• Sonuç bulunamadı

Çocuk Koruma Kanunu Çerçevesinde Çocuk

TÜRK HUKUKUNDA SUÇA SÜRÜKLENEN ÇOCUKLARIN İNFAZI VE GÜVENLİK TEDBİRLERİ

3.3. Çocuk Koruma Kanunu Çerçevesinde Çocuk

Çocuk Koruma Kanunu’na göre çocuk daha erken yaşta ergen olsa bile, on sekiz yaşını doldurmamış kişidir şeklinde bir tanım yapılmıştır. Bu tanım ceza kanunlarının ve ceza muhakemesi kurallarının uygulanmasıyla tahditlidir.152

Buna göre sağlık tedbiri, çocuğun fiziki ve ruhi sağlığının korunması, bakımı ve tedavisi için gerekli geçici veya sürekli rehabilitasyonuna, bağımlılık yapan maddeleri kullananların tedavilerinin yapılmasına yönelik olarak infaz çerçevesinde ayrıca değerlendirme yapmak gerekecektir.

Özgürlüğü bağlayıcı cezalar, yaşam hakkı dışında en temel hak olan insanların özgür olma haklarına müdahale anlamına gelir. Bu doğrultuda uygulanan bir müeyyide, bu hakkın temelinde yer alan ve aynı zamanda seyahat ve ikamet özgürlüğü örneğinde görülebileceği gibi tüm öteki hak ve hürriyetlerden bireysel olarak faydalanmanın ön şartını da oluşturan fiziksel hareket özgürlüğünü hedef alır. Dolayısıyla denilebilir ki, bu yaptırım türü özgür olma hakkına devletin hayal

151 ÖZBEK, Veli Özer, “İnfaz Hukuku”, s.60. 152 HAKERİ, Hakan, “Tıp Hukuku”, s.126-127.

edilebilir en kapsamlı ve kesif müdahalesini oluşturur. Özgür olma hakkının kullanımının gerçek ön şartlarının elinden alınmasına bağlı olarak, bireyin diğer insan hakları da kıymetini kaybetmiş olur. Özgürlüğünden yoksun bırakılması insanın öteki haklarının gerçekleşme ihtimalini de engeller, onun devredilemez ve vazgeçilemez haklarını fiilen idrak etme ihtimalini elinden alır.153 Bu itibarla hapis cezası, kişinin hürriyetinin bağlanmasıyla eş anlamlıdır.

Türk Ceza Kanunu’nun 56. maddesi ile çocuklara özgü güvenlik tedbirlerinin nelerden ibaret olduğu ve bunların ne suretle uygulanacağı hususu 5395 Sayılı Çocuk Koruma Kanunu’na bırakılmıştır. Bu kanunun amacı; ‘korunma ihtiyacı olan veya suça sürüklenen çocukların korunmasına, haklarının ve esenliklerinin güvence altına alınmasına ilişkin usul ve esasları düzenlemek’ olarak belirlenmiştir.

Kanun ayrıca, ‘korunma ihtiyacı olan çocuk’ ve ‘suça sürüklenen çocuk’ tanımlarına da yer vermiştir.

Türk Hukuku’nda, Çocuk Mahkemeleri sulh ceza ve asliye ceza mahkemelerinin bakabileceği davalara bakar. Çocuk Mahkemeleri’nde cumhuriyet savcısı bulunmaz. Çocuk Ağır Ceza Mahkemeleri ise, ağır ceza mahkemelerinin görev alanına giren davalara bakar. Bilindiği gibi, ağır ceza mahkemeleri heyet olarak teşekkül eder ve duruşmalarda cumhuriyet savcısı bulunur.

Çocuk mahkemelerinde bulunması gereken nitelikler şöyle sıralanabilir: 1. İyileştirme felsefesi,

2. Yasal haklar doğrultusunda izlenecek yöntem,

3. Çocuklarla ilgilenen sosyal hizmet servislerini özellikle yargılama öncesi kullanma,

4. Karar vermede tanı ve tretman için sosyal bilimlere önem verme, 5. Sosyal kontrol yöntemi olarak hapsetmekten kaçınma,

6. Yargılama sonrası program ve hizmetleri geliştirme.154

1979 Tarih ve 2253 sayılı Çocuk Mahkemelerinin Kuruluşu, Görev ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanunu’nun yürürlükten kalkarak yerini 2005 tarih ve

153 GÜNTHER, Klaus, “Ceza İnfaz Hukukunun İnsan İmgesi”, İnfaz Hukukunun Sorunları

Sempozyumu Bildirilerinden, 2000, Ankara.

154 TURAN, D.Kubilay, “Türk Hukuku’nda Suça Sürüklenen Çocuk Hakkında Güvenlik Tedbirleri”,

5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu’na bırakması çocuklar açısından olumlu bir gelişmedir. Öte yandan ÇKK, yargılama çerçevesinde çocukların mümkün mertebe büyüklerden ayrı kalmasını amaçlamıştır.155

Çocuk Koruma Kanunu’nun önemli özelliklerinden birisi; yetişkinlerle beraber suç işleyen çocukların yargılanmasına ilişkin usulü belirlemesidir. Çocukların yetişkinlerle birlikte suç işlemesi durumunda, soruşturma ve kovuşturmanın ayrı yürütüleceği belirlenmiştir. Madde metninden de anlaşılacağı üzere soruşturmaya başlayan Cumhuriyet Savcısı somut olayda yetişkin şüphelilerle birlikte çocuğun da bulunduğunu haber alır almaz, çocukla ilgili işlemlerin çocuk kolluğu tarafından yürütülmesi talimatı vermelidir. Savcılık bundan sonra, soruşturmanın tüm hazırlık işlemlerini tefrik ederek ayrı ayrı yürütmeli, iddianameleri de ayrı ayrı düzenlemelidir.156

Güvenlik tedbirleri, Çocuk Koruma Kanunu’nun beşinci maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre:

1. Koruyucu ve destekleyici tedbirler, çocuğun öncelikle kendi aile ortamında korunmasını sağlamaya yönelik, danışmanlık, eğitim, bakım, sağlık ve barınma konularında alınacak tedbirlerdir. Bunlardan;

a)Danışmanlık tedbiri, çocuğun bakımından sorumlu olan kimselere çocuk yetiştirme konusunda; çocuklara da eğitim ve gelişmeleri ile ilgili sorunlarının çözümünde yol göstermeye,

b)Eğitim tedbiri, çocuğun bir eğitim kurumuna gündüzlü veya yatılı olarak devamına; iş ve meslek edinmesi amacıyla bir meslek veya sanat edinme kursuna gitmesine veya meslek sahibi bir ustanın yanına yahut kamuya ya da özel sektöre ait işyerlerine yerleştirilmesine,

c)Bakım tedbiri, çocuğun bakımından sorumlu olan kimsenin herhangi bir nedenle görevini yerine getirmemesi halinde, çocuğun resmi veya özel bakım yurdu ya da koruyucu aile hizmetlerinden yararlandırılması veya bu kurumlara yerleştirilmesine,

155 AVCI, Mustafa, “Çocuk Suçları Konusunda Mevzuatın Değerlendirilmesi”, Çocuk Sorunları ve

İslam Sempozyumu Bildirileri, s.395.

d)Sağlık tedbiri, çocuğun fiziksel ve ruhsal sağlığının korunması ve tedavisi için gerekli geçici veya süreli tıbbi bakım veya rehabilitasyonuna, bağımlılık yapan maddeleri kullananların tedavilerinin yapılmasına,

e)Barınma tedbiri, barınma yeri olmayan çocuklu kimselere veya hayatı tehlikede olan hamile kadınlara uygun barınma yeri sağlamaya yönelik tedbirlerdir.

Çocuk Koruma Kanunu’nun yedinci maddesi, koruyucu ve destekleyici tedbir kararı alınması konusunda belirleme yapmıştır:

1. Çocuklar hakkında koruyucu ve destekleyici tedbir kararı; çocuğun anası, babası, vasisi bakım ve gözetiminden sorumlu kimse, Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu ve Cumhuriyet savcısının istemi üzerine veya re’sen çocuk hâkimi tarafından alınabilir.

2. Tedbir kararı verilmeden önce, çocuk hakkında sosyal inceleme yaptırılabilir. 3. Tedbirin türü kararda gösterilir. Bir veya birden fazla tedbire karar verilebilir. 4. Hâkim, hakkında koruyucu ve destekleyici tedbire karar verdiği çocuğun denetim altına alınmasına da karar verebilir.

5. Hâkim, çocuğun gelişimini göz önünde bulundurarak koruyucu ve destekleyici tedbirin kaldırılmasına veya değiştirilmesine karar verebilir. Bu karar acele hallerde, çocuğun bulunduğu yer hâkimi tarafından da verilebilir. Ancak bu durumda karar, önceki kararı alan hâkim veya mahkemeye bildirilir.

6. Tedbirin uygulanması, on sekiz yaşın doldurulmasıyla kendiliğinden sona erer. Ancak hâkim, eğitim ve öğrenimine devam edebilmesi için ve rızası alınmak suretiyle tedbirin uygulanmasına belli bir süre daha devam edilmesine karar verebilir. 7. Mahkeme, koruma ihtiyacı olan çocuk hakkında, koruyucu ve destekleyici tedbir kararının yanında, 22.11.2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun hükümlerine göre, velayet, vesayet, kayyım, nafaka ve kişisel ilişki kurulması hususlarında da karar vermeye yetkilidir.

Bu düzenleme de oldukça yerindedir. Ceza mahkemesi sıfatını haiz bir mahkemeye belli konularda ve çocuk lehine hukuk mahkemelerinin sahip olduğu bir yetki verilmiştir.

Bu arada pek çok ceza muhakemesi müessesesi, çocuk lehine esnetilmiştir. Alternatif müesseseler olan erteleme ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması gibi

kurumların uygulanmasında denetim süresi çocuk lehine kısaltılmış, alternatif kurumlara başvurabilmek için ceza sınırı yine çocuk lehine uzun tutulmuştur.

Yine, suça sürüklenen çocuklar hakkında kısa süreli hapis cezasının tedbire çevrilmesinden sonra, tedbire uyulmaması halinde tekrar hapis cezasına çevrilmeyeceği hüküm altına alınmıştır. Çocuklar hakkında verilen 1 yıl ve daha kısa süreli hapis cezaları TCK’nın 50/3. maddesine göre adli para cezası yaptırımına veya tedbire çevrilmesi zorunludur. Suça sürüklenen çocuk hakkında verilen adli para cezası tebliğinden itibaren 30 gün içinde ödenmemesi halinde 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un 106/4. maddesine göre hapse çevrilemez. Kısa süreli hapis cezası TCK’nın 50/1-c,d,e,f maddelerinde belirtilen tedbirlere çevrilip bu tedbir tebligata rağmen yerine getirilmez ise, bu durumda çocuk hakkında tedbir kararı yerine getirilmediği için hapis cezasının aynen infazına karar verilemez.157 Bu da hukukumuzda çocuk lehine yapılan düzenlemelerdendir.