• Sonuç bulunamadı

Soğuk Aglütininli Bir Olguda Sıcak Kalp Cerrahisi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Soğuk Aglütininli Bir Olguda Sıcak Kalp Cerrahisi "

Copied!
3
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Tiirk Kardiyol Dem Arş 2000; 28:509-511

. . . . OLGU BILDIRILERI

Soğuk Aglütininli Bir Olguda Sıcak Kalp Cerrahisi

Doç. Dr. Bekir Hayrettin ŞİRİN, Doç. Dr. Ali KESKİN*, Y. Doç. Dr. Ahmet BALTALARLI

Pamukkale Üniversitesi Trp Fakültesi, Kalp ve Damar Cerrahisi ve,* Dahiliye (Hematoloji) Anabilim Dal/an, Denizli

ÖZET

Açrk kalp cerrahisi srrasrnda, diişiik ISilarda aktive olma- lan nedeniyle, soğuk aglütininler henro/iz veya miyokard hasan gibi komplikasyonlara yol açabilnıektNiir. Bu ne- denle preoperatif dönemde olgularda soğuk agliitininler saptanmost operasyon stratejisinde değişiklikler yaptima- st nt gerektirebilir. Burada, preoperatif kan testlerinde yiiksek termal amplitiidlü ve yüksek titrasyoncia soğuk ag- liitinin/er saptanan bir koroner arter hastalığı olgusu su-

mılnıaktadır. Operasyon, nonnotermik kardiyopulmoner bypass ve sıcak kan kardiyoplejisi altmda uygulammştrr.

Kalp cerrahisi uygulamalarında oldukça seyrek göriilen bu duruma ideal yaklaşrm tartışma/ıdır, ancak sıcak kalp cerrahisinin seçilebilecek en uygun yöntem olduğu kamsı

giderek ağırlık kazanmaktadır.

Anahtar kelime/er: Hipotermi, kalp cerrahisi, kardiyo- pulmoner bypass, soğuk aglütinin

Soğuk aglütinin hastalığı, düşük ısılarda, antikorların aktifleşerek kırmızı kan hücrelerinin aglitünasyo- nuna yol açınaları ile karekterize nadir görülen otoimmün bir bozukluktur. Bu hastalarda açık kalp operasyonu ve hipotermi, hemaglitünasyonuna yol açabilmesi nedeniyle, hemoliz, miyokard infarktüsü, böbrek yetersizliği ve serebral hasar gibi kampli- kasyon riskleri taşımaktadır (1,2). Kalp cerrahisi uy-

gulamalarında bu komplikasyonların önlenmesine yönelik bazı yaklaşımlar önerilmiştir. Literatürde, kanda soğuk aglütininlerin konsantrasyonunun azal-

tılmasına yönelik olarak preoperatif plazma değişi­

mi, intraoperatif total kan değişimi, veya kardiyople- jide başlançta sıcak kristalloicl kullanımı gibi yön- temler öneren bazı olgu sunumları mevcuttur (3-5).

Bir diğer alternatif yaklaşım ise, soğuk aglütininlerin

terınal ampliti.idüne bağolarak, operasyonun nor- motermi veya hafif hipoterıni altında gerçekleştiril­

mesidiL

Kalp cerrahisininde soğuk aglütininli olguların tespi- ti ve ideal tedavi yaklaşımı, olguların nadir görülme-

Alındığı tarih: 20 Ocak 2000, revizyon 27 Haziran 20Q9

Yazışma adresi: Dr. B. Hayreııin Şirin, Pamukkale Universilesi Hastanesi, Kalp-Daınar Cerrahisi Kliniği, Doktorlar cad., Denizli Tlf: (0258) 241 0037 - (0532) 253 0065 Faks: (0258) 213 2016

leri ve literatürde sınırlı olarak yer almaları nedeniy- le henüz belirlenememiştir. Bu sunumda, preoperatif dönemde kanda yüksek titrasyoncia ve yüksek termal

aınplitüdlü soğuk aglütininler saptanmış bir olgu ta-

nımlanmaktadır

OLGU BiLDİRİSİ

Angina pektoı·is şikayeti olan 63 yaşındaki erkek olguda kardiyak kateıerizasyonda: sol ön inen dal (LAD) proksi- malinde, birinci diagonal dalında ve sirkumfleks arter bi- rinci obtus marginal dalı proksimalinde uzun segment dar-

lıkları (%70-75) saptandı, ejeksiyon fraksiyonu %60 ola- rak izlendi.

Olgunun rutin kan ve idrar testlerinde herhangi bir pa- tolojik bulguya rastlanmadı. Kan gurubu O Rh+ olarak tespit edildi. Ancak kan bankasında oda ısısında yapılan

uygunluk testleri sırasında olgunun kanında otoaglüti- nasyon izlendi (Şekil-1 ). Yapılan antikor sapıama

testlerinde olgu kanında soğuk-reaktif antikorlar tespit edildi. Kan örneğinin 37 °C'ye ısıtılmasıyla otoaglütinas- yonun tamamen çözüldüğü ve ortadan kalktığı izlendi

(Şekil-2). Anti-I kan grup özelliği gösteren bu soğuk ag- lütininlerin titrasyonu 1/1024 (4 °C'de) ve termal amp- litüdü 30 °C olarak saptandı. Olguya ilave olarak uygula- nan serolajik testlerde (infeksiyöz mononükleaz, sitome- galovirüs, sifiliz, romatik faktör, antinükleer antikor) ve abdominal bilgisayarlı tomografide herhangi bir viral in- feksiyon, ınalignite veya otoimmün hastalık bulgusu izlen- medi. Olguda soğuk aglütininlerin varlığı "idiyopatik" ola- rak değerlendirildi. Retikülosit sayımı %2. ı olarak saptan-

, plazma bilüribinleri, LDH ve SGOT normal sını

Jardaydı. Olguda, operasyonun sistemik normotermi ve sı­

cak kan kardiyoplcjisi altında gerçekleştirilmesine karar verildi.

Operasyon: Mediyan sıernotomi ile two-stage venöz ka- nül ve arteriyel kanül yerleştirildi. Prime volümün ısıtıl­

ması ertesinde kardiyopulmoner bypas 37 °C'de başlatıldı.

Operasyon sırasında dokuların ve kanın, soğuk aglütininle- rin aktif olduğu ısılara maruz kalmamasma özen gösterildi. Ameliyathane ısısı 30 °C'nin üzerinde tutuldu, anestezik ajanlar, topikal irrigasyon sıvıları ve tüm intravenöz sıvılar ısıtılarak verildi. Heınatokrit seviyesi %25-30 arasında tu- tuldu ve 60 mmHg'nin altında sistemik hipotansiyona izin verilmedi.

Kardiyoplejide intermittant antegrad sıcak kan kardiyople- jisi kullanıldı. Kardiyoplejik solüsyon, oksijenatörden

alınan oksijenlenmiş kana ı :4 oranında kristalloid kardi- yoplejik solüsyon (Plegisol, Abbott, Nortlı Chicago, USA)

509

(2)

Tiirk Kardiyol Dem Arş 2000; 28:509-511

Şekil 1. Hasta ı...aııında oda ı,ı,ıııd:ı in ,·itro soğuk hemaglütiııasyon (x 1001

Şekil 2. Kııııııı ~7 •eye ''ııılın:"ıyla izlenen in viıro dispersiyon (X 100)

ve istenen miktarda potasyum klorid eklenmesiyle elde edildi.

Diagonal ve obıus marginal arter için safen ven, LAD için sol internal torasik arter ([TA) kullanıldı. Proksimal anas- tomozlar yan-klemp uygulanarak gerçekleştirildi. Bu sıra­

da ortaya çıkan JTA-LAD anastomozundaki yırıılma ve kanama nedeniyle tekrar kros-klemp konulmasına ve kardiyoplejiye gereksinim duyuldu ve bu anastomoz yeni- den yapıldı. Olguda toplam kros-klemp zamanı 95 dakika olarak gerçekleşti, kalp spontan çalıştı, elesteksiz olarak kardiyopulmoner baypastan çı kıldı. Operasyon sırasında in vivo henıoliz veya otoaglütinasyon bulgusu tespit edilme- eli.

Olgunun postoperalif seyrinde herhangi bir kamplikasyon

izlennıedi. Enzinıatik ya da ekokardiyografik izlemlerinde miyokardiyal hasar bulgusuna rastlanmadı. Retikiilosit sa-

yımı %1.8 olarak saptandı, plazma billiribinleri ve LDH'da

anlamlı bir artış görülmedi. Olgu postoperalif 9. gün şifa

ile taburcu edildi.

o

TARTIŞMA

Soğuk aglütininler kırmızı kan hücrelerine yönelik, genellikle IgM gurubu antikodardır ve tamamen

sağklı insanlarda da bulunabilirler<6>. Bunların kli- nik önemi, titrasyonlaı·ına ve termal amplitüdlerine

(antikorların aktif olmaya devanı ettiği en yüksek

ısı) bağlı olarak ortaya çıkar (6). Soğuk aglütininlerin termal amplitüdleri genellikle 25 °C'nin altındadır ve nadir olarak 30 °C'nin üstünde izlenir. Düşük termal amplitüdlü ve şük titrasyonda suk aglütininlere sahip olgular tamamen asemptomatik olabilirler (6).

Bununla birlikte bu olguların düşük ısılara maruz

kalması halinde hemolitik aneıni veya akrosiyanoz, livedo retükilaris, deri ülserleri gibi periferik damar

tıkanıklığı bulguları sergiledikleri bildirilmiştir (1,5).

Bu bulgular soğuk aglütinin hastalığı olasılığıyla il-

(3)

8. H. Şirin ve ark.: So,quk Agliirininli Bir Olguda Sıcak Kalp Cerrahisi

gili olarak hekimi uyarıcı bulgulardır. Seınptomatik olguların genellikle yüksek titrasyonda ve yüksek termal aınplitüdlü antikorlar taşımalarına karşın, su- nulan olguda olduğu gibi, yüksek titrasyonda ve yüksek terınal aınlitüdantikortara sahip bir olgu tamamen asemptomatik olabilmektedir (ll. Bu sapta-

ına, sistemik veya lokal hipotermi uygulamalarının

rutin olarak kullanıldığı kalp cerrahisi olgularında,

preoperatif dönemde soğuk aglütinin saptaına testle- rinin yaygınlaştınlınası ve rutin hale getirilmesi fik- rini desteklemektedir (ıl.

Soğuk aglütinin hastalığı lenfoproliferatif, otoimmün bozukluklara veya bir infeksiyon hastalığına eşlik

edebilmekledir (7,8). Bu nedenle soğuk aglütininli olgularda preoperatif araştıımalara, ilgili testierin de ilave edilmesi yerinde bir yaklaşımdır. İdiyopatik form, en sık olarak, 50 yaş üstü olgularda izlenmek- tedir (9).

Kalp cerrahisi gerektiren soğuk aglütininli olgularda ideal yaklım protokolü halen tartışmalıdır. Hipo- termik kardiyopulmoner bypas ve soğuk kardiyopleji uygulanan olgularda hemolitik reaksiyon veya intra- vasküler hemaglütinasyon ile ilgili komplikasyonlar

bildirilmiştir (2,3,5, 10). Lee ve arkadaşlannın önerdiği

intraoperatif total kan değimi yöntemi (total was- hout method) masif transfüzyon ile ilgili bazı deza- vantajlar içermektedir (4). Antikor konsantrasyonu- nun azaltılması amacıyla uygulanan preoperatif plaz- ma değişimi, hemodinamik yan etkilerine rağmen bir dönem tercih edilen yöntem olmuştur (1 1). Antikorun saptanan termal amplitüdüne bağolarak sistemik

normoternıi veya hafif hipoterıni uygulanıası ise bir

diğer alternatif yaklaşımdır (ll.

Bu olgularda, ınİyokard korunınasında kristalloid veya kan kardiyoplejisinin standart uygulamalardan daha yüksek sıcaklıkta kullanılması en sık izlenen

yaklaşım olmuştur (!). Koroner cerrahide ise, inter- millant kros kleınp ve ventriküler fibrilasyon uygu-

laması bir diğer alternatif yöntem olarak bildirilmiş­

tir (1 l. Uygun vakalarda atan kalpte koroner baypas

yapılması da oldukça değerli bir yöntem olabilir.

Kanımızca soğuk aglütininli olgularda standart hipo-

terınİ uygulamaları sakıncalıdır ve operasyon planın­

da bazı değişiklikler yapılması gereklidir. Agarwal ve arkadaşlarının yaptığı derlernede 1969-1995 ara-

sında literaı-ürde yer alan ve yukarıda bahsedilen çe-

şitli yöntemlerle opere edilen 50 olgu sunulmve

yüksek titrasyonda yüksek termal amplitüdlü soğuk

aglütininler taşıyan olgularda sıcak kalp cerrahisi

önerilmiştir(!). Burada sunulan olgu, literatürde yer alan olgular arasında, en yüksek titrasyonda ve yük- sek termal amplütüdlü antikarlara sahip olgulardan birisidir. Bu tür olgularda normetermik operasyon ve

sıcak kan kardiyoplejisi, hipoterıni nedeniyle anti-

korların aktifleşınesi riskini tamamen ortadan kaldı

maktadır (ll. İlave olarak, kanımızca sıcak kan kaı·di­

yoplejisi, sunulan olguda da izlendi gibi uzun kros klemp uygulamalarında bile kabul edilebilir sınırlar­

da ınİyokard koruması sağlamaktadır. Bu olgularda operasyon odasının ve tüm intravenöz ajanların ısı­ rılınası gibi özel önlemler de ihmal edilmemelidir.

KAYNAKLAR

1. Agarwal SK, Ghosh PK, Gupta D: Cardiac surgery and cold-reacıive proıeins. Ann Thorac Surg 1995;

60: ı 143-50

2. Izzat MB, Rajesh PB, Smith GH: Use of retrograde cold crystalloid cardioplegia in a patient with unexpected cold agglutination. Ann Thorac Surg 1993; 56:1395-7 3. Klein HG, Faltz LL, Mclntosh CL, Appelbaum FR, Deisseroth All, H olla nd PV: Surgical hypothernıia in a patient with a cold agglutinin: nıanagenıenı by plasma exchange. Transfusion ı 980; 20:354-7

4. Lee MC, Chang CH, Heish MJ: Use of total w aslı-out method in an open lıeart operation. Ann Thorac Surg

ı 989; 47:57-8

S. Shahian DM, Wallach SR, llern MM: Open lıeart

surgery in paticnts with cold-rcactive proıeins. Surg Clin

Nortlı Anı 1985; 65:315-22

6. Foerster J: Autoinıınune heınolytic anemias. In Lee GR, Bithell TC, Foersıer J, Athcns JW, Lukens JN, eds.

Wintrobe's Clinical Haematology. Plıiladelphia: Lee & Fe- biger, I 993: ı 170-96

7. Pruzanski W, Slwınak KH: Biologic activity of cold reactive-reacting autoaııtibodies. ll. N Eııgl J Med 1977;

297:583-9

8. Crisp D, Pruzanski W: B-cell neoplasnıs wiılı lıomo­

genous cold-reacting antibodies (cold agglutinins). Anı J Med ı 982;72:9 ı 5-22

9. Foerster .J: Auıoimmune lıemolytic aneınias. In Lee GR, Bitlıell TC, Foerster J, Athens JW, Lukens JN, cds.

Winırobe's elinical haeınatology. Plıiladelplıia: Lee & Fe- biger, 1993:2284-96

10. Dake SB, Johnston MFM, llrueggenıan P, Barner HJJ: Detection of cold hemagglutination in a blood cardi- oplegia un it before systcmic cooling of a patient with un- suspected cold agglutinin disease. Ann Thorac Surg ı 989;

47:914-5

ll. Paccagııella A, Simini G, Nieri A, Da Co! U, Frugo- ni C, Valfre C: Cardiopulınonary bypass and cold aggluti-

niıı (lettcr). J Thorac Cardiovasc Surg 1988; 95:543

511

Referanslar

Benzer Belgeler

Ocak 2000 ile Ocak 2002 arasýnda kliniðimizde kardiyopulmoner bypassa girilerek açýk kalp ameliyatý prosedürü uygulanan 3219 hasta ve çalýþan kalpte bypass uygulanan 403

Onlar tek bir kalp yaralanmasıyla sınırlı olan ve birlikte büyük damar yaralanması olmayan kesici ve delici alet yaralanmasında mortalite oranını %8.5 olarak rapor

Biz ikinci operasyonda resternotomiyi daha güvenli kılması, disseksiyonu kolaylaştırması, olası bir sternum enfeksiyonunda kalbin etrafında anatomik bariyer oluşturması ve

ASD primum nedeni ile operasyon uygul anan bir has tada, operasyon sonrası AV tam blok nedeni ile uygulanan endokardiyal kalı cı kalp pili istenmeyen şekilde sol

Günümüzde, açık kalp cerrahisinde miyokard koruması için sistemik hipotermi, soğuk kardiopleji ve yüzeyel hipotermi sıklıkla uygulanmaktadır.. SA'li hastalarda bu

Bazı koroner &#34;bypass&#34; operasyonları, mitral ve aort kapak girişimleri, bazı konjenital anomalilerin tamiri minimal invazif cerrahi yöntemleri ile

Cevat Yakut’un başkanlığında bilhassa erişkin kalp cerrahisinde büyük seriler halinde başarılı ameliyatlar uygulanan Koşuyolu Hastanesinde, Türkiye’de ilk olarak

Açık kalp cerrahisi geçirecek olan erişkin hastalar çoğunlukla iskemik kalp hastalığı nedeniyle opere edilmektedir.. Zaten kronik hastalığı olan bu olgular- da