• Sonuç bulunamadı

Çocuk Sanatının Tarihi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "Çocuk Sanatının Tarihi"

Copied!
15
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Sanat Eğitimi

Tarihi Çerçevesinde

Çocuk Sanatının Tarihi

Editör: Prof. Dr. Oğuz DİLMAÇ

3. Baskı

(2)

Prof. Dr. Oğuz DİLMAÇ Sanat Eğitimi Tarihi Çerçevesinde

ÇOCUK SANATININ TARİHİ ISBN 978-605-241-149-0 DOI 10.14527/9786052411490 Kitap içeriğinin tüm sorumluluğu yazarlarına aittir.

© 2020, PEGEM AKADEMİ

Bu kitabın basım, yayım ve satış hakları Pegem Akademi Yay. Eğt. Dan. Hizm. Tic. A.Ş.'ye aittir.

Anılan kuruluşun izni alınmadan kitabın tümü ya da bölümleri, kapak tasarımı; mekanik, elektronik, fotokopi, manyetik kayıt ya da başka yöntemlerle çoğaltılamaz, basılamaz ve dağıtılamaz. Bu kitap, T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı bandrolü ile satılmaktadır. Okuyucularımızın bandrolü olmayan kitaplar hakkında yayınevimize bilgi vermesini ve bandrolsüz yayınları satın almamasını diliyoruz.

Pegem Akademi Yayıncılık, 1998 yılından bugüne uluslararası düzeyde düzenli faaliyet yürüten uluslararası akademik bir yayınevidir. Yayımladığı kitaplar; Yükseköğretim Kurulunca tanınan yükseköğretim kurumlarının kataloglarında yer almaktadır. Dünyadaki en büyük çevrimiçi kamu erişim kataloğu olan WorldCat ve ayrıca Türkiye’de kurulan Turcademy.com tarafından yayınları taranmaktadır, indekslenmektedir. Aynı alanda farklı yazarlara ait 1000’in üzerinde yayını bulunmaktadır.

Pegem Akademi Yayınları ile ilgili detaylı bilgilere http://pegem.net adresinden ulaşılabilmektedir.

1. Baskı: Ocak 2018, Ankara 3. Baskı: Eylül 2020, Ankara Yayın-Proje: Şehriban Türlüdür Dizgi-Grafik Tasarım: Müge Çetin

Kapak Tasarımı: Pegem Akademi

Baskı: Sonçağ Yayıncılık Matbaacılık Reklam San Tic. Ltd. Şti.

İstanbul Cad. İstanbul Çarşısı 48/48 İskitler - Ankara (0312 341 36 67)

Yayıncı Sertifika No: 36306 Matbaa Sertifika No: 25931

İletişim

Karanfil 2 Sokak No: 45 Kızılay/ANKARA Yayınevi: 0312 430 67 50 - 430 67 51 Dağıtım: 0312 434 54 24 - 434 54 08 Hazırlık Kursları: 0312 419 05 60

İnternet: www.pegem.net E-ileti: pegem@pegem.net WhatsApp Hattı: 0538 594 92 40

(3)

Bana çok güzel bir çocukluk yaşatan babama ve çok güzel bir babalık yaşatan çocuklarıma ve eşime...

(4)
(5)

PROF. DR. OĞUZ DİLMAÇ

1996-1999 yılları arasında MEB Erzu- rum İl Milli Eğitim Müdürlüğüne bağlı İbn-i Sina İlköğretim okulunda resim-iş öğretmeni olarak görev yaptı. 1999 yılında Atatürk Üni- versitesi Kazım Karabekir Eğitim Fakültesi Re- sim-iş Eğitimi Anabilim dalına okutman ola- rak atandı. 2003 yılında Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Resim-iş Öğretmenliği Bilim Dalında Yüksek Lisansını tamamladı. 2009 yılında Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Batı Sa- natı ve Çağdaş Sanat Bilim dalında Doktorasını tamamladı. 2011 yılında Atatürk Üniversitesi Kazım Karabekir Eğitim Fakültesi Resim-iş Eğitimi Anabilim dalına Yrd.Doç.Dr. olarak atandı. 2013 yılında Güzel Sanatlar Eğitimi alanında Doçent unvanı aldı. Bugüne kadar altı kişisel serginin yanı sıra yurt içinde ve yurt dışında bir çok karma sergilere katılmıştır. Ulusal ve uluslararası kongrelerde yayınlanmış bildirileri, sanat eğitimi ile ilgili yurtiçi ve yurtdışı çeşitli dergilerde yayınlanmış makaleleri ve kitap bölümleri bulunmaktadır. 2017 yılında GÖRSED derneği ta- rafından Akademisyen Kategorisinde yılın Görsel Sanat Eğitimcisi ödülüne layık görülmüştür. INSEA (Th e International Society for Education Th rough Art) ve GÖRSED (Görsel Sanatlar Eğitimi Derneği) üyesidir. 2018 yılında Profesörlük kadrosuna atanan Oğuz Dilmaç, Atatürk Üniversitesi Kazım Karabekir Eğitim Fa- kültesi Resim-İş Eğitimi Anabilim dalında öğretim üyesi olarak görevine devam etmektedir.

(6)
(7)

Ön Söz

Çocuk resmi bir ifade aracı olmasının yanı sıra çocuğun zihinsel ve bedensel gelişiminin etkisi ile ortaya çıkan bir dürtünün sonucunda üretilen çalışmalar- dır. Elbette çocuk, resim etkinliği sırasında bilinçli olarak bunu gerçekleştirmeyi amaçlamaz. Doğal olarak gerçekleşen bu süreç, sürekli değişen ve gelişen dinamik bir olgudur. Resim ve çocuk birbirlerinin ayrılmaz bir parçasıdır ve birbirlerini anlamlandırarak tamamlarlar. Ayrıca resim etkinlikleri sonucunda çocuk iç dün- yasına açılan ve hem psikolojik hem de zihinsel gelişimi ile ilgili olarak ipuçları veren bir pencereyi yetişkinlere sunar.

Çocukların yaptıkları resimlerin sözcüklerden daha güçlü bir ifade aracı ol- duğunun keşfedilmesi 19. yüzyılın ikinci yarısında başlamıştır. Bu keşif sonucu, çocuğun iç dünyası ile ilgili ipuçları elde etmede çocuk resimlerinden yararla- nılmaya başlandığını, çocukların yaptığı resimlerden hareketle çocuğun zekasını ölçen ölçeklerin geliştirilmesine yönelik araştırmaların da başladığını görmekte- yiz. Özellikle 1885-1920 yılları arasındaki dönemde birçok değişik ülkede çocuk resimlerini biriktirme, onları betimleme ve sınıfl andırma çabaları görülmüştür.

Bu dönemde, çok sayıda çocuk resmi üzerinde araştırmalar yapılmış ve resimler çocukların cinsiyet, sosyo- kültürel yapısı ve yaşına göre birtakım özellikleri göz önünde tutularak sınıfl andırılmıştır. Başlangıçta yapılan bu basit sınıfl andırmala- rın, ilerleyen yıllarda psikoloji biliminin de yardımıyla çocuğun bilişsel, duyuşsal ve psikomotor gelişim özelliklerine göre çeşitlendiği görülecektir.

Bu kitabın adının Çocuk Sanatının Tarihi olarak belirlenmesinde karşılaşılan temel soru şudur; çocuk resimleri birer sanat eseri midir? Elbette çocuk resimle- ri birer sanat eseri değildir. Kitabın adının oluşmasına etki eden iki temel unsur bulunmaktadır. Bunlardan birincisi sanatın sadece yetenek değil, daha büyük bir oranda yaratım süreci olduğudur ve çocuk bu süreci yoğun olarak yaşamaktadır.

Dolayısıyla yetişkinlerin sanatsal çalışmaları ile bu anlamda benzerlik göstermek- tedir. İkincisi ise kitabın dördüncü bölümünde ele alınan ve çocuk resimlerinin özellikle avangart sanatçıların eserleri ile olan şaşırtıcı benzerlikler taşıması kita- bın bu adı almasına neden olmuştur. Çocukların yetişkinlerden ayrı ve çok farklı varlıklar olması çocuk resimlerinin kendi içinde ele alınması zorunluluğunu do- ğurmaktadır. Kendine ait oldukça zengin bir dili bulunan bu resimler elbette ye- tişkin sanatçıların eserleri ile karşılaştırılmamalıdır.

Bu kitapta çocuk resimlerini yorumlama yerine, çocuk resmini keşfetme ve anlamlandırma çabalarının geçirdiği gelişim evreleri verilmeye çalışılmıştır. Bu evrelere yön veren sanat eğitimcileri, psikologlar, eğitim bilimciler, filozof ve sa- natçıların görüşleri, izledikleri yollar, ortaya koydukları ve bazılarının bugün bile geçerliliğini koruduğu görülen metotlar ele alınarak okuyucuya sunulmuştur. Di- siplinlerarası bir alan olan sanat eğitiminin tarihsel süreç içinde kısa bir bölümü- nün sunulduğu bu çalışma, çocuk resimlerinin yetişkinler gözüyle anlamlandı-

(8)

viii Sanat Eği mi Tarihi Çerçevesinde Çocuk Sana nın Tarihi

rılma serüvenidir. Sanat eğitimcileri, sanat eğitimci adayları ve konu ile ilgilenen araştırmacılar için görsel sanatlar eğitiminin dönemsel bir kesitini ele alan bu ça- lışmanın ilgililer için bir başvuru kitabı olması, arzumuzdur.

Bu kitabın düzenlenmesinde yardımlarını esirgemeyen değerli Prof. Dr. H.

Ömer ÖZDEN’e ayrıca teşekkürlerimi sunuyorum. Desteği ve görüşleri ile bana katkı sağlayan eşim Dr. Sehran DİLMAÇ’a ve kitabın kapağında yer alması için resim yapan oğullarım Okay ve Gökmen’e de katkıları için ayrıca teşekkür ederim.

Oğuz DİLMAÇ 2017

(9)

İÇİNDEKİLER

Prof. Dr. Oğuz Dilmaç ...v

Ön Söz ... vii

Giriş ...1

1. BÖLÜM ENDÜSTRİYEL DEVRİM VE SOSYAL DEĞİŞİMİN ETKİSİNDEKİ SANAT EĞİTİMİ VE ÇOCUK RESİMLERİNE OLAN İLGİYE ETKİSİ Jean Jacques Rousseau (1712-1778) ...21

Johann Heinrich Pestalozzi (1746-1827) ...25

Herbert Spencer (1820–1903) ...31

Art and Craft ...34

John Ruskin (1819-1900)...39

William Morris (1834-1896) ...43

2. BÖLÜM EĞİTİM AKIMLARININ ETKİSİNDEKİ SANAT EĞİTİMİ VE ÇOCUK RESİMLERİNE OLAN İLGİYE ETKİSİ Alfred Lichtwark (1852-1914) ...50

Georg Kerschensteiner (1854-1932) ...50

John Dewey (1859-1952) ...55

Henry Schaefer-Simmer (1898-1978) ...56

(10)

x Sanat Eği mi Tarihi Çerçevesinde Çocuk Sana nın Tarihi

3. BÖLÜM

PSİKOLOJİNİN BİLİMSEL BİR DİSİPLİN OLARAK KABUL EDİLMESİNİN ÇOCUK RESİMLERİNE OLAN İLGİYE ETKİSİ

James Sully (1842-1923) ...69

Corrado Ricci (1858-1934) ...76

Georges Rouma ...77

Georges- Henri Luquet (1876-1965) ...78

Friedrich Wilhelm August Fröbel (1782-1852) ...90

Rudolf Arnheim (1904-2007) ...97

Jean Piaget (1896 - 1980) ... 103

Victor Lowenfeld (1903-1960) ... 107

Arthur B. Clark ... 109

Karl Bühler (1861-1917) ... 112

Norman Freeman ... 116

Rhoda Kellogg (1898-1987) ... 119

John Matthews ... 124

4. BÖLÜM MODERN SANATIN ÇOCUK RESİMLERİNE OLAN İLGİYE ETKİSİ Wassily Kandinsky (1866-1944) ... 145

Franz Cižek (1865-1946) ... 152

Paul Klee (1879-1940) ... 167

Jean Dubuff et (1901-1985) ... 172

SONSÖZ ... 176

Kaynakça ... 179

(11)

Son iki yüz yıldır yetişkinlerin çocuk resimlerinin görsel çekiciliğini analiz etmeye yönlendiren en önemli faktörler bu resimlerin içerdiği masum çekiciliğin yanı sıra çocuğun gizemli dünyasını yansıtmasıdır. Çocuğun dış dünya ile arasın- da kurulan bağın onda uyandırdığı duyguları yansıtmada kullandığı en yalın araç resimdir. Çocuğun daha konuşmaya başlamadan önce karalamaya başladığı göz önüne alınırsa resmin ne kadar önemli bir ifade aracı olduğu anlaşılacaktır.

Çocuk resimleri şüphesiz çocuğun olduğu her dönemde vardı ve en erken örnekleri belkide mağara duvarlarına yapılmıştı. Çocukların çizimleri ile ilgili bi- linen en eski örnek ise Aristo’nun genç Yunanlıların eğitimi için en önemli konu- lar içerisine çizimi de katmasını gösterebiliriz (Compayre, 1910: 89). Aristo doğa- nın sahip olduğu dinamikler ve insanlarla olan diyalogda, sanatın bir eğitim aracı olabileceğine inanıyordu (Özsoy, 2003: 58). Ancak çocuk resimlerinin hak ettiği önemi kazanması için çocuk gelişimi üzerine yapılan araştırmaların yoğunlaştığı aydınlanma döneminin gelmesi beklenecekti.

Özellikle 19. yüzyılın çeşitli dönemlerinde çocuk resimlerinin incelenmesi ile ilgili araştırmalar yoğunluk kazanarak (Efl and,1990; Goodenough,1926; Harris, 1963; Macdonald, 1970; Th omas ve Silk, 1990) özellikle İngiltere’de Cooke, İtal- ya’da Ricci, Avusturya’da Cizek ve Fransa’da Luquet’in başını çektiği araştırmacılar tarafından sürdürülmüştür. Araştırmaların sayıca çokluğuna rağmen karşılaşılan en büyük çelişki elde edilen sonuçların çocuk resimlerinin genel bir modelini ver- memesidir.

Yavuzer (1992: 22) özellikle 1885-1920 yılları arasında çocuk resimlerini bi- riktirme, onları betimleme ve sınıfl andırma çabalarının görüldüğünü belirtmiştir.

Ama burada sorulması gereken en önemli soru dört ya da beş yaşındaki bir çocu- ğun sınırsız hayal gücünün bir sonucu olarak yaptığı eserin yetişkinlere ait sadece

GİRİŞ

(12)

2

Sanat Eği mi Tarihi Çerçevesinde Çocuk Sana nın Tarihi

sanatsal ve estetik terimlerle nasıl yorumlanabileceğidir? Bu yorumlamaların di- siplinler arası çalışmayı gerektirdiği açıktır.

Bu araştırmada ele alınan konu sanat eğitimi tarihi çerçevesinde çocuk resmi- ne olan ilginin incelenmesidir. Her evreye damgasını vuran ünlü düşünür, peda- gog, sanat eğitimcisi, araştırmacı, psikolog ve sanatçıya yer verilerek, sanat eğiti- mine teorik ve uygulamada yaptıkları katkılar sunulmaya çalışılmıştır. Başlangıçta bir makale olarak hazırlanması düşünülen konu kapsam bakımından genişliği göz önüne alındığında kitap olarak okuyucuya sunulmasının daha uygun olacağı dü- şünülmüştür.

Bu kapsamda ele alınan çocuk resimlerine olan ilgi, toplumların geçirdiği ekonomik, kültürel, bilimsel ve teknolojik alanlarda gösterdiği değişime paralel olarak değişmiş ve günümüze gelebilmiştir. Sanat eğitimi, tarih içerisinde geçirdiği değişim sırasında bir takım faktörlerin etkisi altında kalmıştır. Bu faktörleri şöyle sıralayabiliriz:

1. Sanat tarihi, psikoloji, felsefe, estetik, sosyoloji, antropoloji gibi sanat eği- timini etkileyen bilim alanlarındaki gelişmeler,

2. Toplumların sanata olan bakışı,

3. Tarih içinde toplumların ihtiyaçlarına göre sanattan ve eğitimden bek- lentileri,

4. Bu beklentilerinin karşılanması sırasında belirlenen sanat eğitiminin amaç, yöntem ve uygulamaları,

5. Sanat Eğitiminin gelişen teknolojinin yarattığı değişikliklerden etkilenmesi, 6. Toplumların dini, politik dünya görüşleri ve ekonomik güçleri,

7. Sanat eğitiminin bilimsel bir disiplin olduğunu göstermek için yapılan çalışmalar.

Bu etkiler doğrultusunda çocuk resimlerine olan ilgiyi dört evreye ayırabi- liriz. Kelly (2004) gibi araştırmacılar ise bu evleri üç grup altında toplamıştır. Bu evrelerden birincisinde çocuklar sanayinin ve ekonomik büyümenin çıkarları için sanat eğitimi almalıdır düşüncesi hâkimdi. Bu ilk eğitim sanayinin ihtiyaç duy- duğu fabrikalarda çalışacak nitelikli tasarımcıları yetiştirmeye yönelikti. Endüstri Çağı olarak anılan bu dönem ile birlikte sanat eğitiminde tasarım ön plana çık- mıştır. Bu yolla endüstrinin üreteceği eşyanın tasarımında yenilikçi bir anlayışın arayışı içine girilir. Amaç üretilen eşyaların iyi pazar bulmasıdır ve bu bağlamda endüstrinin üreteceği ucuz eşya biçimlerini kolay, düzgün çizmektir. Bunun için en uygun çizim yöntemi olarak geometrik formlarla yapılan çizgisel tasarım me- todu uygun görülmüştür. İngiliz sanat eğitimcisi M. Steveni’nin, ticaret bilinci-

(13)

Giriş 3

nin güçlendiği 19. yüzyılda, sanat eğitiminde estetikten çok ticari amacın yeğlenir olduğunu belirtmesi (Steveni, 1968: 88) dönemin sanat eğitimi anlayışını açıkça ortaya koyması açısından oldukça önemlidir.

İkinci evre ise eğitimde meydana gelen reformist hareketlerden oluşmaktadır.

Bu evrede özellikle Almanya’da görülmeye başlanan “İş Okulu Hareketi” ve “Sanat Eğitimi Akımı” ile çocuk resimlerine olan ilginin bir kez daha arttığı görülmek- tedir.

Üçüncü evreyi oluşturan süreçte ise 19. yüzyılın sonlarından itibaren sanayi- ye hizmet eden bir sanat eğitimi sürecinden uzaklaşılarak çocuk resminin çocu- ğun zihnindeki duygu ve düşüncelerini yansıttığını savunan bir anlayışa yöneldiği görülmektedir. Bu duruma neden olan gelişme hiç kuşkusuz psikoloji’nin bir bilim dalı olarak kabul edilmesidir. Bu gelişme sanat eğitimine yön veren en önemli ge- lişmedir ve bu evrenin temelini oluşturur. Artık çocuk resimleri psikoloji bilimi- nin ilgi alanına girmiş ve birçok psikolog ve eğitim bilimci bu alana giderek artan bir oranda ilgi duymaya başlamıştır. 20. yüzyılın başlangıcında bu süreç hızlana- rak artmıştır.

Üçüncü evrede karşılaşılan olumsuzluk ise çocuk resimlerinin gelişimsel bir dil sistemi ve sembolik değerler içeren basit çizimler olduğunu ve bu nedenle ço- cuk resimlerinin estetik bir değer taşımadığı düşüncesinin hakim olmasıdır. Bu düşünce, bir resmin estetik değerinin resmedilen nesnelerin gerçeğe yaklaştıkça arttığının zannedilmesinden kaynaklanıyordu. Sanat eğitmenlerinin dışında ço- cuk resimlerine ilgi gösteren tek meslek grubu, bunların bir tür gelişimsel dil sis- temi olduğu ve simgesel özellik taşıdıkları ama sanatsal bir faaliyet olmadıkları so- nucuna varan psikologlar olmuştur. Ancak onlarda çocuk resimlerinin estetik bir değeri olduğunu görememişlerdir. Bununla beraber psikologlar çocukların çizim- lerinin evrilerek sanat haline gelebileceğini kabul etmişler ve çocukluk evresindeki çizimlerin, daha olgunlaşmış ve gerçekçi bir çizim tarzına giden süreçte olgunlaş- mamış eserler olduğuna karar vermişlerdir. Onlara göre sanat sadece gerçekçi veya natüralist temsil özellikleriyle kabul edilebilirdi. Bu evrede aynı inanca sahip olan- lar sadece psikologlar değildir. Sanat eğitmenleri de öğrencilerinin çalışmalarında gerçekçi çalışmalara önem vermektedirler. Bu dönemde çocukların çalışmalarına herhangi bir estetik değer verilmesi fikrine onlar da karşıdır (Kelly, 2004).

Bu gelişme özellikle 19. yüzyılın ikinci yarısından başlayarak, 20. yüzyılın ilk otuz yılını kapsayan dönem içinde, ifade ve düşünce özgürlüğü ile birlikte; akıl ve bilime dayalı, modernizm denilen yeni bir dünya görüşünün belirmesi ile ortadan kalkacaktır. Artık çocuk resminin sanatsal bir ifade taşıyabileceği düşüncesi ortaya çıkmıştır. Dördüncü evreyi oluşturan temel görüş çocuk resimlerinin estetik yö- nünün fark edilmesidir.

(14)

4

Sanat Eği mi Tarihi Çerçevesinde Çocuk Sana nın Tarihi

Artık sanat eğitimcileri ve sanatçılar çocuk resminin sanatsal bir değeri ol- duğunu görüyorlardı. Bunun en önemli nedeni ise 20. yüzyılın başlarında estetik ve kültürel ölçütlerle ilgili yaşanan geçiş sürecinde Avrupa’da Batılı olmayan kül- türlerin sanatlarına karşı büyük bir ilgi ve merakın doğmasıydı. Bu evrede birçok avangart sanatçının çocuk resimleri biriktirdikleri ve bu resimlerin zengin imgesel hazinelerinden olabildiğince yararlanarak eserler gerçekleştirdikleri görülmekte- dir. 20. yüzyılın başında modernliğin temsilini kentsel temalarda ve endüstriyel süreçlerde arayan birçok sanatçının yanı sıra hızlı kentleşmeye ve endüstrileşmeye tepki duyan pek çok sanatçı olmuş, yeni bir ‘Romantik’ ruhu duyuran bu sanatçılar

’Primitivizm’ olarak adlandırılan bir eğilimi paylaşmışlardır (Antmen, 2010: 35).

Yeni modernist sanat hareketlerinden alınan ilhamla, çocukların çizimlerinin estetik yönünün olduğuna ilişkin tutum değişikliği, özellikle izlenimcilerin, nes- nelerin öznel yorumlanmasından daha da ileri giden dışavurumcuların çalışma- larının bir yansımasıdır: “Dışavurumculuk bu anlamda renklerin coşkun kullanı- mını ve şeklin duygusal bir şekilde özellikle bozulmasını da içerir ve bu şekilde, Rönesans perspektifinde kaydedildiği haliyle nesnel gerçekliğe olan bağlılığı en aza indirir veya tamamen kaldırır. Daha da önemlisi, izlenimcilerin, sanatçının -agresif, mistik, veya lirik- iç deneyimlerini izleyiciye yansıtmak için bireysel algı- ya yaptığı vurgunun da ötesine geçerek kişisel vizyonun geçerliliğine vurgu yapar”

(Denvir, 1989: 109).

Buraya kadar ele alınan tüm bu evreler, 20. yüzyılın sonu ve 21. yüzyılın baş- langıcından itibaren eğitimde görülen yeni uygulamalar ve araştırmalar ile birlik- te daha farklı bir boyut kazanmıştır. Artık çocuğun bilişsel ve duyuşsal gelişimi üzerindeki etkisinin yanı sıra eğitim sürecine olan katkılarını da çeşitli yönlerden inceleyen ve analiz eden hem yurt içinde hem de yurt dışında birçok araştırmanın yoğun bir şekilde gerçekleştirildiği bir döneme girilmiştir (Artut, 2004; Ayaydın, 2012; Darts, 2006; Duncum, 1999; Eisner, 1987; Garber, 2001; Houser, 1991; Lin- derman, 1997; Mercin ve Alakuş, 2007; Yılmaz, 2007). Bu dönemde gerçekleştiri- len araştırmalar resim çalışmalarının bireyin gelişimi için vazgeçilmez bir öneme sahip olduğunu ortaya koymanın yanısıra farklı uygulama örneklerini de sunmak- tadır (Arnheim, 1989; Artut, 2004; Bülbül ve Özsoy, 2016; Clark, 1987; Özsoy, 2001). Ayrıca çocuğun sağlıklı bir şekilde ruhsal gelişimini sürdürebilmesine yar- dımcı olan resim çalışmaları sayesinde kendi kültürünü ve farklı kültürleri tanıya- rak kendini keşfedebilmesine ve buna bağlı olarak özgüvenini kazanabilmesine de büyük bir oranda yardımcı olduğu belirlenmiştir. Bunlara ek olarak bu dönemde teknoloji ve bilim çağının ön plana çıkardığı yaratıcılık kavramının öneminin an- laşılması ile beraber resim çalışmalarının farklı bir şekilde ele alındığı görülmekte- dir. Sonuç olarak bu dönemde sanat eğitiminin önceki dönemlerden farklı olarak artık bireyin kendini gerçekleştirebilmesi amacına yöneldiği söylenebilir.

(15)

1. BÖLÜM

ENDÜSTRİYEL DEVRİM, SOSYAL

DEĞİŞİMİN VE EĞİTİM REFORMLARININ ETKİSİNDEKİ SANAT EĞİTİMİ VE ÇOCUK

RESİMLERİNE OLAN İLGİ

“Çocuk çizimlerinden hoşlanıyorum. Şüphesiz gerçeklik orada”.

Andre Derain

Çocuk resimlerine olan ilginin birinci evresini oluşturan dönemi şekillen- diren en önemli gelişme Endüstri Devrimi’dir. Bu dönemden başlayarak gittikçe artan bir yoğunlukta birçok eğitimci, bilim adamı ve sanatçının çocuk resimlerine ve sanat eğitimine ilgisinin arttığı görülmektedir. Sanatın bir ders olarak okullara girişinin gerçekleştiği Endüstri Devrimi ile birlikte İngiltere’de 1800’lerin ortasın- da sanat, artık okul programlarının bir parçası olmuştur. Endüstrinin hızla gelişi- mi, fabrikalarda artan üretim, endüstriyel tasarıma gereksinimi de büyük boyutta gündeme getirmiştir (Steveni, 1968: 88).

Sürekli gelişim ve değişim içinde olan dünyada özellikle 19. yüzyılda başlayan Endüstri Devrimi ile birlikte bu süreç hızlanarak artmıştır. Bu dönemde imalatta uygulanan yeni yöntem ve teknolojilerin özellikle makine gücünün ön plana çık- tığı görülmektedir. Artık el ile üretim yapılan küçük imalathaneler yerlerini ma- kinelerle üretim yapan çok sayıda büyük fabrikalar almaya başlamıştır. Bu durum beraberinde kırsal kesimden kentlere olan göçün hızlanmasına neden olmuştur.

Bütün bu gelişmeler sosyal hayatın tümüyle değişmesine yol açacaktır.

Referanslar

Benzer Belgeler

kilisenin doğu penceresinin üzerindeki korniş parçası ya da batı pencerelerin- deki söveler gibi, devşirme malzeme olarak yeni yapıda kullanılmışlardır.. Sü-

 Etrafı dini amaçlı yapılarla çevrilmiş olan bu avluları. sütunlu ve üzeri örtülü bir

Selânikte bulunmuş olmasından dolayı Selânik ambo- nu adı ile tanınan bu ambon başka hiç Hıristiyan kiliselerinde IV üncü yüz-.. yıldan itibaren rastladığımız

bitkisinden hazırlanan kloroform ekstraktlarının tüm mikroorganizmalar üzerinde etkili olduğu disk difüzyon (20 -31mm/inhibisyon zonu) ve MİC (5- 0,3125 mg/ml) yöntemi ile

Bu çalışmada çocuk ve sanat ilişkisi kapsamında; sanat kavramı ve çocuk olgusu, sanat akımları, sanat eğitiminin tarihçesi, sanat eğitimi ile ilgili yöntemler ve

Bu bağlamda tez çalışmasında, Türkiye’de 1970 ile 2010 yılları arasındaki sanat tarihi yazımında, Modernist Sanat Tarihi yazımının etkisindeki tek bir

Çok uzun bir zamanı kapsayan bu süreçte insan alet kullandı, teknikler geliştirdi, barınaklar inşa etti, kendisi üzerine, yaşam ve ilişkiler üzerine düşündü, olan biteni

Bu dersin amacı, sanatı toplumsal bir kurum ve kültürel bir fade biçimi olarak ele alarak, farklı çağlarda ve farklı uygarlıklarda sanatsal üretim koşullarını,