• Sonuç bulunamadı

Milli Eğitim Temel Kanunu‟ na göre (1973),

Okul öncesi eğitim, mecburi ilköğrenim çağına gelmemiĢ çocukların beden, zihin ve duygu geliĢmesini ve iyi alıĢkanlıklar kazanmasını sağlamak, onları ilköğretime hazırlamak, Ģartları elveriĢsiz çevrelerden ve ailelerden gelen çocuklar için ortak bir yetiĢme ortamı yaratmak ve çocukların Türkçeyi doğru ve güzel konuĢmalarını sağlamak amacına yönelik olarak yapılan ve isteğe bağlı olan eğitimdir (s.2).

Çocuğun doğumundan itibaren geliĢiminde ve bireysel ihtiyaçlarının karĢılanmasında ailesi etkili olmakla birlikte ileriki yıllarda ailesi ve çevresi bu tarz ihtiyaçların karĢılanmasında yetersiz kalabilmektedir. Ailenin yetersiz kaldığı durumlarda devreye, çocukların yaĢıtlarıyla kendi çevrelerini oluĢturup geliĢimlerini

en sağlıklı ve en doğal biçimde yaĢayabilecekleri bir ortam sağlayan okul öncesi eğitim kurumları girmektedir (Günalp, 2007). Okul öncesi eğitim, okula hazırlık sürecinin ayrılmaz bir parçasıdır. Okula hazırlık kavramı, çocukların okul gereksinimlerini yerine getirmesini, okul müfredatını özümsemesini, fiziksel, biliĢsel ve sosyal açıdan da geliĢmesini içeren öğrenmeye hazır olma kavramı ile iliĢkilidir (Lewit ve Baker, 1995).

Aile ortamının çocuğa sağlayamadığı olanakların telafisini yapabilecek ve yeni edinimler elde etmesini sağlayabilecek en uygun kurum okuldur. Bu açıdan ele alındığında okul öncesi eğitim, ilkokula baĢlamadan önce çocukları yaĢama hazırlayan en temel öğelerden biridir. Okul öncesi eğitim kurumlarında çocuklara yönelik uygulanan program aracılığı ile çocukların kendilerinin ve çevrelerinin farkına varmalarına ve ailelerini tanımalarına yardımcı olarak ilkokula hazır bulunuĢluklarını desteklenmektedir. Çocuğun kendi temel ihtiyaçlarını karĢılayabiliyor olması, duygusal açıdan yaĢına uygun bir geliĢim sergilemesi hem okul öncesi eğitim kurumuna uyumunu hem de ilkokula hazırlanmasına katkı sağlamaktadır. Bununla birlikte çocuk okul ortamında yeni bilgi edinimini gerçekleĢtirirken ailesi dıĢındaki bireylerle iletiĢim kurarak sosyal davranıĢ kalıplarını öğrenme becerisini de geliĢtirmektedir (Oktay, 1999; Polat, 2013; Güler, 2009).

Çocuğun yetiĢkinlerden bağımsız yaĢıtlarıyla geçirmiĢ olduğu zaman dilimi ve gerçekleĢtirdiği etkinlikler okul öncesi eğitim kurumunda ona özgür bir oyun ortamı sunmakta; bu durum çocuğa hayatın içerisinde var olan iĢ birliği, karar verme, öz değerlendirme ve baĢkalarının baĢarılarını takdir etme gibi değerleri kazandırmaktadır. YaĢıtları ile benzer yaĢantılara, sorunlara ve duygulara sahip olan çocuk onlarla olumlu iliĢkiler içerisine girdikçe sosyal becerilerini geliĢtirmede ve kendini tanımada daha baĢarılı olmaktadır (Senemoğlu, 1994). Okul öncesi eğitim kurumlarında çocuklar yalnızca sosyal kabul gören davranıĢları öğrenmekle kalmayıp aynı zamanda aile dıĢındaki yetiĢkinlerle ve arkadaĢlarıyla etkili bir Ģekilde iletiĢimde bulunma yollarını da öğrenmektedirler (Senemoğlu, 1994; Polat Unutkan, 2006a). Bu açıdan çocuğun sosyal ve duygusal becerilerinin geliĢebilmesi ve okula

hazır bulunuĢluğunu sağlamak için okul öncesi eğitim programlarında ve okul öncesi eğitim kurumlarında yapılan etkinliklerde çocukların baĢkalarıyla iletiĢim kurma, toplumsal kurallara uyma, yeni bir gruba uyum sağlama, bir grubun üyesi olma, kendi duygularını anlama ve açıklama, diğer bireylerin duygularını anlama, duygusal tepkilerini kontrol altına alma ve empati kurabilme gibi çalıĢmaların önemi büyüktür (Polat, 2010; Oktay ve Polat Unutkan, 2003).

Okul öncesi eğitim kurumlarında çocukların yazı dilleri ile etkileĢim içerisine girmeleri ve bu yazı dillerini geliĢtirebilmeleri için; çocuklara geliĢim seviyelerine uygun hikâyeler okunmakta, bu okunan hikâyeler hakkında çocuklarla sohbet edilmekte ve sınıf içerisinde bulunan hikâye kitaplarından istediği kitabı seçip resimlerine bakmasına fırsat verilerek hikâye yarı kesilip tamamlatılmaktadır. Çocuklara yazı yazma becerilerinin temelini oluĢturan ince motor becerilerinin geliĢimini sağlayacak; hamur yoğurma, ipe bocuk dizme, bir kaptan bir kaba bir Ģey boĢaltma, düzgün kalem tutarak çizgi çizme gibi etkinlikler de oldukça önemlidir (AĢıcı, 2010; Polat Unutkan, 2006a). Ayrıca okul öncesi eğitim kurumlarında çocukların bilimsel düĢünme becerilerini desteklemeye yönelik yapılan etkinlikler aracılığı ile çocukların bilimsel düĢünme becerileri, yaparak-yaĢayarak öğrenme becerileri, gözlem ve deney becerileri, neden-sonuç iliĢkisi kurma becerileri, akıl yürütme becerileri ve yaratıcı düĢünme becerileri desteklenmeye çalıĢılmaktadır (Polat Unutkan, 2006a; Aral, Kandır ve YaĢar, 2001). Betimleme, örüntüleme, eĢitleme, birleĢtirme-ayırma, sınıflama, semboller kullanma, sıralama, geometriyi anlama, ölçme ve kıyaslama gibi becerilere yer verilerek çocukların gelecekte matematiği anlayarak öğrenmelerine yardım ederek onların kavramları anlamalarını sağlanmaktadır (Akman, Yükselen ve Uyanık, 2000; Polat Unutkan, 2006a).

Bütün bunların yanında bir çocuğun hareket becerilerini kazanması için öncelikle sağlıklı bir Ģekilde büyüme ve geliĢme içinde olması, büyük ve küçük kaslarını koordineli olarak kullanmayı öğrenmiĢ olması gerekmektedir. Okul çağı çocuklarının, koĢma, atlama, tırmanma, yakalama gibi etkinliklerdeki becerileri ile küçük kas motor becerileri sürekli geliĢmektedir. Bu nedenle okula hazırlık programları oluĢturulurken ilköğretime geçiĢi kolaylaĢtırmak amacıyla; beden

dengesini sağlama, dengeli yürüme ve koĢma ve koordineli hareket etme gibi kaba motor becerisi gerektiren hareketlerin yanında; nesneleri hareket ettirme, makas tutma ve kesme çalıĢmaları, düzgün kalem tutma, çizgileri birleĢtirme, çizgileri kopya etme çalıĢmaları gibi ince motor becerileri gerektiren etkinliklere yer verilmelidir (Görmez, 2007; Oktay ve Polat Unutkan, 2003). Ayrıca okul öncesi dönemde çocuklara taĢıyabilecekleri kadar sorumluluk ve kendiiĢlerini yapabilmeleri için fırsatlar verilmesi ilköğretime uyumlarını kolaylaĢtıracağı için okul öncesi programlarında; kendi iĢini yardımsız olarak yapma, tuvalet, el yüz temizliğini yardımsız yapma, giysilerini yardımsız giyip çıkarma, eĢyalarını toplama, kendi sorumluluğunu üstlenme gibi çalıĢmalara yer verilmesi gerekmektedir (Oktay ve Polat Unutkan, 2003; Polat Unutkan, 2003).

Sonuç olarak, okul öncesi dönemi huzurlu geçiren bir çocuğun, okula baĢlamada duygusal ve sosyal yönden daha uyumlu olması beklenmektedir(Ayhan, 1998). Bu süreçte öğretmenin çocukları ilkokula hazırlamada herhangi bir kaygı içerisine girmeden okul öncesi eğitimin tüm süreçlerini dikkate alarak belirli bir plan dâhilinde çalıĢmalarını sürdürmesi gerekmektedir (Bloom, 1995). Çocukların ilköğretime hazır oluĢlarında öğretmene düĢen sorumluluklardan bazıları Ģunlardır:

 Okula hazırlık ve bunun nasıl gerçekleĢeceği ile ilgili bilgiye öğretmenin sahip olması gerekir.

 Ġlkokulun çocuktan beklediği geliĢim özelliklerinin ve sahip olunması gereken yeterliliklerin neler olduğunun detaylı olarak bilinmesi gerekir.

 Okul öncesi öğretmeni çocuğun ilkokula hazır olması için tüm yönlerden geliĢimini desteklemeli, okuma yazma becerisini edinmesi için farkındalık kazandırması ve okul baĢarısını sağlamak için ön bilgi ve becerileri edinmesinde rehberlik etmelidir.

 Okula hazırlığın tüm seneye yayılan etkinliklerin bir bütünü olduğunun bilincinde olmalıdır.

 Çocukların el ve parmak kaslarını geliĢtirici, bileğini kuvvetlendirici çalıĢmalar planlamaya ve uygulamaya özen göstermelidir. Kalemi doğru tutmalarını sağlamalı ve bu davranıĢı pekiĢtirerek kalıcılık oluĢturmalıdır.

 Okul öncesi eğitimin hedeflerini göz önünde bulundurarak programlarını hazırlamalıdırlar.

 Öğretmen ilkokulda uygulanan programlar ve içerikleri hakkında bilgi sahibi olarak okul öncesi eğitim sürecini bunlara temel olacak Ģekilde planlamalıdır.

 Öğretmen, ilkokula hazırlıkta kendisi bilinçli hale geldiği gibi aileyi de bu konuda bilinçlendirmeli ve çocuğun okula hazırlanmasında aileyle iĢ birliği sağlamalıdır.

 Okula hazırlık sürecinde aileleri doğru bilinçlendirmede gerekli kaynak kitap ve materyalleri sağlama konusunda yardımcı olmalıdır. Ailelerin çocuklarını ilkokula hazırlamada doğru olan uygulamaları okulda görmesi ve zaman zaman bunlara katılması evde de bu uygulamalara yer vermelerini kolaylaĢtıracaktır. Bu sebeple öğretmen bu düzenlemeler için uygun koĢulları sağlamalıdır (MEB, 2006; Dinçer, 2005; Polat Unutkan, 2006a).