştır. Genel lise ile fen lisesi ve İngilizce ağırlıklı olan liselerdeki öğrenciler, meslek liselerindeki öğrencilere kıyasla işbirlikçi ve bağımlı, meslek liselerindeki öğrenciler ise genel ile fen ve İngilizce ağırlıklı olan liselerdeki öğrencilere kıyasla kaçınan öğrenme stilini benimsedikleri sonucuna ulaşılmıştır.

78

Reese ve Dunn (2008) tarafından özel metrapolit üniversitelerde 1. sınıf öğrencilerinin öğrenme stili tercihleri konulu bir araştırma yapılmıştır. Araştırmada cinsiyet, ortaöğretim mezuniyet ortalaması ve üniversitedeki akademik başarı ortalamaları öğrenme stillerine göre incelenmiştir. Çalışmada Dunn, Dunn ve Price tarafından geliştirilen çevresel verimlilik tercihi ölçeği (2002) kullanılmıştır. Ölçek 1500 üniversite 1. sınıf öğrencisine uygulanmıştır. Öğrencilerin ses, ışık, ısı, motivasyon ve sorumluluk tercihleri istatistiksel olarak karşılaştırılmıştır. Pearson korelasyon hesaplamaları sonucunda yüksek ortalamalı öğrencilerin yalnız çalışma, bir otoritenin eşliği ve sabah saatlerinde çalışmayı tercih ettikleri görülmüştür. Cinsiyet değişkenine göre yapılan hesaplamalarda erkek öğrencilerin daha fazla otoriteye ihtiyaç duydukları, görsel oldukları ve akşam çalışmayı tercih ettikleri görülmüştür. Kadınların ise erkeklere oranla daha parlak ışığı ve sıcak ortamı tercih ettikleri ve yalnız çalışmak istedikleri görülmüştür.

Metallidou ve Platsidou (2007) tarafından Kolb Öğrenme Stilleri Envanterinin geçerlik konusunu ve problem-çözme stratejisi ile ilişkisini araştıran bir çalışma yürütülmüştür. Çalışmanın birinci amacı Kolb Öğrenme Stilleri Envanterinin psikometrik özelliklerini incelemektir. İkinci amaç gruplar arası öğrenme stilleri farklılıklarını tespit etmek; üçüncü amaç ise problem çözme stratejileri ile öğrenme stilleri arasındaki ilişkiyi incelemektir. Çalışma için Yunanistan‘da 338 kişilik bir öğretmen grubu örneklem olarak alınmıştır. Çalışmaya katılan öğretmenlere hangi problem çözme stratejisini daha sık kullandıkları sorulmuştur. Öğretmen grupları arasında öğrenme stilleri acısından anlamlı bir farklılığa rastlanmamıştır. Öğrenme stilleri ile problem-çözme stratejileri arasındaki ilişki düzeyi anlamlı çıkmıştır.

79

Pedrosa, Almeida ve Watts (2004) tarafından üniversite öğrencilerin soru sorma ve öğrenme stilleri arasındaki ilişkiyi inceleyen dört durum çalışması incelenmiştir. Örneklemini 160 kadın ve 140 erkek olmak üzere toplam 300 öğrenci oluşturan bu araştırma iki yarı dönemde tamamlanmıştır. Buradaki alanları biyoloji, biyoloji ve jeoloji eğitimi, fizik ve kimya eğitimi, çevre mühendisliği, fizik mühendisliği, kimya mühendisliği jeoloji mühendisliği bölümleri oluşturmuştur. Çalışmada dört öğrencinin derinlemesine incelenmesi ile durum çalışmaları yürütülmüştür. Çalışma sırasında yazılı ve sözlü sorular, görüşme ve sınıf içi gözlem yapılmıştır. Amaç öğrencilerin sordukları soruların nitel ve nicel özellikleri ile öğrencilerin öğrenmelerinin soru şeklindeki temellerini çözmektir. Dört öğrencinin soruları kullanmalarındaki doğal ve anlık (spontane), bilinçli veya doğal kullanımları ile diğer özellikleri incelenmiştir. Nitel araştırma teknikleri ile kişilerin daha ayrıntılı inceleneceği düşünülmüştür. Çalışmada Kolb öğrenme stilleri envanteri veri elde etme aracı olarak kullanılmıştır. Öğrencilerin sorularıyla onların öğrenme stilleri arasında, teorik olarak beklenen ilişki burada gözlenememiştir. Ancak soru sorma stillerine bakarak öğrenmeye yaklaşımları ve bu bireyler için en iyi öğretimin nasıl olabileceğinin anlaşılabileceği belirtilmiştir.

Marriott (2002) yapmış olduğu çalışmada iki tane İngiliz üniversitesi belirlemiş ve buradaki öğrencilerin öğrenme stillerini belirleyerek boylamsal olarak araştırmıştır. Öğrencilerin öğrenme tercihlerinin eğitim yaşantıları tarafından etkilenip etkilenmediğini belirlemeyi amaçlamıştır. Araştırma üç yıl boyunca sürmüştür. Örneklem birinci yıl 282 eski, 128 yeni öğrenci; ikinci yıl 93 eski, 32 yeni öğrenci ve üçüncü yıl da 95 eski 32 yeni üniversite öğrencisi üzerinde

80

uygulanmıştır. Elde edilen bulgular öğrenme stillerinin anlamlı bir şekilde değiştiğini göstermiştir.

Diaz ve Cartnal (1999)’da yaptığı araştırmada iki farklı sınıftaki öğrencilerin öğrenme stillerini incelemiştir. Araştırmada öğrencilerin öğrenme stilleri Grasha-Reichmann öğrenme stilleri envanteri (1982) kullanılarak elde edilmiştir. Çalışma Kaliforniya’da sağlık eğitimi bölümünde bilgisayarlı eğitim alan 68 öğrenci ve kampus (normal) eğitimi alan 40 öğrenci üzerinde gerçekleştirilmiştir. Bilgisayarlı eğitimde power point tarzı bilgisayar destekli bir ders sistemi mevcutken kampus tarzı dersler yüz-yüze iletişimi sağlayacak biçimde işlenmiştir. Kampus tarzı sınıftaki yüz-yüze iletişime karşı bilgisayar destekli sınıfta iletişim elektronik posta ve konuşmayı sağlayan bir ağ sistemi aracılığıyla sağlanmıştır. Bağımsız ve bağımlı öğrenme stilleri açısından iki sınıf arasında anlamlı düzeyde farklılık tespit edilmiştir. Bilgisayar destekli sınıfta bağımsız öğrenme stili puanları daha yüksek çıkmıştır. Bağımsız öğrenmeyi tercih edenlerin; işbirlikli ve bağımlı öğrenmeyi daha az tercih ettikleri de bulunan sonuçlar arasındadır. Kampus tarzı eğitim alanların ise bağımlı ve işbirlikli öğrenmeyi tercih ettikleri saptanmıştır.

Grasha (1972)’nın yapmış olduğu “Observations on Relating Teaching Goals to Students Response Styles and Classrooms Methods”adlı çalışmada öğrencilerin öğrenme stillerinde değişiklik olabilmesi için belirli öğrenme stillerine uygun öğretim yöntemlerinin seçilmesi gerektiğinden; işbirlikli ve katılımcı öğrenme stili zayıf olan öğrencilere, işbirlikli öğrenme yönteminin kullanılmasının etkili olacağından ve iyi yapılandırılmış bağımsız çalışma ödevlerinin öğrencilerin

81

bağımsız öğrenme stillerinin gelişmesine veya çok suskun, pasif öğrencileri katılıma teşvik edeceğinden bahsetmiştir.

2.1.4.3 Öğretmen Adaylarının Öz Düzenleme Becerileri İle İlgili Yapılan