• Sonuç bulunamadı

3.6. Tasarım Öğeleri

3.6.2. Çizgi

Tarihin ilk dönemlerinde mağaralarda bulunan duvar resimlerinde, çizgi sınırlaması bulunan çizimler keĢfedilmiĢtir. Bu bulgulardan yola çıkıldığında, geçmiĢ dönemlerde dahi sanatın, çizgilendirme arzusundan ortaya çıktığı anlaĢılmaktadır (Ersoy, 1995: 147). Bunun dıĢında çizgi, uygarlığın baĢlangıcından beri insanoğlunu etkilemiĢ ve görsel iletiĢimin yapılanmasında önemli rol oynamıĢtır. Doğayı taklit etmede ve nesneleri Ģekillendirmede çizgi hep kullanılagelmiĢtir. GeçmiĢten bugüne

tüm insanlar, gördükleri, hissettikleri veya hayallerinde canlandırdıkları her Ģeyin taslağı için çizgiye baĢvurmuĢlardır (Öztuna, 2007: 57).

OdabaĢı‟na (1996) göre, çizgi görsel anlatımın ilk unsuru olarak ifade edilmektedir. Objelerin bile çevrelerinde çizgiler olmamasına karĢın, onları resimlerken çizgisel olarak ifade etmekteyiz. Çizgi , birbirleri arasında kurulan bağıntılar, iliĢkiler ve çoğalan gerilim noktalarından doğar. Belirli aralıklarla dizilmiĢ, tek tek noktalara bağlanan çizgi yeni bir görünüm yaratır. Bu görüntü yüzey değildir, ancak çizgiden farklı olduğu söylenebilir. Çizgi yapılarıyla oluĢturulmuĢ ve kapalı form meydana getirmiĢ bir yüzey parçası, etkisi yaratmaktadır. Kısaca denilebilir ki çizgi, grafik olarak hareket halindeki bir noktanın belirli bir yönde eğiliminden doğar (s.37).

Atalayer‟e (1994) göre ise; çizgi, insan beyninin ürettiği, gerçekte var olmayan ince uzun görünüm değerinin nesnelleĢmiĢ sembolüdür. Geometride ise noktaların bir veya bir kaç değiĢik yönde, sınırlı veya sınırsız olarak birbiri ardına dizilmesinden elde edilen Ģekildir diye tanımlanır. Çizgi, en-boy zıtlığı çok fazla olan yüzeysel yapıların sembolik Ģeklidir. Doğada ise çizgi kavramı yoktur. Çizgi, insan gözünün, insan zihninin yarattığıdır. Görünen bir alandaki, eni-boyu arasında çok büyük ölçüsel farklar içeren yüzeyler, kiĢiler tarafından, sembolik olarak çizgi Ģeklinde kavramlaĢtırılır (s.146-147).

Öztuna (2007) çizgiden bahsederken; çizgi, sözsel olarak açıklanamayan, duygu ve düĢünceleri dıĢa vurmada önemli bir rol oynayan görsel iletiĢim aracıdır demektedir. Bununla birlikte, düĢünceleri hayata geçirmek için bir kağıt üzerine çizdiğimiz amaçlı ya da amaçsız bir hareketin dıĢavurumu olup, tasarımcılar için vazgeçilmez bir öğedir diye eklemektedir (s.58).

Südor (2006) çizgiyi anlatırken, resmin, kuralları olan; çizgi, renk, leke, benek elemanları ile yapılan bir denemeler zinciri olduğunu, bir Ģeyler çizmenin, boyamanın veya biçim vermenin konuĢmak kadar doğal olan insan davranıĢları olduğunu söylemektedir. Bunları, insanın kendini anlatma biçimi olarak tanımlayan Südor, bunları ortaya çıkarmanın ancak belli kuralların öğrenilmesiyle gerçekleĢtirilebileceğini eklemektedir. Nasıl ki anlaĢılır bir cümle kurabilmek için özne, yüklem, sıfat, fiilimsi gibi Ģartları kullanmak gerekli ise, iyi bir resim ortaya çıkarmak için de çizgi, renk, leke, beneği yerli yerinde kullanmanın gerekli olduğunu, resim çalıĢmalarına, çizgiden baĢlanıp, renkler ve diğer elemanlarla çalıĢmaya daha sonra geçilmesi gerektiğini belirtmektedir (s.11).

Çizgi, hareket ve biçimden baĢka gerektiği kadar ve düzenli kullanıldığında doğal olarak ritmi de sağlamaktadır. Çizginin en önemli özelliği kütle veya somut biçimi gösterebilmesinden gelmektedir. Somut biçimi anlatabilmede çizginin akıcı, temiz ve keskin olma özelliğinden yararlanılmalıdır. Bir konuyu özet olarak gösterebilmede çizginin görevi seçmedir, ayıklamadır. KalınlaĢıp, incelerek, keskinleĢip yumuĢayıp, koyulaĢıp, açılarak, biçim ve düzene ıĢık değerleri katmada önemli bir yere sahiptir. Çizgi, duyumsal olarak edinilen gücü, nesnel ifadelerde özgünlük katma amacını güder. Bu yüzden Temel Tasarım veya Görsel Sanatlar eğitimini ilk defa alacak olan öğrencinin el ve beyin koordinasyonunu ve ele hakimiyetini sağlamak için ilk baĢta sık sık çizgi çalıĢmaları yaptırılır (Gürer, 2004: 39).

Artut (2009) çizgiden bahsederken, çizgi bir anlatımın ilk basamağını oluĢturan, çok önemli bir denge unsurudur. Bir sanat yapıtını oluĢturan elemanlar ve o sanat yapıtının düzeni ayrı ayrı temel grupları içlerinde barındırılar. Tüm bu elemanları, bağlayan ve baĢlatan temel unsur çizgidir (s.150) demektedir.

“Bir yüzey sanatı öğesi olarak çizgi,uzunluğuna oranla,kalınlığı çok az olan bir Ģerit anlamı taĢır” (Sözen ve Tanyeli, 2003: 61).

IĢıngör ve Diğerleri (1986) çalıĢmasında, çizginin anlatım olanaklarından bahsetmektedirler. Çizginin hem sübjektif, hem de objektif yollarından faydalanmanın mümkün olduğunu, objektif olarak, ölçüm ve teknik resim ve projelerde, sübjektif olarak ise sınırsız imkanlara sahip olmada çizginin yararını belirtmiĢlerdir. Bunun dıĢında, Temel Sanat eğitimi çalıĢmalarında ele alınması gereken ilk konunun çizginin grafik açıdan ele alınması ve anlatım olanakları yönünden farklı çeĢitleriyle araĢtırılması gerektiğini savunmuĢlardır (s.10).

Çizginin kinetik olmasından dolayı, uygulamadaki özel detayların ortaya çıkması kolaylaĢmaktadır. Çizginin temel özelliği sadeliğidir ve akılla (zihinle) yön bulur. Örnek olarak bir uçağın amacı nasıl bir yere varmaksa; oluĢturulan bir çizginin de ulaĢmak isteyeceği amaçları olması gerekmektedir (Öztuna,2007: 61).

Çizgi, bir yüzey üzerinde iki boyutlu ve soyut bir ifade oluĢturmasına karĢın, insan psikolojisinde nesnelerin çağrıĢımını yapar. Bundan dolayı evrendeki dağların, ovaların, binaların, yolların dıĢ konturları çizgisel bir anlatım olarak ifade edilir (Tepecik, 2002: 32).

Çizgi her biri kendi baĢına hareket eden; düz, eğik, kıvrık gibi nasıl olursa olsun bir yöne devam eden bir öğedir (Südor, 2006: 21).

Bigalı‟ya (1984:145) göre çizgi, natürel, geometrik, icat edilen ve kaligrafik olmak üzere dört görünüm göstermektedir;

1. Natürel Çizgi

Tabiatta yalnız baĢına mevcut olmayan çizgi, ancak tabiattaki çeĢitli valör, hacim ve renk kombinezonlarının içinde varsayılan kavramdan ibarettir. Bu tür çizgiler, sertlikten uzak ve yumuĢaktırlar. Öztuna‟ya (2007) göre ise, en natürel çizgi, insan bedeninin de olan çizgidir. Çizgilere insan bedeni açısından bakıldığında; çizginin günlük kullanımıyla, tasarım olan çizgi arasında bağ kurulmuĢ olur (s.62).

ġekil 3. Natürel Çizgi (Vincent Van Gogh, “Kadın ve Koyun Sürüsüyle Beraber BudanmıĢ HuĢ Ağaçları” kurĢunkalem ve tükenmez kalem,1884)

(Öztuna, 2007: 62)

2. Geometrik Çizgi

Ġnsanoğlunun bir ürünü olan geometri, çizgiye de sertlik, gerginlik ve karakter, kazandırmıĢtır. Geometrik çizgi, sert, düz, gergin kavislerin ayırdığı bir yüzeyde, olgun ve net bir durum gösterirken, kesin bir sınır da tayin eder (Bigalı, 1984: 145).

ġekil 4. Geometrik Çizgi

(IĢıngör ve Diğerleri, 1986: 11, Resim 3)

3. Ġcat Edilen Çizgi

Ġcat edilen çizgi, psikolojik ve dıĢ etkileri içine alan ruhsal vaziyetin aktarımını yansıtan çizgilerdir (Aynı eser, s.145).

ġekil 5. Ġcat Edilen Çizgi (Manet‟in resminden esinlenerek yapılan kurĢunkalem çizimi, 1954)

4. Kaligrafik Çizgi

Öztuna‟ya (2007) göre, Kaligrafi içeriğinde, el yazısının beraberinde sanatsal anlatımı da barındırır. Bundan dolayı görsel anlatımın yanında edebi anlatımı da ifade etmektedir. Yapılan fırça vuruĢları, doğal görünümü, aksettirilen coĢkuyu ya da olağan güzelliği dıĢa vurmada yardımcıdır. ĠĢte kaligrafik çizgiler de genel olarak inceden kalına doğru değiĢen fırça darbeleriyle oluĢturulur. Uzakdoğu‟daki pek çok ülkede, çoğu sanatçının çalıĢmasında bu tip çizgiler görülmektedir (s. 63).

Read‟e (1974: 39) göre çizgi, resim yapmaya geçerken kaybolması gerekmeyen resim yapmanın yollarından biri sayılan bir öğeyken, Atalayer‟e (1994: 147-148) göre ise Ģekillendirmenin, hacimlendirmenin kısacası görsel tasarımın bir boyutu olan iĢlevin, estetik değer içeren, görsel somutlaĢtırmanın teknik olarak ifade edilmesidir.

Sonuç olarak çizgi, geçmiĢten bugüne yaĢantımızın her noktasında olan çevremizde, yaĢadığımız alanlarda, doğada, oluĢturduğumuz tasarımlarımızda, sanat eserlerinde karĢılaĢtığımız bir unsurdur. Kısacası yaĢantımızla iç içedir. Çizgi aynı zamanda, insan iliĢkilerinde kurulan görsel bir iletiĢim aracıdır (Öztuna, 2007: 70).

ġekil 6. Kaligrafik Çizgi (Ikna Tanaka, “Discover Kabuki” Kabuki‟yi KeĢfet, 1974) (Öztuna, 2007: 67)

Benzer Belgeler