• Sonuç bulunamadı

ne var ne yok Hayvanlar da Rüya Görür Kar Kristalleri

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "ne var ne yok Hayvanlar da Rüya Görür Kar Kristalleri"

Copied!
53
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)
(2)

Hayvanlar da Rüya Görür

Kedisi ya da köpeği olanlar hayvanlarõn da rüya gördüğünü bilirler" İnsanlarda rüyalar$ gündüz yaşanan deneyimlerin bellekte depolanmasõna yardõmcõ olur" Rüyalarõmõzda deneyimler yeniden etkin duruma gelir" Ancak$ araştõrmacõlar şimdiye kadar$ hayvanlarõn rüyalarõnda neler gördükleri konusunda bilgi sahibi değillerdi"

Yeni bir araştõrma$ hayvanlarõn da bizler gibi karmaşõk rüyalar gördüğünü gösteriyor"

Massachusetts Teknoloji Enstitüsü’nden araştõrmacõlar$ beyin dalgalarõnõ ölçerek$

hayvanlarõn rüyalarõnõn bizimkilere çok benzediğini ortaya çõkarmõşlar"

n e v a r n e y o k

4 Bilim Çocuk

Kar Kristalleri

Bütün kar kristalleri$ bulutun içindeki minik birer toz parçasõnõn çevresinde$

altõgen biçiminde oluşmaya başlarlar"

İçinde bulunduklarõ sõcaklõk koşullarõna göre büyüyüp gelişirler" Peki$ birbirinin tõpa tõp aynõ iki kar kristalinin bulunma olasõlõğõ nedir biliyor musunuz?

California Teknoloji Enstitüsü’nden fizikçi Ken Libbrecht$ evrenin başlangõcõndan bu yana birbirinin aynõ iki kar kristalinin oluşma olasõlõğõnõn "sõfõr" olduğunu söylüyor" Libbrecht$ kar kristallerini insan yüzlerine benzetiyor" İki kar kristali birbirine çok benziyor gibi görünse de$

gerçekte bütün kristaller birbirinden farklõ"

(3)

Buz Otelde Tatil

Kutuplara yakõn bölgelerde yaşayanlar belki buza bizden daha alõşõklar" Öyle ki buzdan otellerde bile kalmaya cesaretleri var" İsveç’te Jukkasjarvi’deki bu buz otel her yõl çok sayõda konuğu ağõrlõyor" Konuklar$ genellikle değişik deneyimler yaşamak isteyen maceracõlar" Tüm otellerde bulunan resepsiyon$ bar$ yatak odalarõ$ lobi gibi bölümler de eksik değil" Otelde yataklar dahil$ hemen her

şey buzdan yapõlmõş" Üstelik birçok lüksü de var" Buzdan heykeller$

şömine$ sauna… İsteyenler içeceklerini buzdan yapõlmõş bardaklarda içebiliyorlar" Buz otelin öteki otellerden tek farkõ$ her yõl ilkbaharda kapanmasõ; çünkü havalar õsõndõkça otel erimeye başlõyor" Bu nedenle yazõn hizmet veremiyor" Havalar soğumaya başlarken otel yeniden yapõlõyor ve kõşõn yeniden hizmete açõlõyor"

Böyle bir otel kurma düşüncesi bundan &' yõl kadar önce ortaya çõkmõş" Bölgeye gelen bir konuk$

oradaki normal otellerde kalacak yer bulamamõş ve bir igloda yatmayõ kabul etmiş" Bunun üzerine buzdan otel yapma düşüncesi doğmuş"

Mir’in

Son Yolculu¤u

Uzaydaki görevi sona eren Rusya’ya ait Mir Uzay

İstasyonu’nun Dünya’ya dönüş yolcuğu hepimizi

heyecanlandõrdõ" Ocak ayõnda insansõz bir kargo aracõ Mir’e demirleyerek Uzay

İstasyonunun Dünya’ya dönüş yolculuğunu başlattõ" Mir’in$

bu ayõn ortalarõnda$ Yeni Zelanda’nõn yaklaşõk üç bin kilometre doğusunda$

okyanusun hava ve deniz

trafiğinden uzak bir bölgeye düşmesi planlandõ"

Uzmanlar$ okyanusa düştüğünde Mir’in yaklaşõk &('' parçaya ayrõlacağõnõ ve parçalarõnõn binlerce kilometre genişliğinde bir alana yayõlacağõnõ hesapladõlar"

Uzayda üç yõl kalmak üzere tasarlanmõş olan Mir$ bu süreyi &( yõla çõkararak bir rekor kõrmõştõ"

Y

Ye en nii JJu urra as ss siic c P Pa arrk k

Bir grup paleontolog$ Arjantin’in güneyinde yeni ve dev bir "Jurassic Park" bulduklarõnõ açõkladõlar"

Günümüzden &)'*&+( milyon yõl önceki Jura döneminden kalma fosillerle dolu bölgenin$ şimdiye kadar dinozorlarla ilgili olarak yapõlan keşiflerin en büyüğü olduğunu belirtiyorlar" Bölgedeki fosillerin bazõlarõ$ şimdiye kadar bilinmeyen dört farklõ dinozor türüne ait" Bulgular arasõnda$

dünyanõn bilinen en eski

memelilerinden birinin fosilleriyle$

tarihöncesi dönemlerde yaşamõş sürüngenlere ve kaplumbağalara ait olanlar da var"

Bu döneme ait fosiller daha önce yalnõzca Çin ve Madagaskar’da bulunmuştu" Jura dönemine ait fosiller az bulunduğundan$

dinozorlarõn yaşadõğõ bu dönemde dünyamõzõn nasõl bir yer olduğuna ilişkin çok az bilgimiz var" Bu yeni fosiller sayesinde o dönem

konusunda birçok yeni bilgiyi öğrenebileceğiz"

(4)

Galapagos Adalar›’nda Yaflam Tehlikede

Geçtiğimiz Ocak ayõnda petrol ürünleri taşõyan bir tanker$ Galapagos Adalarõndan San Cristobal yakõnlarõnda devrilmiş ve on tondan fazla petrol ürünü denize dökülmüştü" Bu$ adadaki canlõlar açõsõndan bir felaket demekti" Ancak neyse ki$

dökülen petrolün çoğu okyanus dalgalarõyla açõk denize taşõndõ" Geri kalanõysa$ haftalar süren çalõşmalar sonunda büyük oranda temizlendi"

Araştõrmacõlar$ adadaki kuşlardan ve öteki hayvanlardan ölenler olduğunu$ ancak büyük çoğunluğun kurtulduğunu söylüyorlar" Ne var ki çevrebilimciler$ bu kalan çoğunluğa bakarak

tanker kazasõnõn verdiği zararõn tam olarak anlaşõlamayacağõnõ belirtiyorlar" Kuşlar ve adadaki diğer hayvanlar için zararlõ olan maddeler$ suyosunlarõ ve denizde yaşayan böcekler gibi öteki canlõ türlerine de zarar veriyor" Bu canlõlar$ daha büyük canlõlarõn besin kaynaklarõnõ oluşturduğu için$ uzmanlar denize yayõlan petrolün asõl etkisinin daha ileride ortaya çõkacağõnõ düşünüyorlar" Kimi araştõrmacõlar$ şu sõralar NASA’ya ait SeaWiFS uydusuyla$

Galapagos Adalarõ çevresindeki

"fotoplanktonlar"õn yoğunluğunu ölçmeye çalõşõyorlar" Bunlar$ okyanus yüzeyinden derinlere doğru ilk birkaç metre boyunca suda asõlõ durarak yaşayan mikroskobik canlõlar"

Fotosentez yapan bu canlõlar$ denizlerdeki besin zincirinin ilk halkasõnõ oluştururlar"

Araştõrmacõlar$ fotoplanktonlarõn durumunu izlemenin$ denize yayõlan petrolün Galapagos Adalarõndaki canlõlar üzerindeki etkisini tam olarak anlamak açõsõndan gerekli olduğunu düşünüyorlar"

“Yaratõcõlõk sõnõr tanõmaz” denir ya$ işte buna bir örnek daha" Bu fotoğraf$ kurumuş ince dallar ve çalõlarla heykeller yapan Patrick Dougherty adlõ sanatçõnõn eserlerinden birini gösteriyor" ABD’deki Ulusal Doğa Tarihi Müzesi yetkilileri$ Dougherty’i müzeye davet ederek$ ondan ziyaretçilerin önünde kendileri için de bir heykel yapmasõnõ istemişler"

Dougherty çalõşõrken$ izleyiciler de sõk sõk yanõna gelerek ona heykelin neye benzemesi gerektiği konusunda önerilerde bulunmuşlar" Gördüğünüz eser işte böyle ortaya çõkmõş"

6 Bilim Çocuk

Y

Y a a rr a a tt ›› c c ›› ll ›› k k S

S ›› n n ›› rr T T a a n n ›› m m ›› y y o o rr

(5)

Beyaz Balinalar›n Göçü

Kuzey Kutup Bölgesi yakõnlarõndaki Cook Koyu$

beyaz balinalarõn yaşam alanlarõndan biri" &+,'’li yõlardan önce burada &-''’den fazla beyaz balina yaşõyormuş" Bugünse$ bölgedeki beyaz

balinalarõn sayõsõnõn -('*)-( arasõnda olduğu sanõlõyor" Soyu tükenmekte olan hayvanlar listesinde olup özenle korunmaya çalõşõlan bu balinalar$ yaşam açõsõndan elverişsiz kõş mevsimini başka yerlerde geçirip ilkbaharda buraya geri dönüyorlar" Beyaz balinalarõn kõşõn nereye göç ettiklerinin belirlenmesi$ koruma çalõşmalarõnõn önemli bir bölümünü oluşturuyor"

Araştõrmacõlar$ kõşõ nerede ve nasõl geçirdiklerini bulmak için balinalarõ uydu aracõlõğõyla izlemeye karar vermişler" Bunun için önce iki balinayõ yakalayarak sõrtlarõna vericiler bağlamõşlar" Dört ay süreyle onlarõ izledikten sonra$ iki balinanõn$

güneye göç etmek yerine Cook koyu yakõnõnda$

yani kuzeyde dolaşmayõ yeğledikleri görülmüş"

Havadan yapõlan gözlemlerdeyse$ balinalarõn

yazõn olduğu gibi gruplar halinde dolaşmadõklarõ anlaşõlmõş" Bu bulgular$ konuyla ilgilenen herkesi (avcõlarõ$ çevrecileri ve araştõrmada çalõşan biyologlarõ) şaşõrtmõş" Çünkü$ daha önce$ Cook koyunda yaşayan balinalarõn kõş gelince gruplar halinde daha güneye gittikleri; asõl önemlisi$

buradaki balõk türlerinin de kõş gelince güneye göç ettikleri sanõlõyormuş" Öyleyse$ kõşõ burada geçiren balinalar karõnlarõnõ nasõl doyuruyorlar dersiniz? Bu bilmeceyi çözmek için

araştõrmacõlar$ gelecek kõş dört balinaya verici takarak çalõşmalarõnõ sürdürecekler"

‹nuitler Küresel Is›nmay› Anlat›yor

Uzmanlar$ Dünya’nõn ikliminde değişiklikler olduğunu ve atmosferdeki değişimler nedeniyle bu yüzyõlda iklimin küresel olarak õsõnacağõnõ açõkladõlar" Bunun en önemli nedeniyse$

atmosferdeki karbondioksit oranõnõn artmasõ"

Bilgisayar modelleri$ iklim değişikliğinden en çok etkilenecek bölgelerin kuzey kutup bölgesi ve çevresi olduğunu gösteriyor" Bazõ

araştõrmalar$ Grönland’õ kaplayan buz tabakasõnõn erimeye başladõğõnõ$ Alaska’da buzdağlarõnõn azaldõğõnõ gösteriyor"

Sõcaklõğõn çok küçük oranda artmasõ bile$ bu bölgelerdeki canlõlarõn yaşamõnda önemli değişikliklere yol açabilir"

Kanada’nõn kuzey bölgesindeki Banks Adasõ’nda yaşayan İnuitler$ yaşamlarõnõ avcõlõk ve

balõkçõlõkla sağlayan &-' kişilik bir topluluk"

İnuitler &++, yõlõnda$ bu bölgede küresel õsõnmanõn etkilerinin görülmeye başlamasõ üzerine$ bu etkilerin dökümünü çõkararak küresel õsõnma konusunda dünyanõn dikkatini çekmeye karar vermişler" Bu değişimlerin en önemlisi$ kutup ayõlarõ ve foklar gibi buraya özgü canlõ türlerinin$

bölgenin õsõnmasõyla kuzeye göç etmesi" Ayrõca$

denizin düzeyi yükselmiş ve toprağõn buzlarõ çözülmeye başlamõş" İnuitler şu sõralarda$ küresel

õsõnma konusundaki bilimsel bir projede çalõşarak$ yaşadõklarõ yerdeki değişimlerin belirlenmesine yardõm ediyorlar" Atölye

çalõşmalarõna katõlõyor$ toplantõlar düzenliyor ve yaşadõklarõ bölgedeki değişimi konu alan bir de film çekiyorlar"

n n n n n n n n n n n n n n n n n n n n n n n n n n n n A s l › Z ü l â l

(6)

May›s ay›na çok az kald›.

Bulufl fienli¤imize baflvurular›n›z elimize

ulafl›yor. fienli¤imize kat›labilmeniz için henüz geç de¤il. Bu say›m›zda da sizlere

doldurabilmeniz için kat›l›m formu veriyoruz.

Yapaca¤›n›z fley önce bir bulufl yapmak, sonra da flenli¤imizin kat›l›m formunu doldurarak buluflunuzu bize tan›tmak. Bizler daha sonra sizlere ulaflaca¤›z.

Buluflunuzun tan›t›m›n› dikkatli yaparsan›z, nas›l bir bulufl yapt›¤›n›z› daha kolay anlar›z. Buluflunuzun ne ifle yarad›¤›n› aç›kça anlatmay› da sak›n unutmay›n. ‹sterseniz buluflunuzun kendi çizdi¤iniz bir resmini ya da çekti¤iniz bir foto¤raf›n› da gönderebilirsiniz. Bulufllar›n›z›n canl›lara ve çevreye zarar vermemesi bizim için çok önemli. Çünkü, canl›lara ve çevreye zarar veren bir fleyi, baflka yönleriyle iyi bir bulufl olsa bile, flenli¤imize kabul etmeyece¤iz. fienlik

zaman› yaklafl›rken seçilen bulufllar› sizlere bildirece¤iz. Seçilen bulufllar sahipleriyle birlikte flenli¤imize kat›lacaklar. Her buluflçunun, buluflunu tan›tabilece¤i bir masas› olacak. Buluflçular, kendi bulufllar›n› izleyicilere ve jüri üyelerine

tan›tacaklar. Bulufl fienli¤imize, Ankara d›fl›ndan da kat›lman›z› bekliyoruz. Buluflu flenli¤e kabul edildi¤i halde kendisi gelemeyecek olan

buluflçular, bulufllar›yla birlikte temsilcilerini ya da yaln›zca bulufllar›n›n tan›t›m posterini

gönderebilirler. Ayr›ca, Ankara d›fl›ndan gelecek olan buluflçular›m›z›n velileriyle birlikte gelmeleri gerekiyor.

Bulufl fienli¤imizde ilk olarak bulufllar›n tan›t›mlar›

yap›lacak. Bulufllar› hem Bilim Çocuk hem de halk jürisi de¤erlendirecek. fienli¤in ikinci günü,

de¤erlendirmelerin sonuçlar› bir araya getirilecek ve kat›l›mc›lara ödülleri verilecek. Bulufl fienli¤i s›ras›nda sizlerin ve izleyicilerin kat›labilece¤i oyunlar düzenleyece¤iz. Bulufl fienli¤ine buluflçu olarak kat›lmasan›z bile flenlik alan›na gelerek bu e¤lencelere kat›lman›z› bekliyoruz. Bulufllar›n›z› ve sizi flenli¤imize bekliyoruz...

B

B u ullu ufl fl fi fie en nllii¤ ¤iim miiz ze e

K

Ka att››llm ma ay y›› U Un nu uttm ma ay y››n n

11 - 1

2 M

y› a 00 s2

1

1 1- 12 Ma

y ›s 0 2 01

Ad› : . . . .

Soyad› : . . . .

Okulunun ad› : . . . .

S›n›f› : . . . .

Telefon : . . . .

Adres : . . . .

e-posta : . . . .

Faks : . . . .

Velisinin ad› soyad› : . . . .

Buluflun ad› : . . . .

Buluflun tan›t›m› : . . . .

. . . .

. . . .

Velinin imzas› : . . . .

A d r e s

Atatürk Bulvar› No:221 Kavakl›dere 06100 Ankara Tel:0 312 427 33 21 Faks: 0 312 427 13 36

10 Bilim Çocuk

B u f o r m u 1 3 N i s a n 2 0 0 1 ’ e k a d a r p o s t a y l a y a d a f a k s l a b i z e u l a fl t › r › n .

(7)

Sizlerden büyük ilgi gören Do¤a kartlar› dizimizle ilgili ilk düflünceleri gelifltiren Gökhan Tok. Ancak, bu düflüncelerin gelifltirilip gerçe¤e dönüfltürülmesinde dergide çal›flan herkesin katk›s› var. Hepimizin amac›, sizlere e¤lenirken ö¤renebilece¤iniz fleyler sunmak.

Evet, Do¤a kartlar› dizimizin ikincisi Kufllar. Aran›zda kufllara ilgi duymayan var m›? Sevimlilikleri, renkleri, c›v›l c›v›l ötüflleri ve uçma yetenekleriyle kufllar bizi her zaman etkilemifltir. Evden d›flar› ç›kt›¤›m›zda

gördü¤ümüz ya da balkonumuzun kenar›na konan bir serçe, bizi inan›lmaz derecede mutlu eder.

Kufllar›n kimi bir parmak büyüklü¤ünde, kimiyse 3-4 metre aç›kl›¤› olan heybetli kanatlar›yla, çok çeflitli özelliklere sahiptir.

Ülkemizde kaç tür kufl yaflad›¤›n› biliyor musunuz?

400’den fazla kufl türünü ülkemizde görmek olas›.

Dergimizle verdi¤imiz 25 kart, ülkemizdeki kufllar›n çeflitlili¤ine örnek oluflturuyor. Kufl kartlar›, yak›n çevrenizdeki kufllar› da tan›man›za yard›mc› olacak.

Kartlarda yer verdi¤imiz tüm kufllar, ülkemizde görülebilen türlere ait. Büyük ço¤unlu¤uysa, bir kentte bile görebilece¤iniz türler.

Alp Ako¤lu ve Tuba Ako¤lu’nun ODTÜ Biyoloji Bölümü’nden Can Bilgin’in deste¤iyle haz›rlad›¤›

kartlardaki kufllar› nerelerde görebilece¤inizi, kartlardaki bilgi metninde verilen "yaflam alan›"

bafll›¤›n›n yan›nda bulabilirsiniz. Bu kartlar› her zaman yan›n›zda tafl›rsan›z, karfl›laflt›¤›n›z bir kuflu

tan›mlamak kolay olacakt›r sizin için.

Geçti¤imiz say›m›zda önerdi¤imiz gibi, kufl kartlar›n›zla da oyun oynayabilirsiniz. Kendiniz de oyun yaratabilir ya da orada önerdi¤imiz "nesi var?"

oyununu oynayabilirsiniz. Bunun için, kufllar›n renkleri, boyu, kanat aç›kl›¤› gibi özellikleri ve yaflam alanlar›n›

kullanabilirsiniz. Bunun yan›nda, kendiniz de birtak›m oyunlar yaratabilirsiniz.

Kufllar› Koruyal›m, A¤açlar› Koruyal›m, Dünya’y› Koruyal›m

Yafl›n›z 8-11 aras›nda m›? O zaman kufllar›, a¤açlar› korumaya yard›m edebilirsiniz! Dünya Kufllar› Koruma Örgütü Dünya’daki tüm çocuklar›n kat›labilece¤i bir yar›flma düzenledi.Yar›flmaya kat›lmak için kufllar›, a¤açlar› ve Dünya’y› korumak için bir mesaj haz›rlaman›z gerekiyor. Bu mesaj› insanlara iletmek için, resim,

flark›, fliir, öykü, web sayfas› tasar›m› gibi birçok yöntemden yararlanabilirsiniz. Atlas dergisinin de katk›lar›yla yap›lan bu yar›flmaya iliflkin bilgi almak isteyenler, Dünya Kufllar› Koruma Örgütü’nün Türkiye temsilcisi olan Türkiye Do¤al Hayat› Koruma Derne¤i’ne baflvurabilirler. Kat›l›m için son tarih 15 May›s 2001.

Türkiye Do¤al Hayat› Koruma Derne¤i Tel: 0212 528 20 30 Fax: 0212 528 20 40

Do¤a Kartlar›yla

Kufllar› Tan›yoruz

(8)

Yeni bir buluflla, bir ayg›t ya da bir yöntem gelifltirmek mümkün. Bu ayg›t kurflunkalem, silgi gibi basit araçlardan tutun da telefon,

televizyon gibi karmafl›k makinelere kadar her fley olabilir. K⤛d› daha ince yapman›n ya da sütü belirli derecede pastörize etmenin yolunu bulmaksa, bir yöntemin buluflunu yapmak demek. Buluflun en önemli özelli¤i, ürünün yeni ve kullan›fll› olmas›d›r. Kimi zaman yeni ve kullan›fll› bir ayg›t ya da yöntem bulmak u¤raflt›r›c›d›r. Birçok bulufl uzun çal›flmalar ve deneyler sonucu ortaya ç›km›flt›r. Bu yönüyle bulufllar kefliflerden farkl›d›r. Keflifler

incelemelerin ya da kimi zaman rastlant›lar›n bir sonucudur. Belki de keflif ve bulufl yapmak

aras›ndaki en önemli fark, bulufl yaparken yarat›c›l›¤›n daha fazla ön plana ç›kmas›d›r.

Buluflçu, insanlar›n s›kl›kla karfl›laflt›¤›

problemlere çözüm bulabilen kiflidir. Çözüm bulurken büyük ölçüde yarat›c›l›¤›n› kullan›r.

Yarat›c›l›k bilgi gerektirir. Ama çok da zor

de¤ildir. Beyin f›rt›nas› yaparak ve planl› çal›flarak yeni fikirler üretebilir, çok güzel bulufllar

yapabilirsiniz. Biraz cesaret!

Okul yaflam›nda s›k kulland›¤›n›z bir arac›, bir kurflunkalemi düflünelim. Kurflunkalemi

kullan›rken ne gibi zorluklar yafl›yorsunuz? Onu daha kullan›fll› hale getirmek için neler

yap›labilir? Ya da kurflunkaleme nas›l bir yenilik getirilebilir? Beyin f›rt›nas› yapman›n tam zaman›!

Bir kurflunkalem. Ama nas›l bir kurflunkalem?

Akl›m›za belki de kurflunkalemler art›k a¤açtan yap›lmas›n demek geliyor. Kurflunkalem yaparken odun yerine baflka bir malzeme kullan›labilir. Peki, kurflunkalemin art›¤› nas›l de¤erlendirilebilir?

Buna da çözüm bulunmal›. Günümüzde bulufl yaparken, buluflun çevreye etkisini de düflünmek gerekiyor. Buluflumuz çevreyi kirletmemeli. Do¤a dostu olmal›. Bu nedenle bulufl yaparken

kullan›lan malzemenin geridönüflümlü olmas›

tercih edilen bir özellik olmal›.

Kurflunkalemlerimizi s›k s›k kaybederiz. Belki onlar› renkli yapmak bu probleme çözüm olabilir. Kurflunkaleme ip tak›p, boynumuza asabiliriz. Kurflunkalemi, giyece¤imize tutturacak bir düzenek haz›rlamak da ak›ll›ca olur. M›knat›sl›

bir kurflunkalem de yap›labilir. Kurflunkalemle birlikte kulland›¤›m›z bir di¤er araç silgidir. Silgi ve kurflunkalemi birlikte kullanabilmenin çeflitli yollar› düflünülebilir. Genelde silgili

kurflunkalemlerin silgisi hemen biter. Silginin daha büyük olmas›n› sa¤layabiliriz.

Peki, biraz da kurflunkalemin boyunu düflünmeye ne dersiniz? Kullan›fll› bir kurflunkalemin boyu ne kadar olmal›d›r? Bu konuda bir anket haz›rlayabilirsiniz. Kurflunkalem kullanan herkese, arkadafllar›n›za,

ö¤retmenlerinize, ailenize görüfllerini sorun.

Onlardan ald›¤›n›z yan›tlara göre yeni bir kurflunkalem boyu bulabilirsiniz. Yaln›zca çocuklar›n kullan›m›na uygun bir kurflunkalem boyu bulmak da bir düflünce. Kurflunkalem boyuyla ilgili bir problem daha var: Kurflunkalem kulland›kça k›sal›r ve kullanmas› zorlafl›r.

Kurflunkalem küçüldü¤ünde arkas›na tak›lacak özel bir parça bu problemi çözebilir.

12 Bilim Çocuk

Bulufla

Do¤ru

Bulufla

Do¤ru

(9)

Kimi zaman kurflunkalemi kullan›rken yapt›¤›m›z ifl s›ras›nda gergin ve heyecanl› olabiliriz. Ödev yapmak, s›nav sorusu yan›tlamak gibi!

Yaflad›¤›m›z gerginlik sonucunda

kurflunkalemimizi ›s›rarak difl izleri b›rak›r›z kimi zaman. Kurflunkalemin yemek aç›s›ndan pek sa¤l›kl› oldu¤u söylenemez elbette. Ama yenebilen bir kurflunkalem düflünün!

Yeni bir düflünce gelifltirmeye çal›fl›rken akl›m›za gelen basit, saçma ya da ç›lg›n tüm düflünceler önemlidir. Bu düflünceleri herhangi bir

de¤erlendirme yapmadan bulufl defterimize yazmak çok iyi olur. Çünkü, o s›rada bize basit, saçma ya da ç›lg›nca gelen bir düflünce bizi yeni bir bulufla götürebilir.

Kurflunkalemi uzun zaman kulland›¤›m›zda parma¤›m›z ac›r. Bu problemi çözmek için kurflunkalemi tuttu¤umuz yere, parma¤›m›z›n nas›r tutmas›n› engelleyecek yumuflak bir malzeme eklenebilir. Kurflunkalemin

malzemesinde de de¤ifliklik yap›labilir. Parma¤›

ac›tmayan kurflunkalem!

Kurflunkalemin k›r›lmas›n› engellemek için neler yap›labilir? Çelik kurflunkalem! Ama sa¤lam bir çelik kurflunkalem baflka sorunlara neden olur mu? Bunu flimdi düflünmeyin. fiu anda beyin

f›rt›nas› yap›yoruz. Ancak, buluflumuzu yapmaya karar verdi¤imizde olumlu ve olumsuz yönlerini düflünebiliriz.

Bir kurflunkalemi ilginç yapman›n yollar›n› aramak da bizi bulufla götürebilir. Kurflunkalemi nas›l daha çekici yapabiliriz? Ya da daha e¤lenceli? ‹çi görünebilir kurflunkalem yapmak ya da

kurflunkalemin arkas›na sevdi¤iniz çizgifilm kahramanlar›n›n oyuncak bafllar›n› takmak

e¤lenceli olabilir. Kokulu, örne¤in çilek kokulu bir kurflunkalem de hofl olabilir. Biraz daha ileri gidelim. Saydam bir kurflunkalemin içinde küçük küçük y›ld›zlar, çiçekler, hayvanlar ya da arabalar olsun istemez misiniz?

Kalemler her zaman yan›m›zda tafl›mam›z gereken araçlard›r. Bunlar› yan›m›zda tafl›mam›z gereken di¤er eflyalarla, örne¤in, bir ajandayla ortak kullanman›n bir yolunu bulabiliriz. Ortak kullan›m için saatli kurflunkalem iyi bir fikir. Gizli kameral› kurflunkalem de güvenlik iflleri için çok uygun. Sonra, pusulal› bir kurflunkalemimiz olursa yönümüzü kaybetmeyiz. Daha bitmedi. Aynal›

bir kurflunkalem sayesinde bir yandan yazarken bir yandan da kendimize çekidüzen verebiliriz.

Hesap makineli kurflunkalem biraz zor gibi! Ama olsa ne iyi olurdu. Matematik problemlerini çözerken iflimize yarard› bu da. Bu ortak kullan›m düflüncesini daha da gelifltirelim:

büyüteçli kalem, fenerli kalem, prizmal› kalem, m›knat›sl› kalem, müzikli kalem... Beyin f›rt›nas›

yapmaya devam edin. Siz de çok güzel kalemler bulabilirsiniz.

Daha baflka sorular da düflünülebilir. Örne¤in, hem deftere hem de tahtaya yazacak bir kurflunkalem bulunabilir mi? Kurflunkalemin güzel yazmas› için ucunun siivri olmas› önemli. Buna uygun bir düzenek haz›rlamaya ne dersiniz?

Acaba yaz›m›z›n her zaman güzel olmas›n›

sa¤layacak bir kurflunkalem de yap›labilir mi?

H›zl› yazmay› sa¤layacak bir kurflunkalem de fena fikir de¤il. Düflündü¤ümüzü yazabilen kurflunkalemse bir düfl gibi görünüyor. Ama, düfllerin gerçe¤e dönüfltü¤ünü birçok kez gördük. Jules Verne "Ay’a Yolculuk" kitab›n›

yazd›¤›nda Ay’a daha gidilmemiflti örne¤in.

Kitab›n sonuna do¤ru Ay’a giden üç astronottan haber al›namaz olur. Onlar›n can dostu bir adam, her gece Ay ufukta yükselmeye bafllad›¤›nda, bir an olsun gözünü ay›rmadan, b›k›p usanmadan Ay’› izler. Onlardan bir haber almay› bekler. Umudunu kaybetmez. Kitap onun flu sözleriyle biter: "Zaten ben onlar› çok iyi tan›r›m, çok ak›ll› ve zeki insanlard›r. Onlar›n üçü, tek bafllar›na sanat, bilim ve sanayinin tüm kaynaklar›n› uzaya tafl›d›lar. Bütün bunlarla istenilen her fley yap›labilir! Görürsünüz nas›l bafllar›n›n çaresine bakacaklar!"

TTuu¤¤bbaa CCaann

RReessiimmlleeyyeenn YYii¤¤iitt ÖÖzzggüürr

(10)

14 Bilim Çocuk

G üney Kutbu

B

Bu uz zu ull Ü Üllk ke es sii

(11)

Bir astronot, Antarktika’y›

Dünya’n›n alt›nda parlayan

büyük bir lambaya benzetmifl. Biz insanlar, bu lamban›n

gerçeklerinden binlerce y›l uzak yaflad›k. Antarktika nas›l bir yer? Bu uç noktadaki co¤rafik koflullar bizim bulundu¤umuz yeri nas›l etkiliyor? Oralarda da canl›

var m›? Bütün bu sorular›n yan›tlar› bilinmeden uzun y›llar geçti. Ama insan›n bilinmeyene merak› hemen her konuda oldu¤u gibi, bu konuda da üstün geldi.

Antarktika için anlat›lan

masallar, söylenceler, yerini birer birer k›tan›n so¤uk gerçeklerine b›rakt›. Önce adland›r›ld›;

ard›ndan keflfedildi. Sonra her fley çorap sökü¤ü gibi çözüldü.

Dünyan›n çevresini sarmalayan düflsel bir kuflakt›r Ekvator. Dünyay› enlemesine iki parçaya ay›ran Ekvatorun bir yan›nda kuzey yar›mküre, di¤er yan›nda güney yar›mküre yer al›r. Bu yar›mkürelerin en uç noktalar›nda kutuplar bulunur: Kuzey Kutbu ve Güney Kutbu. Bu iki uç nokta o denli so¤uktur ki Günefl bile y›lda 6 ay boyunca sözünü dinletemez oralarda. 6 ay boyunca zifiri bir karanl›k yaflan›r; sonraki 6 ay da hep gündüz. Baflka bir deyiflle kutuplarda yaz›n Günefl hiç batmaz, k›fl›n da hiç do¤maz.

Güney Kutbu Antarktika ad› verilen k›tadan, çevresindeki Güney Okyanusu’ndan ve bu okyanusun üzerindeki adalardan oluflur. Güney Kutbu penguenlerin, foklar›n, krillerin, f›rt›na kufllar›n›n cennetidir. Bir de bilim adamlar›n›n. Bilim adamlar›, Güney Kutbu’nun karfl›konulmaz bir çekicili¤i oldu¤unu söylerler. Her biri farkl› uluslardan olmalar›na karfl›n, çal›flmalar›n› birlikte, sürekli bilgi al›flverifli yaparak paylafl›m içinde sürdürürler. Güney Kutbu neredeyse bir bilim yuvas›d›r. Antarktika’daki uluslararas› çal›flmalar Antarktik Birli¤i’nce

düzenleniyor. K›tan›n iklimsel özelliklerinin, yeralt›

(12)

zenginliklerinin ortaya ç›kar›lmas› ve iflletilmesi, orada yaflam›n› sürdüren canl›lar›n özelliklerinin belirlenmesi gibi konular bilim adamlar›n›n çal›flmalar›ndan yaln›zca birkaç›. Antarktika’da çal›flma yapan bilim adamlar›n›n amaçlar›, hem bölgenin do¤al yap›s›na zarar vermeden onu tan›mak, hem de dünyan›n gereksinimlerinin, örne¤in yak›t›n buradan nas›l karfl›lanabilece¤ine yan›tlar bulmak.

fiafl›rtan Bir Gerçek

Dünyan›n en so¤uk bölgesine, Güney Kutbu’na ait flafl›rt›c› bir gerçek, sizleri de çok flafl›rtacak:

Antarktika’da k›y› bölgelerinin d›fl›ndaki yerlere kar

hiç ya¤maz. Hele k›tan›n ortas›ndaki platolarda kara hiç rastlanmaz. Sahra Çölü’ndeki nem miktar›

bile buradakinden daha fazlad›r. Bu, flu anlama da gelir: Antarktika en so¤uk ve en kuru k›tad›r.

Dünyan›n en düflük s›cakl›¤› orada saptanm›fl: Tam –88 oC. Günefl’in do¤du¤u aylarda da Güney Kutbu pek fazla ›s›nmaz; çünkü oraya Günefl ›fl›nlar›

dik olarak gelmez. Yaln›zca parlak buzlara çarparak yans›yan ›fl›nlar Güney Kutbu’nu biraz ›s›t›r.

Bütün k›tay› kaplayan dev buzullarsa milyonlarca y›ld›r erimeyen karlar›n biraraya gelip s›k›flmas›yla oluflmufl.

Antarktika’daki bu dev buzullar, onlarca kilometre geniflli¤inde, yüzlerce kilometre uzunlu¤unda.

16 Bilim Çocuk

(13)

Buzullar›n deniz seviyesinden yukar›da kalan k›sm›n›n yüksekli¤i 90-100 metre. Denizin alt›nda kalan k›sm›n›n da yaklafl›k 700-800 m oldu¤u söylenir.

Antarktika’da 20 katrilyon ton buz oldu¤u san›l›yor. Bu buz da¤lar› k›tan›n ›ss›zl›¤›n› daha da belirginlefltiriyor. Buz setleri rüzgar›n etkisine karfl›

çok dayan›kl›. So¤uk hava afla¤› inerek yüksek düzlüklerden k›y›ya do¤ru bir ak›m oluflturuyor.

Bu ak›m›n, yani rüzgar›n h›z›ndaki en ufak bir art›fl, s›cakl›¤›n birkaç derece düflmesi anlam›na geliyor.

Burada rüzgar saatte 75 km h›zla esiyor. Bu nedenle Antarktika en rüzgarl› k›ta olarak biliniyor.

Dünya’n›n hareketinin Antarktika’daki hava ak›m›n›

nas›l etkiledi¤i art›k çok iyi biliniyor. Uydu

foto¤raflar› orada hortumlar›n Güney Kutbu’nda nas›l olufltu¤unu gözler önüne seriyor. Bu hortumlar, Antarktika ve çevresindeki okyanuslarda, dünyan›n en güçlü ve sürekli rüzgarlar›na yol aç›yor.

Buzullar Eriyor

Geçti¤imiz on y›l içinde, Güney Kutbu’ndaki üç buz kütlesi tümüyle parçalan›p da¤›lm›flt›. Bu kütlelerin ikisinin k›sa süre içinde çözülmeye bafllamas› bekleniyor. Ayr›ca, 1998’den beri buz katmanlar› kütlelerinin yedide birinden fazlas›n› yitirmifl.

Peki, Güney Kutbu’ndaki bütün buzullar›n eridi¤ini bir an için düflünelim. Ne olur dersiniz?

Buzullar› inceleyen bilim adamlar›n›n bulgular›na göre, Güney Kutbu’ndaki 20 katrilyon ton buz dünyadaki bütün buzullar›n onda dokuzunu oluflturuyor. Bir baflka deyiflle, Güney Kutbu’ndaki buzullar Kuzey Amerika k›tas›n›, Grönland’›, ‹zlanda’y›, Do¤u ve Bat› Avrupa’y›

ve Ortado¤u’nun bir k›sm›n› kaplayacak kadar buz içeriyor. Bu miktardaki buz su haline

dönüfltü¤ünde, denizlerin seviyesinin 75 metre yükselece¤i, birçok kentin sular alt›nda kalaca¤›, tar›msal alanlar›n ifle yaramaz hale gelece¤i ortada.

Antarktika’n›n Yaratt›¤› Yer:

Namib Çölü

fiaflk›nl›¤›n›z daha da artacak. Çünkü Güney Kutbu gibi bir su diyar› çölleflmeye yol açabiliyor. Peki bu nas›l olur? Gelin, birlikte ö¤renelim.

Yafl›n›n yaklafl›k 15 milyon y›l oldu¤u tahmin edilen Antarktika’daki buz tabakalar›ndaki büyüme ya da küçülme, dünyan›n iklimi aç›s›ndan bakt›¤›m›zda da çok anlam tafl›yor. Bilim adamlar›, bu buzul

hareketinin Afrika’y› nas›l etkiledi¤ini aç›kl›yorlar.

Antarktika buzullar›, buz da¤lar› biçiminde güney okyanuslar›na itilerek iklimi denetliyor. Bu itilme s›ras›nda çevredeki denizler so¤uyor ve so¤uk

(14)

ak›nt›lar meydana geliyor. Antarktika’da oluflan so¤uk ak›nt›lar kuzeye do¤ru yay›l›rken dünyan›n hareketleri ve deniz yata¤›n›n biçimine ba¤l› olarak güneydeki k›talar›n bat› k›y›lar› etkileniyor. Denizden gelen rüzgarlar, so¤uk su ak›nt›lar› yüzünden nemlili¤ini kaybedip karaya oldukça kuru esintiler halinde ulafl›yor ve çölleflmeye yol aç›yor.

Örne¤in, Namib Çölü çok yafll› bir çöl ve 15 milyon y›ld›r buzullarla kapl› olan Antarktika’n›n yaratt›¤› bir yer. Antarktika’dan kaynaklanan Benguela ak›nt›s›, Güney Afrika’n›n iklimini kurutarak, Namib Çölü’nün oluflmas›na yol açm›fl. Atlas Okyanusu’nun

güneydo¤u kesimindeki Benguela ak›nt›s› Namibya ve Angola k›y›lar› boyunca akar. Namib Çölü’nün Benguela ak›nt›s› nedeniyle de çok kuru bir iklimi var.

Güney Kutbu’na

Gitme Yüreklili¤ini Gösterenler

Milyonlarca y›ll›k bir geçmifli olan bu beyaz k›tan›n keflfedilifli ya da oraya ilk insan aya¤›n›n bas›fl›n›n üzerinden henüz pek fazla zaman geçmedi. Ama orada öyle bir yer oldu¤u, Eski Yunan’dan beri tahmin ediliyor. K›taya ad›n› Yunanl› astronomlar takm›fl. Kuzeyde görülen tak›my›ld›z ay›ya benzetilmifl ve ona Yunanca’da ay› anlam›na

gelen arktos denmifl. Daha sonra Kuzey Kutbu’nun ad› Arktika, Güney Kutbu’nun ad› da Antarktika olmufl.

Eski Yunan’da olsun Eski Roma’da olsun,

gökbilimiyle u¤raflanlar ayn› zamanda co¤rafyayla da yak›ndan ilgiliydiler. Dünyan›n da yuvarlak oldu¤una inan›yorlar ve bir yandan da haritas›nm›

haz›rlamaya çal›fl›yorlard›. ‹skenderiye’li Batlamyus da haritas›nda güneydeki bu bölgeye dikkat çekiyor. Dünyay› en gerçekçi biçimde tan›mlayan bu bilginin çizdi¤i haritada, bugünkü Hint

Okyanusu’nun güneyinde gösterdi¤i büyük kara parças›n›n çok sonralar› Antarktika oldu¤u anlafl›lacakt›.

O dönem bilginlerinin dünyaya ait bu çal›flmalar›

uzun bir süre kesintiye u¤rar. Bin y›l boyunca Ortaça¤›n karanl›¤›, bilginleri ve çal›flmalar›n› örter.

Baflka bir deyiflle, Orta ve Bat› Avrupa toplumlar›, Ortaça¤da, dini görüflleri farkl› yorumlayarak tutucu düflüncelere dalar ve bilimi yok sayarlar. Bu Rönesans’a kadar sürer. Rönesans sayesinde bilim tutuculuktan, söylencelerden kurtulup, do¤aya dönük, do¤ay› anlamaya yönelik bir sürece girer.

Eski Yunan ve Eski Roma bilginlerinin ak›lla, bilimle aç›klamaya çal›flt›klar› konular tekrar gündeme gelir. Elbette yine bilimle, sanatla, mimariyle...

15. yüzy›lda yaflayan Gerhard Merkator, Rönesans döneminin bilim adamlar›ndan biridir. Merkator'un, Batlamyus’un Antarktika düflüncesini, bir farkla örnek ald›¤› öne sürülür. Merkator da güneyde

18 Bilim Çocuk

Scott ve arkadafllar› Güney Kutbu’na Amundsen’den önce varmay›

çok istiyorlard›. Hatta bu yolculuk iki grup aras›nda bir yar›fla dönüflmüfl- tü. Scott zoru ye¤lemifl ve yolculu¤unu yürüyerek yapmaya karar ver- miflti. Yolculu¤u s›ras›nda birçok engelle karfl›laflt›.

(15)

böyle bir bölgenin varl›¤›na inan›r; ama s›n›rlar›n›n belirsiz oldu¤unu söyler. Sonraki birkaç yüzy›l boyunca Güney Kutbu’nun keflfi konusunda yap›lanlar hakk›nda kesin bir bilgi yok. De¤iflik yerlerde, de¤iflik savlar ortaya ç›km›fl.

18. yüzy›la gelindi¤inde herkesçe tan›nan kâflif Kaptan James Cook, Antarktika’y› ilk inceleyenlerden.

Yan›tlanmam›fl birçok sorunun yan›t›n› veren de o. Örne¤in, seferleri s›ras›nda karfl›laflt›¤› buz kütlesini, daha güneydeki bir buzul k›tan›n varl›¤›n›n kan›t› olarak yorumlam›flt›.

Yine Antarktika

yak›nlar›ndaki adalardaki do¤al yaflam› incelemifl, bu inceleme ve

araflt›rmalar› pek çok kâflifin ilgisini çekmiflti.

1900'lerin bafl›na gelindi¤inde, kâfliflerin, Güney Kutbu’na ulaflma düflleri, hem kendi

aralar›nda, hem de ulusal düzeydeki yar›flmalar›n bafllamas›na neden olmufltu. Örne¤in, bir ‹ngiliz keflif heyetinin lideri Robert Scott, bir konuflmas›nda

"Güney Kutbu bir ‹ngiliz taraf›ndan keflfedilmeli"

demiflti. Scott’›n rakibi Norveçli Roald Amundsen’di.

Bu yar›flma Amundsen’in zaferiyle sonuçland›. 14 Aral›k 1911’de Amundsen'in, 16 Ocak 1912’deyse, Scott’un ekibi Güney Kutbu’na ulaflt›lar. Scott, düfl k›r›kl›¤›n› flu cümlelerle ifade etmiflti: "Dostlar›ma karfl› çok mahcubum." Scott ve grubu dönüflte ne yaz›k ki donarak öldüler, ama Güney Kutbu’na yürüyerek giden tek grup olarak tarihteki yerlerini ald›lar. Amundsen ve Scott’tan iki y›l sonra Ernest H.

Shackleton da yeni bir araflt›rma yapmaya karar verdi. Shackleton baflkanl›¤›ndaki araflt›rma ekibi, 1914’te keflfe giderken gemi buzlara s›k›flarak batt›.

Gemide bulunanlar, erimeye bafllayan buzlar üzerinde kaçarak ›ss›z bir adaya s›¤›nd›lar.

Shackleton birkaç kifliyle birlikte küçük bir sandal ve yelkenle 1300 km uzakl›kta bir balina av üssüne ulaflmay› baflard›. 4 ay sonra geri dönerek arkadafllar›n› da kurtard›.

1929’da Amerikal› Richard Byrd, Antarktika’n›n keflfi çal›flmalar›na yeni bir boyut kazand›rd›. Hedefi, oraya uçakla varmak olan Byrd, maceral› bir yolculuktan sonra hedefini gerçeklefltirdi. Byrd

Çok zorlu bir yolculu¤un sonunda Scott ve grubu Güney Kutbu’na geldiler; ancak umduklar›n› gerçeklefltiremediler. Amundsen onlardan 32 gün önce Güney Kutbu’na ulaflm›flt›.

(16)

daha sonra belirli aral›klarla Antarktika’ya gitti;

hatta orada 5 ay boyunca kald›. Edmund Hillary de Güney Kutbu’na daha eski bir sistemle, traktörle ulaflm›flt›. Scott’tan sonra Güney Kutbu’na karadan ulaflan ikinci kifli Hillary'dir.

Bu kâfliflerin çabalar› sonucu Antarktika art›k bilinmez olmaktan ç›kt›. Yeni yeni çal›flmalar, araflt›rmalar, belgelenecek sonuçlarla sanki yan›bafl›m›zdaym›fl gibi bizlere yaklaflt›. Art›k Antarktika’n›n iklimini, do¤al yaflam›n›, jeolojik yap›s›n›, buz da¤lar›n› çok iyi biliyoruz. Dünyan›n dört bir yan›ndan bilim adamlar›, gezginler Güney

Kutbu’na do¤ru yol al›yorlar.

Buzlar Aras›ndaki Yaflam

Kâfliflerden baflka, insanlar›n, özellikle de Avrupa ve Kuzey Amerika’dan buraya gelenlerin amaçlar›

ço¤unlukla Antarktika’daki hayvanlardan deri ve ya¤

elde etmekti. Bu nedenle büyük çapta bir hayvan k›y›m› bafllam›flt›. Bir y›lda yaln›zca bir gemiye 100 binden fazla fok yükleniyordu. O dönemde bölgeye yaklafl›k 200 geminin gitti¤ini ve bu avlanmalar›n 30

y›l sürdü¤ünü düflünürsek, bir hayvan türünün nas›l yok olma noktas›na gelebildi¤ini de hemen anlar›z.

Bu durumun tehlikeli sonuçlar›n› sezen ‹ngilizler, balina say›s›ndaki azalmay› da görünce, 1920-1930 aras›nda, k›ta için uzun-dönemli bir araflt›rma program› gelifltirdiler. Güney Kutbu'nda flu anda yaflayan canl›lar, yaflamlar›n› büyük ölçüde bu araflt›rmalara borçlu.

20 Bilim Çocuk

Bugün foklara hem hayranl›k duyuyor, hem de yaflamlar›n› onlar› incit- meden ö¤renmeye çal›fl›yoruz. Ama buraya gelen ilk insanlar›n yakla- fl›m›, onlar› öldürerek maddi ç›kar sa¤lamak fleklindeydi.

Foklar y›l›n büyük bir bölümünü yiyecek arayarak geçirirler. Kas›m ay›

sonu, aral›k ay› bafl›nda da buz üzerinde biraraya gelerek çiftleflirler.

Gebelikleri 10 ay sürer. Yeni do¤an yavrular, içinde yaflayacaklar› su- dan önce kara ortam›na uyum sa¤larlar. Bu da vücutlar›ndaki ya¤ ta- bakas›n›n h›zla geliflmesiyle olur.

Albatroslar dünyan›n en büyük deniz kufllar›d›r.

Güney Kutbu’nda dört tür albatros ürer. F›rt›na kufllar› da albatroslar›n yak›n akrabalar›d›r. Gü- ney Kutbu’nun buz küt- leleri aras›nda yüzer ve suya dal›p çok sevdikleri krilleri avlarlar.

(17)

Güney Kutbu’nda Yaflayanlar

Kril, güney yar›mküre okyanuslar›nda besin zincirinin en önemli halkas›d›r. Norveççe'de kril, küçük bal›k ya da balina yemi anlam›na gelir. 5 cm uzunlu¤undaki bu minik canl›, sulardaki yaflam›n denge unsuru ve dünyadaki do¤al proteinin de en önemli kaynaklar›ndand›r. Ama avlanmalar›

konusunda e¤er afl›r›ya gidilirse, güney

okyanuslar›ndaki bütün canl› yaflam› da tehlikeye girecektir. Çünkü kril küçük bal›klardan balinalara kadar denizde yaflayan birçok hayvan›n besin kayna¤›. Onun say›s›ndaki azalma krille beslenen canl›lar›n aç kalmas› ve ölmesi anlam›na gelir.

Antarktika’da yaflayan bir di¤er canl› da kanatlar›

olmayan bir tür sinek. Bu sinek, Antarktika’n›n yaflayan tek böce¤i. Burada, yosunlar da, likenler de oldukça genifl alanlara yay›lm›flt›r. Kutuplardan yaln›zca birkaç yüz mil ötede, kuru vadilerde yaflayan bu canl›lar 6 ay süren gece dönemi içinde yaflamsal faaliyetlerini yavafllat›rlar. Günefl kendini gösterip buzullar erimeye bafllad›¤›nda bu canl›larda da yaflam belirtileri bafllar. Günefl enerjisinin kendilerine ulaflmas›yla geliflmelerini sürdürürler. Peki, ortam bu kadar so¤ukken yaflam nas›l bu kadar canl› kalabiliyor dersiniz? Bu sorunun yan›t›n› bilim adamlar› flöyle veriyor:

"Antarktika’da canl›lar çevrelerine uyum sa¤layarak yaflamda kalabiliyorlar."

Burada yaflayan bir di¤er canl› grubu da bal›klar.

Buradaki bal›klar›n kanlar›nda donmay› önleyici baz› maddeler (antifriz) bulunur. Bal›klar bu maddelerin varl›¤› sayesinde bu kadar so¤u¤a uyum sa¤lam›fllar.

Bir anatomi uzman› 1999 y›l›nda Antarktika'n›n dondurucu sular›nda dört yeni bal›k türü daha buldu. Ross Denizi'nde yap›lan araflt›rmalarda rastlant› sonucu bulunan bu bal›klar, Antarktika'daki bal›k türü çeflitlili¤ini de gözler önüne serdi. Bu bal›klar›n evrimsel geliflmeleri s›ras›nda, vücudunda ya¤ oran› fazla olanlar dipte yaflamay› b›rakm›fl ve de¤iflik derinliklerde yaflayabilir duruma gelmiflti.

Foklarsa vücutlar›ndaki ya¤ sayesinde dondurucu so¤uktan kendilerini korurlar. Kulakl› fok, kürklü fok, fil foku, pars foku, gerçek fok Güney Kutbu’nda yaflayan foklardan.

Penguenler, albatroslar ve f›rt›nakufllar›ysa Güney Kutbu’nun kufllar›. Bu kufllar, ›s› kayb›n› önleyen özel sistemleri sayesinde so¤uktan korunurlar.

Örne¤in penguen, kan ak›fl h›z›n›, atardamarlar›n çap›n› de¤ifltirerek denetler. Böylece ayaklar› hiç üflümez. Ayr›ca tüylerinin çok s›k ve ya¤l› olmas›

ve deri alt›ndaki 2-3 cm’lik ya¤ tabakas› sayesinde de ortama uyum sa¤lar. Penguenler birbirlerine sokularak da ›s›n›rlar.

Antarktika'da buz gölünün derinliklerinde buzdan geçen günefl ›fl›¤›n› kullanarak yaflamlar›na devam eden bakteri topluluklar› da bulundu. Donmufl göl suyunun de¤iflik derinliklerinde fotosentez yaparak ve atmosferdeki azotu kullanarak yaflayan bu canl›lar, bilim adamlar›n› bile flafl›rtt›lar. Çünkü, buzun içinde hiçbir yaflam olamayaca¤›na inan›l›yordu. Bu bakteri topluluklar›n›n bulunuflunun bir di¤er anlaml›

sonucu da flu: Bu ortamda yaflam oldu¤una göre, neden di¤er gezegenlerde de yaflam olmas›n?

Mikroorganizmalar›n burada yaflayabilmeleriyse flöyle aç›klan›yor: Buzun içinde kalan koyu renkli toprak taneciklerinin Günefl ›fl›¤›n› emerek çevresindeki buzu suya dönüfltürmesi.

Bilim adamlar› Antarktika'da binlerce y›l önce, su henüz s›cakken yaflam›fl çok say›da farkl› türün fosillerini de buldular. Ancak, bu çeflitlili¤in suyun so¤umas›yla birlikte azald›¤› düflünülüyor. Do¤al koflullar›ndaki zorluklar yüzünden binlerce y›l

uza¤›nda kald›¤›m›z Güney Kutbu, yaz›m›zda sözünü etti¤imiz özellikleriyle varl›¤›n› sürdürmeye çal›flan, dünyam›z›n en uç noktas›. Kimilerine göre buras›

son cennetimiz. Ama, hâlâ baz› insanlar bu uç noktada ozon tabakas›n› inceltmeyi, penguenlerin yaflam alan›na uçak pisti yapmay›, hayvanlar›n soylar›n› tehlike alt›na sokacak derecede afl›r›

avlanmay›, sular› at›klar›yla kirletmeyi,

vurdumduymaz biçimde sürdürüyorlar. Oysa, oras›

gerçekten de dünyadaki son cennetimiz.

Gülgûn Akbaba

(18)

sever, sever, sever ama en çok metali sever

uçak, kay›k, flapka, ev yaratt›¤›n her fley güzel olur!

katla, k›r›flt›r, büzüfltür tüm gerçekleri sorufltur

Yharfi mi, makas m›?yoksa soru iflaretimi? amaç bunubulmak m›?..

sar›, k›rm›z›, mavi, yeflil,mor hepsi onun içinde, bulmak zor!

e

ev e ev vd vd de de e b e b biilliim biilliim m m

aç kapa tuttur da tuttur nesneleri bulufltur...

Bir Bebe¤in

Cinsiyeti Nas›l Belirlenir?

B i r a z d a K a l t m !

Bir insan›n özelliklerini baz› bilgiler belirler. Bu bilgiler, hücrelerin çekirde¤inde bulunan ve özelliklerimizi belirleyen çok küçük ipliksi yap›lar olan kromozomlarda bulunur. Bir bebe¤in cinsiyetini ise

cinsiyet kromozomlar›ndaki bilgiler belirler. Difliler iki X kromozomuna, erkeklerse bir X ve bir Y kromozomuna sahiptir. Diflinin cinsiyet kromozomlar›n›n bulundu¤u hücreye yumurta, erke¤in cinsiyet kromozomlar›n›n bulundu¤u hücreye sperm denir. Bu iki hücre anne karn›ndaki yumurta borusu içinde birleflir. Bu olaya döllenme denir.

Döllenme sonucunda oluflan hücreye zigot ad› verilir. E¤er yumurta, erke¤in Y kromozomunu tafl›yan bir sperm taraf›ndan döllenirse bebek erkek olur. Yumurta erke¤in X kromozomunu tafl›yan bir sperm

taraf›ndan döllenirse, bebek k›z olur. Buna göre, bir bebe¤in k›z ya da erkek olma flans› yar› yar›yad›r. Bu, yaz›-tura oyununa benzer. Bozuk paray› havaya atar›z. Para yere düfltü¤ünde ya yaz› ya da tura gelir.

T›pk› bunun gibi, yumurtay› dölleyecek sperm de X ya da Y kromozomu tafl›yan bir hücre olabilir.

Gerekli Malzeme

●‹ki fincan ●K⤛t

●Kalem ●Beyaz ve sar› leblebi (kuru fasulye ve nohut da olabilir)

Haydi Bafllayal›m

K⤛da iki büyük daire çizin. Bu dairelerin her biri bir çocu¤u gösterecek. Bir fincana yumurtay› temsil etmek üzere iki sar› leblebi at›n. Spermi temsil etmek için de

(19)

yayl› k›skaç gözünü dört aç...

yuvarla, döndür, sar, çevir, sonunda de¤ifltir...

öteki fincana bir sar› bir beyaz leblebi at›n. Bakmadan bir elinizle bir fincandan, öteki elinizle de ikinci fincandan birer leblebi al›n. Ald›¤›n›z leblebileri dairelerden birinin içine yerlefltirin. Ayn› ifllemi öteki daire için de yap›n. Bu deneyi tekrar tekrar yaparsan›z sonucun

de¤iflmeyece¤ini göreceksiniz. Dairelerin birinde iki sar›, ötekinde bir sar› bir beyaz leblebi olacakt›r. Yani bebek XX kromozomlar›na sahipse k›z, XY kromozomlar›na sahipse erkek olarak dünyaya gelecektir.

Çal›malar›m›z› ‹lerletelim

Bir bebe¤in k›z ya da erkek olma flans› gerçekten yar›

yar›ya m›d›r? E¤er 4 çocu¤u olan 3 aile varsa her birinin iki k›z, iki erkek çocu¤u olabilir mi? Bunu bulmak için yumurta fincan›na 12 sar› leblebi yerlefltirin. Babalar›n spermlerinin say›s› çok, annelerinse her ay bir yumurtas›

geliflti¤inden, sperm fincan›na 12 beyaz, 12 sar› leblebi yerlefltirin. Sonuçlar› kaydetmek için bir tablo haz›rlay›n.

Her iki fincandan birer leblebi al›n ve ilk ailenin ilk dairesine (1. çocuk) bu leblebi çiftini yerlefltirin. Tüm ailelerin dairelerine leblebi çiftlerini koyun. Bunu birkaç kez yap›n. Ayn› sonuçlar› m› elde ediyorsunuz, farkl›

sonuçlar m› buluyorsunuz?

Bir bebe¤in k›z ya da erkek olma flans›n›n yar› yar›ya oldu¤unu ö¤rendik. 15 ailenin bebeklerinin k›z ya da erkek olma flans›n› nas›l buluruz? Bunu ö¤renmek amac›yla bir tablo haz›rlay›n. Bir bozuk para bulun. Tura k›z, yaz› erkek bebek olsun (tersi de olabilir). Her aile için s›rayla paray› at›n. Tura m›, yaz› m› oldu¤unu tabloya kaydedin. 15 ailenin sonuçlar›n› karfl›laflt›r›n. Bu deneyi tekrar tekrar yaparsan›z ne bulursunuz?

say tanecik say dök tanecik dök...

önce, sonra, flimdi, bitti... az ekle, çokekle,kar›flt›rbekle...

...yumuflak m›, kuru mu? bu kolay bir soru mu?..

Tu¤ba Can

Aile Ad› 1.Çocuk 2. Çocuk 3. Çocuk 4. Çocuk K›z Erkek Çengel Ailesi

Gündo¤an Ailesi

Yücel Ailesi

(20)

Çinliler, yaklafl›k bin y›l önce barutu buldular. Barutun yanmas›yla ortaya ç›kan büyük patlama ve

dumandan korkan Çinliler, o zamanlar bunu yaln›zca dinsel törenlerde kötü ruhlar› kovmak için kulland›lar.

Daha sonralar› barut, 14. yüzy›lda Avrupa'da kullan›lmaya baflland›. Ancak bu patlay›c› kar›fl›m›n Avrupa'da nas›l ortaya ç›kt›¤› hâlâ kesin olarak bilinmiyor. Çin'den ticaret yollar›yla geldi¤i varsay›lsa da, barutun 14. yüzy›lda Avrupa'da Alman rahip Berthold Schwarz taraf›ndan yeniden keflfedildi¤i düflünülüyor. 16. ve 18. yüzy›llar aras›nda askeri teknolojinin geliflmesiyle birlikte savafl alanlar›nda havan toplar› ve fiflekler kullan›lmaya baflland›. Bu silahlar, daha sonralar› savafllar›n d›fl›nda da insanlar›n karfl›s›na ç›kt›. Krallar, çocuklar›n› evlendirecekleri zaman daha coflkulu bir kutlama yapmak amac›yla askerlerine bu fiflek ve havan toplar›n› tören

gecelerinde atefllettirirlerdi. ‹lk havai fiflek gösterileri

böylece yap›lmaya baflland›. Daha sonralar› savafllar kazan›ld›¤›nda, bayramlarda, törenlerde ve baflka kutlamalarda da bu gelenek sürdürüldü. Askerlerin zamanla bu gösterilerde uzmanlaflmalar›yla, günümüzde izledi¤imiz modern havai fiflekler gelifltirildi. Bu durum, yaln›zca havai fiflekler ve gösterileriyle ilgilenen, piroteknik ad›nda bir bilim dal›n›n do¤mas›na da neden oldu. Piroteknik sözcü¤ü, havai fiflekleri konu edinen bilim ve sanat anlam›na gelir. Bugün izledi¤imiz rengârenk havai fiflekleri uzman piroteknikerler tasarlar.

Havai fiflekler nas›l yap›l›r?

Geçmifl y›llarda askerler, gösterilerde kullanmak üzere yapt›klar› fiflek ve roketleri elde üretmifller ve bu ifli yaparken, makineleri hiç kullanmam›fllard›.

Günümüzde de havai fiflekler hâlâ elde yap›l›yor.

Çünkü, makineler elektrikle çal›flt›klar› için,

24 Bilim Çocuk

Gökyüzünde fiölen Var!

Bir havai fiflek gösterisiyle karfl›laflt›¤›m›z zaman, çok heyecanlan›p olan

biteni hayranl›kla izleriz. Gecenin ortas›nda, parlak bir gökyüzünde bir

anda gürültülü bir patlama ve çevreye saç›lan rengarenk ›fl›k demetleri

çok etkileyici görünür. Patlamalar ve ›fl›k gösterileri çok k›sa sürse de,

gerçekte havai fifleklerin çok uzun bir geçmifli var.

(21)

yaratt›klar› küçük bir k›v›lc›m bile havai fifleklerin yap›m›nda kullan›lan patlay›c› maddelerin tutuflmas›na yol açabiliyor.

Tüm dünyada kullan›lan havai fifleklerin yüzde 80’i Çin’de üretiliyor. Bu ülkede havai fifleklerin üretiminde çal›flanlar, büyük bir dikkatle fiflek parçalar›n› teker teker birlefltirip havai fiflekleri atefllenmeye haz›r hale getiriyorlar. Bir kifli fifle¤in yak›t› olan ve havada gürültüyle patlayan barutu dikkatle doldururken, baflka bir kifli de barutu atefllemeye yarayan fitili yerlefltiriyor. Son olarak fifle¤in sivri tepesi tak›yor ve fifle¤in gövdesine tahta bir çubuk yap›flt›r›yor. Küçük bir rokete benzeyen fiflek, tahta çubuk yard›m›yla yere sabitleniyor ve fitil yak›larak ateflleniyor.

Bu renkler ve biçimler nas›l yarat›l›yor?

Havai fifleklerin renklerinin ve biçimlerinin nas›l belirlendi¤ini hiç düflündünüz mü? Gerçekte bunlar› bildi¤iniz basit kayaç mineralleri oluflturur.

Fifle¤in sivri bafll›¤›n›n içine s›k›flt›r›larak

yerlefltirilen bu mineraller, yan›nca birbirlerinden h›zla ayr›larak çevreye saç›l›rlar. ‹flte o zevkle izledi¤imiz rengarenk biçimler böyle oluflur.

Günümüzde, piroteknik bilimindeki geliflmeler sayesinde, uzmanlar her gün de¤iflik renk ve biçimlerde havai fiflekler yaratmaya bafllad›lar.

Havai fiflekler dört ana renkten oluflur: Yeflil, k›rm›z›, mavi ve sar›. Yeflil rengi veren mineral baryumdur. K›rm›z› renk stronsiyumdan, mavi renk bak›r mineralinden elde edilir. Sar› rengi

oluflturmak içinse sodyum gerekir. Ayr›ca mineralleri kar›flt›rarak da farkl› renkler elde

edilebilir. Örne¤in, turuncu renk, stronsiyum ve sodyumun kar›flt›r›lmas›yla ortaya ç›kar. Titanyum, zirkonyum ve magnezyum kar›flt›r›l›rsa ortaya gümüfl rengi ç›kar. Mor renkse bak›r ve

stronsiyum kar›fl›m›ndan oluflur. Havai fifleklerin patlad›ktan sonra, de¤iflik biçimlerde saç›lmalar›n›

da yine mineraller sa¤lar. ‹nce taneli demir ve kömür parçac›klar›, alt›n renginde k›v›lc›mlar yarat›r. Saç›lan parlak ›fl›klar, ince taneli

alüminyum tozuyla elde edilir. E¤er daha iri taneli alüminyum parçac›klar› kullan›l›rsa daha uzun süren ve dufltan akan suya benzeyen görüntüler ortaya ç›kar.

Önce güvenlik!

Havai fifleklerle yap›lan ›fl›k gösterileri çok güzel olsalar da, her y›l dünyan›n birçok yerinde, bu gösteriler s›ras›nda binlerce kaza yaflan›r.

Kazalar›n nedeni ço¤unlukla, insanlar›n patlay›c›

fifleklerle u¤rafl›rken dikkatsiz olmas›ndan

kaynaklan›r. Uzmanlar havai fifleklerle u¤raflanlar›

kulak ve göz yaralanmalar› konusunda dikkatli olmalar›n› öneriyor. Bu nedenle havai fifleklerle u¤raflmak iflini yetiflkinlere b›rakmakta yarar olabilir. Ancak o ola¤anüstü gösterileri izlemeyi de kaç›rmamak gerek.

n n n n n n n n n n n ÇÇaa¤¤aattaayy YY››llmmaazz

Tüm dünyada kullan›lan havai fifleklerin yüzde 80’i Çin’de üretiliyor. Havai fifleklerin üretiminde çal›flanlar, fiflek parçalar›n› dikkatle tek tek birlefltirip havai fiflekleri atefl- lenmeye haz›r hale getiriyor- lar. fiimdiye dek yap›lan en büyük havai fiflek Japonya’da f›rlat›lm›fl. 15 Temmuz 1998’de f›rlat›lan bu fiflek tam 700 kg a¤›rl›¤›nday- m›fl ve gökyüzünde patlad›¤›nda 1200 m çap›nda bir alana yay›lm›fl.

Kendi havai fiflek gösterinizi kendiniz yarat›n!

Hay›r, hay›r! Elbette size arka bahçenizde bir havai fiflek gösterisi yapman›z› önermiyoruz. Yapaca¤›n›z gösteri sanal bir gösteri olacak.

www.aristotle.net/july4th/fireworks/show.html adresine girdi¤iniz zaman, önce gösteriyi yapaca¤›n›z kenti seçiyorsunuz. Sonra dört de¤iflik renk ve büyüklükteki havai fiflekleri istedi¤iniz s›rayla f›rlatarak kendi gösterinizi yarat›yorsunuz. ‹sterseniz bu ifli müzik eflli¤inde de yapabilirsiniz. Bir baflka seçenek de arkan›za yaslan›p bilgisayar›n kendi seçti¤i bir gösteriyi izlemek.

Rahip Berthold Schwarz, barutla deney yaparken

(22)

Dünya’m›z döndü¤ü için, bize gökyüzü

dönüyormufl gibi görünür. Bu nedenle, ilkbahara girdi¤imiz bu günlerde, gökyüzünde yeni bir manzara karfl›l›yor bizi. Bir süredir gökyüzünü süsleyen baz› tak›my›ld›zlar batarken, ilkbahar ve yaz tak›my›ld›zlar› da yükseliyor.

‹lkbahar aylar›nda gözleyebilece¤imiz en önemli tak›my›ld›zlar Bo¤a, ‹kizler, Büyük Ay›, Aslan, Çoban, Baflak ve Herkül. K›fl gökyüzünde de bulunan ‹kizler ve Arabac›, art›k yavafl yavafl gökyüzünü terk ediyor; ancak hâlâ gözlenebiliyorlar. Bu

tak›my›ld›zlar›n yan›s›ra erken saatlerde Avc›, Büyük Köpek, Küçük Köpek ve Bo¤a gibi k›fl tak›my›ld›zlar›n›

gözleyebilirsiniz. Avc›’daki Betelgüz, Büyük

Köpek’teki Aky›ld›z ve Küçük Köpek’teki Prokyon’un oluflturdu¤u k›fl üçgeni, Mart ve Nisan aylar›nda da yeterince yüksekte. K›fl üçgenini, May›s ay›nda da akflam›n erken saatlerinde bat›-güneybat› ufku üzerinde görebilirsiniz. E¤er yaz tak›my›ld›zlar›n› da gözlemek isterseniz, gecenin ilerleyen saatlerini beklemeniz gerekecek.

Eski ça¤lardan bu yana ilkbahar›n geliflini

müjdeledi¤i düflünülen tak›my›ld›zlar ve y›ld›zlar var.

Bunlardan biri Aslan Tak›my›ld›z›. Aslan, ilkbahar aylar› süresinde gökyüzünde oldukça iyi bir

konumdad›r ve simgeledi¤i canl›ya en çok benzeyen tak›my›ld›zlardan biridir. Bu sayede onu gökyüzünde kolayca bulabilirsiniz. ‹fle, Aslan’›n bafl›n› bularak bafllay›n. Aslan’›n bafl›, sa¤-sol tersli¤i olan bir soru iflaretine (baflka bir deyiflle, soru iflaretinin aynadaki görüntüsüne) ya da bir ora¤a benzer. Soru iflaretinin noktas›n› oluflturan parlak y›ld›z, Regulus’tur. Bu y›ld›z aslan›n kalbini simgeler.

Aslan›n bafl›n› bulduktan sonra, dergimizdeki gökyüzü haritas›na bakarak onun geri kalan›n›

kolayca tamamlayabilirsiniz.

‹lkbahar aylar›nda, akflamüzeri do¤u ufkundan yükselen parlak bir y›ld›z görürsünüz. ‹flte bu y›ld›z Arkturus’tur. Çoban Tak›my›ld›z›’nda yer alan Arkturus, eski ça¤lardan bu yana, ilkbahar›n geliflini müjdeleyen en önemli y›ld›zd›r. Çoban Tak›my›ld›z›’n›n birçok eski kültürde yeri var. Bu tak›my›ld›z, baz› kültürlerde bir araba sürücüsüne, baz›s›ndaysa bir ay›y› (Büyük Ay›) kovalayan avc›ya benzetilmifl.

Gökyüzündeki en parlak y›ld›zlardan biri olan Arkturus, ömrünün son aflamalar›na gelmifl, k›rm›z›

dev aflamas›nda bir y›ld›z. Bu y›ld›z, Günefl’le ayn›

kütleye sahip olmas›na karfl›n, çap› onunkinin yaklafl›k 27 kat› ve ondan yaklafl›k 100 kez parlak.

Arkturus’un bu özelli¤i, onun turuncu görünmesine yol açar. E¤er y›ld›za dikkatlice bakarsan›z, turuncu rengini kolayca farkedebilirsiniz. Bir dürbününüz varsa, Arkturus’a onunla bak›n. Bu sayede, y›ld›z›n rengini alg›laman›z daha kolay olacakt›r.

Çoban Tak›my›ld›z›’n› bulurken, Büyük Ay›’dan yararlanabilirsiniz. Kepçenin sap›, bu tak›my›ld›z›

gösterir. Sap›n gösterdi¤i do¤rultuda biraz ilerlerseniz, Arkturus’a ulafl›rs›n›z. Çoban Tak›my›ld›z›’n›, bir dondurma külah›na da benzetebilirsiniz. Böylece onu bulman›z daha kolay olabilir.

Çoban’›n güneyinde yer alan Baflak Tak›my›ld›z›, çok parlak y›ld›zlara sahip olmamas›na karfl›n,

‹lkbahar ve Gökyüzü

A s l a n T a k › m y › l d › z ›

26 Bilim Çocuk

(23)

bulundu¤u bölgedeki y›ld›zlar›n sönük olmas›

nedeniyle belirgindir. Baflak, gökyüzünde en genifl alan› kaplayan ikinci tak›my›ld›zd›r. Baflak’›n en parlak y›ld›z› Spica, mavi-beyaz renkli ve çok parlak bir y›ld›zd›r. Bize en yak›n y›ld›z olan Aky›ld›z’dan gerçekte 120 kat parlak olmas›na karfl›l›k, uzakl›¤›

nedeniyle ondan sönük görünür.

Gezegenlerden Jüpiter ve Satürn, May›s ay›na de¤in gözlenebiliyorlar. ‹ki gezegen de uzunca bir süredir gökyüzümüzü süslüyorlar. Ancak, art›k erkenden bat›yorlar. Bu gezegenler, Mart ay›nda hâlâ oldukça yüksekteler. Onlar› görmek için, hava karard›ktan sonra güneybat› yönüne do¤ru bakman›z yeterli. Onlar›, parlakl›klar› sayesinde kolayca bulabilirsiniz. Jüpiter ve Satürn, May›s sonuna do¤ru iyice alçalm›fl olacak ve gözden kaybolacaklar.

Mars, Mart’ta geceyar›s›ndan biraz sonra do¤uyor. Nisan ve May›s aylar›nda gezegen giderek daha erken do¤maya bafllayacak. Mars, çok parlak bir gezegen olmasa da turuncu rengiyle dikkat çekiyor. Gezegeni görmek için güneydo¤u ufkuna do¤ru bakmal›s›n›z.

Venüs’ü görmek isterseniz, Nisan ay›ndan itibaren sabah Günefl do¤madan k›sa bir süre önce do¤u ufku üzerine bakmal›s›n›z. Merkür’se, May›s’›n ortalar›na do¤ru, akflam Günefl

batt›ktan k›sa bir süre sonras›na kadar görünecek. Gezegeni gözlemek için, Günefl batt›ktan yaklafl›k bir saat sonra bat› ufku üzerine bakmal›s›n›z. Havan›n tümüyle

kararmas›yla birlikte Merkür de batm›fl olacak.

n n n n n n n n n n n n Alp Ako¤lu

Aky›ld›z Kapella

Prokyon Regulus

Arkturus

Spica Vega

Betelgüz

ÜÇGEN‹KIÞ Kral

Büyük Ay›

Çoban

Kraliçe

Aslan

Baßak

Karga

Arabac›

Jüpiter Kutupy›ld›z›

‹kizler

GÜNEY KUZEY

DOÚU BATIKüçük

Köpek

(24)

1991 y›l›nda, Avusturya ve ‹talya

aras›ndaki Ötztal Alpleri'nde bir çukurda yar›s› buzla örtülü bir ceset bulundu.

Bulunan bu buzdan mezar, bundan yaklafl›k 5000 y›l önce ölmüfl olan bir adama aitti. Eflyalar›yla birlikte bulunan bu kahverengi mumya, binlerce y›ld›r buz tabakalar› sayesinde bozulmadan kalabilmiflti. Bedeni o kadar iyi

durumdayd› ki bilim adamlar› son yedi¤i yeme¤i bile tahmin edebiliyorlard›. Bu,

"buz adama" Ötztal Alpleri'nde bulundu¤u için Ötzi ad› verildi.

Ötzi’nin giysisi, silah› ve eflyalar› bize, M.Ö. 3000 y›llar›nda Alp da¤lar›ndaki insanlar›n nas›l yaflad›klar› hakk›nda birçok bilgi veriyor. Ötzi’nin av aletleri ve giysileri incelenerek hangi zamanda yaflad›¤› belirlendi. Özellikle, elinde tuttu¤u düflünülen baltas›n›n bak›rdan olmas› yaflad›¤› dönemi belirleyen önemli bir ipucu oldu.

30 Bilim Çocuk

Adam kaç›yordu… Sürüklenerek da¤a ç›kt›. Birkaç kaburgas› k›- r›ld›¤› için, her soluk al›fl›nda, ona ac› veren bir a¤r› saplan›yor- du gö¤süne. Bu arada bir a¤aç dal›ndan yapt›¤› yay›n› da s›k›ca tutuyordu. Yaz›n, köyünün hayvanlar›n› bu da¤daki otlaklara götürdü¤ü için her yeri çok iyi biliyordu. Gökyüzündeki o koyu renkli bulutlar›n da kar f›rt›nas›n›n habercisi oldu¤undan emin- di. Birden, o s›rada yak›n›nda oldu¤u ve daha önceleri so¤uktan korundu¤u, kayadan çukurlu¤u hat›rlad›. Korunaca¤› yere do¤ru sürüklenerek ilerledi. Yay›n› kayaya dayad› ve içinde oklar› bu- lunan, deriden yap›lm›fl oklu¤unu bir tafl›n üzerine koydu. Çok korkuyordu ve bitkindi. Ottan yap›lm›fl mantosunu dar omuz- lar›na örttü ve sol yan›na dönüp uyudu. So¤u¤u vücudunda daha fazla hissetmedi ve bir daha uyanamad›…

Cilal› Tafl Devri’nde insanlar›n topluluklar halinde yaflamaya bafllamalar›yla köyler ku- rulmufltu. Köyde yaflam, tar›mla u¤raflman›n bafllamas› demekti. Silah yap›m› da on- lar için önemli bir u¤raflt›. Silah ve kesici aletler, daha çok odun ve çakmaktafl›ndan yap›l›yordu. Ayr›ca, yiyeceklerini piflirmek için atefl yakmay› da ö¤renmifllerdi. Bu ya- flam biçimi, sürekli bir çabay› gerektiriyordu.

Ötzi’yle Geçmifle

Yolculuk

(25)

Cilal› Tafl Devri’nde insanlar köylerde topluluklar halinde yaflamaya bafllam›fllard›. A¤açtan yapm›fl olduklar› evlerinin damlar›n› otlarla kapl›yorlard›.

Keçi, koyun ve domuz gibi hayvanlar›

evcillefltirerek hayvanc›l›k yap›yorlard›. Yemek için bu¤day ve arpa ekiyor, yani tar›mla

u¤rafl›yorlard›. ‹nsanlar, bu devirde yiyeceklerini kaplarda piflirmeye bafllad›lar. Bafllang›çta tafltan yapt›klar› kaplar›n yerini, daha sonralar›

çamurdan kaplar almaya bafllad›. Yapt›klar› bu kaplar› önceleri güneflte kurutuyorlard›. Daha dayan›kl› olmas› için sonradan bunlar› piflirmeye bafllad›lar. Yavafl yavafl yarat›c›l›klar›n› kullanarak çömlekler ve heykeller yapmaya bafllad›lar.

Ötzi, büyük bir olas›l›kla köyünün yafll›lar›ndand›.

O zamanlarda insanlar›n yaflam süresi bizimkine göre çok k›sayd›. Otuz yafl›n› geçebilenlerin say›s› çok azd›. Ötzi yaklafl›k k›rkbefl

yafllar›ndayd›. Gerçek bir tafl devri yafll›s›yd›. Çok s›k hastalan›yordu. Kamburdu, dizi ve s›rt›

a¤r›yordu. Vücudunun birçok yerinde dövmeler vard›. Bu dövmelerin iyi görünmek için de¤il, a¤r›lar› iyilefltirmek için yap›ld›¤› düflünülüyor.

Çünkü dövmeler, belkemi¤ine, baca¤›na ve ayak bile¤ine yap›lm›flt›. Ötzi de köyün di¤er erkekleri gibi köyden uzakta avlanmaya gidiyordu. Bu arada kad›nlar köyde yap›lmas›

gereken ifllerle u¤rafl›yorlard›. Avlanan

hayvanlar›n etleri ateflte pifliriliyor, derilerinden giysiler yap›l›yordu. Ötzi de böyle giysiler giyiyordu. ‹nsanlar ço¤unlukla ormana gidiyor, üzüm veya yakacak odun topluyorlard›. Ötzi, a¤açlar›n kabuklar›nda geliflen kavmantarlar›n›

topluyor, daha sonra da onlar› kurutup toz haline getiriyordu. Çünkü, bu kurutulmufl mantar

tozu çok çabuk tutufluyordu. Bir çakmaktafl›n›

baflka bir tafla çarparak k›v›lc›m ç›kmas›n›

sa¤layan Ötzi, böylece bir kab›n içine koydu¤u bu mantar tozlar›n›n yanmas›n› sa¤l›yordu.

Çakmaktafl›ndan silah ve kesici aletler de

yap›l›yordu. Ayr›ca, daha sert ve cam görüntüsünde bir tür volkanik tafl olan

obsidiyenden de b›çak yap›l›yordu. Ötzi, bazen keçi, çok ender olarak da ay› avl›yordu.

Peki, Ötzi’nin son yolculu¤unda yan›nda, neden bak›r baltas› ve yap›m›n› bitiremedi¤i yay› vard›?

Neden, oklu¤unda at›lmaya haz›rlanm›fl birkaç ok vard›? Belki de olay flöyle olmufltu: Ötzi’nin

Ötzi’nin yaflad›¤› dö- nemlerde insanlar avla- d›klar› hayvanlar› yiyor- lard›. Bunun için erkekler s›k s›k ava gidiyorlard›.

Ötzi, ok ve yayla 90 metre uzakl›ktaki bir hayvan› öldürebiliyordu.

Avc›lar hayvanlar›n› köy- lerine tafl›yorlard›. Çok a¤›r avlar›n› bir sopaya as›p yard›mlaflarak tafl›- yorlard›. Kürkünden giysi yapabilecekleri vaflak da ifle yarar bir avd›.

Cilal› Tafl Devri’nde avlan- mak bir zorunluluktu. Çün- kü, yaflam› sürdürebilmek için yiyecek gerekiyordu.

En ifle yarar yiyecekler- den biri hayvanlardan el- de ettikleri etti. Hayvanla- r› ok ve baflka kesici aletlerle avl›yorlard›. Silahlar›n› kendileri yap›- yorlard›. Ötzi de sert çal›lardan ok yap›yor, okun uç k›s›m›na da çak- maktafl›ndan yapt›¤› sivri parçalar› yerlefltiriyordu. Okun di¤er ucu- na hufl a¤ac›ndan elde etti¤i yap›flkan bir maddeyle birkaç tüy ya- p›flt›r›yor ve ince bir iplikle bunu sar›yordu. Tüyler okun, hedefine daha kolay ulaflmas›n› sa¤l›yordu.

Referanslar

Benzer Belgeler

Bütün bu deneyler hayvanların dil-benzeri bir iletişim yaratabileceklerini açıklar.Washoe’nun sahipleri Gardnerlar kendilerini eğitmen olarak görmezler ve Washoe’ya

-kurt -ayı -tilki -yılan -aslan -geyik -fil -maymun -zebra -kaplan -zürafa -kertenkele -karınca -arı -böcek b-nasıl ses çıkarırlar:.

bütün bu hayvanlara evcil olmayan hayvan denir derim.şimdi size bir soru soracağım bakalım soruma kim cevap verecek derim.parmak kaldıranları pekiştirip birer yıldız

52-Öğrenciye ormanda yaşayan hayvanlardan hem ot hem etle beslenen hayvan hangisidir diye sorulduğunda ayı olduğunu

Vitaminlerin büyük kısmı kimyasal yöntemlerle ucuz olarak sentezlenmesine rağmen komplex yapıdaki birkaç vitamin (B 12 ve Riboflavin ) ancak biyokatalizle

 İlaç üretimi amacı ile düzenlenen hayvanlar (kan, idrar ya da süt içerisinde Genetik olarak düzenlenmiş biyoaktif moleküllerin-kan pıhtılaşma faktörleri,

Bu karnivor zooplanktonlar direkt olarak herbivor zooplanktonlar üzerinde beslenebilirler ve bu yüzden besin zincirinde trofik seviye veya sadece besin

Kuyruklu kurbağalar ilk olarak ön bacağını öne atar daha sonra arka ve ters taraftaki ayak öne hareket eder düzenli yapılan bu hareketlerle yer değiştirme sağlanır2. Bu