• Sonuç bulunamadı

2.2. ESNEKLĐK KAVRAMI ve TÜRLERĐ

2.2.1. Esneklik Türleri

2.2.1.3. Çalışma Süresi Esnekliği

Çalışma süresinde esneklik kavramı, taraflara çalışma sürelerini serbestçe düzenleme olanağı veren çalışmayı ifade etmektedir. Esnek çalışma türleri ülkelerin özgün koşullarına göre değişmekte, teknolojik düzey, ekonomik ve toplumsal yapılara bağlı olarak farklı esnek çalışma türleri farklı ülkelerde farklı yoğunlukta kullanılabilmektedir. Değişik ülkelerde yaklaşık 24 çeşit esnek çalışma türü olduğu bilinmektedir. Bugün gerek yasal düzenlemeler, gerek toplu iş sözleşmeleri aracılığı ile çalışma süreleri esnekliğinin giderek arttığı, esnek zamanlı çalışma, vardiyalı çalışma, sıkıştırılmış çalışma haftası, kayan iş süreleri, telafi edici çalışma, çağrı

289

TĐSK, Çalışma Hayatında Esneklik, a.g.e., s. 10. 290

Koray, Esneklik ya da Emek Piyasasının Küreselleşmesi, s. 755. 291 TĐSK, Avrupa’da Esneklik Uygulamaları , a.g.e., s. 50.

üzerine çalışma, part-time çalışma gibi şekilleri ile de, çalışma ürelerinde esnekliğin sağlandığı görülmektedir.292

Çalışma sürelerinin esnekleştirilmesi, çalışma sürelerinin belli bir başlangıç ve bitiş zamanının olmaması ve işçi ile işverenin istek ve amaçları doğrultusunda belirlenmesi olarak tanımlanabilir. Çalışma sürelerinin esnekleştirilmesi, işletmelere işin gereksinim duyulan sürelerde yapılması, işçilere ise çalışma süresinin işçilerin tercihleri doğrultusunda belirlenebilmesi serbestisini sunar. Bu bakımdan çalışma sürelerinin esnekleştirilmesi olgusu, günümüzde hem esnekleştirme uygulamalarının en önemlisi hem de gelişmiş batılı ülkelerde en çok uygulama alanına kavuşan esnekleştirme şeklidir.293

Çalışma süresinin esnekleştirilmesi, geleneksel günlük çalışma sürelerinin ve belirsiz süreli çalışma sözleşmelerinin ortadan kaldırılmasıdır. Đşverenler açısından çalışma sürelerinin esnekleştirilmesi eğilimi, sendikaların çalışma sürelerinin azaltılması istemlerine karşı koyma yöntemlerinden birisi olarak ortaya çıkmıştır. Đşverenler maliyet azaltılmasında daha etkili bir yöntem olan çalışma programlarında esneklik talebinde bulunmuşlardır. Çalışma sürelerinin esnekleştirilmesiyle günlük ya da haftalık çalışma sürelerinden, gece çalışmasının kısıtlanmasından, fazla çalışma ücretlerinden, hafta tatili çalışmalarından kaçınılabilmekte, işçilerin tüm yaşam süreçlerine müdahale edilebilmektedir. Đşçilerin yaşam biçimi işyerinin işgücü gereksinimine endekslenmektedir.294

Çalışma saatlerinin uzatılmasının yanı sıra çalışma mevzuatına kurallar getirerek çalışma saatlerinin kısaltılması da söz konusudur. Kısmi çalışma, kayan çalışma süresi, çağrı üzerine çalışma, yoğunlaştırılmış iş haftası, yıllık iş süresi, esnek vardiya sistemi, evde çalışma, tele çalışma, geçici çalışma, iş paylaşımı, işin taşerona verilmesi en yaygın kullanılan esnek çalışma biçimleridir. Esnek çalışmanın işçiler açısından yararları ya da sakıncaları olabilir. Daha kısa çalışma haftası için pazarlık etme fırsatı doğabilirken, bazı esnek çalışma biçimleri işçilere daha çok bağımsızlık ve işi kontrol etme olanağı sağlayabilir. Đşçiler aile yaşamlarını bu 292 Hatman, a.g.e., s. 3. 293 Işığıçok, a.g.m., s. 5. 294 Yalınpala, a.g.m., s. 280.

düzensiz çalışma saatlerine göre ayarlayarak gerek aile yaşantısında, gerek sosyal yaşamda gerginlik yaşayabilirler. Son olarak esnek çalışmanın işçiler açısından en olumsuz sonucu sendikal dayanışmanın azalmasıdır. Esnek çalışan işçiler istihdam ilişkisini toplu iş sözleşmelerinden ziyade bireysel akitlere dayandırmaktadırlar.295

Đşçi sendikaları, iş sağlığı, çalışma hayatının insanileştirilmesi, işçinin kendine ve ailesine zaman ayırması gibi düşüncelerle devamlı olarak günlük ve haftalık iş sürelerinin kısaltılmasına çalışmışlardır. Fakat 1970’li yıllarda yaşanan kriz, çalışma sürelerinin kısaltılmasına karşılık, çalışma sürelerinin “esnekliği” fikrini ön plana çıkarmıştır. Artık işçi sendikalarına, iş sürelerinin kısaltılması taleplerine karşı, işverenler iş sürelerinin esnekleştirilmesini teklif etmektedirler. Gittikçe farklılaşan ihtiyaçlara, hizmet ve üretim taleplerine, değişen hayat tarzlarına ayak uydurmak, işletme giderlerini düşürmek için iş sürelerinde esneklik gerekli hale gelmiştir.296

Sanayi-ötesi topluma geçilirken hizmet sektörünün kaybedilen istihdamı telafi edemeyeceğini düşünen Gorz da, sanayi-ötesi sosyalist toplum modelinin hayata geçirilebilmesi için çalışma gününü esaslı bir şekilde kısaltacak bir zaman politikası ile iş-paylaşımı programlarının uygulanmasını görmektedir.297

Çalışılan sürelerdeki azalmanın itici olgularından biri teknolojik gelişmedir. Çalışma tasarrufu özellikle robotlaşma ve büro çalışmalarının otomatikleşmesi alanındaki görünür mükemmelleşmeler sayesinde daha da hızlanacak gibi görünmektedir. Bu gelişme ile ekonomide çalışma ihtiyacının her geçen gün biraz daha azalacağı iddia edilmektedir.298 Çalışma süresi esnekliği yeni bir olgu değildir, birçok ülkede vardiyalı çalışma, gece mesaisi ve pazar günleri çalışma gibi uygulamalar uzun süreden beri vardır. Ancak bunlar, belirli mesleklerle ve sektörlerle sınırlı kalmıştır. Günümüzdeki farklılık, çalışma sürelerinde esnekliğin artık değişik işçi gruplarına ve etkinliklerine de yayılması ve değişik biçimler almasıdır.299 Esnek çalışma saatlerinin verimliliği artırdığı, devamsızlığı ve işgücü devrini azalttığı, çalışanların özel yaşam-iş yaşamı dengesini kurabilmesini 295 Yalınpala, a.g.m., s. 280. 296 Tuncay, a.g.e., s. 24. 297 Parlak, a.g.m., s. 103. 298

Andre Gorz, Đktisadi Aklın Eleştirisi, Ayrıntı Yayınları, 1995, ss. 270-271. 299 Ozaki, a.g.e., p. 26.

sağlayarak iş doyumunu artırdığı, stresi azalttığı, işe bağlılığı artırdığı ileri sürülmektedir.300

Bu çalışma şekli, kayan zaman, maksimum esneklik, esnek-devir, vedeğişen gün gibi kavramlarla da ifade edilmektedir.En yaygın olarak ise esnek zaman kullanılmaktadır.301 Esnek çalışma saatleri içinde yer alan bir uygulama “kayan iş süreleri”dir. Kayan iş sürelerinde günlük çalışma süresi aynı kalmakla birlikte, işe başlama ve işin bitiş saatleri tamamen çalışana bırakılmıştır. Bu, çalışanların iş ile iş dışı yaşamlarını uyumlaştırmalarını kolaylaştırdığı gibi stresi azalttığından, verimi arttırmaktadır. Kısmi süreli çalışma ise; iş yerinde normal çalışma saatlerinden daha kısa süreli çalışmayı ifade etmektedir. Đlk olarak düşük nitelik gerektiren işlerde uygulanırken, bugün daha teknik, uzmanlık gerektiren işlerde uygulanmaktadır. Ancak işçilerin daha düşük ücret almaları ve işyerinde kısa bir süre bulunmaları nedeniyle iş arkadaşları ile bağlarının zayıf olması olası durumlardır.302

Kısmi süreli çalışmaya özellikle emekliler, kadınlar, öğrenciler büyük ilgi göstermektedirler. Aynı zamanda ek gelir elde etmek isteyenler içinde cazip bir esnek çalışma türü olmaktadır.303 Kısmi süreli çalışmanın sürekli gelişmesinin nedenlerinden biri işgücü piyasasında kadınların çalışma oranının son zamanlarda pek çok ülkede artmasıdır. Kadın çalışanların oranı Đspanya’da %61 ve Đtalya’da %62 iken, Almanya’da %93, Avusturya’da %90, Đngiltere’de %89’dur. 13 ülkenin istatistiklerine göre, kadınlar tüm kısmi süreli çalışanların ortalama %78’ini oluşturmaktadır.304

Kısmi süreli çalışma, işsizliğin azaltılması için köklü bir politika olarak görülmemelidir. Çünkü, kısmi süreli çalışmanın yaygınlaşma hızı görece olarak düşüktür ve yüksek işgücü verimliliği sağlar. Ayrıca kısmi süreli işler için ortalama haftalık çalışma süresi, tam zamanlı işler için geçerli olan ortalama haftalık çalışma süresine yakın ise, kısmi süreli istihdamın işsizliği azaltıcı etkisi çok sınırlı olacaktır. 300 Yalınpala, a.g.m., s. 284. 301 Türk-Đş, a.g.e., s. 893. 302 Yalınpala, a.g.m., s. 281. 303

Nizamettin Aktay, “Đş Hukukunda Esneklik Kavramının Ortaya Çıkışı ve Esneklik Uygulamaları”, Mercek Dergisi, Esneklik Özel Sayısı, 1999, s. 60.

Öte yandan kısmi süreli işler ile tam zamanlı işler arasında nitelik açısından farklılıklar varsa, genç ve kadın işgücüne yönelik istihdam olanakları artarken, resmi işsizlik oranlarında büyük düşüşler beklemek yanıltıcı olabilir. Kısmi süreli çalışmanın olumsuz gibi yorumlanabilecek bu özelliklerine karşın, istihdam politikası içerisinde önemli bir rolü olduğunu kabul etmek gerekir. Her ne kadar kısmi süreli çalışmanın doğrudan işsizliği azaltıcı etkisi açık olmamakla birlikte, yeni işler yaratılması, var olan işlerin korunması ve tam zamanlı istihdama geçiş olanağı sağlaması açısından önemli bir istihdam biçimidir.305

Esnek çalışma saatleri içinde yer alan bir başka kavram “çağrı üzerine çalışma” dır. Bu kavram işçinin çağrı üzerine gelerek çalışmasını ifade eder. Bu çalışma modelinin temelinde talebin az olduğu dönemlerde iş sürelerinin azaltılması, talebin arttığı dönemlerde ise çağrı üzerine çalışmanın olanaklı hale gelmesi yer almaktadır. “Yoğunlaştırılmış Đş Haftası” ise; toplam haftalık iş süresinin, klasik 5 veya 6 işgününe değil, daha az sayıda (3 veya 4) işgününe sıkıştırılmak suretiyle dağıtılmasını ifade etmektedir. 306

“Yıllık Đş Süresi” de haftalık çalışma süresinin yıllık esasa göre hesaplanması anlamına gelir. Bu durumda çalışma süresi bir haftadan diğerine farklı olabilir. Çalışma süresinin yıllıklaştırılmasının ayırt edici bir özelliği, bir yıl boyunca çalışılan toplam saat daha önceden belirlenen sınırı aşmadığı sürece herhangi bir fazla mesai ödemesinin yapılmamasıdır.307

Sanayileşmenin başlangıç döneminde ortaya çıkan eve iş verme veya evde çalışma, günümüzde de önemini korumaktadır. Evde çalışma modelinde, işçi, klasik çalışma modellerinin aksine, iş görme edimini işyerinde değil, evde ifa etmektedir. Bu modelde çalışma, zaman esasına göre değil, parça başına gerçekleştirilmektedir. Ayrıca iş edimi işçinin evinde yapılmaktadır. Burada işverenin denetim ve gözetimi altında bir çalışmadan söz edilmemektedir. Hizmet akdinin asli unsuru olan

305 Ahmet Selamoğlu, “Đstihdam Politikaları, Esneklik Arayışı ve Etkileri”, Petrol-Đş Yıllığı 2000-

2003, Yayın No:85, 2003.

306

TĐSK, Çalışma Hayatında Esneklik, a.g.e , s. 31. 307 Ozaki, a.g.e., s. 27.

bağımlılık unsurunu içermediği için evde çalışmanın istisna akdinin konusunu oluşturacağı söylenebilecektir.308

Evde Çalışma, işçinin işverenin denetimi ve gözetimi altında olmaksızın kendisine verilen işi evde (ya da kendisinin belirleme imkanına sahip olduğu bir yerde) yapması şeklindeki esnek çalışma türüdür. Çok eskiye dayanan bir çalışma şekli olmaktadır. ILO tarafından ise şöyle tanımlanmaktadır; “Bir işveren veya aracı için işçinin seçtiği yerde genellikle işçinin kendi evinde, işveren veya aracının denetimi olmaksızın, bir sözleşme gereğince bir malın üretilmesi veya hizmetin sağlanmasıdır”. 309

Tele çalışmada ise iş, işyeri dışında ayrı bir yerde görülmektedir. Merkezi bürodan ya da üretim biriminden uzakta çalışma koşullarından birinin varlığı ile, bu tür çalışmayı olanaklı hale getiren yeni teknolojilerin kullanılması suretiyle işin yerine getirilmesidir. Tele çalışma türleri; evde çalışma (en yaygın olanı), iş merkezlerinde çalışma (uydu bürolar, tele kulübeler vb. hem merkez iş yerinden hem de çalışanın evinden ayrı bir yerde, müşterilere ve çalışanlara uygun bir bölgede işin yapıldığı ofistir) ve gezici tele çalışma (satış elemanları ve servis teknisyenleri her zaman gezici çalışma olanağı bulmuşlardır.) biçimlerinde olabilir. Tele çalışmanın başlangıçta kadınların düşük ücretlerle çalıştırılmasını sağlayacağı düşünülüyordu, ancak uygulamada yüksek gelir elde eden erkeklerden oluştuğu gözlenmiştir. Tele çalışmanın verimliliği artırdığı, yeni işlerin oluşmasına sebep olduğu ve işçilerin ailelerinin gereksinimleri ile iş gereksinimlerini dengelediği ileri sürülebilir. Öte yandan tele çalışma sömürüyü de artırabilir; işçiler en üretken saatlerini çalışmaya ayırırken, kendilerini toplumsal anlamda yalıtılmış bulabilirler. Tele çalışmanın yol açtığı en büyük tehlike sosyal güvenlik haklarının uygulanması ile ilgili çalışanları belirsiz bir geleceğin beklemesidir.310

Đş paylaşımında ise; Tam gün çalışmayı gerektiren bir işin yerine getirilmesi, sorumlulukların ve iş karşılığı elde edilen ödül ve kazançların iki ya da daha çok kişi tarafından paylaşılmasıdır. Đş paylaşımını kısmi zamanlı çalışmadan ayıran özellik,

308

TĐSK, Çalışma Hayatında Esneklik, a.g.e , s. 26. 309

Aktay ,a.g.m., s. 58. 310 Yalınpala, a.g.m., s. 281.

daha nitelikli ve uzmanlık gerektiren işlere uygulanmasıdır. Đş paylaşımında kişilerin yetenek düzeyleri aynı olmalı ve aralarında iyi bir iletişimin kurulmuş olması gerekmektedir.311

Takım Çalışmasında, çalışanlar tam gün çalışılan bir pozisyona sahiptir. Büyük örgütlerde işlerin birçoğunun küçük gruplarla ya da takımlarla yapıldığı görülmektedir. Takım çalışmasında işin yapılması sırasında bütün takım üyeleri bir arada olmakta, işin bir bölümünü üstlenerek sorumluluğu paylaşmaktadır. Bu çalışmada yetki ve sorumluluklar daha alt düzeylere devredilebilmekte, denetim fonksiyonunun yükü hafifletilmektedir. Bireyler işyerinde daha katılımcı olmakta, işten alınan doyum artmakta ve devamsızlık azalarak çalışanlar arasındaki dayanışma artmaktadır. Diğer bir çalışma süresi esnekliği olan taşeronluk, işletmelerin her türlü esneklik sağlamasının en önemli yöntemidir. Ana firma üretim ihtiyacına göre taşerona vereceği işi artırarak ya da azaltarak hem sayısal hem de çalışma süresinde esnekliği sağlayabilmektedir.312 Taşeronluk daha çok uzaklaştırma stratejileri arasında değerlendirilmektedir. Bu nedenle ayrıntılarına aşağıda değinilecektir.

1980-1990 yılları arası yaklaşık 10 yıl uygulanan dönem için, esnek-zaman modelinin olumlu ve olumsuz yanları, Bilgi Teknoloji Mühendisliği departmanı tarafından rapor edilmiştir. Buna göre üç önemli olumlu hususa rağmen, oldukça önemsiz bir iki husus belirtilmiştir. Esnek-zaman modelinin işçiler için en avantajlı yanı, işe başlama ve işi bırakma saatlerinin çalışanların kendileri tarafından belirlenebilmesinden dolayı, trafik sıkışıklığının en az olduğu saatlerde işçilerin işe gidip gelme imkanlarının olmasıdır. Ayrıca işçiler bu çalışma şekli ile sabah veya akşam, aileleri ile daha fazla beraber olabilmektedirler. Esnek-zamanın diğer bir faydası ise, çalışanların moralini ve sorumluluk duygusunu yükseltmesidir. Bu çalışma şeklinde, işçilere çalışma zamanını belirleme hakkı tanındığından, işçilerin çalışma moralleri ve sorumluluk duyguları artmaktadır. Esnek-zaman'ın üçüncü olumlu yanı ise, sistemin basitliği nedeniyle işletme yönetimi tarafından kolay uygulanabilmesidir. Esnek-zaman modelinin önemli olmayan bir iki sakıncası da belirtilmiştir. Bazen, işgünün başında ve sonunda işgücü açığının bulunduğu,

311

Yalınpala, a.g.m., s. 284. 312 Yalınpala, a.g.m., s. 282.

çalışanların sayısında eksiklik olduğu ifade edilmiştir. Ayrıca, bu çalışma şeklinin azda olsa istismara açık olduğu söylenmiştir.313