• Sonuç bulunamadı

Anayasa’da ve 6216 sayılı Kanun’da çocukların bireysel başvuruda bulunup bulunamayacağına yönelik düzenleme bulunmamaktadır. Bu nedenle genel usul kuralları da nazara alınarak çocukların AYM’ye başvuruda bulunup bulunamayacağının değerlendirilmesi gerekmektedir.

Anayasa’nın 12. maddesinde herkesin, devredilmez, kişiliğine bağlı, vazgeçilmez, dokunulmaz temel hak ve hürriyetlere sahip olduğu düzenleme altına alınmıştır. Maddede yer alan “herkes” ibaresinin çocukları da kapsadığı çok açıktır. Bu bağlamda çocuklar da temel hak ve özgürlükleri bulunan bireylerdir.

Anayasanın bazı hükümlerinde özel sınırlama sebepleri bulunmaktadır. Bu hükümlere; Anayasanın 67. maddesinde yer alan 18 yaşını doldurmuş olan Türk vatandaşlarının seçme ve halkoylamasına katılma hakkını kullanabilmesi ya da 68. maddesinde yer alan 18 yaşını doldurmuş olan kişilerin siyasi partiye üye olabilmesi örnek olarak verilebilmektedir. Bu şekilde Anayasa ve kanunlarla düzenlenmiş özel sınırlama sebepleri bulunmadıkça çocuklar da Anayasa’da öngörülen temel hak ve özgürlüklere sahiptirler.

Anayasa’nın 10/3, 41/3, 42, 58, 61/4 maddeleri gibi pek çok maddesinde çocukları koruyucu düzenlemelere yer verilmiştir. Bu hükümler ile Devlete, aileye ve üçüncü kişilere bazı pozitif yükümlülükler getirilmiştir. Çocukların genel anlamda korunduğu Türk Hukuku’nda, onların temel hak ve özgürlüklerinin korunmayacağı yaklaşımı tutarlı değildir. Bu nedenle çocukların haklarının bulunduğu, bu hakların korunması gerektiği açıktır. Önemli olan husus ise, çocukların kendi temel hak ve özgürlüklerini bizzat kullanıp kullanamayacakları sorunudur.

Çocukların kendi temel hak ve özgürlüklerini bizzat kullanabilmeleri hususunda doktrinde iki farklı görüş bulunmaktadır. İlk görüş, çocukların kendilerini savunamayacak fiziksel ve psikolojik durumda bulunmaları nedeniyle temel hak ve özgürlüklerini bizzat kullanamayacaklarını savunmaktadır227. Hayatın olağan akışına göre bu görüşün tutarlı tarafının bulunduğu söylenebilmektedir. Fiziksel ve psikolojik açıdan zayıf olan çocukların kendi temel hak ve özgürlüklerini bizzat kullanmaları beklenememektedir. Ancak yine de çocukların bu durumları nedeniyle, haklarının ihlali durumunda AYM’ye bireysel başvuruda bulunamayacaklarını savunmak çok yerinde bir yaklaşım değildir. Anayasa Mahkemesi tarafından sırf çocuklar tarafından başvuru yapılması gerekçe gösterilerek bireysel başvurunun reddedilmesinin doğru olmadığı kanaatindeyiz.

İkinci görüş, çocukların korunması gereken pasif varlıklar olmadığını savunmaktadır. Bu görüşe göre çocuklar da yetişkinler gibi kendi temel hak ve özgürlüklerini kendileri kullanabileceklerdir228. Bu görüşün de kendi içinde tutarlı ve tutarsız olduğu yönler bulunmaktadır. Çocukların yetişkinler ile tamamen denk görülmesi mantıklı değildir. Fiziksel ve psikolojik olarak yeterince gelişmemiş bireyler olan çocukların bu görüşe göre, kendi temel hak ve özgürlüklerini doğru ve yerine kullanamama ya da koruyamama durumu söz konusu olabilecektir.

6216 sayılı Kanun’da açık bir düzenleme yer almamakla beraber, çocukların hak ve özgürlüklerinin ihlali durumunda AYM’ye başvuruda bulunabilmeleri mümkündür. Bu konuda Anayasa Mahkemesi tarafından, yukarıda açıklanan her iki görüş de birleştirilerek somut olaya göre değerlendirme yapılması gerekmektedir. Çocuğun yaptığı başvuru da, çocuk adına velisinin yaptığı başvuru da somut olayın özelliğine göre incelenmelidir. Somut olay bakımından gerekli inceleme yapılmaksızın yalnızca başvuran açısından değerlendirme yapılarak kabul edilemezlik kararı verilmesi, çocuklar bakımından yerinde değildir229.

227 Atasoy, a.g.e., s. 106. 228 Atasoy, a.g.e., s. 106.

229 Çoban, a.g.e., s. 19; AYM, Salih Ülgen ve diğerleri başvurusunda; hayvan otlattığı bölgede mayın patlaması neticesinde yaralanan çocuk adına velayeten, kendi adlarına ise asaleten anne ve babası tarafından yapılan bireysel başvuruyu kabul edip esastan incelemiştir (Başvuru Numarası: 2013/6585, Karar Tarihi: 18.09.2014, https://kararlarbilgibankasi.anayasa.gov.tr/, Erişim Tarihi: 15.07.2019).

Çocuklar tarafından Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru yapılması durumunda Anayasa Mahkemesi, çocuğun yüksek menfaatlerinin korunmasının gerekli olduğu durumlarda başvuran çocuğun kanuni temsilcilerini başvurudan haberdar etmekle yükümlüdür. Anayasa Mahkemesi, başvurunun her aşamasında da kanuni temsilci tarafından çocuğun yüksek menfaatlerinin gözetilip gözetilmediği değerlendirilmelidir. Menfaatlere aykırı davranan kanuni temsilcilerin belirlenmesi durumunda ise çocuğun haklarının korunması adına gerekli hukuki tedbirlerin alınması gerekmektedir. TMK’nın 346. maddesinde, çocuğun menfaatinin tehlikeye düştüğü durumlarda anne ve babanın çözüm olamaması halinde hâkim tarafından uygun önlemlerin alınacağı düzenleme altına alınmıştır. Bu bağlamda Anayasa Mahkemesi tarafından gerekli görüldüğü takdirde çocuğa kayyım atanması gibi önlemler alınabilecektir230.

AYM’ye bireysel başvuruda bulunulabilmesi için olağan başvuru yollarının tüketilmesi aranmaktadır. Bireysel başvuru yolu, ikincil ve istisnai bir niteliğe sahiptir. Çocukların bireysel başvuru öncesinde olağan kanun yollarını dava açarak tek başına tüketmesi hayatın olağan koşulları çerçevesinde mümkün değildir. Bu nedenle kural olarak çocukların tek başına bireysel başvuruda bulunamayacakları söylenebilmektedir231.

Çocukların Anayasa Mahkemesi’ne tek başına bireysel başvuruda bulunabilecekleri bazı durumlar bulunmaktadır. Bu durumlar şunlardır:

• Velisi ya da kanuni temsilcisi tarafından bireysel başvuru öncesi açılan davalarda hak ihlalinin bulunması,

• Çocuğun bireysel başvuru öncesi açtığı davanın sırf dava ehliyetinin bulunmaması gerekçesiyle reddedilmesi,

230 Hakan Atasoy, Türk Hukuku’nda Anayasa Mahkemesi’ne Bireysel Başvurunun Kabul Edilebilirlik Koşulları, (Yayımlanmış doktora tezi), Kocaeli Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Kocaeli 2014, s. 106-107.

231 İbrahim Çınar, “Anayasa Mahkemesi’ne Bireysel Başvuru Hakkı İle Mahkemenin Kişi Bakımından Yargı Yetkisi Konusunda Verdiği Kararlar”, İnsan Onuru İçin Anayasa Mahkemesi’nde 25 Yıl, Haşim Kılıç’a Armağan, Cilt 2, Ankara, Anayasa Mahkemesi Yayınları, 2015, s. 1308.

• Sınır dışı edilme gibi Anayasa Mahkemesi’nden tedbir istenebilecek hallerde çocukların Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuruda bulunması kabul edilebilmektedir232.