Genç MÜSİAD 12. Olağan GENEL KURULU 25.02.17
Önceki Dönem Genel Başkanlarım, Ömer Bolat ve Ömer Cihad Vardan,
Genç MÜSİAD'ın Önceki Başkanları,
Geleceğimizin Teminatı, Milletimizin Gururu, MÜSİAD'ın Yıldızları,
Genç MÜSİAD'ın YK, Şube Başkanları, Değerli Üyeleri, Değerli Kardeşlerim,
Değerli Basın Mensupları,
MÜSİAD'ın Gençlik Kurulu, Genç MÜSİAD'ımızın Genel Kurulu’nda sizleri saygıyla, sevgiyle selamlıyorum; hoş geldiniz, şeref verdiniz.
Bugüne kadar, nerede MÜSİAD’tan, amaçlarımızdan ve
faaliyetlerimizden bahsetsem, her zaman, MÜSİAD'ın en büyük ve en önemli projesinin, Genç MÜSİAD olduğunu söyledim.
Fakat bunu, sadece gençlere ne kadar önem verdiğimiz anlaşılsın kaygısıyla söylemedim.
Bilakis, gerçekten böyle olduğu, böyle düşündüğüm ve böyle inandığım için söyledim, söylemeye de devam edeceğim.
Buna inandığım için, Başkanlığım döneminde, Genç MÜSİAD Başkanı, Yönetim Kurulu'muzun Asıl Üyesi olarak görev yapmaya başladı.
Buna inandığım için, Genç MÜSİAD'ın her projesinin arkasında durdum, hiç ayak bağı olmadan.
Yaptıklarınızla gurur duyarak ve bunu her ortamda, gururla ifade ederek.
Sadece sorumluluk değil, aynı zamanda sorumluluğunuz derecesinde yetki de aldığınız, gerektiğinde hemen destek alabileceğini bildiğiniz,
sıcaklığını hissettiğiniz, ama gölgesinde kalmadığınız bir Başkanınız olarak.
Sizlere teşekkür ediyorum.
Şunu çok iyi biliyoruz: Bugün, Ekonomiden Sosyolojiye, Siyasetten Ekolojiye kadar, bütün konu başlıkları altında, sürdürülebilirlik dediğimiz önemli koşulun sağlanması, gençlerle mümkündür.
Karşınızda, gençliğin önemini anlatmak için çok fazlaca söz etmeyi gereksiz buluyorum.
Fakat, anlamına ilişkin biraz konuşmak isterim:
Toplumlar, insan vücudu gibidir.
İnsan vücudunda, her gün yüz milyonlarca hücre ölür.
Ve yerlerine, her gün yenileri gelir.
Genç kuşaklar da, toplumların yenilenmesini ve devam etmesini sağlar.
Gençlik yoksa, ilerlemek şöyle dursun, süregiden bir hayattan bile bahsedemeyiz.
Bu nedenle değil midir ki; bugün, genç nüfusu olmayan toplumlar,
sosyal politikalarla, devlet teşvikleriyle, bu eksiklerini kapatmaya çalışıyorlar.
Gençliğin bir diğer anlamı da, mücadeledir.
Sağlıklı genç hücreler, vücudun düzenini bozmak isteyen tehlikelere karşı çok daha iyi mücadele eder.
Bu nedenle, gençler daha az hastalanır, çabucak da iyileşirler.
Toplumlar da böyledir. Sağlıklı bir genç nesil, toplumsal düzeni bozmak isteyen tehlikelere karşı, milletlerin en büyük güvencesidir.
Öyleyse, gençlik; hem bireyler için, hem de toplumlar için, doğru değerlendirilmesi gereken, önemli bir imkandır.
Gençliğin bir diğer anlamı da, değişimdir.
Çünkü, gençlikte, insanı, “böyle gelmiş böyle gider” demeye götüren, yılgınlıktan kaynaklanan kabullenme yoktur.
Tersine, koşullara ve denklemlere bakmadan, doğru bildiğini
söyleyebilecek bir cesarete, bu doğrular için mücadele edebilecek zindeliğe sahiptir.
Bu da, yanında, değişimi getirir.
Öyleyse, zamanın ruhunu yakalamak da, gençlerle mümkündür.
Değerli Kardeşlerim,
Bu söylediklerim, toplumu ilgilendiren her mesele için geçerlidir.
Verdiğim örnekten hareketle, gençlerin, ekonomide de ne kadar önemli bir karşılığı olduğunu da görürüz.
Sürdürülebilir bir kalkınma için, hem iş dünyasının tecrübesini gençliğin enerjisiyle birleştirerek verimi arttırmak, hem de değerlerimizle barışık olarak,
iş yapma kültürünü sonraki kuşaklara aktarabilmek için, geleceğin iş adamlarını yetiştirmek gerektiği açıktır.
Bu yalnızca MÜSİAD’ın değil, Türkiye’nin de öncelikleri arasındadır.
Genç MÜSİAD, 2001 yılında, işte bu amaçla kurulmuştu.
Bu vesileyle, Kurucularına, elbette, sadece Genç MÜSİAD'ın kurucularına değil, bu güzel ailenin kuruluşundan bugüne kadar emek
verenlerin tümüne teşekkür ediyor, vefat edenlere Allahtan rahmet diliyorum.
Genç MÜSİAD, tabirimi mazur görün, âdet yerini bulsun diye kurulmadı.
“Yazdığımız bu hikayede, bir gençlik teşkilatı başlığımız eksik kaldı, buraya da bir şeyler uyduralım,” gibi bir düşünceyle kurulmadı.
Tam aksine, Türkiye’nin geleceğini düşünen, milletin refahını arttırmayı amaçlayan, gönüllü iş adamları olarak;
Türkiye’nin, bölgesinde ve dünyada çekinmeden ve sakınmadan
sözünü söyleyebilecek bir güce ulaşmasını isteyen gönüllü iş adamları olarak, gayretimizi ileriye taşıyacak kuşakların yetişmesini istediğimiz için Genç
MÜSİAD kuruldu.
Çünkü; taşı delen, suyun kuvveti değil, damlaların sürekli olmasıdır.
Arkamızdan sürekli damlalar gelmezse, önümüzdeki taştan engelleri aşamayız. Bunu biliyorduk.
Bugün, Türkiye’den bahsederken, nasıl ki “genç nüfusuyla diğer ülkeler arasında öne çıktığını" söylüyorsak, "MÜSİAD da, bana kalırsa, Genç
MÜSİAD'ımız ile öne çıkıyor".
Sizleri alkışlıyorum.
İşte bu nedenle, her konuşmamda, "Genç MÜSİAD en önemli projemiz", diyorum.
Her imkân, bir imtihandır.
Gençlik gibi büyük bir imkânın da, hem bireyler için, hem de toplumlar için, aynı zamanda bir imtihan olduğunu da hatırda tutmalıyız.
Bu imtihandaki başarımız; bu imkânı nasıl, ne için, hangi yönde değerlendirdiğimiz sorusuna, eylemlerimizle verdiğimiz cevapta saklıdır.
İşte Genç MÜSİAD, gençlik dediğimiz bu büyük imkânı, kendisi ve içinde yaşadığı toplum için en olumlu şekilde tasarruf etme niyetiyle ve gayretiyle çalışan sizlerden oluşuyor.
Genç MÜSİAD, geleceğe bakışımızdaki umudun ta kendisi.
Ve MÜSİAD, nasıl Türkiye’nin en yaygın sivil toplum kuruluşuysa, Genç MÜSİAD da Türkiye’nin en büyük gençlik sivil toplum kuruluşu.
Bu büyüklük, bugün Türkiye’de 3.100 üyeye, 50 şubeye, yurtdışında 16 temsilciliğe ulaştı.
Tıpkı MÜSİAD’ımız gibi, Türkiye’nin ve dünyanın her yerinde teşkilatlanma çalışmalarını da tamamlayacak.
Genç MÜSİAD dediğimiz umudumuz, bütün ülkenin içinde ve bütün dünyada, kan gibi deveran edecek inşallah.
Genç MÜSİAD, yalnızca varlığıyla değil, etkinlikleri ve projeleriyle de heyecan veriyor.
24 Çok Geç, Teknolojide Kadın Eli ve Hami Yatırımcılık gibi
projelerle, Türkiye sosyo-ekonomisinde eksik gördüğünüz alanlarda, kıymetli fikirleri hayata geçirdiniz.
Var olun, adeta, gördüğünüz her yaradan bir tedavi çıkarmaya çalışıyorsunuz.
Bu yıl, Aralık ayında, dünyanın her yerinden genç girişimci ve iş
adamlarını ağırlayacağınız, Uluslararası Genç İşadamları Kongresi’nin 5.sini yapacaksınız. Ayrı bir başarı hikayesi. Özellikle tebrik ediyorum.
Genç MÜSİAD’la ve Genç MÜSİAD’ın ülkemiz için yaptıklarıyla iftihar ediyoruz.
Değerli Genç Kardeşlerim,
Sözlerimin başında ifade ettiğim gibi gerek bireysel, gerekse toplumsal meselelerde başarı, dönüp dolaşıp sürdürülebilirlik kavramında düğümleniyor.
Sürdürülebilirlik demek, aynı zamanda pozitif istikrar demektir.
İstikrar olmadan yeni hedefler belirlemek, yeni projeler üretmek, yeni başarılar elde etmek şöyle dursun, mevcut kazanımları korumak bile mümkün değildir.
Tarihimiz, ne yazık ki bunun örnekleriyle dolu.
Bu nedenle, MÜSİAD ve Genç MÜSİAD olarak, yapılacak olan anayasa değişikliği ve Cumhurbaşkanlığı sistemi referandumunu da iyi analiz
etmeliyiz.
MÜSİAD olarak, Cumhurbaşkanının ilk defa halk tarafından seçilmesi sürecinin başından beri söylediğimiz bir gerçek var.
Bu da, Türkiye’de, Kuvvetler Ayrılığı olarak ifade edilen, ama kurgusunda Kuvvetler Karmaşası olan sistemin mutlaka değiştirilmesi ihtiyacıdır.
Mevcut sistem arızalı.
Bugün, tamamen yasal yetkilerini kullanan, bunları kullandığı için kimilerince eleştirilen, fakat sorumluluk da taşımayan bir Cumhurbaşkanlığı sistemi var.
Üstelik, millet tarafından seçilmek gibi güçlü bir dayanağa da sahip.
Sistemin hem fiili ve yasal durumu tarif edecek şekilde tanımlanması, hem de Türkiye'ye ayak bağı olan taraflarının düzenlenmesi gerekiyor.
Bugün yapılan değişiklik de, tam olarak bu.
Yapılan değişiklik bir tercih değil, bir ihtiyaçtır. Bu nedenle, Türkiye’nin bu ihtiyacının karşılanması lazım.
Bugün, iki farklı konudan söz ettiğim sanılmasın.
Hem Genç MÜSİAD’la, hem Cumhurbaşkanlığı sistemiyle, aslında tek bir konudan bahsetmiş oldum.
Buna, Türkiye’nin geleceği, diyebiliriz.
Değerli Kardeşlerim,
Sözlerimin sonuna gelirken, Genç MÜSİAD'ın Genel Kurulunda MÜSİAD'ın Genel Başkanı olarak son defa hitap etmem sebebiyle, bir kaç konuya da değinmek isterim.
Hem bunlar, Genç MÜSİAD'ın Başkan ve YK için de tavsiyelerim olacak.
Bu güzel aileyle, fiili olarak, yani içinde fiilen görev alarak, 1995 yılında tanıştım. O gün, bu gün de, bu fiili tanışıklığımı, bir dostluk ortamı ve görev sorumluluğuyla sürdürmeye çalışıyorum.
Rabbim nasip etti, bu camiada, Komisyon Üyesi, Sektör Kurulu Başkanı, Yönetim Kurulu Üyesi, Genel Başkan Yardımcısı, Genel Başkan Vekili ve son olarak, üyelerimizin teveccühü ile, Genel Başkan olarak görev yapıyorum.
Tatlı günler de yaşadık, Rabbim tekrar yaşatmasın, acı günler de yaşadık.
Bütün bu süreçlerde, bir kaç temel prensipten asla vazgeçmeden görev yaptım.
Bu kurumun, ana felsefesinden, kuruluş gayesinden uzaklaşmadan görev yapmak, temel esastı.
Elbette, sözlerimin başında bahsettiğim "değişim", her organik yapı gibi, MÜSİAD'ımızda da, her an ve her gün yaşanıyor ve yaşanacak da. Ama, nasıl ki, hücrelerin değişimi, insan vücudunun ana yapısında bir değişim getirmeden gerçekleşiyorsa, burada da aynısı geçerli.
Karar alma süreçlerinde, Yönetim Kurullarımla, Şube Başkanlarımla, Sektör Kurulu Başkanlarımla, Komisyonlarımla, YİH ile ve benden önce görev yapmış Genel Başkanlarımla istişare, hep önceliğim oldu.
Kurumsallaşma, bir başka önceliğim idi.
Kurumsallaşma, nasıl insan vücudunun sağlıklı kalabilmesi için belirli yasaklar ve düzenlere uyulmasını gerektiriyorsa, organizasyonların da hayatta kalmaları için uyulması gereken kuralların bütününü kapsar.
Bu yüzden de, pek sevilmez.
Kurallara uyulmasını isteyenler de, pek sevilmez.
Niçin?
Çünkü, insanlar, serbest olmak ister. Başıboş olmayı tercih eder.
Ama, bunu açıkça bu şekilde de ifade etmez.
Kural koyanları, kuralları üzerinden değil de, kişilikleri üzerinden yargılamaya çalışırlar.
Ama, bizi yaratan da, kurallar koymuş.
Kurumsal bir Alt yapı kurmuş yani.
Ve onlara uymamızı istiyor.
Biz istesek de, istemesek de, gerçek bu.
O zaman, insanları yargılarken, Allah'ın soracağı soruları sorarak yargılamak bize düşmez.
Çünkü, onları ölçmek, bizim kapasitemizin sınırlarını aşar. O, terazi, Yaratanın elindedir.
İnsanları, "Ayinesi iştir kişinin, lafa bakılmaz" prensibine göre yargılayabiliriz.
Performansına bakarız.
Ortaya koyduklarına bakarız.
Benchmark yaparız.
Benzer şartlarda, benzer dönemlerde, başkalarının performansıyla kıyaslarız.
Ve, ya teşekkür ederek, ya da tenkit ederek, yargılarız.
Çünkü, Onları ölçümleyebiliriz.
Kıyaslayabiliriz.
Bu yaklaşımla, görev yaptığım sürede, bana destek veren, birlikte görev yaptığım tüm arkadaşlarımla, ortaya, ölçülebilir, kıyaslayabilir, güzel şeyler koyduğumuza inanıyorum.
Ölçülemeyenlerin takdirini ise, günü geldiğinde, Cenab-ı Hak yapacak.
O gün, yüzlerimizin kızarmayacağı bir hayat yaşayıp, huzuruna razı olacağı kullar olarak gelebilmeyi, Rabbim hepimize nasip etsin.
Bu duygu ve düşüncelerle sözlerime son verirken, görev yaptığı süre boyunca, bayrağı başarıyla dalgalandıran Genç MÜSİAD Başkanı Yavuz Fettahoğlu kardeşim ve çalışma arkadaşlarına, bugüne kadar göstermiş oldukları özverili gayretlerinden ötürü teşekkür ediyorum. Bundan sonraki hayatlarında da, sağlıklı, hayırlı, afiyet içinde, uzun bir ömür diliyorum.
Yerine seçilen Genç MÜSİAD'ın yeni Başkanı Engin Akdağ kardeşimi ve birlikte görev yapacağı Yönetim kurulunu tebrik ediyor, muvaffakiyetler diliyorum.
Genel Kurulumuzun hayırlı olmasını temenni ediyor, sizleri saygıyla ve sevgiyle selamlıyorum.
Nail OIpak
MÜSİAD Genel Başkanı
