• Sonuç bulunamadı

2.4. ÇOCUK RESMİ

2.4.2. Çocuk Resimlerinde Görülen Özellikler

Çocuk resmi, bir çocuğun duygu ve düşüncelerini yansıttığı en iyi araçtır. Kendini sözel kelimeler ile ifade etmekte zorlanan çocuk, anlatmak istediklerini resimlerinde belirli semboller ve şekillerle anlatır. Her çocuk duygu ve düşüncelerini kendine özgü anlatım biçimiyle ifade etse de tüm çocukların yaptıkları resimlerde birçok yönleri ortak özellikler gösterebilir.

Bu ortak özellikler bizlere çocukların iç dünyaları hakkında önemli ipuçları, çıkış noktaları verir. Karalama dönemimden mantık dönemine kadar genellikle ortak anlatım dili tüm dünya çocuklarında benzerlik gösterir. Çocuk resimleri görülen ortak özelliklerinden dolayı evrenseldir. Bu özellikler şunlardır;

1. Düzleme özelliği 2. Tamamlama özelliği 3. Boy hiyerarşisi özelliği

4. Saydamlık özelliği (Ayaydın, Vural, Tuna ve Yılmaz, 2011, s.148 ).

Düzleme Özelliği: Çocuklar resimlerinde nesneleri resim düzlemine yatırarak çizerler.

Sanat eğitiminde düzleme özelliği olarak isimlendirilen bu özellikte nesneler bir görüş noktasından değil de birçok görüş noktasından bakılıyormuş gibi çizilir. Çocuklar bu tür resimleri yaparken ya kağıdı resmi yaptıkları yöne doğru çevirerek ya da kendileri kağıdın etrafında dönerek çizerler (Buyurgan, 2007, s.58). Düzleme özelliği çocukta gelişmekte olan mekan kavramının alt basamağını oluşturur (Kırışoğlu, 1991, s.91).

En çok 5 ve 7 yaş grupları içinde görülen ve mekân kavramının temelini oluşturan bu özellikte çocuk, resmi yaptığı yüzeye uydurmaya çalışır. Burada nesnenin görüldüğü gibi değil, görülmesi gerektiği biçiminde algılanıp, çizme çabası söz konusudur. Yani düz bir yüzeyde resimlerde düz olarak yapılır mantığı içindedir. Örneğin, bir arabanın dört tekelinin gösterilmesi, figüranların sağ ve sola yatık olarak çizilmesi, bir masanın dört ayağının gösterilmesi gibi. (Artut, 2009, s.256).

Tanımlama Özelliği: Özellikle aynı yaş grubu içindeki bu çocukların çizimlerinde resminin konusunu oluşturan ögelere benmerkezci bir bakış açısıyla yaklaşırlar. Her olayı, konuyu

41

kendi bakış açılarıyla değerlendirirler. İçgüdüsel etkiler görülür. Varlıkları gösterdiklerinden daha çok, bildikleri ve düşündükleri gibi çizerler (Artut, 2009, s.256 ). Doğa ile ilgili resimler oluştururken gördüklerinin yanı sıra izlenimlerini, edindiği bilgileri, zihninde eksiklikleri tamamlayarak görmediği kısımları da resimlerine ilave ederler (Sezer, 2001, s. 17). Örneğin, bir ağacın kökleri, insanların dişleri (bunlar, saydamlık özelliği ile benzerlik taşımaktadır) ve bazı insanların profilden çizdikleri hâlde iki gözü göstermeleri gibi. Yine bahçeli bir ev resmi yaptırılmak istendiğinde, bir evi çevresinde bulunması gereken ağaç, kedi, köpek, yol ve çiçeklerin resminde yer alması düşünülür (Artut, 2009).

Boy Hiyerarşisi Özelliği: Boy hiyerarşisi özelliğinde de çocuğun kendi bildiğince hareket etmesi söz konusudur. Bu özellik, çocukların önemsediği, sevdiği ve değer verdiği varlıkların, diğerlerine göre daha büyük ve resim yüzeyinin merkezi bir yerinde etkin bir biçimde ele alınması özelliği olarak tanımlanabilir (Yolcu, 2004, s.146 Akt. Aydın, 2006). Çevresindeki gelişmelerden haberdar olan çocuğun hayal dünyası oldukça zengindir. Özellikle görsel materyallerden etkilenirler, tv, bilgisayar onlar için son derece önemlidir. Aile, okul ve arkadaş grupları oldukça belirgin, önemli bir etken olarak görülür (Artut, 2009, s.256 ).

Çocuk resimlerinde kendisini ilgilendiren, düşündüren, duygulandıran, önem taşıyan faktörler daima öncelik taşır. Örneğin, kendisini heyecanlandıran bir kahramanı, resim kâğıdının tam ortasında yer vererek görkemli, canlı bir şekilde çizer ve boyar (Yolcu, 2009, s.146). Çocuğun dünyasında büyük yer edinmiş duygusal bağının fazla olduğu her şey, kendi anlatım dilini oluşturduğu resimlerinde dikkat çekici bir şekilde ortaya çıkmaktadır. Örneğin, bazı resimlerinde çizilmesi zorunlu fakat istemediği, hoşlanmadığı bir figürü resim kâğıdının köşesinde belli belirsiz, silik, gösterişsiz, küçük olarak ifade ederler. Bu özellikler daha çok sorunlu aile bireylerinin resimlerinin çizilmesinde netlik kazanabilmektedir (Artut, 2009 s. 256-257). Lowenfeld’e göre bu durum, çocuğun o nesne ile olan duygusal ilişkisinden kaynaklıdır çünkü çocuk resimlerinde önem verdiği nesneyi ya da kişiyi, resmine başlarken öncelikli ve büyük çizmektedir. Arnheim bu durumu çocuğun parçaya dikkat ederken, bütünle ilişkiyi kuramadığın kaynaklı olduğunu belirtmektedir.

42

Saydamlık Özelliği: Görülmesi mümkün olmayan şeylerin çocuk tarafından anlatılması çabasıdır. Röntgen resim olarak da adlandırdığımız bu resimlerde çocuk, gördüğünden ziyade, bildiğini çizmekte ve kendi anlatım yolunu oluşturmaktadır. Bazı sanat eğitimciler tarafından çok resimlerinde görülen bu özellik ‘‘öyküleştirme’’ şeklinde de yorumlanmıştır.

Belirli yaş gruplarında (5-7) sıkça rastlanılan bu özellik, çocuğun üçüncü boyutu verme çabasından kaynaklıdır. Çocuk algıladığı haliyle bir konunun tüm detaylarını, bütünlük ve şeffaflık içerisinde göstermeye çalışır. Bir objenin içinde veya arkasında bulunan ve görünmemesi gereken şeyleri sanki görüyormuş gibi çizer. Resimlerinde anlatımsal bir açıklık yakalamaya çalışır. Bir evi önden çizerken aynı zamanda içine insanları da oturtur,

43

BÖLÜM III

YÖNTEM

Bu bölümde, araştırmanın modeli, evren ve örneklemi, veri toplamada kullanılan ölçme araçları, uygulama süreci, araştırma ile ilgili verilerin toplanması ve verilerin analizinde kullanılan istatistik teknikleri ile ilgili bilgilere yer verilmiştir.

3.1. Araştırma Modeli

7. sınıf öğrencilerin katı- atık sorununa yönelik farkındalık düzeyleri üzerinde görsel sanatlar eğitiminin katkısının incelendiği bu araştırmanın, nitel ve nicel verilerin birlikte toplanması, ayrı analiz edilmesi ve analiz sonuçlarının karşılaştırılması ve elde edilen sonuçlar ve yapılan analizlerin birbiriyle uyumlu ve uyumlu olmayan yönleri dikkate alınarak yorumlanması gerekliliği karma yöntemi gerekli kılmıştır. Çalışmada kontrol grupsuz, tek grup ön test-son test modeli kullanılmıştır. Bu desende deneysel işlemin etkisi, tek bir grup üzerinde yapılan çalışmayla test edilmiş olup, uygulama öncesinde ön test, sonrasında son test olarak aynı denekler ve aynı ölçme araçları kullanılarak elde edilmiştir.

Creswell’e (2008) göre karma yöntem araştırmalarının temel varsayımı, nitel ve nicel araştırma yöntemlerinin birlikte veya harmanlanarak kullanılmasının araştırma problem ve sorularının bu yöntemlerin ayrı kullanılmasından daha iyi anlaşılmasını sağladığıdır. Son yıllarda nitel ve nicel araştırma yöntemlerini birlikte kullanma eğiliminin arttığı gözlenmektedir. Nitel veriler, aynı konu alanından toplanmış nicel verilerin güvenilirliğini artırmak, açıklayıcı bilgi sağlamak, yorum ve önerileri genişletmek amacıyla da

44

kullanılmaktadır (Bogdan ve Biklen, 1998). Nicel araştırma yöntemi, evrenden belirli bir örneklem seçilmesiyle evren hakkında belirli bir genellemeye ulaşmayı sağlarken; nitel araştırma yöntemi ise belirli bir içeriğin derinlemesine ve ayrıntılı olarak betimlenmesini sağlar. Ayıca, nicel araştırma yöntemi, geniş coğrafi alandaki kitlelere ulaşmayı sağlayan bir araştırma yöntemi olmasına karşın, katılımcılardan standart yapıda ve sınırlı bilgi edinilmesi gibi sınırlılıkları da beraberinde getirir. Nitel araştırma yöntemi ise, daha esnek bir yapıda olup, derinlemesine ve ayrıntılı bilgi edinilmesine olanak sağlar (Yıldırım ve Şimşek, 2005).

Nicel ve nitel araştırma yöntemlerinin aynı araştırmada birlikte kullanılması, birbirleriyle uyuşan ve bütünleşen veriler elde edilmesini sağlayarak, araştırmanın güvenilirliğini de yükseltmektedir. Bu araştırmada nitel ve nicel yöntemler birarada kullanılarak yöntem çeşitlemesine gidilmiştir. Yöntem çeşitlemesi, yöntem içi ve yöntemler arası olmak üzere iki biçimde yapılabilmektedir. Yöntem içi çeşitleme, hangi araştırma yaklaşımı (nicel ya da nitel) kullanılacaksa, o yaklaşım içindeki çeşitli yöntemlerin bir arada kullanılmasıdır. Yöntemler arası çeşitleme ise, nitel ve nicel araştırma yaklaşımı içinde yer alan birbiriyle zıt yöntemlerin birlikte kullanılmasıdır (Creswell, 1994).

Eğitim araştırmalarında nitel ve nicel yöntemlerin birlikte kullanıldığı yaygın karma yöntem desenleri; keşfedici desen, açıklayıcı desen ve zenginleştirilmiş desendir. Keşfedici desende, önce nitel veriler toplanır ve ardından nitel verilerden elde edilen ilişkileri açıklamak için nicel veriler toplanır. Açıklayıcı desende, araştırma problemine yönelik olarak öncelikle nicel veriler toplanır ve analiz edilir. Daha sonra bu verileri belirginleştirmek, anlamlandırmak için nitel veriler toplanır. Zenginleştirilmiş desende ise, nitel ve nicel veriler birlikte toplanarak, elde edilen sonuçlar araştırma problemini anlamak için birleştirilerek kullanılır. Araştırma için hem nitel hem de nicel veriler eşit öncelik taşımaktadır. Biri diğerinden daha üstün değildir (Creswell, 2005). Bu araştırma, nicel ve nitel yöntemlerin bir arada kullanıldığı karma yöntemlerden zenginleştirilmiş desen üzerine planlanmıştır.

Bu desende araştırmacılar nitel ve nicel verileri eş zamanlı toplarlar. Daha sonra bu bulguları kullanarak verilerin birbirini destekleyip destelemediğine bakarlar (Büyüköztürk, Akgün, Demirel, Karadeniz ve Kılıç, 2008, s.226 ).

45

3.2. Evren ve Örneklem

Araştırmanın çalışma grubunu; 2016-2017 eğitim öğretim yılında Ankara ili Nedim İnal Ortaokulu’nda görsel sanatlar eğitimi dersi alan 42 sınıf mevcudu ile 7. sınıf öğrencileri oluşturmaktadır.

3.3. Verilerin Toplanması

Araştırmada nicel ve nitel veri toplama yöntemleri bir arada kullanılmıştır. Araştırma verilerinin toplanmasında kullanılan teknikler ve izlenilen yol aşağıda verilmiştir:

Nicel veriler, MEB Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü tarafından geliştirilen ‘‘Katı Atık ve Geri Dönüşüme yönelik başarı testi’’ ile, nitel veriler ise öğrencilerin ‘‘Piknik’’ konusunda yaptıkları resimleri ile toplanmıştır.

Araştırmanın nicel boyutuna ilişkin verilerinin toplanmasında MEB Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü tarafından geliştirilen 12 sorudan oluşan ‘Katı Atık Sorununa Yönelik Başarı Testi’ kullanılmıştır. Test, ders etkinlikleri başlamadan önce ve etkinlikler tamamlandıktan sonra ön test-son test olarak kullanılmıştır. (EK-2) Testin

verilerinin hesaplanmasında SPSS Paket Programı kullanılmıştır. Ölçeğin

kullanılabilirliğine ilişkin izin ilgili kurumdan alınmıştır. (EK-8) Araştırmanın nitel boyutuna ilişkin veriler, çalışma grubunu oluşturan öğrencilerin ‘Piknik’ konusunda yaptıkları ilk resimleri, aynı konuda yaptıkları son resimlerinden elde edilmiştir. Veriler araştırma kapsamında geliştirilen ‘Resim Değerlendirme Ölçeği’ ile değerlendirilmiştir. (EK-1)

3.4. Verilerin Analizi

Öğrenciler tarafından yapılan toplam 84 resim, 3 uzmanın resim değerlendirme ölçeğine verdikleri puanlar sonucunda değerlendirilmiştir. Değerlendirme kriterleri uzmanların onayı ( EK-1) alınarak hazırlanmıştır. Araştırma kapsamında öğrenciler ’piknik’ konulu eğitim öncesi ve sonrası olmak üzere, iki resim yapmışlardır. Her bir resim için, resim değerlendirme ölçeğine 3 uzman tarafından verilen puanların, ortalamaları dikkate alınmıştır. Verilerin analizi için Spss paket programı kullanılmıştır.

46

Uzmanların öğrencilerin resimlerini değerlendirmelerinin sonucunda verdikleri puanların analizine başlamadan önce, puanların normal dağılım gösterip göstermediğinin belirlenmesi için normallik testi yapılmıştır. Verilerin normal dağılım özelliğinin gösterip göstermediğinin belirlenmesinde araştırmaya katılan öğrenci sayısının 30’un üstünde olmasından dolayı Kolmogorov-mirnov değerleri dikkate alınmıştır.

Tablo 1

Normallik testi sonuçları

Kolmogorov-mirnov(a) Shapiro-Wilk

İstatistik df Sig. İstatistik df Sig.

Ön Test ,177 , 42 ,002 ,931 ,42 ,014

Son Test

,187 ,42 ,001 ,891 ,42 ,001

Yukarıda Tablo 1’de görüldüğü üzere yapılan Kolmogorov-Smirnov testi analizi sonucunda dağılımın normal dağılımdan gelmediği 0.14<0.05 ve 0.01<0.02 sonucundan görülmektedir. İlgilenilen değişkenin dağılımıyla ilgili normallik varsayımı sağlamadığı ve değişkenin sınıflı veya sıralı ölçekle toplanmış olduğu durumlarda parametrik olmayan testler kullanılır. Kolmogorov-Smirnov testi değerlerinin varsayımları, normalliği sağlamadığından dolayı araştırmamızda parametre dışı test uygulamamızı gerektirmiştir. Parametrik testler için varsayımların karşılanmaması durumunda uygulanabilecek testlerden, bağımlı(ilişkili) iki örneklem için (eşleştirilmiş T-testinin parametrik olmayan karşılığı) Wilcoxon Testi, çalışmamıza en uygun testtir. Bu nedenle araştırmamız da Wilcoxon İşaretlenmiş Sıralamalar Testi kullanılmıştır. Bu testte iki grup karşılaştırması yapılırken t- testinde olduğu gibi iki grubun ortalaması değil; ortanca değerleri karşılaştırılır.

Parametrik olmayan testlerde, değişken değerleri yerine sıralama puanları kullanılarak analiz yapılır. Parametrik test için koşulların sağlanmasına karşın analizlerin parametrik olmayan testlerle yapılması, veri ve bilgi kaybına neden olacaktır. Diğer yandan normalin dışında dağılım gösteren verilere, parametrik test uygulanması, doğru sonuçlara ulaşılmasını engelleyecektir. Burada dikkat edilmesi gereken 2 husus vardır. Veri seti aralıklı ölçekle ölçülmüş olsa bile, dağılımın normalliği sağlamadığı durumlarda ya da

47

gözlem sayısı az olduğunda parametrik olmayan testler kullanılmalıdır. Verilen bilgilerden hareketle, bu araştırmada gözlem sayısının 42 kişiden oluşması ve dağılım değerlerinin varsayımları, normalliği sağlamadığı sebebiyle t-testinin parametrik olmayan alternatifi Wilcoxon İşaretlenmiş Mertebeler Testi kullanılmıştır.

Benzer Belgeler