• Sonuç bulunamadı

Spor, bir yaşam tarzıdır. Kendi dünyası içinde mutlak hakimmiş gibi göstermek doğru değildir. Onu kendi içine alan ufukları kapsayan, gerçeği yeterince anlaşabilir hale getirmektir. Her oyunda olduğu gibi sporda, dış yardımlardan amaçlarından ve hareketten uzak olamaz. Can sıkıntısı ve aşırı istekler arasındaki gerilimi sürdürmek, spor dünyasının kesinlik kazanmış bir bileşenidir. Dengeyi etkileyen bu mekanizma, oyundaki dinamik kuvvetlerdir. Oyuncu, kendi şansını kendi yaratır. Bir işi yapma isteği, başarma duygusu, spor aktivitesinin belirleyici unsurlarındandır (Filiz, 2002).

Sporcular ne kadar antrenman yaparsa yapsın, kazananlar her zaman zekâsını kullananlar olur. Toplumumuzda sportif faaliyetler ne derecede bilinçli yapılıyor, antrenman bilgisinin içeriğinde kas antrenmanlarının yanında ne kadar zekâ faktörüne önem veriliyor. Spor uzmanları zekânın kazanmadaki payına giderek daha fazla önem vermeye başlamalıdırlar. Beyin gücünün, kas gücünü her zaman yeneceğinden yola çıkarak antrenmandan çok taktik çalışmalara ağırlık veren trend, yeni nesil antrenörler arasında yaygınlaşmalıdır

Zekâ; insan vücudundaki en büyük güçtür. Ancak çoğunlukla verimsizce kullanılır. Fiziksel antrenmanla ve beslenmede gelinebilecek son noktaya gelinmiş olunabilir, ama zihinsel antrenmanın yani zekâ faktörünün üzerinde yapılacak çok çalışma olmalıdır. Yeni trendin sıkı takipçisi sporcularda rakiplerini psikolojik olarak çökertmek için çeşitli taktikler geliştiriyorlar. Örneğin bisikletçilerin geliştirdiği bir taktik rakibin moralini çökertmekte oldukça işe yaramaktadır.

Bisikletçi rakibin biraz önüne geçerek omzunun üzerinden rahat bir edayla konuşmaya başlıyor, arkada kalan bisikletçi rakibiyle aynı hızda gitmesine rağmen biraz geride kaldığından önündekinin daha hızlı gittiğinin kanısına kapılıyor ve

rahatlığı karşısında morali bozuluyor. Bu vermiş olduğum örnek sadece sporda zekâ faktörüyle bağlantılıdır ve sporda zekânın kullanılabilmesi için sporla eğitim arasında sıkı bir ilişki olması gerekiyor. Toplumda spor-zekâ, spor-eğitiminin tam öğretilmesi için ilköğretimde beden eğitimi derslerinde dikkatle üzerinde durulmalıdır. Spor kulüplerinde fiziksel antrenmanın yanında spor-eğitim ilişkisi yani mental motivasyon öğretilmelidir ( http://www.bedenegitimi.gen.tr ).

Okullarında gerçekleştirilen öğretim faaliyetleri incelendiğinde, genellikle geleneksel zekâlar olarak bilinen sözel dilsel ve mantıksal matematiksel zekâ alanlarının diğer zekâ alanlarına oranla çok daha fazla kullanıldığı hemen göze çarpmaktadır. Oysa bedensel-kinestetik zekâsı gelişmiş olan bir öğrencinin anlatıma dayalı bir sunuşla başarıyı yakalaması çok zor olacaktır.

Sporsal alt yapıyı dinamik hale getirecek olan eğitim de çocukta var olan Bedensel/Kinestetik zekânın önünü açmakla mümkün olacaktır bu da okullardaki beden eğitimi dersi uygulaması ile direkt ilişkilidir. Bedensel-kinestetik zekânın baskın olması, hareket algısını, bedenine hâkimiyetini ve becerilerinin de üst düzeyde olmasını getirir. Bu gibi zihinsel beceriler ise ideal bir sporcuda olması gereken özelliklerdir. Bedensel-kinestetik zekânın önü açılmamış bir sporcuya yapılan yatırım nihai amaca hizmet etmeyen bir uygulama olarak anılmaktadır. Ancak ideal bir sporcunun bedensel-kinestetik zekâsının olması, onu başarıya götürmeye yetmez. Çünkü olimpik düzeyde bir sporcu olabilmek için pek çok kompleks fiziksel becerilere de sahip olunması gerekmektedir.

Sporcu yetiştirirken de zihinsel olarak baskın olan zekâların yanında spora fiziksel olarak yatkınlığını ölçmek gerekir. Bahsedilen durumun daha iyi anlaşılabilmesi için fiziki uygunluk ve sporsal uygunluk kavramlarını daha yakından incelemek gerekmektedir.

Fiziki uygunluk, fiziki yeterlilik (physical fitness), fiziksel hazırlık, fiziksel verimlilik, fiziksel sağlık, fiziksel durum gibi şekillerde spor pratiğinde kullanılmaktadır. İskelet kaslarının kasılması sonucunda üretilen, bazal düzeyin üzerinde enerji harcamayı gerektiren bedensel hareketler fiziksel aktivite olarak tanımlanabilir (Özer, 2001).

Günlük işleri canlı ve uyanık, yorgunluk duymaksızın, boş zamanlarını neşeli uğraşlarla geçirebilecek gerekli enerjiye sahip ve beklenmeyen tehlikeleri

karşılayabilecek yeterliliğe sahip olmak anlamını taşıyan fiziksel uygunluk kalp solunum dayanıklılığı, kassal dayanıklılık, kas kuvveti, kas gücü, sürat, esneklik, çeviklik, denge, reaksiyon zamanı ve beden kompozisyonunu içermektedir. Farklı açılardan incelenen fiziki uygunluk spor pedagojisi açısından, herhangi bir şekilde yapılan fiziki hareketler sonucu, motor niteliklerinin ve becerilerin gelişmesini sağlayan bir süreç olarak tanınmaktadır. Organizmaya uygulanan herhangi bir fiziksel hareket sayesinde, motor niteliklerinin gelişmesi sonucu, maksimal bir düzeye ulaşma süreci olarak da düşünülür (Heyward, 1998).

Birçok spor branşında yüksek performansa ulaşabilme sporcuların antropometrik durumuna bağlıdır. Antropometrik ölçümler büyüme ve gelişme, vücut kompozisyonu ve genel beslenme durumu hakkında bilgi verir. Antropometrik ölçülerin değerlendirilmesinde, genelde vücut yapısı ve kompozisyonunun belirlenmesi ile vücut bölümlerinin birbirine oranları, vücut ağırlığının belirlenmesi, spor branşı ile fiziki yapı arasındaki uyumun değerlendirilmesi, spor dalı veya iş kolunun antropometrik yapıda etkileri gibi konularda önem taşırlar (Özer, 1993).

Bedensel hareket yeteneği, bireylerin her alandaki yetenek seviyeleri olarak kabul edilir. Bireyin güç, denge, hız, kuvvet, dayanıklılık, çabukluk, reaksiyon süresi ve değişik bedensel hareketlerinin temelini meydana getiren birleşik bir sistemin tümü olarak kabul edilir.

Genel beden eğitimi yeteneği çok önemlidir. Fiziksel, zihinsel, duygusal ve sosyal etkenler, yeterli bir bedensel performansa sahip kişilerde hemen kendini gösterir. McCloy, bedensel yeteneklerin belirlenebilmesi için önceden öğrenilmesi gereken faktörleri şu şekilde belirtmiştir. Bunlar; kas kuvveti, dinamik enerji, yön değiştirme yeteneği, esneklik, ileriyi görme, iyi görüş, konsantrasyon, mekanik ve teknik çalışmaları anlama ve zor hareketlerin uygulanmasıdır. Ayrıca belirtmiş olduğu diğer faktörler ise, yeteneğin tabiatını anlama, seri ve uyumlu karar alma yeteneği, sinirsel (duyusal) yapının koordinasyon ilişkileri, ağırlık ve güç ile ilişkili duyu sistemi koordinasyonları, yükseklik, mesafe ve yön gibi özellikler, yön doğruluğu ve küçük açı hataları, genel kas duyusu ve kontrolü, karışık ve hareketleri koordine yeteneği, birbirini takip eden hareket kombinasyonları, ekstremite kontrolü, denge fonksiyonları, zamanlama, çalışma ritmi ve estetik duyularıdır (Kamar, 2003).