• Sonuç bulunamadı

DÜŞÜK SOSYOEKONOMİK DÜZEY İLKÖĞRETİM ÇOCUKLARINDA ÇİNKO DESTEĞİNİN KAYGI DÜZEYLERİNE ETKİSİ

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "DÜŞÜK SOSYOEKONOMİK DÜZEY İLKÖĞRETİM ÇOCUKLARINDA ÇİNKO DESTEĞİNİN KAYGI DÜZEYLERİNE ETKİSİ"

Copied!
8
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

DESTEĞİNİN KAYGI DÜZEYLERİNE ETKİSİ

Yasemin ÜÇKARDEŞ*, S. Ebru ÇENGEL KÜLTÜR**, Elif N. ÖZMERT***, Fatih ÜNAL****, Kadriye YURDAKÖK***,

ÖZET

Amaç: G ü n ü m ü zde, p s ik iy a tr ik b o z u k lu k la r d a a lte r n a tif te d a v i y a k la ş ım la r ın d a n biri o la r a k m ikronutri- e n t d e s t e ğ i verilm esin in so n u çla r ı a ra ştırıla n b ir kon udur. B u m ik ro n u trien tlerd en biri o la n çin k o, ö z e llik ­ le m e r k e z i sin ir s is te m in d e k i etk ileri n e d e n iy le d i k k a t e k s ik liğ i h ip era k tiv ite b o z u k lu ğ u n d a ö n e m k a z a n ­ mıştır. H a y v a n ç a lış m a la r ın d a k a y g ı belirtileri ile d e ilişkili o la b ile c e ğ i belirtilen çin kon u n , ilköğretim ç o c u k la r ın d a d e s t e k te d a v i o la r a k u y g u la n m a sı v e k a y g ı belirti d ü z e y in e etk ile rin e ilişk in ç a lış m a bu lu n ­ m a m a k ta d ır . B u ç a lış m a d a ç in k o d es te ğ in in r is k g ru bu o la r a k k a b u l e d ile n d ü ş ü k s o s y o e k o n o m ik d ü z e y ilköğ retim ç o c u k la r ın d a k a y g ı belirti d ü z e y in e etk isin in a ra ştırılm a sı a m a çlan m ıştır. Yöntem: R a n d o m iz e p l a s e b o kon rollü b u ç a lış m a y a 2 2 6 ilköğ retim ü çü n cü s ın ıf ö ğ ren cisi katılm ıştır. Ç a lış m a g ru b u n a g ü n lü k 15 m g e le m e n te l ç in k o içer en şu ru p , kon trol g ru b u n a i s e p l a s e b o şu ru p 1 0 h a ft a s ü r e ile verilmiştir.

Ç o c u k la r d a D urum luk- S ü rekli K a y g ı E n v a n teri (ÇDSKE; S ta te- T rait A n xiety In v en tory f o r C hildren , STAIC) k u lla n ılır a k k a y g ı belirtileri değ erlen dirilm iştir. Sonuçlar: Ç a lış m a s o n u n d a S ü rekli K a y g ı E n v a n teri (SKE) p u a n ın ın ç in k o v erilen g ru p ta 3 7 ,3 9 ± 5 ,9 6 d a n 3 5 ,2 3 ± 6 ,9 6 ’a v e p l a s e b o g ru b u n d a 3 6 ,0 7 ± 6 ,0 5 d a n 3 3 ,5 5 ± 7 ,4 6 ’a düşm ü ştü r. SK E p u a n ın d a k i b u a z a lm a , h e r iki g ru p ta is ta tis tik s e l o la r a k a n la m lı bulunm uştur. Tartışma: Ç in ko d es te ğ in in k a y g ı belirtileri ü z erin e e tk is i ile p l a s e b o e tk is i a r a s ın ­ d a b ir f a r k o lm a d ığ ı görülm üştür. K a y g ı b o z u k lu ğ u o la n ç o c u k la r d a y a p ıla n ç a lış m a la r f a r k l ı s o n u ç la r verebilir.

Anahtar sözcükler: çin k o, d e s t e k ted a v i, k a y g ı

SUMMARY: THE EFFECT OF ZINC SUPPLEMENTATION ON THE ANXIETY SYMPTOMS OF PRI­

MARY SCHOOL CHILDREN FROM LOW SOCIOECONOMIC LEVEL

Objective: A ltern a tiv e tre a tm en ts in clu din g m icron u trien t su p p le m en ta tio n h a v e b e e n s e a r c h e d in p s y ­ ch iatry in m an y s tu d ie s recen tly . O ne o f th em is th e zin c s u p p le m en ta tio n w h ic h w a s f o u n d to b e e f f e c ­ tive in th e trea tm en t o f a tten tion d e fic it h y p eractiv ity d iso rd er. In a n im a l s tu d ie s its d e fic ie n c y h a s b e e n f o u n d to b e r e la te d w ith a n x iety lik e b e h a v io r s . In p rim a r y s c h o o l ch ild r en zin c su p p le m en ta tio n was

s e a r c h e d in f e w s tu d ie s . In th is stu d y it was a im e d to s e a r c h th e e ffe c t o f zin c su p p le m en ta tio n o n th e lev el o f a n x iety sy m p to m s . M eth od : T h e stu d y was d e s ig n e d a s a ra n d o m iz ed , p l a c e b o co n tro lled trial.

2 2 6 th ird -g ra d e c h ild ren r e c e iv e d 15 m g e le m e n ta l zin c d a ily o r p l a c e b o f o r 1 0 w e e k s . S ta te- T rait A n xiety In v en tory f o r C h ild ren (STAIC) was used to e v a lu a t e th e lev el o f a n x iety sy m p to m s . R esu lts: It w a s f o u n d th a t trait a n x iety s c o r e s o f STAIC d e c r e a s e d sta tistic a lly sig n ifican tly f r o m 3 7 ,3 9 ± 5 ,9 6 to 3 5 ,2 3 ± 6 ,9 6 in th e zin c s u p p le m en ta tio n grou p a n d f r o m 3 6 ,0 7 ± 6 ,0 5 to 3 3 ,5 5 ± 7 ,4 6 in th e p l a c e b o grou p.

D iscu ssion : In th is stu d y , it w a s f o u n d th a t zin c s u p p le m en ta tio n in a h ig h r is k g ro u p o f p rim a r y s c h o o l ch ild r en le d to a d e c r e a s e in a n x iety lev el. On th e o th e r h a n d , th is e ffe c t w a s n o t sig n ifican tly su p er io r to p l a c e b o e ffe c t o n a n x iety lev els. It m a y b e p o s s i b l e to o b s e r v e d iffe r e n t resu lts in a g ro u p o f ch ild ren w ith a n x iety s y m p to m s a t clin ical level.

Key words: zinc, su p p le m en ta tio n , a n x iety sy m p to m s

G İRİŞ

"Psikonöroimmünoloji", "immünonöroendokri- noloji" gibi değişik adlarla adlandırılan alanda araştırmaların artması ile birlikte mikronutrientle- rin beyin ve davranış üzerine etkilerini araştıran ve birer tedavi yaklaşımı olarak değerlendirilmelerini sağlayan çalışmalar da artmıştır. Bu uygulamalar­

da, psikiyatri için en iyi örneklerinden biri depres­

* Uzm. Dr., B a ş k e n t Üniv. Tıp F a k ., Ç o c u k S ağ lığ ı v e H a s ta lık la r ı A n ab ilim Dalı, A n k a ra .

** Yrd. D oç. Dr., H a c e tte p e Üniv. Tıp F a k ., Ç o c u k R u h S ağ lığ ı v e H a s ta lık la r ı A n ab ilim Dalı, A n k a ra ,

*** P rof. Dr., H a c e tte p e Üniv. Tıp F a k ., Ç o cu k S ağ lığ ı v e H a s ta lık la r ı A n ab ilim Dalı, A n k a ra ,

**** Prof. Dr., H a c e tte p e Üniv. Tıp F a k . Ç o c u k R u h S ağ lığ ı v e H a s ta lık la r ı A n ab ilim Dalı, A n k a ra ,

yondur. Bir çalışmada, depresyon tedavisi alan hastaların %54'ünün ilaç tedavisine ek olarak mik- ronutrient ve benzeri tedavileri kullandığı belirlen­

miştir (Knaudt ve ark. 1999). İlaç tedavisi yanında ek tedavi olarak önerilebilen mikronutrientlerden biri olan çinko karbonhidratların, yağ asitlerinin, protein ve nükleik asitlerin metabolizmasında gerekli 100'den fazla enzim için essansiyel kofak- tördür (Toren ve ark. 1996). Bu nedenle de nöropsi- kolojik gelişim ve beyin işlevlerinde önemli bir eser element olduğu düşünülmektedir. Çinko, çocukluk dönemi psikiyatrik bozuklukları içinde en çok Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu ile ilişkili bulunmuştur. Bu ilişki çinkonun, dopa­

min düzenlemesinde önemli bir rolü olan, melato-

Ç o c u k v e G e n ç lik R u h S a ğ lığ ı D erg isi : 1 6 (3) 2 0 0 9

(2)

nin hormonunun üretimi ve modülasyonunda yer alması ile açıklanmaya çalışılmıştır (Akhondzadeh ve ark. 2004, Arnold ve DiSilvestro 2005, Bekaroglu ve ark. 1996, Bilici ve ark. 2004, Toren ve ark. 1996).

Çinkonun eksikliği ilk defa 1960'larda tanımlan­

mış olup, Ortadoğu ülkelerinin sorunu olarak algı­

lanmakla birlikte günümüzde, sınırda çinko eksik­

liğinin gelişmiş ülkelerin de sorunu olabileceği tar­

tışılmaktadır. Ülkemizde yapılan bölgesel ve Türkiye genelindeki araştırmalarda serum çinko düzeyi düşüklüğünün sıklığı %20 ve üzerinde bulunmuştur (Kilic ve ark. 1998, Wetherit ve ark.

1992). Bu oran ile çinko eksikliği bir halk sağlığı sorunu olarak kabul edilmektedir (Benoist ve ark.

2007). Çinko eksikliğinin kan çinko düzeyi düşme­

den önce davranış sorunlarına ve dikkat eksikliği­

ne yol açtığı hayvan deneylerinde gösterilmiştir (Golub ve ark. 1994, 1996). Dikkat eksikliği ve dav­

ranış sorunlarının yanısıra, sıçanlarda yapılan araştırmalarda 4 haftalık çinko kısıtlamasını taki­

ben anksiyete benzeri davranış değişikliği gözlen­

miştir (Takeda ve ark. 2007). Ayrıca sıçanlarda yapılan araştırmalarda çinko desteğinin psikolojik strese karşı antidepresan benzeri etki gösterdiği rapor edilmiştir (Cieslik ve ark. 2007, Nowak ve ark. 2003). Hayvan çalışmalarına karşın insanlarda özellikle de ilköğretim çağı çocuklarda yapılan destek tedavisi çalışmaları sınırlıdır. İlkokul çağı çocuklarda yapılmış çalışmalar dikkat ve öğrenme dahil nörobiliş üzerine odaklanan çalışmalardır.

Bu çalışmada, çinko eksikliği yönünden risk altın­

da olduğu kabul edilen düşük sosyoekonomik düzey (SED) ilköğretim çocuklarına uygulanan çinko desteğinin, çocukların kaygı düzeylerine etkisi araştırılmıştır.

YÖNTEM

Araştırma, çift kör plasebo kontrollü müdahale araştırması düzeninde ve "İlköğretim Çocuklarında Çinko Eksikliği ve Çinko Suplementasyonunun Okul Başarısı ve Davranış Özellikleri Üzerine Olan Etkisi"

başlıklı araştırmanın parçası olarak yapılmıştır.

Düşük SED ailelerin çinko eksikliği açısından yük­

sek risk grubunu oluşturması nedeniyle okul seçi­

minde düşük SED temsiline önem verilmiştir.

Örneklem Ankara Yenimahalle Yeşilevler İlköğretim Okulu üçüncü sınıf öğrencilerinden oluşmuştur. Çalışma başlangıcında Okuldaki tüm

3. sınıf öğrencilerinin öğretmenleri ve aileleri ile görüşülmüştür. Ailelere, çinkonun çocuk sağlığı üzerine olan etkisi hakkında bilgi verilip, araştır­

manın çift kör plasebo düzeni anlatılmıştır. 2004­

2005 öğretim yılı, ilk yarıyılında okumakta olan ve herhangi bir kronik sistemik hastalığı olmayan 252 üçüncü sınıf öğrencisinden 226'sının ailesi çalışma­

ya katılmayı kabul etmiştir. Ailelere ve öğretmen­

lere anketlerin doldurulması konusunda eğitim verilmiştir. Ailelerin çalışmaya katılımı için yazılı onayı alınmıştır.

Çalışma için Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Etik Kurul'u ve Sağlık Bakanlığı İlaç ve Eczacılık Genel Müdürlüğü onayı alınmıştır.

Çinko Desteği

Elementer çinko (Çinko Sülfat) dozu çalışmadan ayrılan kişi sayısını sınırlamak amacıyla etkin en düşük dozda, 15 mg/gün dozunda verilmiştir.

Her sınıf rastgele yöntemle iki gruba ayrılmıştır.

Öğrencilere haftada 5 gün, okulda beslenme saa­

tinde, 5 mililitrelik bir ölçeğin içinde 15 mg ele- menter çinko içeren Zinco adlı şurup ve plasebosu öğretmenler tarafından 10 hafta süreyle verilmiştir.

Zinco adlı şurup ve plasebosu bağış olarak bir firma tarafından hazırlanmış ve etiketlenmiştir.

Hem araştırmacı hem de öğretmenler ilaç ve plase- boya kör olarak, her sınıfın yarısına A kodlu şurup, diğer yarısına O kodlu şurup verilmiştir. Bu dönemde sınıf öğretmenleri tarafından hastalık ve yakınma kaydı tutulmuştur. Çalışmaya okul ve ailelerin uyumunun izlenmesi, ilaç temini ve olası ilaç yan etkilerin takibi için araştırmacı tarafından haftada iki kez okul ziyareti yapılmıştır.

Labaratuar Değerlendirmesi

Çocuklara yapılacak olan çinko desteğinin etkisini göstermek amacıyla, sistematik örnekleme yoluyla 110 kişiden oluşan bir grup oluşturulmuştur.

Serum çinko düzeyini belirlemek için kan örnekle­

ri sabah aç karnına alınmıştır. Kan örneklerinde serumda çinko düzeyi ölçümü Randoks marka çinko kiti kullanılarak, spektrofotometrik olarak Hacettepe Üniversitesi İhsan Doğramacı Çocuk Hastanesi biyokimya laboratuarında çalışılmıştır.

Serum çinko ölçümleri pmol/L olarak hesaplan­

mıştır. Okul çağı çocuğu için normal değerler 9,8­

16,8 pmol/L olarak kabul edilmektedir.

(3)

Kaygı Düzeyi Değerlendirmesi

Çocukların kaygı düzeyleri açısından değerlendi­

rilmesi amacıyla Çocuklarda Durumluk- Sürekli Kaygı Envanteri (ÇDSKE; State- Trait Anxiety Inventory for Children, STAIC) kullanılmıştır.

ÇDSKE kişinin belirli koşullarda ve koşullardan bağımsız olarak genelde hissettiği kaygı seviyesini ölçmek amacıyla Spilberger tarafından geliştiril­

miştir (Spielberger 1973). Çocuklar için durumluk- sürekli kaygı envanterinin uyarlama, geçerlik, güvenirlik çalışması Özusta tarafından yapılmıştır (Özusta 1995). Özbildirime dayalı olan ÇDSKE her biri 20 maddelik iki ölçekten oluşur. Durumluk kaygı envanteri (DKE) ile gerginlik, sinirlilik, telaş, tedirginlik gibi geçici kaygı durumları ölçülmekte­

dir. Sürekli kaygı envanteri (SKE) ile kaygı yatkın­

lığında kalıcı bireysel farklılıkların ölçümü amaç­

lanmıştır. Uygulama sırasında DKE testle ilgili ya da test koşullarında ortaya çıkacak tedirginlik ve heyecan gibi duygusal olaylara duyarlı olduğun­

dan SKE'den önce verilmiştir. Ölçeklerdeki her madde belirtilerin şiddetine göre 1-3 puanları ara­

sında değerlendirilmektedir. Her iki ölçekten de alınabilecek en yüksek puan 60 en düşük puan ise 20 dir.

Diğer Ölçümler

Bütün çocuklar fizik muayene ile değerlendirilmiş­

tir. Çalışmacıların hazırladığı soru formu ile ailele­

rin beslenme özellikleri (çinko kaynağı olan besin­

ler ile fasulye ve nohut gibi çinkonun emilimini bozabilecek besinleri içeren) ve diyetle alınan gün­

lük çinko miktarı değerlendirilmiştir. Büyüme ve boya göre vücut ağırlığı oranı değerlendirmesi Amerikan Ulusal Sağlık İstatistikleri Merkezi (National Center for Health Statistics, NCHS) veri­

lerine göre değerlendirilmiştir. Bu özelliklere iliş­

kin sonuçlara yazarların Acta Paediatrica dergisin­

de yer alan makalesinden ulaşılabilir (Üçkardeş ve ark. 2009). Ailelerin sosyoekonomik-sosyokültürel düzeyi (SED) Hollingshead-Redich ölçeği kullanı­

larak sınıflanmıştır. Ölçeğin, CASH'den (Comprehensive assessment of symptoms and his­

tory, Andreasen 1987) Türkçe'ye çevirisi Tiryaki tarafından yapılmıştır. Bu ölçek ile beş ayrı SED tanımlanmıştır. "Varlıklı, eğitimli toplumsal kat­

manda aile" "1" olarak, "üniversite eğitimi almış, meslek sahibi ya da yüksek idari konumda anne- baba" "2" olarak, "küçük iş adamı, memur ya da vasıflı işçi, lise mezunu anne-baba" "3" olarak,

"yarı vasıfk işçi, lise düzeyinin altında eğitimli anne-baba" "4" olarak, "yarı vasıfk işçi, eğitimsiz, ilköğretim düzeyinde eğitimli anne-baba" "5" ola­

rak kodlanır. Ailenin sosyoekonomik-sosyokültü- rel düzeyi belirlenirken anne ya da babadan en yüksek düzeyde olanın durumu esas alınmıştır.

İstatistiksel Analiz

Veri analizi Statistical Package for Social Science (SPSS) 11 istatistik paket programı kullanılarak analiz edilmiştir. Parametrik test varsayımlarını yerine getiren bağımsız grupların ortalamaları ara­

sındaki farkı değerlendirmek için "İki Ortalama Arasındaki Farkın Önemlilik Testi" uygulanmıştır.

Bağımsız grupların nitelik olarak tanımlanan değişken yönünden farklılığının değerlendirilmesi için ''Ki-Kare Testi" uygulanmıştır.

Çinko ve plasebo grubunda, ölçümle belirtilen bir değişken yönünden müdahale öncesi ve sonrası fark olup olmadığını test etmek için ''Paired Samples t Test''kullanılmıştır.

Çinko ve plasebo grubunda, nitelik olarak belirti­

len bir değişken yönünden müdahale öncesi ve sonrası fark olup olmadığını test etmek için ''Mc Nemar Testi"kullamlmıştır.

BULGULAR:

Çalışmaya katılan 226 çocuktan 8'i çalışmadan devamsızlık, ilaca uyum sağlayamama ve ailenin taşınması nedeni ile ayrıldı. Çalışmanın tamamına katılan 218 öğrencinin 109'u çinko, 109'u ise plase­

bo grubunda idi. Çinko grubundaki çocukların;

54'ü (%49,5) kız, 55'i (%50,5) erkek, plasebo gru­

bundaki çocukların 56'sı (%51,4) kız, 53'ü (48,6) erkek idi ve cinsiyet dağılımı her iki grupta benzer­

di (p=0,89). Çalışmaya katılan çocukların yaş orta­

laması; çinko grubunda 8,45±0,67, plasebo grubun­

da 8,50±0,69 olarak bulundu ve yaş ortalamaları yönünden iki grubun benzer olduğu görüldü (p=0,58).

Ailelerin Hollingshead Redich Skalasına göre SED puanlaması çinko grubunda 4,74±0,9, plasebo gru­

bunda 4,73±1,1 olarak bulunmuştur (p=0,94). Hem çinko grubu (%77.9) hem de plasebo grubunda (%71.6) ailelerin çoğu yarı vasıf! işçi, eğitimsiz ya da ilkokul düzeyinde eğitimli anne-babalardan oluşmuştur. SED dağılımı her iki grupta benzerdir (p=0,70). Her iki gruptaki çocukların beslenme özellikleri ve büyüme değerlendirmeleri benzerdi

(4)

(Tablo 1). Yaşa göre boy ve vücut ağırlığı 10 persen- tilin altında olan çocukların sıklığı benzerdi.

Çalışma ve kontrol grubunda boya göre vücut ağırlığı 0,90'ın altında olan çocukların sıklığı açı­

sından gruplar arasında fark bulunmamıştır (p=1).

Çalışma başlangıcında çinko grubunda boya göre vücut ağırlığı 0,90'ın altında olması nedeni ile mal- nütrisyon tanısı konulan çocuk sıklığı, çinko des­

teği ile % 40,2'den % 26,2'ye düşmüştür (p=0,006).

Plasebo grubunda ise %40,4'den %30,8'e düşmüş­

tür (p=0,052).

Beslenme Özellikleri Çinko s: 109

(Ort.±ss)

Plasebo s: 109

(Ort.±ss) p

Evde aylık tüketilen et (kg) 2,68±2,06 2,83±2,52 0,68

Evde tüketilen aylık kuru baklagil(kg) 3,77±3,60 3,34±2,52 0,35

Günlük evde tüketilen ekmek (adet) 6,58±3,33 5,63±2,42 0,018

Çocuğun günlük tükettiği ekmek (adet) 1,00±0,58 0,90±0,47 0,19

Çocuğun tükettiği günlük süt (ml) 240±155 228±122 0,58

Çocuğun tükettiği günlük yoğurt (ml) 165±77,8 168±85,9 0,81 Ort.: ortalama, ss: standart sapma

Tablo 1 : İlaç Grubuna Göre, Ailenin ve Çocuğun Beslenme Özellikleri.

Çinko desteği öncesi kan alınan 110 çocuktan çinko grubunda (s:56) olanların serum çinko düzeyi orta­

lamaları 18,45±2,75 pmol/L, plasebo grubunda (s:54) ise 18,15±2,73 pmol/L olarak bulunmuş ve iki grup arasında farklılık olmadığı saptanmıştır (p=0,49). Serum çinko düzeyi değerleri ortalama­

da referans aralıktan (9,8-16,8 pmol/L) yüksek bulunmuştur. Her iki gruptada Serum çinko düzeyi değeri referans değerin altında olan çocuğa rastlanmamıştır. İzlemde her iki grupta serum çinko düzeylerinde anlamlı düzeyde artış olmuş­

tur. Serum çinko düzeyi çalışma grubunda 19,50±2,41 pmol/L değerine, plasebo grubunda ise 19,19±1,80 pmol/L'e çıkmıştır (sırasıyla p: 0,011 ve p: 0,013).

Müdahale öncesinde, SKE puanları çinko grubun­

da 37,39±5,96, plasebo grubunda 36,07±6,05 olup, DKE puanları çalışma grubunda 31,14±6,92, plase- bo grubunda 30,93±6,54 olarak bulunmuştur.

Çinko ve plasebo grupları arasında başlangıçtaki ÇDSKE puanları yönünden istatistiksel olarak anlamlı bir fark saptanmamıştır. Müdahale sonrası her iki grupta da SKE puanlarında belirgin düşme görülmüştür (Tablo 2).

Başlangıç Müdahale Sonrası

Ort ± ss Ort ± ss p

Çinko Grubu (s: 109)

Durumsal (s:99) 31,14±6,92 30,52±7,01 0,41

Sürekli (s:101) 37,39±5,96 35,23±6,96 0,007

Plasebo Grubu (s: 109)

Durumsal (s:105) 30,93±6,54 29,98±6,69 0,16

Sürekli (s:105) 36,07±6,05 33,55±7,46 0,002 Ort.: ortalama, ss: standart sapma

Tablo 1 : Müdahale Sonrası ÇDSKE Puanlarındaki değişimler.

TARTIŞMA

Bu çalışmada çinko desteğinin yüksek risk gru­

bunda olan ilköğretim çocuklarında kaygı belirtile­

rine olan etkisi araştırılmıştır. Çinko destek çalış­

maları, çinko eksikliği ve kaygı düzeyleri arasında­

ki neden-sonuç ilişkisini göstermede kullanılabile­

cek en iyi yöntem olarak kabul edilebilir. Çinko desteğinin, büyüme ve malnütrisyon üzerindeki etkisini belirlemek için de benzer yöntemin kulla­

nılması önerilmektedir (Bhatnagar ve Taneja 2001).

Bunun en önemli nedeni bireysel çinko eksikliğini tanımlamak için kabul görmüş bir yöntem olma­

masıdır. Çinko desteği çalışmalarında literatürde en sık kullanılan yöntem, serum çinko düzeyinin ölçümüdür. Çinko suplementasyonunun büyüme üzerine olan etkisini inceleyen 33 randomize kont­

rollü çalışmanın metaanalizinde; çocuklarda, populasyonun ortalama plazma çinko konsantras­

yonunun, absorbsiyonun en iyi göstergesi olduğu saptanmıştır (Brown ve ark. 2002).

Çinko eksikliği ve çinko desteğinin etkisini araştı­

ran çalışmalarda; çinko düzeyi ölçümü için atomik absorbsiyon spektrofotometri yöntemi kullanıl­

maktadır ve sıklıkla aynı bireyde birden fazla biyo­

lojik örnekte çinko ölçümü yapılmaktadır.

Araştırma bütçesinin kısıtlılığı nedeniyle serum çinko düzeyi ölçümü için kalorik spektrofotomet- rik yöntem kullanılmıştır. Araştırmada kullanılan ölçüm yöntemi bireysel çinko eksikliğini tanımla­

mak için yetersiz kabul edilebilir. Çalışma başlan­

gıcında alınan kan örneklerinde hesaplanan serum çinko düzeyi ortalamalarının referans değerlerin üzerinde olması; ölçüm yönteminin kabalığı veya

(5)

ölçüm yönteminde sistematik hata yapılmış olma­

sı ile açıklanabilir.

Bizim çalışmamızda, hem kontrol grubu hem de çinko desteği verilen grupta kalorik spektrofoto- metrik olarak bakılan serum çinko düzeylerinde çalışma sonunda anlamlı bir artış görülmüştür.

Ayrıca, çalışma başlangıcında çinko grubunda boya göre vücut ağırlığı 0,90'ın altında olması nedeni ile malnütrisyon tanısı konulan çocuk sıklı­

ğı, çinko desteği ile %40,2'den %26,2'ye düşmüştür (p=0,006). Plasebo grubunda ise %40,4'den %30,8'e düşmüştür (p=0,052).

Müdahale sonrası serum çinko düzeyindeki artış ve malnütrisyon sıklığındaki azalmanın her iki grupta da anlamlı düzeyde olması, yapılan bilgi­

lendirmelere bağlı artan beslenme konusunda far- kındalık ile, ailelerin çocuklarının beslenme özel­

liklerinde değişiklik yapmış olması ya da öğret­

menlerin beslenme saatine özen göstermesi ile açıklanabilir.

Çinko vücutta depolanmamaktadır. Çinko home- ostazisi günlük alım ile ilgilidir. Risk altındaki gruba yapılan çinko desteğinin değişik organ sis­

temlerindeki etkisi günler ve haftalar içinde başla­

maktadır. Okul çağı çocuğuna yapılan çinko deste­

ğinin santral sinir sistemi üzerine olan etkisini araştırmak için yapılacak destek çalışmalarının kısıtlı olması nedeni ile en uygun destek süresi bilinmemektedir. Çalışma süresi uzadıkça; enerji metabolizmasında değişiklik olması, enfeksiyon sıklığının azalmasına bağlı olarak mikronütrient kaybının azalması, iştah artmasına bağlı olarak, değişik vitamin ve mineral alımının artması gibi faktörlerin santral sinir sistemi fonksiyonlarını ve davranış özelliklerini etkileyebileceği düşünülm­

üştür. Ayrıca; çalışma süresinin uzun olması duru­

munda çevresel ve sosyal olayların davranış üzeri­

ne olan etkisinin artabileceği tahmin edilmiştir. Ve çinko desteğinin etkisini görmek amacıyla çalışma süresi 10 hafta ile sınırlandırılmıştır.

Daha önce yapılan çinko desteği çalışmalarında, bizim çalışmamızda verilen dozdan çok daha yük­

sek dozlarda çinko kullanılmıştır. Düşük doz çinko verilmesinin, çalışmaya ailelerin uyumunu arttıra­

cağı tahmin edilmiş ve Dünya Sağlık Örgütü'nün önerdiği sınırlar içerisinde çinko verilmiştir.

Çinko eksikliğinin beyinde sinaptik iletimi yaygın

olarak etkilediği kabul edilmektedir. Bu etkilenme­

nin de en çok amigdala ve hipokampusta olduğu düşünülmektedir (Korhonen ve ark. 2003, Takeda ve ark. 2005a, Takeda ve ark. 2005b). Bu nedenle çinko eksikliği ile ilişkili olarak beklenen davranış değişimleri aktivite düzeyinde değişim, dikkat sorunları, öğrenme, bellek ve duygu dışavurumu­

na ilişkin sorunlardır (Takeda ve ark. 2006). Çinko eksikliğinin santral sinir sistemi üzerindeki etkile­

rini gösteren vaka-kontrol ve kesitsel olarak pek çok çalışma yapılmakla birlikte çinko desteğinin okul çağı çocuklarındaki davranışsal ve bilişsel etkisini araştıran az sayıda çalışma bulunmaktadır.

Gibson ve arkadaşları (1989) 5-7 yaşlarında, büyü­

me geriliği ve hafif çinko eksikliği olan Ontariolu 60 erkek çocuğa 12 ay süre ile 10mg/gün elemen- ter çinko verilmesinin ortalama dikkat sürelerinde değişikliğe neden olmadığını rapor etmişlerdir.

Cavan ve arkadaşları (1993) Guetemala'lı 7-8 yaş­

larında 162 vaka ile çift kör plasebo kontrollü çalış­

ma yapmışlar ve 10mg/gün elementer çinkonun 25 hafta süre ile verilmesinin; mental konsantras­

yon ve kısa süreli bellek üzerinde etkili olmadığını rapor etmişlerdir. Sandstead ve arkadaşları (1998) ise Çin'de 6-9 yaşlarında 740 okul çocuğunda yap­

tıkları araştırma sonunda 20mg/gün elementer çinkonun multivitaminle birlikte veya tek başına verilmesinin; ince ve kaba motor becerileri geliştir­

diğini ve dikkat sürekliliğini sağladığını rapor etmişlerdir.

Bu çalışmaları takip eden 10 yıl boyunca perinatal ve süt çocukluğu dönemine yönelik olarak çinko desteğinin büyüme ve gelişme üzerine olan etkile­

rini araştıran çalışmalar rapor edilmekle birlikte;

okul çağı çocuklarına yapılan çinko desteğinin nörolojik ve psikolojik etkisini inceleyen çalışma yapılmamıştır. Hayvan deneylerinde çinko eksikli­

ği ile kaygılı davranış sıklığının arttığı bildirilmek­

tedir. Bununla birlikte çinko desteğinin kaygı belir­

tilerine etkisini araştıran ilköğretim çocuklarında yapılmış çalışma bulunmamaktadır. İnsanlarda kısıtlı sayıda yapılan çalışmalarda; çinko desteği­

nin davranış özellikleri üzerine olan etkisi sadece dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu (DEHB) olan çocuklarda olumlu ve tutarlı bir şekilde göste­

rilmiştir (Akhondzadeh ve ark. 2004, Bilici ve ark.

2004). DEHB olmayan, sağlıklı çocuklarda yapılan çalışmalarda çinko desteğinin dikkat ve bellek gibi bilişsel işlevlerdeki etkisi çelişkili görünmektedir (Black 2003, Cavan ve ark. 1993, Gibson ve ark.

1989, Sandstead ve ark. 1998). Çalışmamızda 10

(6)

hafta sonunda, SKE puanı, çinko verilen grupta 37,39±5,96'dan 35,23±6,96'a ve plasebo grubunda 36,07±6,05'dan 33,55±7,46'a düşmüştür. SKE pua­

nındaki bu azalma, her iki grupta istatistiksel ola­

rak anlamlı bulunmuştur. Bu durum her iki grup­

ta da serum çinko düzeylerinde anlamlı artış olma­

sı ile ilişkili olabileceği gibi, ailelerin ve çocukların beklentileri ile de ilişkili bir plasebo etki olabilir.

Plasebo etki vitaminlerin depresyon belirtilerine etkisinde de gösterilmiştir (America ve Milling 2008).

Bu çalışmanın en önemli kısıtlılıkları, serum çinko düzeyini belirlemede kullanılan yönteme ilişkin kısıtlılıklar olması ve çinko eksikliğinin tanımlan­

maması, çalışma sonuçlarının sağlıklı çocuklarla yapılmış olması nedeniyle klinik gruplara genelle­

nebilir olmamasıdır. Bir diğer önemli kısıtlılık da, müdahalede bulunulmayan (eğitim, izlem dahi yapılmamış) bir kontrol grubunun alınmamış olmasıdır.

Bizim sonuçlarımıza göre düşük SED ilköğretim çağı çocuklarına yapılan 15 mg/gün çinko desteği­

nin ÇDSKE ile değerlendirilen SKE puanlarını olumlu olarak etkilediği ama bu etkinin plasebo- dan farklı olmadığı söylenebilir. Bu çalışma çinko eksikliği açısından yüksek risk grubu olan bir grup sağlıklı çocukla yapılmıştır. DEHB olan çocuklarla sağlıklı çocuklarda yapılan destek çalışmalarının sonuçlarında farklılık olmasına benzer şekilde, kaygı bozukluğu tanısı alan çocuklarda çinko des­

teğinin kaygı belirtilerine etkisine bakıldığında farklı sonuçlar elde edilebilir. Eser elementlerin, santral sinir sistemi, nöropsikolojik gelişim ve dav­

ranış üzerine olan etkilerinin tanımlanması ve gerekli durumlarda desteğin verilmesi, özellikle risk altındaki çocukların tedavisinde önemli olabi­

lir.

KAYNAKLAR

Akhondzadeh S, Mohammadi MR, Khademi M (2004) Zinc sulfa­

te as an adjunct to methylphenidate for the treatment of attention deficit hyperactivity disorder in children: A double blind and ran­

domized trial. BMC Psychiatry 4:9-14.

America A, Milling LS (2008) The efficacy of vitamins for redu­

cing or preventing depression symptoms in healthy individuals:

natural remedy or placebo? J Behav Med 31:157-167

Andreasen NC (1987) Comprehensive assessment of symptoms and history (flew. Tiryaki A).

Arnold LE, DiSilvestro RA (2005) Zinc in attention-deficit/hype- ractivity disorder. J Child Adolesc Psychopharmacol 15(4):619- 627.

Bekaroglu M, Aslan Y, Gedik Y ve ark. (1996) Relation between serum free fatty acids and zinc, and attention deficit hyperactivity disorder: A research note. J Child Psyhol Psychiat 37:225-227.

Benoist B, Darnton-Hill I, Davidsson L ve ark. (2007) Conclusions of the Joint WHO/UNICEF/IAEA/IZiNCG Interagency Meeting on Zinc Status Indicators. Food Nutr Bull (3 Suppl):S480-484.

Bhatnagar S, Taneja S (2001) Zinc and cognitive development. Br J Nutr 85:139-145.

Bilici M, Yildirim F, Kandil S ve ark. (2004) Double-blind, placebo controlled study of zinc sulfate in the treatment of attention deficit hyperactivity disorder. Prog Neuro-Psychopharmacol Biol Psychiatry 28:181-190.

Black MM (2003) The evidence linking zinc deficiency with child­

ren’s cognitive and motor functioning. J Nutr 133(5S):1373S- 1376S.

Brown HK, Peerson JM, Rivera J ve ark. (2002) Effect of supple­

mental zinc on growth and serum zinc consentrations of prepuber­

tal children: a meta-analysis of randomised controlled trials. Am J Clin Nutr 75:1062-1071.

Cavan KR, Gibson RS, Grazioso CF ve ark. (1993) Growth and body composition of periurban Guatemalan children in relation to zinc status: a longitudinal zinc intervention trial. Am J Clin Nutr 57:344-52.

Cieslik K, Klenk-Majewska B, Danilczuk Z ve ark. (2007) Influence of zinc supplementation on imipramine effect in a chronic unpre­

dictable stres (CUS) model in rats. Pharmacol Repi 59:46-52.

Gibson RS, Vanderkooy PD, MacDonald AC ve ark. (1989) A growth limiting, mild zinc deficiency syndrome in some Ontario boys with low height percentiles. Am J Clin Nutr 49:1266-1273.

Golub MS,Takeuchi PT, Keen CL ve ark. (1994) Modulation of behavioral performance of prepubertal monkeys by moderate die­

tary zinc deprivation. Am J Clin Nutr 60:238-243.

Golub MS,Takeuchi PT, Keen CL ve ark. (1996) Activity and attention in zinc-deprived adolescent monkeys. Am J Clin Nutr 64:908-915.

Kilic I, Ozalp I, Coskun T ve ark. (1998) The effect of zinc-supple­

mented bread consumption on school children with asymptomatic zinc deficiency. J Pediatr Gastroenterol Nutr 26:167-171.

Knaudt PR, Conner KM, Weisler RH ve ark. (1999) Alternative therapy use by psychiatric outpatients. J Nerv and Ment Dis 187:692-695.

Korhonen L, Belluardo N, Mudo G ve ark. (2003) Increase in Bcl- 2 phosphorylation and reduced levels of BH3-only Bcl-2 family proteins in kainic acid-mediated neuronal death in the rat brain.

Eur J Neurosci 18:1121-1134.

(7)

Nowak G, Szewczyk B, Wieronska JM ve ark. (2003) Antidepressant-like effects of acute and chronic treatment with zinc in forced swim test and olfactory bulbectomy model in rats.

Brain Res Bull 61:159-164.

Özusta Ş (1995) Çocuklar için Durumluk-Sürekli Kaygı Envanteri Uyarlama, Geçerlik ve Güvenirlik Çalışması. Türk Psikoloji Dergisi 10: 32-44.

Spielberger CD, Edwards CD, Lushene RE, Montuori J, Platzek D (1973) STAIC: Preliminary Manual for State-Trait Anxiety Inventory for Children. Consulting Psychologists Press, Palo Alto.

Sandstead HH, Penland JG, Alcock NW ve ark. (1998) Effects of repletion with zinc and other micronutrients on nueropsychologic performance and growth of Chinese children. Am J Clin Nutr 68:470S-475S.

Takeda A, Tamano H, Nagayoshi A ve ark. (2005a) Increase in hip­

pocampal cell death after treatment with kainate in zinc deficiency.

Neurochem Int 47: 539-544.

Takeda A, Yamada K, Minami A ve ark. (2005b) Enhanced excita­

bility of hippocampal Mossy Fibers and CA3 neurons under die­

tary zinc deficiency. Epilepsy Res 63:77-84.

Takeda A, Itoh H, Imano S ve ark. (2006) Impairment of GABAergic neurotransmitter system in the amygdala of young rats after 4-week zinc deprivation. Neurochem Int 49(8):746-750.

Takeda A, Tamano H, Kan F ve ark. (2007) Anxiety like behavior of young rats after 2-week zinc deprivation. Behav Brain Res 177(1):1-6.

Toren P, Elder S, Sela BA ve ark. (1996) Zinc deficiency in attenti­

on deficit hyperactivity disorder. Biol Psychiat 40:1308-1310.

Ugkardeg Y, Ozmert EN, Unal F ve ark. (2009) Effects of zinc supplementation on parent and teacher behaviour rating scores in low socioeconomic level Turkish primary school children. Acta Paediatr 98(4):731-736.

Wetherit H, Ackurt F, Brubacher G ve ark. (1992) Blood vitamin and mineral levels in 7-17 years old Turkish children. Int J Vitam Nutr Res 62:21-29.

(8)

Referanslar

Benzer Belgeler

Aşağıdaki isimlerin hangisinde iki ta- ne ünlü harf yan yana kullanılmıştır?..

Tedavi sonrasında takrolimus merhemi uygulanan plakta toplam klinik skorda azalma plaseboya göre istatistiksel anlamlı fark saptandı (p<0,001).. Öte yandan mometazon

Plasebo uygulanan plaklarda tedavi sonra- s›ndaki klinik skorlarda da istatiksel olarak anlaml› azalma gözlendi (Wilcoxon test p:0.000).. Tedavi son- ras›nda PTU uygulanan pla¤a

haftada ve tedavi sonunda ortalama fliddet skorlar› aras›nda istatiksel olarak anlaml› fark tespit edilememifltir. Hastalar›n takiplerinde metronidazol grubundaki tam ya da ta-

Çalışmadan 1 ay sonraki in- celemede LIST alan hastalarda IIEF skoru 7’den 13’e yük- selmiş, ortalama IIEF skoru 5 puan yükselmiş, 20 (%54.1) hastada tedavi sonunda yeterli

yod sonrası değerlendimede seminal plazma CAT­like ve SOD­like aktivitelerde ubikinol verilen grupta (422 ve 54 U/ml), plasebo grubuna göre (311 ve 36,5 U/ml) anlamlı olarak

Anket yöntemiyle veri toplanan bu çalışmada, literatürde ölçek geliştirmek için sıklıkla tercih edilen geçerlilik analizinde; kapsam geçerliliği için uzman paneli,

Abbaspour ve arkadaşları 27 okul öncesi ve 127 okul döneminde olan çocukta yapmış oldukları çalışmada serum Çinko düzeyi ile hemoglobin ara- sında anlamlı