• Sonuç bulunamadı

Tüm dünyada görülen çocuk istismar ve ihmalinin nedenlerini açıklamaya yönelik birçok çalıĢma yapılmıĢ ve teorik paradigmalar geliĢtirilmiĢtir. Çocuk istismarı ve ihmaline iliĢkin modeller istismar çeĢitlerine özgü olmayıp, tüm istismar ve ihmal çeĢitlerini bütüncül yaklaĢımla ele almakta ve nedenlerini bulmaya çalıĢmaktadır. Farklı bilim dallarında yapılan çalıĢmalar, istismara neden olan etmenleri, kendi iç disiplinleri perspektifinden çözümleme çabasına girmiĢlerdir.

35 Çocuklara uygulanan istismar ve ihmalin açıklanmasına yönelik yapılan her çalıĢma, elde edilen bulguların çeĢitli yönlerden açıklanmasına neden olmaktadır. Literatürde çocuk istismarı ve ihmalini açıklamaya yönelik modeller genel olarak dört kategoriye ayrılmaktadır. Bu modeller aĢağıda kısaca özetlenmektedir.

1.3.1. Psikiyatrik Model

Spinetta ve Ringler (1972) çocuğu istismar ve ihmal eden kiĢilerin çoğunlukla ebeveynler olduğunu saptadıklarından, psikiyatrik modelde, istismar nedenlerini açıklamak amacıyla anne baba özelliklerinin incelenmesine odaklanmıĢlardır. Bu yaklaĢımda, ilk zamanlarda istismar ve ihmalden sorumlu ebeveynlerin “hasta “ ya da “anormal” olduğu hipotezini öne sürerek ebeveynler psikotik, Ģizofren, manikdepresif gibi geleneksel psikiyatrik arketiplerine konulmak istenmiĢtir. Ancak daha fazla klinik araĢtırma ve incelemelere dayanan bu tip çalıĢmalar tekrar değerlendirdiğinde istismarcı anne-babaların sadece % 10‟unun psikiyatrik hastalar olduğu saptanmıĢtır (Gökler 2006).

Psikiyatrik model perspektifinde, istismar eden ve etmeyen ebeveynlerin ayırt edici karakter özellikleri üzerinde de durulmuĢtur. Çocuk istismarı ile iliĢkili olduğu düĢünülen bazı kiĢilik özellikleri arasında narsistik eğilimler, impuls kontrol bozukluğu, kompulsivite, düĢük benlik saygısı, depresyon ve anksiyete, empati kurma sorunları gibi özellikler dikkat çekmiĢtir. KiĢilik özelliklerine odaklanan bu tarz çalıĢmaların sonuçlarından genellemeler yapmanın zor olduğu genel bir düĢüncedir (Kozcu 1991).

Ġstismarcı anne-babalar psikopatolojik olarak incelendiğinde; istismarcı kiĢilerin büyük kısmının zeka seviyelerinin normal olduğu, kendine saygısının olmadığı, güven duygusunun az olması gibi ego eksikliklerinin olduğu, yetersizlik duyguları, anne-babalık sorumluluklarını yeterine yapamama duygusu, bağlanma sorunları, sorumsuz davranma ve egosantrizm gibi kiĢilik bozukluklarının görüldüğü, agresiflik, kiĢisel ve sosyal hayatta baĢarısızlık, düzensiz bir yaĢama sahip olması gibi niteliklere sahip olduğu gözlemlenmiĢtir. Bunlara ek olarak, istismarcı anne- babanın depresif yakınmalarının, istismarın Ģiddetinin öldürme ile sonuçlandığı boyutların sıklıkla görüldüğü saptanmıĢtır (Polat 2001).

36 Sosyolojik modelde, psikiyatrik modelin aksine toplumsal değerler, aile, sosyal çevre ve toplum istismara sebep olan faktörler olarak incelenmiĢtir. Çocuk istismar ve ihmalini açıklayabilmek için, toplumsal değer yargılarının, toplumun Ģiddetle ilgili görüĢ ve tutumlarının, aile yapısı ve organizasyonunun ve sosyoekonomik koĢulların üzerinde durulması gerektiği düĢünülmüĢtür (Gökler 2006).

Kültürlerarası yapılan araĢtırmalarda aile içi yaĢanan Ģiddetin kültürel Ģiddet seviyesinden önemli oranda etkilendiği anlaĢılmaktadır. Gerek kitle iletiĢim araçlarında gerekse kiĢiler arası iliĢkilerde kabul gören Ģiddet olgusu, çocuk yetiĢtirme yöntemlerine ve bilhassa fiziksel cezanın disiplin aracı olarak kullanılma sıklık ve oranına yansıdığı görülmektedir (Gökler 2006).

Sosyolojik modelin bir baĢka hipotezi ise, stres ve baskılamanın istismara neden olduğu Ģeklindedir. Bu modelde stres kaynakları, iĢsizlik, barınma olanaklarının yetersiz olması ve düĢük sosyoekonomik koĢullar gibi alt sosyo- ekonomik sınıfa ait bazı özellikler üzerinde durulmuĢtur (Tercan 1995).

Sosyolojik perspektiften, özellikle modern toplumlarda istismara neden olan faktörler ailenin dıĢlanması, sık bir Ģekilde iĢ ve konut değiĢtirmesi gibi nedenler sayılmaktadır. SanayileĢme ve kentleĢme prosesinde geleneksel aile modelinden çekirdek aile modeline geçilmesinden dolayı, ana babanın çocuk yetiĢtirme ve diğer konulara iliĢkin sosyal destek sistemlerinin azaldığı bilinmektedir. Bu koĢullar ise ailede stres kaynaklarının ve çocuk ihtimalinin ve istismarının artması olarak karĢımıza çıkmaktadır (Tercan 1995).

1.3.3. Sosyal-Öğrenme Modeli

Sosyal öğrenme kuramı, istismar ve ihmal davranıĢlarında ana-babaların, kendi anne babalarını rol model aldıklarını ve çocuklarından gerçek üstü beklentilerinin olduğunu savunmaktadır. Bu kurama göre, Ģiddet uygulayan anne baba, çocukluğunda kendisine Ģiddet göstermiĢ olan yetiĢkinlerini örnek almaktadır. Buna kuĢaklar hipotezi denmektedir. Oliver ve Taylor (1979), bu görüĢ çerçevesinde yaptıkları bir araĢtırma sonucunda beĢ kuĢak boyunca çocuklarına kötü muamele yapmıĢ bir aile saptamıĢlardır. Silver ve arkadaĢları da 34 çocuk istismarı vakası

37 üzerinde yaptıkları çalıĢmalarda, üç kuĢaktır çocuklarını istismar eden ailelerle karĢılaĢtıklarını belirtmiĢlerdir (Savi 1999).

Sosyal öğrenme teorisinin günümüzdeki en önemli temsilcilerinden biri olan Albert Bandura, çocukların baĢka kiĢilerin davranıĢlarını gözlemleyerek, taklit ederek ve rol model alarak öğrendikleri hipotezini savunmaktadır (Ġnanç ve ark 2004). Ebeveynleri tarafından istismar ve ihmal edilme, ebeveynler arasındaki Ģiddete tanık olma, parçalamıĢ aileden gelme ve gözlemlediği birtakım aile sorunlarının sebep olduğu duygular çocuğun yaĢam Ģeklini ve diğer kiĢilerle olan iliĢkilerini ciddi derecede etkilemektedir. Bu sebeple çocuk bu davranıĢları gözlemleyerek veya taklit ederek istismarcı bir kiĢilik yapısı oluĢturmaktadır (Aral ve Gürsoy 2001).

Bu teori, insan davranıĢları üzerinde durmakta olup, direk olarak sosyokültürel etmenlerle ilgilenmemektedir. Ġstismarın ebeveynlerin kiĢilik özelliklerinden değil, öğrenilmiĢ davranıĢ kalıplarından meydana geldiğini ileri sürmektedir. Ġstismarın önlenmesinde ebeveynlerin eğitilmesi yönteminin, yapılacak önemli bir adım olabileceği vurgulanmaktadır (Özdemir 1989).

1.3.4. Sosyal EtkileĢim Modeli

Sosyal etkileĢimsel model, çocuk istismarı ve ihmali konusunda yukarıda ele alınan diğer modelleri de içine alacak Ģekilde açıklamaktadır. Çocuk istismarı ve ihmalinin tek bir kuram ile açıklanmasının zorluklarından bahsetmektedir (Savi 1999).

Sosyal etkileĢimsel modelde, istismar davranıĢının sadece anne babaya iliĢkin olmadığı, ebeveynlerin çocuklarıyla geliĢtirdikleri etkileĢim ile de bağlantılı olduğu belirtilmektedir. Çocuk istismarı olguları ele alınırken anne baba ve çocuklar arasındaki iliĢkilerin açık ve net bir Ģekilde ortaya konulması gerekmektedir. EĢlerin birbirine duydukları kızgınlıkların çoğunun çocuğa yansıyabileceği düĢünülmelidir. Bunlara ek olarak istismar edilen çocuğun özelliklerine de dikkat çekilmektedir. Örnek olarak, prematüre bebekler zor bebekler olacağından bu çocukların istismar açısından risk altında olabilirler. Toplumdaki informal akrabalık (çevre, komĢuluk gibi) ve resmi sağlık kuruluĢları, aile danıĢma merkezleri, sigorta yardımları, sosyal

38 servisler, iĢ bulma hizmetleri, gibi destek hizmetlerinin bulunmaması veya yetersizliğinin de çocuk istismarına sebep olduğu söylenebilir (Kars 1994).

Sonuç olarak çocuğa kötü muamele edilmesinde birçok faktör rol oynamaktadır. Yukarıda açıklanmaya çalıĢılan etmenler her zaman net olmamakla birlikte istismar gören çocuklara iliĢkin ırk, yaĢ, cinsiyet gibi sosyodemografik özelliklere göre değiĢkenlik gösterebilmektedir. Yine de sosyoekonomik baskılar, sosyokültürel boyutta çocuk yetiĢtirmeye toplumun kayıtsızlığı, düĢük ekonomik sınıfa ait olmak gibi etmenlerin istismar davranıĢının temelinde yatan nedenler olduğuna dair bulgular vardır (Özdemir 1989).

Benzer Belgeler