TEHLİKELİ ATIKLAR VE KONTROLÜ
KİRLİLİK KONTROLÜ VE TEHLİKELİ ATIKLARIN OLUŞUMUNUN
AZALTILMASI
Tehlikeli atıklar, insan ve diğer canlıların sağlığı, genleri ve metabolizmaları üzerinde tahribatlar yaratan, hatta ölümlerine neden olabilen atıklardır. Bu atıkların bir kısmı akut bir kısmı da kronik olarak etki ederler. İnsan ve çevre sağlığının korunabilmesi için bu atıkların çevre etkileri iyi değerlendirilmelidir.
Bertarafları düzenli ve kontrollü bir sistem içinde yürütülmelidir. Tehlikeli atıkların depolama sahalarının yer seçimindeki yanlışlıklar (yerleşimlere yakın olması, hakim rüzgarların etkisinde olması vb.) evsel nitelikli atıklar ile tehlikeli atıkların aynı sahalarda depolanması gibi uygulamalar sonucu gerek hava kalitesi, gerek yüzey ve yeraltı suları, gerekse toprak kalitesi üzerinde olumsuz etkilere yol açmaktadır.
Tehlikeli Atıkların Atmosferik Olaylar ve Yeraltı Yollarından Canlı Yapılara Taşınımı
Drenaj hendekleri bulunmayan tehlikeli atık depolama sahalarına düşen yağmur suları yüzey sularına kolayca karışabilmektedir. Bunun sonucunda sahaların çevresinde suni göllenmeler ve buralardan beslenen derelerde kirlenmeler ortaya çıkmakta, tehlikeli atıkların varlığından dolayı artan kirlilik yükü, bu sularda üreyen canlılar ekolojik çevreye zarar vermekte, sağlık, koku ve estetik açıdan sular tehlike arz etmektedir.
Bazı tehlikeli atık sahalarının çevresinde bulunan ekili araziler de gelişigüzel gerçekleştirilen dökümlerle olumsuz etkilenmekte, toprak kirliliğine bağlı olarak, bitki kökleri tarafından emilen yüzey suları bitkilerin hem biyolojik çeşitliliğini yok etmekte hem de taşıdıkları kirlilik yükü tarım ürünlerine zarar vermektedir. Bu nitelikteki arazilerde gerçekleştirilen otlatma faaliyetleri sonucunda da hayvan hastalıkları ve toplu ölümler ortaya çıkabilmektedir.
Tehlikeli Atıkların Toplanması
Tehlikeli atıkların diğer atıklarından ayrı olarak toplanması esastır. Tehlikeli atıkları diğer atıklardan ayırmak mümkün değil ise karışık atık grubunun bütünü tehlikeli atık olarak nitelendirilmeli ve taşınması, depolanması, arıtılması ve bertarafı tehlikeli atıklara ilişkin esaslara göre gerçekleştirilmelidir.
Doğal olarak karışık atık grubuna yapılacak olan her işlemin maliyeti diğer ayrıştırılmış atıkların maliyetinden daha yüksek olacaktır. Tehlikeli atıkların usülüne göre toplanması bu açıdan büyük önem arz etmektedir.
Tehlikeli Atıkların Toplanması
Atık üreticileri de Tehlikeli Atıkların Kontrolü Yönetmeliği’ne göre tesis içinde atıkların toplanması taşınması ve geçici depolanması gibi işlemlerden
sorumlu olan çalışanların sağlığı ve emniyeti ile ilgili her türlü tedbiri almakla yükümlüdürler.
Bununla birlikte tehlikeli atık toplama
faaliyetinden sorumlu personelin eğitimli olması,
tehlikeli atığın ayrı toplanmasının gereğine inanması ve ayırma kurallarından haberdar olması çok
önemlidir. Eğer ayırma usulüne göre yapılmaz ise geri dönüşü olmayan sonuçlar ile karşılaşılabilir.
ATIK ÜRETMEME PRENSİBİ
Üretilen atığın bertarafı bazı durumlarda, o
atığın kaynaklandığı ürünün üretim maliyetinden de yüksek rakamlara ulaşabildiği için kaynak
sürdürülebilirliği açısından atık politikalarında yeni
atılımlar gerçekleştirilme ihtiyacı ortaya çıkmıştır. Atık üretmeme öncelikli ele alınması gereken hedefler
arasında yer almalıdır. Ancak günümüzde atık
üretmeme çok geniş uygulama fırsatı bulamamakla birlikte bazen çok gerçekçi bir bakış açısına da sahip olamamaktadır.
ATIK ÜRETMEME PRENSİBİ
Bu nedenle 4R prensibinin uygulanması önem kazanmaktadır:
• Reduction (Azaltma)
• Reuse (Yeniden Kullanım)
• Recycle (Geri dönüşüm)
• Recovery (Geri kazanım)
Geri dönüşüm (recycle) : Atıkların fiziksel ve/veya kimyasal işlemlerden geçirildikten sonra ikincil hammadde olarak üretim sürecine sokulmasıdır.
Örneğin kırık cam şişelerinin eritilerek hammadde haline getirilmesi, zımpara kağıdı üretiminde kullanılması, atık plastiklerden tekrar plastik mamuller elde edilmesidir.
Geri kazanım (recovery) : Geri dönüşüm ve yeniden kullanımı kapsayan üst kavramdır. Atıkların özelliklerinden yararlanılarak içindeki bileşimlerin fiziksel, kimyasal veya biyokimyasal yöntemlerle başka ürünlere veya enerjiye çevrilmesidir.
Üretilen ürünlere ilişkin öncelikli hedefler, tehlikeli atık oluşturmamak, azaltmak ve çeşitli amaçlarla değerlendirmektir.
Buradan hareketle atıklara ilişkin ideal uygulamaları 3 başlık altında toplamak mümkündür:
1.Temiz üretim sonucu oluşturmama 2.Tehlikeli atık minimizasyonu
3.Tehlikeli Atıkların Değerlendirilmesi ve Geri Kazanımı
Temiz Üretim Sonucu Oluşturmama
1972 yılında gelişmiş ülkelerin az gelişmiş ülkelere bir öneri olarak sunulan “Büyümenin Sınırları (The
Limits to Growth)2 adlı raporda “Sıfır Büyüme (Zero Growth)” modeli ortaya atılmıştır. Modelin temel
mantığı, gelişmiş ülkelerin ekonomilerini geliştirebilmek ve belli bir refah düzeyine ulaşabilmek için, bugüne
değin çevreyi yeteri kadar tahrip ettikleri ve bunda da başarılı oldukları düşüncesinden hareketle, gelişmekte olan ülkelerin de benzer bir hataya düşerek en azından dünyanın diğer kısmının bozulmadan kalması
düşüncesine dayanıyordu. Gerçeklikten uzak ve abartılı bulunan model, o dönemde gelişmekte olan ülkelerce eşitlik unsuruna ters düştüğü düşüncesiyle, haklı olarak büyük tepkiler görmüştü.
Temiz Üretim Sonucu Oluşturmama
Gelişmiş ülkeler böyle bir model ile kirletici sanayilerin kendilerini doğrudan tehdit etmeyen az gelişmiş ülkelerde kurulmasını teşvik ediyor, böylece sermayelerini bu ülkelerde kirlenme riski
taşımaksızın arttırmayı amaçlıyorlardı. Böyle bir
karşı tepki üzerine, 1987 yılında modelin içeriği
yumuşatılarak “sürdürülebilir kalkınma” gibi bir
slogan ortaya atılıyordu.
Temiz Üretim Sonucu Oluşturmama
Günümüzde atıksız veya az atıklı teknoloji olarak
tanımlanan “oluşturmamak /azaltmak/değerlendirmek”
sloganı şu nedenlerden dolayı önemli sayılmaktadır:
- Hammadde ve enerji kaynaklarından tasarruf edilecek,
- Bertaraf edilecek atık miktarı azalacağından, daha az depolama hacmi ve daha küçük işleme tesisleri
gerekecek,
- Üretim sırasındaki zararlı emisyonlar önemli oranda azalacak, böylece uzun vadede işletme ekonomisi ve makro ekonomi yönlerinden büyük tasarruf sağlanmış olacaktır.
Temiz Üretim Sonucu Oluşturmama
Literatürde benzer yaklaşımlara
rastlanmaktadır. Tehlikeli atık yönetimi için birincil amacın “sıfır deşarj” olması gerekliliğine inanan görüşler ileri sürülmüştür.
Çevre koruma kavramının önemli bir öğesi
olan "temiz üretim" sürdürülebilir üretimin özünü
oluşturmaktır. Temiz üretim teknolojileri öncelikle
atık oluşmasını önlemekte ve dolayısıyla üretim
verimliliğini artırarak maliyetleri azaltabilmekte ve
doğal kaynakların korunmasını sağlamaktadır.
Temiz Üretim Sonucu Oluşturmama
Temiz üretim anlayışında öne çıkan uygulama ilkeleri şunlardır:
- Doğal çevreye daha az kirlilik girişi
- Daha az atık (düşük oranda atık ya da atıksız teknolojiler)
- Doğal kaynaklara daha az bağımlılık
Tehlikeli Atık Minimizasyonu
Az atıklı ve atıksız teknoloji, kaynak ve
enerjinin en rasyonel biçimde kullanılması ile az atık çıkmasını veya hiç çıkmamasını sağlayan teknolojiler olarak tanımlanabilir. Doğal kaynakların en rasyonel şekilde kullanılması sırasında bunların en iyi bir
biçimde korunması da gereklidir.
Bu nedenle çevreyi korumak üzere, üretim sırasında oluşacak her türlü atığın arıtma ve
uzaklaştırma bağlamında maksimum kontrolünü
sağlamak zorunludur. Az atıklı ve atıksız teknolojiler
kullanmak sureti ile bunu başarmak mümkündür.
Tehlikeli Atık Minimizasyonu
Tehlikeli atıkların minimizasyonu, hacim ya da içerik olarak daha az zararlı hale getirilmesi ya da her ikisinin de gerçekleştirildiği durumlardır. Atık yönetimi hiyerarşisinde atık azaltılması bertaraf maliyetlerini en aza indirmek
açısından atık üreticileri için tercih edilen en etkili alternatiftir.
Üretim proseslerindeki tehlikeli atık oluşumunun minimize edilmesi teşvik edilmelidir. Bu çerçevede miktar olarak veya toksisite açısından tehlikeli düzeyde atık
üreten ürünler yerine daha az atık üreten ikame
maddelerin üretimine geçilmesi özendirilmeli ve teşvik edilmelidir. Bu amaçla harçlar ve vergiler, depozit sistemi gibi mekanizmalar uygulanmalıdır.
Tehlikeli Atık Minimizasyonu
Tehlikeli atık miktarında kaynakta azalma, aşağıdaki proses değişiklikleri yapılarak sağlanabilir.
Üretimdeki girdi malzemelerde değişiklikler: Kullanılan
malzemenin saflaştırılması ile ya da tehlikeli girdi yerine aynı işlev için daha az tehlikeli malzemenin kullanımı,
Üretim prosesindeki teknoloji değişiklikleri: Proseste basit değişikliklere ya da ekipmanda, işletme şartlarında farklılıkları içeren bağlantılarda veya tesisin planında değişikliklere yol açar.
Uygun üretim programlaması: Atıkların ayrılması ve benzeri iyi işletme faaliyetleri zehirliliğin ya da kaynakta tehlikeli atıkların miktarlarının azaltılmasına yardımcı olur.
Tehlikeli Atık Minimizasyonu
Atık minimizasyon teknikleri şunlardır
• Kaynakta azaltma
• Teknoloji değişikliği
• Girdi hammaddesi değişikliği
• Geri Dönüşüm
• Yeniden Kullanım
Tehlikeli Atıkların Değerlendirilmesi ve Geri Kazanımı
Üretim prosesinde tehlikeli atıkların yan
ürünlere dönüştürülmesi atık azaltmada en etkili yöntemlerden birisidir. Tehlikeli atıklar olarak
depolanan birçok malzeme bir diğer uygulamada aynı üretim sahasında ya da bir diğer tesiste
kullanılabilecek geri kazanılabilir malzemelerdir.
Tehlikeli Atıkların Değerlendirilmesi ve Geri Kazanımı Atıkları değiştirmeden orijinal hallerine ya da diğer üretim proseslerine dönüştürülmesini sağlayan geri
dönüşüm, geri kazanım ve atıkların yeniden kullanımı gibi alt bölümler söz konusudur. Diğer taraftan iyileştirme,
tehlikeli atıkların geri kazanımı ya da tekrar kullanımı gerekliliğini ortaya çıkarmaktadır.
Malzeme işlenerek üretim prosesinde pazarlanabilir bir yan ürüne dönüştürülebilir. Genel olarak, atıkların diğer atıklarla ya da bileşiklerle karıştırılmadığı işlemler en iyi
sonucu üretmektedirler. Tesis içerisinde atıkların ve yan
ürünlerin tekrar kullanımı mümkün değilse, en iyi alternatif başka bir tesise hammadde girdisi olarak verilebilmesidir.
Tehlikeli Atıkların Değerlendirilmesi ve Geri Kazanımı
Tehlikeli atıkların üretilmesi önlenemiyor ve
geri dönüşümü mümkün değilse, son olarak, bertaraf etme seçeneği düşünülecektir. Fiziksel, kimyasal ve biyolojik işlemler yoluyla tehlikelilik özellikleri
azaltılmalıdır.
Atık minimizasyonuna ve atıklardan yeni ürün kazanımına yönelik girişimleri en baştan itibaren
ürünün oluşum sürecinin kapsamına alınmadığı
takdirde, sürekli olarak artan miktarlardaki atıklarla rasyonel bir şekilde başa çıkılması mümkün
olamayacaktır. Bu konu, özellikle sanayinin önünde duran ve çok ciddiye alınması gereken bir sorundur.
Avrupa Atık Mevzuatında kabul edilen geri kazanım işlemleri
- Enerji üretimi amacıyla başlıca yakıt olarak veya başka şekillerde kullanma,
- Solvent (çözücü) ıslahı/yeniden üretimi,
- Solvent olarak kullanılmayan organik maddelerin ıslahı/ geri dönüşümü (Kompost ve diğer biyolojik dönüşüm süreçleri dahil),
- Metallerin ve metal bileşiklerinin ıslahı/geri dönüşümü,
- Diğer anorganik maddelerin ıslahı/geri dönüşümü, - Asitlerin veya bazların yeniden üretimi,
Avrupa Atık Mevzuatında kabul edilen geri kazanım işlemleri
- Kirliliğin azaltılması için kullanılan
parçaların(bileşenlerin) geri kazanımı,
- Katalizör parçalarının (bileşenlerinin) geri kazanımı, - Kullanılmış yağların yeniden rafine edilmesi veya
diğer tekrar kullanımları,
- Ekolojik iyileştirme veya tarımcılık yararına sonuç verecek arazi ıslahı,
- Atıkların stoklanması (atığın üretildiği alan içinde geçici depolama, toplama hariç).
Avrupa Atık Mevzuatında kabul edilen geri kazanım işlemleri
Tehlikeli atıkların özelliklerinden, çevreye yönelik
etkilerine, başka ülke veya bölgelere taşınımlarından bertaraf stratejilerine kadar geniş yelpaze, bir yönetim sürecini gerekli kılmaktadır.
Söz konusu atıklar, sadece kaynaklandıkları noktayı değil, aynı zamanda yakın çevreyi ve daha da geniş bir
perspektifle sınırötesi mesafeleri de etkilemektedir.
Bu bakımdan tehlikeli atıkların üretildikleri noktadan başlayarak yerel, bölgesel, ulusal ve uluslararası yönetim
mekanizmaları içinde değerlendirilmesi ve etkili stratejilerin işbirliği içinde gerçekleştirilmesi önem kazanmaktadır.
Rio Bildirgesine Göre Tehlikeli atık minimizasyonu ve önlenmesinin teşvik edilmesi
İnsan sağlığı ve çevre kalitesi, üretilen tehlikeli atık miktarındaki artış nedeniyle sürekli bir bozulma tehdidi
altındadır. Atıkların üretimi, kullanımı ve bertarafı bağlamında kişilere ve topluma yönelik olarak doğrudan veya dolaylı
maliyetler söz konusu olmaktadır. Tehlikeli atık yönetiminde önceliklerden birisi, kirlilik önlenmesi ve temiz üretim
stratejileri sayesinde endüstriyel süreçler ile tüketim
kalıplarının değiştirilmesine yönelik sınırlayıcı bir yaklaşıma dayanılarak minimize edilmesidir.
Bu stratejiler içinde en önemli unsurlar, tehlikeli atıkların geri kazanımı ve yararlı materyallere
dönüştürülmesidir. Bu nedenle “az atıklı teknolojiler” tehlikeli atık yönetiminin merkezinde yer almaktadır.
Bu programın amaçları
1.Tehlikeli atık üretimini azaltmak, bütünleşik temiz üretim teknolojilerinin bir parçası olarak
olabildiğince geniş alanlarda uygulanmasını sağlamak,
2.Üretim süreçleri sonrasında arta kalan ve
uygulanabilir nitelikteki materyalleri optimize etmek, 3.Tehlikeli atık yönetimi ve tedbir geliştirmeye
yönelik bilgi ve deneyimi arttırıcı çalışmaları desteklemektir.
Oluşturulacak politikalar şu unsurları içermelidir
- Tüm planlama süreçlerinde tehlikeli atık yönetimi ve temiz üretim yaklaşımlarının bütünleştirilmesi
- Düzenleyici Pazar mekanizmalarının kullanımının desteklenmesi - Üretilen tehlikeli atık miktarının dengelenmesine yönelik bir ara amacın ortaya konması
- Birim başına düşen tehlikeli atık miktarının azaltılmasına yönelik uygun hedefleri içeren uzun dönemli programlar ve politikalar
oluşturulması
- Tehlikeli özelliklerinin azaltılmasını amaçlayan faaliyetler sayesinde atık akımının nitelikli bir şekilde geliştirilmesinin sağlanması
- Her ülkenin gelişme durumu göz önüne alınarak, tehlikeli atıklara ilişkin önlemler alınması ve yönetimine yönelik yaklaşımlar ve
politikaların geliştirilmesi