• Sonuç bulunamadı

Eğitim Teknolojisi alanında çalışan araştırmacılar, eğitimsel sunumları ve materyalleri öğrencinin tercihleri ve ihtiyaçlarıyla eşleştirmek için birkaç öğrenme sitili yapısı ortaya koymuşlardır. U.Ö.H.S, Z.Ö.S ve dolayısıyla Ö.T.U.Z.Ö.S için uyarlamanın derecesini artırmak veya sistemin zeka derecesini arttırmak ve bireyin ihtiyaçlarını, amaçlarını tam olarak karşılamak için sistem modellerinin, öğrenme sitilleri göz önüne alınarak kurulması gereklidir [28]. Bireyleri öğrenme ve bilişsel sitillerine göre sınıflandırmak için kullanılan bir çok yöntem ve araç vardır. Bunlardan en çok bilinenleri Sampson ve diğerleri (2002)’de [28];

• Myers, Briggs Tip Göstergesi (Keirsey, 1998),

• Çoklu Zeka Kuramı (Gardner, 1999),

• İşitsel, Görsel, Duyusal/Devinduyumsal Öğrenme Sitilleri (Sarasin, 1998)

• Grasha-Riechmann Öğrenci Öğrenme Sitili Skalası – GRLSS (Grasha, 1996),

• Kolb Öğrenme Sitilleri Teorisi (Kolb, 1985),

• Felder & Silverman Öğrenme Sitilleri İndeksi (Felder, 1996)

• Honey and Mumford Öğrenme Sitilleri (Honey and Mumford, 1992)

olarak sıralanmıştır. Öğrenme sitillerinin pratikte; U.Ö.H.S, Z.Ö.S ve Ö.T.U.Z.Ö.S’de kullanımıyla ilgili yeter derecede deneysel çalışma bulunmadığı için, farklı öğrenme sitili yöntemlerinden hangisinin daha iyi olduğunun net bir cevabı yoktur. Başka bir deyişle, farklı öğrenme sitillerini ölçecek güvenilirlikte bir yöntem bulunmamaktadır [29].

Eğitim bilimcilerin öğrenme sitillerinin geçerlilik ve güvenilirlik durumları için sunduklarından yola çıkılarak, öğretim sistemlerinde yukarıda adı geçen öğrenme sitillerinin hangilerinin kullanıldığı araştırılmıştır. Bu araştırma sonucunda U.Ö.H.S’de ve Ö.T.U.Z.Ö.S’de son yıllarda deneysel öğrenme teorisine dayandırılarak kullanılan bazı öğrenme sitili modellerine rastlanmıştır.

Tez çalışmasında, öğrenme sitili teorilerinin öğretim sistemlerinin tasarımında kullanılmasına dair bazı çalışmalar incelenmiştir. Özellikle bireyselleştirilmiş öğretim sistemleri alanında öğrenme sitili teorilerine dayalı çalışmaların, son yıllarda dikkat çekici biçimde artmış olduğu görülmüştür. Bu çalışmalarda, öğrenme sitiline göre bireyselleştirilmiş öğretim gerçekleştirmenin öğrenmeyi etkili hale getiren bir faktör olduğu öne sürülmektedir [31-36].

Öğrenme sitiline dayalı öğrenme sistemlerinin oluşturulmasındaki temel hedef, öğrenme içeriğini oluşturan medyanın farklı öğrenme sitillerine uygun olarak seçilmesi ve öğrenciye en uygun öğretim stratejisinin seçilmesi ve bu öğretim stratejisiyle öğretimi gerçekleştirmek için de kullanılabilir. [37, 38].

Literatürde adı geçen pek çok öğrenme sitili teorisi vardır. Bu tez çalışmasında özellikle e-öğrenme sistemleri için uygun öğrenme sitili teorileri araştırılmıştır. Fakat, literatürde yer alan öğrenme sitili teorilerinin hiçbiri özel olarak e-öğrenme sistemlerinde kullanılmak amacıyla geliştirilmemiştir [33].

Bu sebeple mevcut öğrenme sitili teorileri arasında yapılan incelme sonucunda önerilen sistemde Felder ve Silverman tarafından geliştirilen mühendislik öğrencilerinin öğrenme sitillerini tespit etmeye yönelik öğrenme sitili modelinin kullanılmasına karar verilmiştir. Bu öğrenme sitili modelinin tercih edilmesinin sebepleri şunlardır:

1. Bu öğrenme sitili mühendislik alanındaki öğrenciler üzerinde yapılan araştırmalarla ortaya konmuştur [37, 38]. Önerilen öğrenme sistemi, farklı öğrenme içerikleri için kullanılabilmekle beraber özellikle matematiksel alanlara ait öğrenme

içeriklerinin (veya kursların) sunumunu hedeflediği için bu öğrenme sitili modelinin kullanılması uygun bulunmuştur.

2. Felder ve Silverman öğrenme sitili modeli eğitimsel açıdan anlamlıdır. Modelin geçerliliği, (Zywno, 2003)’deki çalışma ile ispatlanmıştır [39].

3. Bu öğrenme sitili modeli, örün ortamında sunulan öğretimler için uygundur [40]. 4. Bu modelle sunulan nicel ölçme aracı kolaylıkla öğrencinin baskın öğrenme sitilini tespit etmede kullanılabilmektedir [41].

5. Ölçme aracı ile elde edilen sonuçlar kolaylıkla uyarlanır ortamlara uygulanabilmektedir [31, 42, 43].

6. Önceki uyarlanır öğrenme sistemlerinde uyarlama kaynağı olarak kullanılmıştır [33, 42, 44].

Felder ve Silverman öğrenme sitili ve öğretme sitili modelinde bireyin öğrenme sitili; bilgiyi algılama biçimi, duyusal tercihleri, bilgiyi beyinde organize etme biçimi ve bilgiyi anlama biçimine göre dört ayrı boyutta tanımlanmaktadır [37, 38].

Tablo 2.2: Öğrenme ve öğretme sitili boyutları [37].

Tercih edilen Öğrenme Sitili Karşılık Gelen Öğretim Sitili

Algısal somut

Sezgisel algılama soyut içerik

Görsel görsel

Sözel giriş sözel sunum

Aktif aktif

Düşünsel işleme pasif öğrenci katılımı

Aşamalı sıralı

Bütünsel anlama bütünsel içerik organizasyonu

Tablo 2.2’ye göre; bireyler dünyayı algılama eğilimlerine göre “Algısal / Sezgisel” öğrenme sitiline sahip olabilirler. Algısal öğrenen bireylere, öğrenme içeriği somut kavramlarla sunulmalıdır. Sezgisel öğrenen bireylere ise öğrenme içeriği soyut kavramlarla sunulmalıdır. Bireyler bilgiyi alma yollarına göre “Görsel / Sözel” öğrenme sitiline sahip olabilirler. Görsel öğrenme sitiline sahip bireylere sunulan öğrenme içeriği görsel materyallerle zenginleştirilmelidir. Sözel öğrenme sitiline

sahip bireylere sunulan öğrenme içeriği ise sözel materyallerle zenginleştirilmelidir. Bireyler bilginin zihinsel süreçte işlenme biçimine göre “Aktif / Düşünsel” öğrenme sitiline sahip olabilirler. Aktif öğrenme sitiline sahip bireyler öğrenme sürecinde aktif deneyimlere eğilimlidirler. Bilgiyi tartışarak, uygulayarak ve deneyerek daha kolay öğrenirler. Etkileşimi tercih ederler. Pasif öğrenme sitiline sahip bireyler kendi başlarına kalıp düşünme eğilimindedirler. Bilgiyi fiziksel aktivitelerle değil, bilginin ne anlama geldiğini, kendisine ne çağrıştırdığını ve olası uygulamalarının ne olabileceğini düşünerek öğrenmek isterler. Bilgilerin beyinde organize ediliş biçimine göre bireyler “Aşamalı / Bütünsel” öğrenme sitiline sahip olabilirler. Aşamalı öğrenme sitiline sahip bireyler, bilginin sabit bir ilerleme hızında ve sabit bir karmaşıklık düzeyinde sunulduğu durumda en iyi öğrenirler. Bütünsel öğrenme sitiline sahip bireyler, büyük sıçramalarla öğrenme eğilimindedirler. Karmaşık ve zor bilgilere geçiş yaptıklarında ve önceki bilgilerle ilişki kurabildiklerinde daha iyi öğrenirler.

Bireyin açıklanan öğrenme sitillerinden hangisine uyduğu Felder ve Soloman tarafından tasarlanan öğrenme sitilleri indeksi anketi ile belirlenir [41].

Şekil 2.6: Öğrenme sitilleri indeksi değerlendirme kriterleri.

Öğrenme sitilleri indeksi anketi, her birinin cevabı a ve b şıklarından oluşan kırk dört sorudan oluşmaktadır. Bu sorular on birerli dört ayrı gruba ayrılmıştır. On bir soruluk her grup bir öğrenme sitili grubunun belirleyicisidir. Felder ve Silverman öğrenme sitili modelinde, her bir öğrenme sitili boyutu; “kesin”, “baskın”, “tarafsız” olmak üzere üç ayrı derece ile değerlendirilir. Bu durum, dört öğrenme sitili boyutunun birbiriyle kombinasyonu sonucu 81 ayrı öğrenme sitili tipi oluşmaktadır. Şekil 2.6’da bir boyut için anketin nasıl değerlendirildiği gösterilmektedir. Buna göre, eğer ankette görsel / sözel öğrenme sitili boyutuna ait 11 sorudan 9 ile 11 arası a şıkkı baskın durumda ise birey baskın düzeyde görsel öğrenme sitiline sahiptir. Eğer 5 ila 7 arası a şıkkı baskın düzeyde işaretlenmiş ise birey kesin görsel öğrenme sitiline

sahiptir. Eğer 1 ile 3 arası a şıkkı baskın düzeyde işaretlenmişse birey kesin olarak görsel veya sözel öğrenme sitiline sahiptir denilmez. Bu durumda, her iki öğrenme sitiline uygun materyalleri kullanarak öğrenebilir anlamına gelmektedir. Baskın işaretli şıkkın tespit edilmesi için 11 soruluk her kategoride işaretlenen a ve b şıkları sayılır. Örneğin Görsel / sözel boyutunda öğrenci 3 tane a şıkkı 8 tane b şıkkı işaretlemiş ise, öğrencinin bu boyuttaki baskın işaretli şık değeri b’dir ve belirleyici b şıkkı adedi 5’tir. Buna göre öğrenci kesin olarak sözel öğrenebilen bir öğrencidir. Önerilen sistemde, Felder ve Silverman öğrenme sitili modeli hem öğrenme sitiline uygun materyallerin seçilerek sistemin Ö.N’ne dayalı içerik oluşturmasında, hem de öğrenme sitiline uygun etkileşim biçimini seçerek öğrenci için kullanılacak öğretim stratejisini belirlemede kullanılmaktadır.