2. BÖLÜM ŞEKİL BİLGİSİ
2.1.2. İsim Çekim Ekleri
2.1.2.1. Çokluk Eki
Çokluk; belirli ekler, bazı son çekim edatları, yahut belirli vasıflıklarla ifade edilebilir. Bu, ifade edilmemişse, teklik ifadesi tekliği değil, belirsizliği ifade eder. Çokluk eki, tek tek fertlerin, yahut iş ve hareketlerin çokluğu söz konusu ise kullanılır124.
Yahyalı ağzında çokluk, Eski Türkçe döneminden beri kullanılagelen125 –lar/ -ler ekiyle yapılmaktadır. Ünsüz benzeşmesinin etkisiyle ekin n’li şekilleri de görülmektedir.
Ġardaşları “kardeşleri” (1/23), bayramlar (2/30), bilinçler (8/43), olaylar (9/1), çamırlar “çamurlar” (9/258), yengeler (11/19), yumruòlar “yumruklar” (13/8), yörükler (15/14), erler (17/16), onnar “onlar” (19/83), bunnar “bunlar” (19/95), oòullardaki (20/15), gĀdelerim “gövdelerim” (21/130), toòdorlar “doktorlar” (21/264), ġoyaòlarda “koyaklarda” (22/28), gΨcelerinde (23/85), bunnardan “bunlardan” (24/5), geceleri (26/77), onlar (26/111), oòuyanlar “okuyanlar” (26/329).
2.1.2.2. İyelik Ekleri
İyelik ekleri ismin karşıladığı nesnenin bir şahsa ya da bir nesneye ait olduğunu belirten eklerdir. Bölgemiz ağzındaki iyelik ekleri şunlardır:
124
A.Von GABAIN, age. , s. 62.
125
65 Teklik 1.şahıs : -(I4)m
2.şahıs: : -(I4)N2 3.şahıs: : -I4, -sI4 Çokluk 1.şahıs: : -(I4)mI4z
2.şahıs: : -(I4)N2I4z 3.şahıs: : -lA2rI2
Teklik 1. Şahıs: göñlümü (1/11), yusufum (1/26), sırtıma (2/60), ġardaşlarım
(3/59), gelinim (7/22), yurdumda (8/69), başımdan (9/1), anımı (9/206), bacım (10/123), zahidemi (11/26), eşim (12/12), ġuzum (12/59), ġaynımı (12/126), durumum (15/1), eşşēmi “eşeğimi” (16/15), efendim (17/1), ġίzüme (18/4), ġızıma (21/3), şuaralarıma (21/154), ōlanlarımı “oğlanlarımı” (21/194), mısdafam “Mustafa’m” (21/264), ellerim (23/49), ġardaşım (25/25), bellerim (26/79), ġusuruma (26/201).
Teklik 2. Şahıs: sevinciñ (1/14), emmiñ (1/85), namazıñı (3/54), yeriñ (8/48),
anadoluñda (8/68), ġurbanıñ (9/100), unuñ (10/61), düşmanıñ (10/68), endişeñ (12/12), büfeñe (12/104), beyiñ (12/155), ablañ (12/173), yüzleriñ (13/35), dişiñ (14/39), şansıñ (19/59), dutmañ (20/5), midañ “miden” (21/19), ġocañ (21/45), bovaña (21/55), aúġañ (21/90), bovañ (25/10), hasmıñ (26/96).
Teklik 3. Şahıs: içi (1/7), çarşısı (1/8), çuÀlısı “çuvalı” (2/48), nΨzlesi (8/5),
ismini (8/59), anası (10/4), bağçesine “bahçesine” (11/62), dalına (12/39), úanını (12/148), burası (15/14), teskeresine (17/7), tümüsünü “tümünü” (17/19), üçüncüsü (20/127), bovasına (21/3), ġafasını (21/63), şurasına (21/306), borcu (23/10), gezmesi (23/55), damısına “damına” (25/14), ortasından (26/114), cenezesini “cenazesini” (26/408).
Çokluk 1. Şahıs: tetemiz “dedemiz” (1/41), tandırımız (1/1009, göynēmiz
“gömleğimiz” (3/3), dördümüz (3/17), canımız (8/42), ġalbimizi “kalbimizi” (8/73), burnumuz (9/59), nişanımız (12/6), arabamız (12/79), bovamızıñ (12/130), yedìmiz
66
“yediğimiz” (12/167), úίyümüzde (13/159, gözümüze (14/5), bayramlarımız (16/34), önümüze (17/22), bildiìmiz “bildiğimiz” (19/16), anamız (21/42), ίndecimiz “ödüncümüz” (21/85), öāmüz “evimiz” (21/202), üçümüz (25/5), hepimiz§de (26/228).
Çokluk 2. Şahıs: dedeñizim (1/40), anañız (3/13), tabiriñizle (9/142),
misafirleriñiz (12/55), hepiñizi (12/156), gΨydiìñiz “giydiğiniz” (16/79), anañıza (16/81), eliñize (19/142), bovañız (21/263), haúġıñız (22/47).
Çokluk 3. Şahıs: toòuçlamaları (19/148).
2.1.2.3. Aitlik Eki
Yapım eki özelliği de taşımakla birlikte, çekim eklerinden sonra gelerek kullanılması, iyelik eki gibi yardımcı ses alması ve aitlik gibi bir tür iyelik fonksiyonu taşıması sebepleriyle çekim eki niteliğinde görülür126. Yahyalı ağzında aitlik eki “-ki” dir. Bölgemiz ağzında ekin ünlüsünün yuvarlaklaştığı durumlar da vardır: dışadaki (2/6), ordaki (2/52), yayladakiler (2/80), bizimki (9/42), sıòanlarıñkinde (9/264), bacılarımıñki (11/22), gülisdeniñki (11/23), başındaki§de (12/136), seniñkinde (16/16), yanıñızdaki (16/28), pastanesinki (20/67), toòdoruñúunu (21/209), deyeniñkini (21/210), şimdikinden (22/5), úίşgünkü (26/156), benimkisi (26/196), sōraòı (26/221), benimkini (26/246), berikileri (26/250), ġarşındakiniñ (26/374).
2.1.2.4. HÀl Ekleri
Adlık çekim eklerinin esas görevi kelimeleri birbirine bağlamak ve hangi kelimelerin hangileriyle yakın ilişki kurduğunu göstermek değil, aksine kelimeleri birbirinden ayırmaktır. Bizde ilgi hâli ve yükleme hâli gibi hâller, cümle parçaları arasındaki bağlantı çizgilerini işaret eden birer yol göstericidirler; Türkçede aynı addaki hâl ekleri, kendisinden sonra gelene karşı belirli bir bağımsızlık iddiasında bulunabilmek için adın kendi bütünleşmesini koruyan sınır taşları olarak tasavvur
126
67 edilmelidir127.
a. İlgi Hâli Eki
İlgi hâli eki Anadolu ağızlarında görülen en fazla fonetik değişikliğe uğramış eklerden biridir. Yaygın olan biçimleri Türkiye Türkçesi ile ortak olmakla birlikte, Eski Türkçeden günümüze kadar, birçok tarihî devreye ve değişik şivelere ait özellikleri de korumaktadır. Türkiye Türkçesi ağızlarında görülen yaygın ilgi hâli eki, ünsüz ile biten kelimelerden sonra “-ın/-in, -un/-ün; ünlü ile biten kelimelerden sonra “-nın/-nin, -nun/-nün” veya bunların nazallı (ñ) şekilleridir128.
Türkçede belirtili (ekli) ve belirsiz (eksiz) olmak üzere iki çeşit ilgi hâli vardır. Belirtisiz ilgi hâli eksizdir, belirtisiz isim tamlamaları yapmakta kullanılır129.
Eski Türkçede belirtili ilgi hâli eki, “-ıñ/-iñ” şeklindedir130.
Eski Anadolu Türkçesinde ekin ünlüsü daima dar yuvarlaktır, “dudak uyumuna” uymaz131.
Yahyalı ağzında ilgi hâli eki, ünsüzle biten kelimelerden sonra “-I4n, -I4ñ; ünlüyle biten kelimelerden sonra ise “-nI4n, -nI4ñ” şeklindedir:
seniñle (1/4), ġayseriniñ (1/7), anamıñ (1/31), siziñlen (4/22), eliñ (5/40), düşmanıñ (8/56), ecdadıyıñ (8/64), bizimdir (8/71), ġartalıñ (8/22), benim (9/115), bazılarınıñ (9/263), bilal§Àbiniñ (12/60), yengemiñ (12/124), kimseniñ (12/133), esginiñ (13/27), emmimiziñ (14/33), seniñ (16/15), onuñ (16/61), nenuñ§uçu (16/65), oòuluñ (18/16), seniñlen (18/52), dedeleriniñ (20/142), dişimiñ (21/57), bunuñ (21/228), halılarıñ§da (23/6), seniñ (25/26), şunuñ (26/250), bunuñla (26/322)
127
K. GÖRENBECH, Türkçenin Yapısı, Çev. Mehmet AKALIN, TDK Yay. , Ankara 2000, s. 71.
128
Ahmet BURAN, Anadolu Ağızlarında İsim Çekim (Hâl) Ekleri, TDK Yay. , Ankara 1996, s. 64.
129
Efrasiyap GEMALMAZ, Erzurum İli Ağızları, TDK Yay. , Ankara 1995 , s. 274.
130
A.Von GABAIN, age. , s. 63.
131
68 buranıñ (26/409).
Bazı kelimelerde ise kelimenin sonundaki ünsüz düşmüş ve ilgi ekinin ünlüsü ile kelimenin ünlüsü kaynaşmıştır: inēñ “ineğin” (9/192), ırÀmetlìñ “rahmetlinin” (12/170), eşşēñ “eşeğin” (16/14).
b.Yükleme Hâli Eki
Cümle içinde fiilin doğrudan tesir ettiği isim yükleme hâlinde bulunur. Karşıladığı hareket doğrudan bir isme tesir eden fiiller, geçişli fiillerdir. Yükleme hâli, ismi kendisine tesir eden geçişli fiile bağlayan hâldir. Bu hâl bazen eksiz (cam kır-), çoğu zaman da ekli (cam-ı kır-) olur132.
Eski Türkçede isim çekim eklerinin en çok dikkati çekenidir. Vokalle biten kelimelerde –ġ/-g, konsonantla biten kelimelerde –ıġ/-ig, yuvarlaklarda –uġ/-üg’dür. İyelik ekinden sonra yükleme hâli eki, -n’dir. Şahıs ve işaret zamirlerinde –nı’dır133.
Yahyalı ağzında yükleme hâli eki, ünlü ile biten isimlerden sonra “-yI4”, ünsüz ile biten simlerden sonra”-I4”, üçüncü şahıs iyelik ekinden sonra ise “-n I4”dır:
dişi (1/2), yavrumu (1/19), haramı (8/22), düşmanı (8/54), olayını (9/1), bunı (9/127), şunı (9/161), parayı (11/37), hırıltıyı (12/65), anamı (12/136), hayvanları (14/32), mantıyı (16/19), gişiyi (17/1), çirkini (18/47), halıyı (19/142), süddüzümüzü (21/88), yeşenimizi (21/327), gelini (24/12).
Şu örneklerde ise yükleme hâli eki hece kaynaşmasına uğramıştır: alacÀ “alacağı” (1/5), inē “ineği” (9/184).
c.Yönelme Hâli Eki:
Yönelme hâli iş, hâl, hareket ve nesnenin yönünü, varacağı son noktayı belirtir. Fiilin hareketinin yöneldiği ve kendisine yaklaşan nesne, cümlede yönelme
132
Ahmet BURAN, age. , s. 99.
133
69 hâlinde bulunur134.
Yönelme hâli eki Eski Türkçede umumî olarak “-úa/-ke, -ġa/-ge’dir. İyelik ekinden sonra –na/-ne’dir135. Son sesi k olan isimlerde ve kitabelerde bazı yer bildiren isimlerde -a/-e şeklindedir136.
Eski Anadolu Türkçesinde (K >) G seslerinin süreklileşmesi ve yutulması sonucu yönelme hâli eki –a/-e olmuştur137.
Yahyalı ağzında yönelme hâli eki, ünlüyle biten isimlerden sonra “–yA2”, ünsüzle isimlerden sonra “–A2”, üçüncü şahıs iyelik ekinden sonra ise “–nA2” şeklindedir:
halama (1/19), vatana (8/34), ġίbelliye (9/1), cırcıra (9/57), dabana (9/263), cöāze (9/273), herife (10/123), zincire (11/45), şaha (12/46), basġına (12/60), geriye (12/105), bastonlara (14/10), oòula (15/1), saÀya (17/9), doğuya (18/16), toòdorlara (21/29), önüme (21/52), beña (21/97), gütmeye (21/204), gendine (23/6), ezene (23/65), ġardaşıma (25/34), gelene (26/45), obalara (26/93), oña (26/139), ġılmaya (26/471).
Hece kaynaşması ile: eşşē “eşeğe” (17/29).
d.Bulunma Hâli Eki
Bulunma hâli iş, hareket, şahıs ve eşyanın yerini bildirir. Bu, bulunma hâlinin temel fonksiyonudur. Bunun yanında bulunma hâli ekinin daha değişik fonksiyonları da vardır. Bunların başında iş, şekil-tarz, durum, karşılaştırma, kesir, miktar, kısım, vasıf, parça…vs. gelir. Zaman ifadesi özellikle belirgin fonksiyonlardan biri olduğu
134
Ahmet BURAN, age. , s. 134.
135
Ahmet CAFEROĞLU, age. , s. 137.
136
A.Von GABAIN, age. , s. 63.
137
70
için, bazı şivelerde (Türkmen, Tatar, Uygur) “yer-zaman” hâli olarak adlandırılmıştır138.
Eski Türkçede her iki çekim eki (bulunma-ayrılma hâli) müşterek olup –da/-de, -ta/-te’dir. Ekin belirtilmesinde kesin bir kaide yoktur. Ancak r, l, n’den sonra –ta/-te’dir139.
Eski Anadolu Türkçesinde bulunma hâli eki, Türkçenin her şivesinde ve her devrinde aynı olan –da/-de ekidir140.
Yahyalı ağzında bulunma hâli eki “-dA2” dır. Üçüncü şahıs iyelik ekinden sonra “-ndA2” şeklindedir. Bölgemiz ağzında sert ünsüzlerden sonra bile t’li şekillerin kullanılmadığı görülmektedir:
yolda (1/4), ezelde (3/3), tiPide (8/38), yedide (9/185), kürsüde (12/121), şeKilde (13/8), elimizde (16/19), urfada (17/1), saÀtde (19/179), şorda (20/59), burada (20/125), çatda (21/46), ordaymış§ımış (21/194), ayaòlarımızda (24/4), ġoyaòlarda (26/426).
e. Ayrılma Hâli Eki
Ayrılma hâli, iş, hâl ve hareketin çıkma, başlama noktasını gösterir. Genellikle fiilin gösterdiği hareketin kendisinden uzaklaştığı veya çıktığı isim cümlede ayrılma hâlinde bulunur. Bu, ayrılma hâlinin temel fonksiyonudur. Kullanıldığı fiilin anlamına uygun olarak çok çeşitli fonksiyonları ifade eder141.
Eski Türkçede bulunma hâli eki, ayrılma hâlini de ifade eder. Bu sebeple Eski Türkçede kullanılan –da/--de, -ta/-te; -dın/-din,-tın/-tin eklerini ayrılma hâli eki ola-
138
Ahmet BURAN, age. , s. 177.
139
Ahmet CAFEROĞLU, age. , s. 138.
140
Faruk Kadir TİMURTAŞ, age. , s. 71.
141
71 rak gösterebiliriz142.
Eski Anadolu Türkçesinde ayrılma hâli eki, genel olarak –dan/-den’dir. Ayrıca karakteristik olmayan, seyrek görülen –dın/-din’dir143.
Yahyalı ağzında ayrılma hâli eki “-dA2n” dır. Üçüncü şahıs iyelik ekinden sonra “-ndA2n” biçimindedir. Bölgemiz ağzında bu ekin ünsüz uyumuna girdiği örnekler çok azdır:
yeniden (1/2), memleketden (1/15), anamdan (8/1), yιzünden (8/5), derelerden (8/105), dünden (12/24), serPenekden (12/42), ġonuşmaòdan (12/112), sütden (19/86), ipden (19/181), aúġañdan (21/269), toūòdan§da (26/67), altından (26/74).
f. Eşitlik Hâli Eki
Temel vazifesi eşitlik, gibilik, kadarlık ve benzerlik bildirmektedir144.
Eski Türkçede eşitlik eki umumiyetle –ça/-çe’dir. Yalnız şahıs zamirleriyle iyelik eki ve işaret sıfatlarından sonra, mürekkep –nça/-nçe işaretleriyle gösterilmektedir. Buraya –taġ/-teg de alınabilir145.
Eski Anadolu Türkçesinde bu ekin daha çok tonsuz şekliyle kullanıldığı görülmektedir146.
Yahyalı ağzında eşitlik eki “cA2” dir:
güzelce (3/31), gizlice (11/6), gözelce (12/188), nazzikce (20/12).
142
A.Von GABAIN, age. , s. 64.
143
Gürer GÜLSEVİN, age. , s. 57.
144
Ahmet BURAN, age. , s. 266.
145
Ahmet CAFEROĞLU, age. , s. 139.
146
72
g. Vasıta Hâli Eki
Kelime gruplarında ve cümlede fiilin kendisi vasıtası ile, kendisinin iştiraki ile veya kendisinin ifade ettiği zamanda yapıldığını göstermek için isim vasıta hâlinde bulunur. Fiilin ne ile, kim ile, ne zaman ve nasıl yapıldığını ifade etmek için isim vasıta hâli eki alır. Buna rağmen Türkiye Türkçesinin grameri üzerine yapılan bazı eserlerde vasıta hâline yer verilmemektedir147.
Vasıta hâli eki, Eski Türkçede –n, -ın/-in; n ağzında bazen –an/-en ve yuvarlak ünlülerden sonra yer yer –un/-ün’dür148.
Eski Anadolu Türkçesinde vasıta hâli eki, -n; -la/-le; -birle; -ıla/-ile’dir149. Türkiye Türkçesinde, vasıta hâli eki, -n’dir. Fakat bugün kullanıştan düşmüş ve birkaç kelimede klişeleşip kalmıştır: yaz-ı-n, kış-ı-n, yaya-n, gündüz-ü-n, öğle-n gibi. –n eki kullanıştan kalkınca onun yerini ile edatı almıştır. Bugün ile edatı ve onun ekleşmiş –la/-le şekilleri işlek bir vasıta hâli eki vazifesi görmektedir150.
Bölgemiz ağzında yazı dilimizdeki vasıta hâli eki yanında ünsüz benzeşmesi ve “ile” nin ekleşmesinden dolayı değişik şekiller de ortaya çıkmıştır. Bazı zamirlerden ve üçüncü şahıs iyelik eklerinden sonra araya zamir n’si girer:
emminlen “emminle” (1/96), saÀn§ıla “sağan ile” (2/17), harar§ılan “harar ile” (2/41), Àşam§ınan “akşam ile” (2/54), süd§üle “süt ile” (5/5), çekmēnen “çekmekle” (5/29), sabÀnan “sabahla” (6/3), şerefle (8/89), ingilizlen “İngilizle” (8/99), dıTmínan “tıtmıkla” (9/56), özellikle§de (9/284), üngürüzüylen “üngürüzüyle” (10/135), çuÀl§ilen “çuval ile” (12/102), gelinle (13/23), ġızıylan “kızıyla” (15/6), etiylen “etiyle” (16/20), eliylen “eliyle” (17/3), oraòlarlan “oraklarla” (17/34), zorlan “zorla” (18/2), seniñlen “seninle” (18/52), ellen “elle”
147
Ahmet BURAN, age. , s. 139.
148
A. Von GABAIN, age. , s. 64.
149
Gürer GÜLSEVİN, age. , s. 68-69.
150
73
(19/107), püsküāt§ülen “bisküvi ile” (19/157), on§ulan “onun ile” (20/153), ġızla “kızla” (21/1), ıramazanlan “Ramazan’la” (21/197), çocuòlarlan “çocuklarla” (21/271), çıòrílan ”çıkrıkla” (21/324), hayvan§ılan “hayvan ile” (22/29), cöāzle “cevizle” (23/4), afiyetlen “afiyetle” (23/94), onuñ§ulan “onun ile” (24/28), bahrέylen “Bahri’yle” (26/209), bulġur§ilen “bulgur ile” (26/424), namazla (26/472), ġışın (9/80), yazın (19/166), baÀrın (21/111).
h.Soru Eki
Soru eki ismin soru şeklini yapan ektir. Böylece soru Türkçede daima ekle ifade edilir. Soru eki, ismi fiile bağlar; bütün isimlerden ve bütün çekim eklerinden sonra getirilerek onları soru şekline sokar. Soru eki –mı/-mi, -mu/-mü’dür151.
Yahyalı ağzında isimlerden sonra gelen soru eki yazı dilimizdeki gibi “-mI4” şeklindedir:
tamam§mı (17/3), çekirdek§mi (21/6), ses§mi (26/84), teslim§mi (26/104), deēl§mi (26/232).