• Sonuç bulunamadı

Bingöl orman bakımından zengindir. Özellikle bölgede düşen yağış mitarının fazla olması bitki örtüsü bakımında çok zengin olmasına neden olmuştur. Çalışma alanımız Bingöl il merkezine göre yüksek olması sahaya düşen yağış miktarını etkilemiş buda orman varlığını çok olmasına neden olmuştur. Çalışma sahamızın özellikle güney ve doğu kesimi ormanların yoğunlaştığı yerlerdir. Ağaçlar meşe olup, baltalık orman şeklindedir. Koruluk ormanları azdır. Özellikle bitki örtüsünün cılız olduğu alanlarda eğimin fazla olması bölgede erozyonun fazla olmasına neden olmuştur(Foto9).

Çalışma alanında bozkır bitki örtüsü ait geven ,koyun yumağı, çoban yastığı .üzerlik otu, yavşan otu ,gelincik , deve dikeni gibi türler oldukça yaygındır. Özelikle yüksek dağlık alanların zirveleri yüksek platolarda çayır bitki örtüsü ait bitki türleri yer kaplar.

Çalışma sahasında bitki örtüsü bakımında çok zengin olması bölgede eğime bağlı oluşacak olan erozyonu önlemede oldukça önemlidir. Aynı zamanda bölgede kış şartlarının uzun sürmesi kırsal alanda yaşayan insanların yakacak ihtiyacını karşılamada önemlidir. Ancak aşırı orman tahribi bölgede özellikle orman varlığının azalmasına neden olacaktır.

3.1.7.Toprak Özellikleri

İklim, topografya ve litoloji nedeniyle Gayt Çayı çeşitli büyük toprak grupları bulunmaktadır. Bu etkenlerin yanı sıra araştırma alanı ve yakın çevresindeki toprakların oluşumunda yükselti, eğim, bakı, drenaj durumu ve ana kaya da önemli birer faktördür. Bütün bu etkilere bağlı olarak çalışma sahasında ova tabanları, plato yüzeyleri ve dağlık alanlarda farklı toprak tiplerine rastlanmaktadır.

Sahada görülen toprak tipleri kırmızımsı kahverengi topraklar, kahverengi orman toprakları, kestane rengi topraklar, kalkersiz kahverengi orman toprakları, kalkersiz orman toprakları, alüvyal topraklar ve kolüvyal topraklardır.

Bölgenin iklim özelliklerinden dolayı en fazla toprak kahverengi ve kestane renkli bozkır topraklar yaygındır. Bölgenin jeomorfolojik özelliklerinden dolayı yamaçlarda sel suların getirmiş olduğu kolüvyal topraklar yamaçların eteklerinde yaygındır. Orman bitki örtüsünün yaygın olduğu sahalarda kahverengi orman toprakları yayılış gösterir. Alüvyal topraklar özellikle çalışma sahasında sancak ovası ile akarsu vadi tabanlarında yayılış gösterir.

Toprak özellikleri herhangi bir bölgede yapılması planlanan tüm planlama ve projelendirme çalışmaları için son derece önemlidir. Kırsal alan ve kentsel alan planlamalarında, uygulamaya sahne olan ana materyal topraktır. Ayrıca her türlü tarımsal ve zirai faaliyette, ağaçlandırma ve arazi kullanım çalışmalarında toprağın türü etkilidir. Bu nedenle inceleme alanında yapılması planlanan tüm çalışmalarda ana materyal olan toprağın türü dikkate alınmalıdır.

3.2.Beşeri Ve Ekonomik Özellikleri 3.2.1.Beşeri Özellikler

Risk, belirli bir olaydan dolayı, insan kayıpları, yaralanmalar, yapıların zarar görmesi ve ekonomik özelliklerin ve çevrenin zarar görme ihtimali olarak değerlendirilmektedir. Sahada riski oluşturan doğal olay olarak deprem ele alınmış olup doğal faktörler başlığı altında incelenmiştir. Deprem ile ilgili geçmişe ait envanteri olmasından dolayı bu veriler kullanılarak geleceğe yönelik tahminler yapılabilmiştir. Çalışma alanı içinde meydana gelen ve gelme olasılığı olan depremlerden etkilenme ihtimali olan unsurlar ise coğrafi perspektifte değerlendirildiğinde sahanın beşeri özelliklerini oluşturmaktadır. Bu özellikler, beşeri faktörler başlığı altında incelenmiştir.

Saha içinde beşeri faktörler olarak, deprem ve heyelan doğa olayları meydana geldiğinde bu olaylardan etkilenebilecek beşeri unsurlar ele alınmıştır. Bu unsurlar, sahadaki beşeri ve ekonomik özellikler alt başlıklarında incelenmiştir

Beşeri özellikler, sahada insan tarafından inşa edilen yapıları oluşturmaktadır. Bu yapılar genel olarak mühendislik yapıları olup, yerleşmeler ve mesken özellikleri (binalar), nüfus, ulaşım sistemleri (yollar), elektrik ve iletişim sistemleri ve kamu yapılarından meydana gelmektedir. Bu başlık altında, çalışma alanı içinde yer alan fiziksel faktörlerin özellikleri depreme karşı durumları açısından değerlendirilmesi yapılmıştır.

3.2.1.1.Yerleşmeler ve Mesken Özellikleri

Havza içinde köy ve belde yerleşme tipleri görülmektedir. Bingöl iline bağlı olan sahada yer alan yerleşmelerin idari bölümlenmesi ve isimleri Tablo 5 te verilmiştir. Deprem sonucunda meydana gelen can ve mal kaybının miktarındaki artışta en önemli etkenlerin başında yapıların projelendirme ve üretim sırasında ortaya çıkan kusurlardan kaynaklanmaktadır. İnşaat mühendisliği ve şehir planlama kurallarına uyulmaması ve/veya projelerin iyi denetlenmemesinden kaynaklanmaktadır.

Bu verilere bağlı olarak saha içinde, bir belde (7 köy) ve 22 köy yerleşmesi bulunmaktadır. Havzanın güneyinde kuzeyinde ve batıda daha fazla köy yerleşmesi bulunur. Havzanın güneydoğu kesiminde Bingöl merkeze bazı köyler de burada değerlendirilmemiştir.

Havza içindeki yerleşmelerin çoğu plato düzlükleri, yamaçlar ,vadi ve ova tabanı üzerinde dağılış göstermektedir. Yerleşmelerin yükselti basamaklarına göre dağılışı ele alındığında ise 1300-1800 m. arası yükselti olduğu görülür. Köy yerleşmeleri toplu yerleşim özelliği gösterirler.

Çalışma alanı içinde tek belde merkezi olan Sancak beldesi ise, 7 köyün birleşmesiyle oluşur. Beldeyi oluşturan bu mahalleler Sancak , Büyükbaşköy, Küçükbaşköy Yeşilova Çimenli, Sarıgümüş ve Karapınar dır.

Çalışma alanındaki meskenlere bakıldığında kullanılan yapı malzeme genelde kırsal alanda taş yapılar olup çok az sayıda kerpiç evler mevcuttur. Son yıllarda meskenler betonerme yapılara dönüşmeye başlamıştır. Özellikle 2003 yılında meydana gelen deprem sonrası Toki tarafından yapılan yerleşim yerlerin hem yer seçimi ve konutlarda kullanılan yapı malzemesi deprem riskini azaltmıştır. (Foto11) Ancak toki

tarafından kırsal alandaki evleri şehir merkezine yapılması bu anlamda bazı yerleşim yerlerin yine bulunduğu yerde devam etmesi deprem zemin açısında oldukça risk teşkil etmektedir. Çalışma sahasındaki taş ve kerpiç meskenler(Foto10). deprem açısından oldukça fazla risk teşkil etmektedir.