• Sonuç bulunamadı

Çalışma Sermayesi Yönetimi ve İşletmeler İçin Önemi

3.4. ÇALIŞMA SERMAYESİ YÖNETİMİ VE ÇALIŞMA SERMAYESİ

3.4.1. Çalışma Sermayesi Yönetimi ve İşletmeler İçin Önemi

Çalışma sermayesi bir işletmenin kısa vadeli aktiflerinin yönetiminin genel çerçevesini oluşturmaktadır. Nakit, alacak ve stoklar gibi aktifleri kapsayan çalışma sermayesi işletmenin kısa vadeli performansını yansıtmaktadır. İşletmelerin amaçları- na ulaşmasında çalışma sermayesi yönetimi önemli yer tutmaktadır. İşletmelerin özel- likle kriz dönemlerini kayıpsız atlatmak, verimliliği arttırmak, kapasiteyi maksimum düzeye çıkarmak için çalışma sermayesi büyük önem taşımaktadır. (Ergül, 2004:79).

Çalışma sermayesi yönetimi ve kontrolü, işletme açısından hayati önem taşıdı- ğı gibi, finans yöneticisinin özel dikkat ve özenini gerektirmekte ve iş yükünün büyük bir bölümünü oluşturmaktadır. Çalışma sermayesi işletmenin tam kapasite ile çalışa- bilmesi, üretime kesintisiz devam edebilmesi, iş hacmini genişletebilmesi, likiditeyi artırarak yükümlülüklerini karşılayabilme riskini azaltması, kredi değerliliğini artırabi- lesi, olağanüstü durumlara hazır olması ve kârlılığı ile verimliliğini artırabilmesi açıla- rından büyük önem taşımaktadır (Özgülbaş ve Bayram, 2002:1).

Mali yönden zor duruma düşmek istemeyen ve karşılaştıkları olumsuzluklara karşı direnç gösterebilmek isteyen firmalar, çalışma sermayesi yönetiminin önemini iyi algılamalı, çalışma sermayesine gereken önemi vermelidirler. Firma açısından ça- lışma sermayesi yönetiminin önemini ortaya koyan hususlar şöyle açıklanabilir (Akgüç, 1998:204):

3.4.1.1. Çalışma Sermayesi Yönetimine Ayrılan Süre

Finans yöneticilerinin zamanlarının büyük bir kısmını günlük işlemlere ayırdı- ğı yapılan araştırmalar sonucunda ortaya konmuştur. Günlük işlemler ise dönen var- lıkların yönetimi ve bunların finansman kaynaklarından oluşmaktadır. Paranın döngü- sü, her gün yürütülen bir iş olduğundan finans yöneticileri, günlük çalışmalarının bü- yük bölümünde paranın akışı ile ilgilenmek zorundadırlar.

3.4.1.2. Dönen Varlıklara Yapılan Yatırım Tutarı

Dönen varlıklara yapılan yatırım tutarları işlemlerin büyüklüğüne ve faaliyet alanlarına göre değişmektedir. Örneğin; sınaî alanda faaliyet gösteren firmalar sabit yatırımlar olarak daha fazla varlığa sahip olurken, işletme sermayeleri nispeten az olacaktır. Dönen varlıklar ise varlıkların toplamı arasında büyük yer tutmaktadır. Bu yüzden işletmeler bu konu üzerinde yoğunlaşmak zorunda kalmaktadırlar.

3.4.1.3. İş Hacmi ve Çalışma Sermayesi Arasındaki İlişki

İş hacminin artması ile çalışma sermayesinin arasında yakın bir ilişki vardır. İş hacminin genişlemesi, dönen varlıkların artmasını zorunlu kılar. Çalışma sermayesinin yönetiminden sorumlu kişiler etkin bir yönetimle dönen varlıklardaki artış hızını kont- rol altında tutabilirler.

3.4.1.4. Çalışma Sermayesi İle Firmanın Kârlılığı Arasındaki İlişki

İşletmeler, yatırım tutarlarını saptarken, kârlılık ve risk faktörlerini göz önünde bulundurmak zorundadır. Risk ve kârlılık işletmenin geleceği açısından son derece önemlidir. Likidite ile kârlılık arasında ters yönlü bir ilişki vardır. Likit varlıkların toplam varlıklar içerisindeki oranı çoğalıp likidite derecesi yükseldikçe firmanın sağ- layacağı kârlar azalmaktadır. Likidite derecesi yükselen firmaların riskliliği azalmakta, kârlılıkta düşmektedir. Firmalar çalışma sermayesi tutarı ile kârlılık arasındaki ilişkiyi iyi analiz ederek dengeyi sağlamak durumundadırlar.

Bektöre ve Çömlekçi (1993) çalışmasında, işletmelerin çeşitli tehlikelerden ko- runabilmesi için her şeyden önce elverişli miktarda çalışma sermayesine sahip olması gerektiğini belirtmiştir. Çalışma sermayesinin yeterli düzeyde olması bu sermayenin kısa vadeli yabancı kaynaklar ve cari harcamaların yanı sıra muhtemel geçici ihtiyaç- larını da karşılayabilmesi olarak anlaşılır. Bu miktarın tespiti, işletmeler için her bü- yük önem gösteren ve üzerinde titiz çalışma isteyen bir konudur.

Çalışma sermayesi yönetiminde yapılan hatalar firma açısından şu sakıncaları doğurmaktadır (Akgüç,1998:201):

• Dönen varlıklara yapılan yatırımın bir maliyeti vardır. Firmanın gerektiğin- den fazla dönen varlığa sahip olması halinde, söz konusu varlıklar yabancı kaynaklarla finanse ediliyorsa firmanın finansman giderleri artacak, özkaynaklar ile finanse edili- yorsa, özkaynağın alternatif kullanım alanında sağlayacağı gelirden firma yoksun ka- lacaktır. Finansman şekli ne olursa olsun firmanın aşırı çalışma sermayesine sahip oluşu, kârlılığı üzerinde olumsuz etki yapacaktır. Ayrıca, stok kontrolünün yetersiz oluşu halinde stokların modasının geçmesi nedeniyle uğranılacak zararlar artabileceği gibi, alacakların yönetimindeki hatalar da, firmanın değersiz ve şüpheli alacak tutarı- nın artırarak, önemli zararlara yol açabilecektir.

• Diğer yandan, yeterli çalışma sermayesine sahip olmamanın da firma açısın- dan çok yüksek maliyeti vardır. Çalışma sermayesi yetersizliği, birçok firmanın tam kapasite ile çalışmasını engellediği gibi, üretimde kesintilere neden olmakta; maliyet- leri yükseltmekte, müşteri isteklerinin zamanında ve tümüyle karşılanmasını olanaksız hale getirerek satış fırsatlarının kaçırılmasına yol açmakta; elverişli koşullarla satış yapma olanağını ortadan kaldırarak iş hacminin daralmasına da yol açabilmektedir.

• Çalışma sermayesi yetersizliği, firmanın süresi gelmiş yükümlülüklerini ye- rine getirememesine de yol açmaktadır. Böyle bir durum, firmaları önce teknik açıdan yükümlülüklerini yerine getiremez duruma düşürmekte, gerekli önlemler alınmadığı takdirde, çalışma sermayesi noksanı, firmanın nihai olarak tasfiyesine neden olmakta- dır. Geleceği parlak olabilecek birçok firma, başlangıçta çalışma sermayesi yetersizli- ği veya çalışma sermayesi yönetimindeki hatalar sonucu başarısızlığa uğramaktadır.

• Enflasyon dönemlerinde, para otoritelerinin enflasyonun hızını kesmek için izledikleri para politikası, banka kredilerinin kısılması, faiz hadlerindeki yükselişler, dönen varlıklarının çok önemli bir bölümünü kısa süreli banka kredileriyle finanse eden firmaları, gerek kârlılık gerek likidite yönlerinden zor duruma düşürmektedir.

• Firmalar, piyasadaki itibarlarını, kredi değerliliklerini artırabilmek hatta koruyabilmek için yeterli bir çalışma sermayesine sahip olmak zorundadırlar. Gerek bankalar, gerek kredili satış yapan satıcılar, gerek hisse senedi ve tahvillere yatırım yapan birikim sahipleri, firmaların çalışma sermayesi durumunu analiz etmektedir.

3.4.2. Çalışma Sermayesi Tutarının Önemi ve Çalışma Sermayesinin