• Sonuç bulunamadı

BAKIM HİZMETİ VEREN KURUMLARDA ÇALIŞAN SAĞLIK VE MESLEK ELEMANLARININ ÖZEL GEREKSİNİMLİ BİREYLERE YÖNELİK SUNULAN HİZMETLERE İLİŞKİN GÖRÜŞLERİ

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "BAKIM HİZMETİ VEREN KURUMLARDA ÇALIŞAN SAĞLIK VE MESLEK ELEMANLARININ ÖZEL GEREKSİNİMLİ BİREYLERE YÖNELİK SUNULAN HİZMETLERE İLİŞKİN GÖRÜŞLERİ"

Copied!
104
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ

EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

ÖZEL EĞİTİM ANABİLİM DALI

BAKIM HİZMETİ VEREN KURUMLARDA ÇALIŞAN

SAĞLIK VE MESLEK ELEMANLARININ ÖZEL

GEREKSİNİMLİ BİREYLERE YÖNELİK SUNULAN

HİZMETLERE İLİŞKİN GÖRÜŞLERİ

YÜKSEK LİSANS TEZİ

Meliha KOCAMANOĞLU

Lefkoşa Haziran, 2017

(2)

YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ

EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

ÖZEL EĞİTİM ANABİLİM DALI

BAKIM

HİZMETİ VEREN KURUMLARDA ÇALIŞAN

SAĞLIK VE MESLEK ELEMANLARININ ÖZEL

GEREKSİNİMLİ BİREYLERE YÖNELİK SUNULAN

HİZMETLERE İLİŞKİN GÖRÜŞLERİ

YÜKSEK LİSANS TEZİ

Meliha KOCAMANOĞLU

Danışman: Yrd. Doç. Dr. Ahmet YIKMIŞ

Lefkoşa Haziran, 2017

(3)

JÜRİ ÜYELERİNİN İMZA SAYFASI

Eğitim Bilimleri Enstitüsü Müdürlüğü’ne

Meliha KOCAMANOĞLU’ nun “Bakım Hizmeti Veren Kurumlarda Çalışan Sağlık Ve Meslek Elemanlarının Özel Gereksinimli Bireylere Yönelik Sunulan Hizmetlere İlişkin Görüşleri” isimli bu çalışma jürimiz tarafından Haziran 2017 tarihinde Özel Eğitim Anabilim Dalında YÜKSEK LİSANS TEZİ olarak kabul edilmiştir.

Başkan : Prof. Dr. Hakan SARI

Üye : Yrd. Doç. Dr. Ayşegül ÖZ

Üye (Danışman): Yrd. Doç. Dr. Ahmet YIKMIŞ

Onay

Yukarıdaki imzaların, adı geçen öğretim üyelerine ait olduğunu onaylarım.

…../…../2017 Doç. Dr. Fahriye ALTINAY AKSAL

(4)

ETİK İLKELERE UYGUNLUK BEYANI

Bu tezin içinde sunduğum verileri, bilgileri ve dokümanları akademik ve etik kurallar çerçevesinde elde ettiğimi; tüm bilgi, belge, değerlendirme ve sonuçları bilimsel etik ve ahlak kurallarına uygun olarak sunduğumu; çalışmada bana ait olmayan tüm veri, düşünce, sonuç ve bilgilere bilimsel etik kuralların gereği olarak eksiksiz şekilde uygun atıf yaptığımı ve kaynak göstererek belirttiğimi beyan ederim.

28/06/2017

Meliha KOCAMANOĞLU

(5)

ÖNSÖZ

Yakın Doğu Üniversitesi Eğitim Fakültesi Özel Eğitim Anabilim Dalında yapmış olduğum yüksek lisans çalışmamda, tecrübeleriyle beni yönlendiren değerli danışman hocam sayın Yrd. Doç. Dr. Ahmet YIKMIŞ’ a teşekkür ederim.

Araştırmamda bana destek ve yardımlarını esirgemeyen sayın hocalarım Prof. Dr. Gönül AKÇAMETE’ ye, Prof. Dr. Yıldız UZUNER’ e, Doç. Dr. Ümit ŞAHBAZ’ a, Doç. Dr. Berrin BAYDIK’ a, Doç. Dr. Hasan AVCIOĞLU’ na, Yard. Doç. Dr. Mukaddes SAKALLI DEMİROK’ a ve Yard. Doç. Dr. Deniz ÖZCAN’a teşekkürlerimi sunarım.

Araştırmamın her aşamasında fikrini ve emeğini hiç esirgemeyen, insan yetiştirmeyi ilke edinmiş bir akademisyen olan, ümitsizliğe düşmeme bile izin vermeyen, bilgi, öneri ve tecrübeleri ile beni yönlendiren sevgili arkadaşım, değerli hocam Doç. Dr. Hasan GÜRGÜR’ e ve araştırmamı son haline getirmemde çok emeği geçen sevgili kardeşim, arkadaşım Jeoloji Mühendisi sayın Berna GÜNTEL’ e teşekkür ederim.

Araştırmamın yapılmasında Adana Ataköşkü Özel Bakım Evi ve Adana-Karaisalı Engelsiz Yaşam Merkezi sakinlerine, sağlık çalışanlarına, meslek elemanlarına ve yöneticilerine bana gösterdikleri sabır ve verdikleri destek için teşekkür ederim.

Son olarak işyerimde bana izin konusunda hep yardımcı olan sayın idarecilerime, değerli meslektaşlarıma ve öyle olmadığından emin bile olsalar zaman zaman onları ihmal ettiğimi düşünen sevgili öğrencilerime ve son olarak iyi ki varlar dediğim sevgili aileme teşekkür ederim.

(6)
(7)

ÖZET

BAKIM HİZMETİ VEREN KURUMLARDA ÇALIŞAN SAĞLIK VE MESLEK ELEMANLARININ ÖZEL GEREKSİNİMLİ BİREYLERE

YÖNELİK SUNULAN HİZMETLERE İLİŞKİN GÖRÜŞLERİ KOCAMANOĞLU, Meliha

Yakın Doğu Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü Özel Eğitim Ana Bilim Dalı

Yüksek Lisans Tezi

Danışmanı: Yrd. Doç. Dr. Ahmet YIKMIŞ Haziran 2017, 91 Sayfa

Bu çalışmanın amacı, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığına bağlı resmi veya özel Bakım ve Rehabilitasyon Merkezinde meslek elemanı ve sağlık elemanı olarak çalışan personelin özel gereksinimli bireylerin yaşadıkları sorunlara ilişkin görüşlerinin belirlenmesidir.

Çalışma, nitel araştırma yaklaşımına dayalı olarak desenlenmiştir. Araştırma verileri yarı yapılandırılmış görüşmeler yoluyla elde edilmiştir. Katılımcıları; Akdeniz Bölgesinde yer alan resmi ve özel Bakım ve Rehabilitasyon Merkezinde görev yapan 16 sağlık ve meslek elemanı oluşturmaktadır.

Katılımcıların görüşlerini belirlemek amacıyla yedi soru hazırlanmıştır. Sorulardan elde edilen veriler tümevarım yöntemiyle analiz edilmiş ve altı ana tema ve 24 alt tema oluşturulmuştur.

Araştırma bulgularında, Türkiye de bu ve buna benzer kurumların kendi aralarında spor turnuvalarının olması, bakıcıların işe alımında kriterlerin olması ve nitelikli personelin görüşünün alınması, kadrolu çalışan sayısının arttırılması, resmi kurumlar için yeni yönetmeliğin çalışanların görüşlerini alarak acilen hazırlanması, sorumluluk ve risk almada çalışanı cesaretlendiren bir yönetmelik olmasını, sakinlerin tanılarına ve yeteneklerine göre kurumlara yerleştirilmesi, bakanlığın yeni modeller arayışı içinde olması “Umut Evleri, Engelsiz Yaşam Merkezleri, Çocuk Evleri vb.” gibi modellerin birçok sorunu çözeceği görüşleri ortaya çıkmıştır.

Anahtar Sözcükler: Bakım, bakım evleri, özel gereksinimli bireyler, özel eğitim, sağlık elemanları, meslek elemanları, engelli bakımı.

(8)

ABSTRACT

VISIONS OF HEALTH AND PROFESSIONAL ELEMENTS WHICH ARE MAINTAINING MAINTENANCE SERVICES PROVIDED TO THE SPECIFIC

REQUIRED INDIVIDUALS KOCAMANOĞLU, Meliha

Near East University, Special Education Department Master Thesis

Supervisor: Yrd. Doç. Dr. Ahmet YIKMIŞ June 2017, 91 Page

The purpose of this study is to determine the opinions of the special needs individuals regarding the problems experienced by the staff working as professional and health personnel at the official or private Care and Rehabilitation Center affiliated to the Ministry of Family and Social Policy.

The study was designed based on qualitative research approach. Research data was obtained through semi-structured interviews. Participants; Located in the Mediterranean region and working in the formal private Care and Rehabilitation Center constitutes 16 health and professional staff.

Seven questions have been prepared to determine the views of the participants. The data obtained from the questions were analyzed by induction method and six main themes and 24 sub-themes were created.

In research findings, this and similar institutions in Turkey encourage employees to take responsibility and take risks by having sport tournels among themselves, having criteria for recruitment of caregivers, taking the view of qualified personnel, increasing the number of permanent employees, preparing new regulations for official institutions by taking the opinions of employees, There are opinions that models such as "Umut Evleri, Barrieless Life Centers, Children's Houses, etc.", which are the regulations, to be placed in institutions according to the residents' qualifications and talents, and the ministry to search for new models, will solve many problems. Keywords: care, nursing homes, special needs individuals, special education, healthcare personnel, professional staff, disability care.

(9)

İÇİNDEKİLER

JÜRİ ÜYELERİNİN İMZA SAYFASI……….…i

ETİK İLKELERE UYGUNLUK BEYANI……….,ii

ÖNSÖZ ... iiii ÖZET ... v ABSTRACT ... vi İÇİNDEKİLER………...vii BÖLÜM I 1. GİRİŞ ... 1 1.1. Problem ... 1 1.2. Amaç ... 7 1.3. Önem ... 8 1.4. Sınırlılıklar ... 8 1.5. Tanımlar ... 9 BÖLÜM II 2. KURAMSAL ÇERÇEVE VE İLGİLİ ARAŞTIRMALAR……….11

2.1. Sosyal Devlet ve Sosyal Politikalar ... 11

2.2. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ... 12

2.2.1. Kurumun tarihçesi ... 12

2.2.2. Teşkilat yapısı ... 15

2.3. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Engelli Hizmetleri ... 15

2.3.1. Evde Bakım Hizmeti ... 16

2.3.2. Yatılı Bakım ve Rehabilitasyon Merkezleri ... 16

2.3.3. Engelsiz Yaşam Merkezi Projesi. ... 16

2.3.4. Umut Evi Projesi ... 17

2.3.5. Geçici ve Misafir Olarak Bakım Hizmeti ... 17

2.3.6. Aile Danışma ve Rehabilitasyon Merkezleri (Resmi- Gündüzlü Kuruluşlar) ... 18

2.3.7. Evde bakıma destek hizmeti ... 18

2.3.8. Özel Bakım Merkezleri ... 18

2.3.9. Personel Durumunda Nicel ve Nitel Gelişmeler ... 19

2.4. İlgili literatür ... 19

BÖLÜM III 3. YÖNTEM... 26

(10)

3.2. Katılımcılar ... 26

3.2.1. Veri toplama araçları ... 27

3.2.2. Verilerin Toplanma Süreci ... 27

3.2.3. Katılımcı bilgi formları ... 27

3.2.4. Görüşmeler ... 28

3.2.5. Verilerin toplanması ... 31

3.2.6. Verilerin analizi ... 32

BÖLÜM IV 4.BULGULAR VE YORUMLAR ... 35

4.1. Çalıştığı kurumla ilgili görüşler ... 35

4.1.1. 1.a Memnuniyet durumu ... 35

4.1.2. 1.b Tercih Durumu ... 36

4.2. Kurumda sunulan hizmet ile ilgili görüşler ... 37

4.2.1. 2.a Katılımcının aldığı eğitim ve sahip olduğu yeteneklerin sunulan hizmete katkısı ... 37

4.2.2. 2.b Kurumda sunulan hizmetin görüşmecilere katkısı ... 38

4.2.3. 2.c Kurumda sunulan hizmetin sakinlere katkısı ... 39

4.2.4. 2.d Kurumda sunulan hizmetin sakinlerin ailelerine katkısı ... 40

4.3. Kurumla ilgili sorunlara ilişkin görüşler ... 41

4.3.1. 3.a.Fiziksel altyapı ... 41

4.3.2. 3.b. Sağlık Hizmetleri ... 42

4.3.3. 3.c Beslenme ... 43

4.3.4. 3.d Öz bakım ve bakım ... 44

4.3.5. 3.e Personel ... 45

4.4. Kurumdaki sorunların nedenlerine ilişkin görüşler ... 46

4.4.1. 4.a Kurumun işleyişi kaynaklı... 46

4.4.2. 4.b Personel kaynaklı ... 47

4.4.3. 4.c Bakanlık kaynaklı ... 48

4.4.4. 4.d Yönetici Kaynaklı ... 49

4.5. Kurumun Gelişimine Yönelik Öneriler ... 50

4.5.1. 5.a Kurumun işleyişi kaynaklı... 50

4.5.2. 5.b Personel Kaynaklı ... 52

4.5.3. 5.c Bakanlık Kaynaklı ... 53

4.5.4. 5.d.Yönetici kaynaklı ... 55

4.6. İyi işleyen bir kurumun sahip olması gereken özelliklere ilişkin önerileri . 55 4.6.1. 6.a Fiziksel altyapı ... 56

(11)

4.6.3. 6.c Beslenme ... 58

4.6.4. 6.d Özbakım ve bakım ... 58

4.6.5. 6.e Personel ... 59

BÖLÜM V 5.TARTIŞMA ... 61

5.1. Katılımcı Personelin Çalıştığı Kurumla İlgili Görüşleri ... 61

5.2. Katılımcı Personelin Kurumda Sunulan Hizmet İle İlgili Görüşleri ... 63

5.3. Katılımcı Personelin Kurumla İlgili Sorunlara İlişkin Görüşleri ... 64

5.4. Katılımcı Personelin Kurumdaki Sorunların Nedenlerine İlişkin Görüşleri 66 5.5. Katılımcı Personelin Kurumun Gelişimine Yönelik Önerileri ... 68

5.6. Katılımcı Personelin İyi İşleyen Bir Kurumun Sahip Olması Gereken Özelliklere İlişkin Önerileri ... 72

BÖLÜM VI 6.SONUÇ VE ÖNERİLER ... 75

6.1. Sonuç ... 75

6.2. Öneriler ... 76

6.2.1. Araştırma sonuçları doğrultusunda geliştirilen öneriler ... 76

6.2.2. İlerideki çalışmalara yönelik öneriler... 77

KAYNAKÇA ... 78

EKLER ... 85

EK-A: ARAŞTIRMA SORULARI... 86

EK-B: Aile ve Sosyal Poltikalar İl Müdürlüğü İzin Belgesi ... 87

EK-C: DEMOGRAFİK ÖZELLİKLER FORMU ... 88

EK-D: GÖRÜŞME KILAVUZU ... 89

EK-E: ARAŞTIRMA GÖNÜLLÜ KATILIM FORMU ... 90

(12)

ÇİZELGELER DİZİNİ

Çizelge 1. Demografik Özellikler Çizelgesi ... 28 Çizelge 2. Görüşme Özellikleri Çizelgesi. ... 30 Çizelge 3. Tema Kodları Çizelgesi ... 34 Çizelge 4. Katılımcıların çalıştıkları kurumlar ile ilgili görüşlerine ait frekans

değerleri... 35 Çizelge 5. Katılımcıların kurumda sunulan hizmetle ilgili görüşlerine ait frekans değerleri... 37 Çizelge 6. Katılımcıların çalıştıkları kurumla ilgili sorunlara ilişkin görüşlerine ait frekans değerleri. ... 41 Çizelge 7. Katılımcıların çalıştıkları kurumdaki sorunların nedenlerine ilişkin

görüşlerine ait frekans değerleri. ... 46 Çizelge 8. Katılımcıların çalıştıkları kurumun gelişimine yönelik önerilerine ait frekans değerleri. ... 50 Çizelge 9. Katılımcıların iyi işleyen bir kurumun sahip olması gereken özelliklere ilişkin önerilerine ait frekans değerleri. ... 56

(13)

1.

GİRİŞ

1.1 Problem

Ülkemiz de bakım evlerinden hizmet alan bakıma muhtaç özel gereksinimleri olan bireylerin bakımları ile ilgilenen sağlık elemanları ve meslek elemanlarının özel gereksinimli bireylerin yaşadıkları sorunlara ilişkin görüş ve önerilerini inceleyen çalışma sayısı yok denecek kadar azdır. Buna benzer bir çalışmaya duyulan gereksinim nedeniyle, bu araştırmanın problemi; “Bakım hizmeti veren kurumlarda çalışan sağlık elemanları ve meslek elemanlarının özel gereksinimli bireylere yönelik sunulan hizmetlere ilişkin görüşlerinin incelenmesi.” denilebilir.

Toplum, yazılı olmayan kurallar çerçevesinde örgütlenmiş, değişik büyüklükte topluluklar halinde yaşayan insanların hepsidir. İnsanlar bu yazılı olmayan kurallar çerçevesinde örgütlenmiş büyüklü küçüklü gruplar içinde yaşamlarını sürdürürler. Toplum olma, toplum içinde yaşama biz insanlar için bir ihtiyaçtır. J.J Rousseau

toplum için “Toplumsal sözleşme denilen ve yazılı olmamakla birlikte, gerçek bir bağla birleşmiş kişilerin oluşturduğu bütündür.” demiştir. Marx ise toplum için “İnsanların ortaklaşa yaşadıkları, yaşamlarının belli bir iktisadi ve siyasi sisteme göre düzenlendiği ve tarihi “sınıf mücadelelerinin tarihiyle belirgin olan ortamdır.” demiştir (Arıklı ve Ercan, 1986).

“… onu oluşturan bireylerin birleşmesi, bütünleşmesi ile mümkündür ve

toplumda hiçbir birey ihmal edilemez; ayrıma tabi tutulamaz” (Enç, Çağlar ve

Özsoy, 1987, s. 27). Bu tanıma göre toplumu inşa eden insanlardan hiçbir birey hangi özelliğe sahip olursa olsun ihmal edilemez ve ayrıma tabi tutulamaz. “… bir toplum

olmanın en önemli göstergesi eğitim, sağlık ve sosyal refah düzeyi ile toplumdaki tüm bireylerin bu imkanlardan eşit yararlanabilme hakkına sahip olmasıdır” (Özkardeş,

2006). Gelişmiş ülkelerde genel olarak vatandaşlarının hepsi eğitim, sağlık vb. hizmetlerden eşit olarak yararlandığı gibi bazılarının pozitif ayrımcılığa sahip oldukları bile gözlenir. Ülkemiz de de pozitif ayrımcılık hakkına sahip olan; özel gereksinimli bireyler, 65 yaş üstü vatandaşlar, kadınlar vb. sayılabilir.

(14)

“… güzel ve sağlıklı bir fiziksel görünüme sahip olmanın yüksek bir değer

olarak sunulmasıyla özel gereksinimli kişilerin çekici olmadıkları görüşü yaygınlaşmakta bununla birlikte özel gereksinimlilik sakınılacak, utanılacak bir durum gibi çarpık olarak algılanmaktadır; dolayısıyla özel gereksinimli kişiler toplumun güçsüz, başarısız, sürekli kaybeden ve marjinal üyeleri olarak değerlendirilmektedir” (Arıkan, 2001). Özel gereksinimli bireylerin ihtiyaçları

toplumun diğer bireylerinin ihtiyaçları gibi düşünülse de değildir. Bakımları, eğitimleri, sağlık hizmetleri vb. ihtiyaçları daha farklı donanıma sahip elemanlarla yürütülmelidir. Bu elemanların yetiştirilmesi ülke ekonomisine bir yük gibi düşünülebilir. Ama uzun vadede bunun böyle olmadığı görülecektir.

“Özel gereksinimli bireyi özel gereksinimli kılan bireyin fiziksel ya da zihinsel

farklılığı değil; toplumun engelleyici etkileridir ve bu yüzden özel gereksinimlilik olgusu toplumun bir sosyal baskı unsurudur” (Llyod, 1992). “Engelsizsiniz” sözü

Llyod’un bu tanımını desteklemektedir. Biz özel gereksinimli bireylere, günlük yaşamlarında zorluklar çıkarmazsak hayatları çok daha kolay olabileceği gibi küçük dokunuşlarla kolaylaştırılabilir.

“…özürlülük kavramı; fiziksel ya da zihinsel özelliklerinden dolayı

diğerlerinin yapabildiği etkinlikleri geçici veya kalıcı bir şekilde gerçekleştirmekte yetersizlik yaşama durumu olarak tanımlanabilir” (Karataş, 2005). “… yaşadığı sürece, yaş, cinsiyet, sosyal ve kültürel değişkenlere bağlı olarak oynaması gereken roller vardır. Birey yetersizliklerinden dolayı bu rolleri gereği gibi yerine getiremez duruma gelirse buna özel gereksinimli birey denir. Özel gereksinimli birey toplumun kendisinden beklentileri ve bu beklentileri yerine getirememe sonucunda ortaya çıktığı için özel gereksinimli bireyin kendi sorunu olmaktan çıkıp sosyal bir sorun haline gelmektedir” (Özsoy , Özyürek ve Eripek, 1992). Özel gereksinimli bireylerin

günlük yaşamlarında karşı karşıya kaldıkları sorunlar belirlenerek, bu sorunlara çözüm bulunduğunda, ihtiyaçları olan özel hizmetler ve eşit erişim hakkını hedefleyen düzenlemeler yapıldığında, topluma uyumları sağlanacak böylece “özel gereksinimlilik” “engellenmişlik” diye şekil değiştirerek karşımıza çıkmayacaktır.

“…çeşitli yetersizliklerden etkilenmiş bireylere insan onur ve haysiyetine yakışır imkanlar sunmak sosyal devletin önemli görevlerinden biridir. Bu özelliği ile sosyal devlet insan hak ve özgürlüklerinin, insan onuru ve insan onurunun gerçek anlamını ve yerini almasını sağlayan işlevler zinciridir” (Maruflu, 1978).

(15)

İnsan, üretme gücü ve yetenekleri ile toplumun ayrılmaz bir parçasıdır;

özürlüler ve normaller arasında, sosyal haklar ve görevler açısından ayrıcalıkları ortadan kaldırmak ve onları toplumla kaynaştırmak, sosyal öze sahip devletin en önemli görevidir” (4. Ulusal Sosyal Hizmetler Konferansı, 1995). “Çağdaş sosyal devlet özel gereksinimli bireylere, devlet olmanın gereği olarak; üretken olmalarının, fırsat eşitliliğinin, bağımsızlığın desteklenmesi, özel gereksinimli bireyler konusunda toplumda farkındalık oluşturma, yeni teknolojilerden yararlanılması, tıbbi ve mesleki rehabilitasyon hizmetlerinin yaygınlaştrılması ve özel gereksinimli bireylerin eğitimi konularında çalışmalar yapılmalıdır” (Güzel ve Okur, 1994).

“Dünya Sağlık Örgütünün verilerine göre gelişmekte olan ülkelerde nüfusun %12’ni, gelişmiş olan ülkelerde nüfusun %10’unu özel gereksinimli bireyler oluşturmaktadır” (Helander, 1993). “Özel gereksinimli bireylerin özel gereksinimli olma sebeplerini ortadan kaldırma, gelişmiş bir ülkede bu oranın daha düşük olmasının en büyük sebebidir. Türkiye nüfusunun nerde ise %12,29’unu özel gereksinimli bireyler oluşturmaktadır. Bu sonuçlara göre ülkemizde yaklaşık olarak 9.832.000 birey özel gereksinimli olarak hayatlarını devam ettirmektedirler. Özel gereksinimlilik; sadece bu sorunu yaşayan bireyi değil, yakın çevresini ve ailesini psikolojik, ekonomik ve sosyal olarak etkileyen bir problemdir. Ortopedik, görme, işitme, dil ve konuşma ile zihin engellilerin oranı %2.58 (yaklaşık iki milyon)’dur”

(ÖZİDA, 2002). Yapılan bu tanımla verilen oranlar dikkate alınacak olursa özel gereksinimli bireylere hayatın her alanında verilecek desteğin ve hizmetlerin ne kadar önemi olduğu ortaya çıkmaktadır.

Özel gereksinimli bireylerin sınıflandırılmasına bakıldığında Dünya Sağlık Örgütü ICF (International Classification of Functioning, Disability and Health) ölçeğini kullanarak özel gereksinimli bireyler aşağıda ki gibi gruplandırmıştır.

“Öğrenmede zorluklar (Zihinsel olarak geriden takip etmek ve zorluklar) yaşayan bireyler, problem davranışlar (Aşılamayan duygusal ve psikolojik problemler) yaşayan bireyler, Görme bozuklukları yaşayan bireyler, İşitme bozuklukları yaşayan bireyler, Konuşma bozuklukları yaşayan bireyler, Kişisel bakım zorlukları yaşayan bireyler, Hareket etme ve ortopedik bozukluklar (uzanma, yürüme, diz çökme, merdiven çıkma, ayakta durma) yaşayan bireyler, Tutma/kaldırma zorlukları yaşayan bireyler (Objeleri tutmak için parmaklarını kullanamama) olarak

(16)

gösterilebilir” (United Nations, 2008). “Sınıflandırmada önemli bir bölümü oluşturan zihin yetersizliği olan birey ve çocuklara ülkemizde verilen eğitim, bakım ve rehabilitasyon hizmetlerinin yeniden yapılandırılmasına başlanmıştır” (Birleşmiş

Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi, 1990). Bu sözleşmeyi imzalayan Devletler ilk önce özel gereksinimli bireylerin özgüvenlerini geliştiren, saygınlıklarını güvence altına alan ve toplumdan soyutlanmadan yaşamın içinde faal olmalarını kolaylaştıran şartları eksiksiz olarak yerine getirmeyi kabul etmiş olurlar. Sonrasında Özel gereksinimli bireylerin eldeki kaynakların yeterliliği ölçüsünde ve yapılan başvuru üzerine, özel bakımdan yararlanma hakkını tanırlar. Bu yardımdan yararlanabilecek durumda olan çocuğa ve onun bakımından sorumlu olanlara, anne-babasının- çocuğun durumu veya çocuğa bakanların içinde bulundukları koşullara uygun olan desteğin yapılmasını teşvik ve taahhüt etmiş olurlar. Yine özel gereksinimli bireyin özel bakıma ihtiyacı olduğu düşünülecek olunursa bu sözleşmenin 2 inci fıkrasına göre yapılması gereken yardım, çocuğun anne-babasını ya da çocuğa bakanların mali durumları dikkate alınarak ücretsiz sağlanır. Bahsedilen bu yardımla; özel gereksinimli bireyin tıbbi bakım hizmetleri, eğitimi, mesleki eğitimi, rehabilitasyon hizmetleri, bir işte çalışabilecek duruma getirme hazırlık programları ve dinlenme/eğlenme imkanlarından etkin olarak yararlanmasını sağlamak üzere düzenlemeyi ve özel gereksinimli bireyin toplumla bütünleşmesi için sosyal kültürel faaliyetler yapmayı kabul etmiş olurlar. Son olarak Taraf Ülkeler, kendi aralarında uluslararası iş birliği ruhu içinde, özel gereksinimli çocukların tıbbi ve işlevsel, psikolojik tedavileri ve bakımlarıyla ilgili gerekli bilgilerin alışverişiyle beraber eğitim ve mesleki eğitim hizmetleriyle, rehabilitasyonla ilgili geliştirilen yöntemlerin paylaşılması ve deneyimlerini zenginleştirmeyi, bilgi dağıtımını ve bu bilgiden yararlanmayı teşvik etmeyi taahhüt etmiş olurlar. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi’ne istinaden, özellikle gelişmekte olan ülkelerin gereksinimlerini, göz önüne alır (UNICEF TÜRKİYE, 2004).

Ülkemiz de özel gereksinimli bireylere birçok kurum ve kuruluşlar; bakım, özel eğitim, rehabilitasyon, barınma, sağlık vb. hizmetleri vermektedir. Bu kuruluşlar; Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığına bağlı Engelli ve Yaşlı Hizmetleri Genel Müdürlüğü koordinesinde Milli eğitim Bakanlığı, yerel yönetimler, üniversiteler, gönüllü kuruluşlar, gönüllü dernek ve vakıflar sayılabilir.

(17)

“Engelli bireylere okul öncesi ve ilköğretim döneminde MEB’e bağlı özel eğitim kurumlarında, özür gruplarına göre eğitim verilmektedir; ayrıca zihin engelli bireylere SHÇEK’e bağlı rehabilitasyon merkezlerinde de, rehabilitasyon hizmeti sunulmaktadır” (Ilıcak, 2002).

MEB tarafından ülkemizde özel gereksinimli bireylere özel eğitim desteği; okul öncesi eğitim kurumlarında, ilkokullarında, eğitim uygulama okullarında, iş eğitim merkezlerinde, mesleki eğitim merkezlerinde, MEB’e bağlı özel kurs veya okullarda ve yine MEB tarafından sağlanan evde eğitim hizmetleri olarak verilmektedir. Milli Eğitim Bakanlığı bu hizmetleri gerçekleştirirken “Özel

gereksinimli bireylerin başkalarıyla iyi ilişkiler kuran, çevresine uyumlu, iş birliği içinde, toplumda kimseye ihtiyaç duymadan yaşamalarına veya kendi kendilerine yetebilecek seviyeye gelmelerini sağlamaktır. Bu hedefe ulaşmaya yönelik özbakım becerilerinde bağımsızlaşmaları, uygun eğitim programları ile özel yöntem ve teknikle, özel araç gereç ve özel yetişmiş personel kullanarak; eğitim ihtiyaçlarını karşılamak, yetenekleri ve ilgileri doğrultusunda bir üst öğrenime, iş ve meslek alanlarına ve hayata hazırlanmalarını amaçlamaktadır” (Milli Eğitim Bakanlığı,

2006).

“Özel gereksinimli bireylere verilen özel eğitim hizmetleri MEB, rehabilitasyon ve bakım hizmetleri ise SHÇEK tarafından yürütülmektedir. MEB ve SHÇEK özel gereksinimli bireylere verilen özel eğitim ve bakım hizmetlerinin sıfır yaştan itibaren başlatılması gerektiğini kabul etmektedir” (Vuran & Yücesoy, 2003). “SHÇEK 2828 sayılı kanununa dayalı olarak özel gereksinimli bireylere bünyesinde bulunan uzman personelle bakım ve rehabilitasyon hizmetleri sağlamaktadır” (SHÇEK, 1983).

2828 sayılı SHÇEK kanununun amacı; yardıma, bakıma ve korunmaya

muhtaç aile, özel gereksinimli bireyler, yaşlı ve diğer bireylere verilen sosyal yardımları, bu yardımların ve hizmetlerin düzenlenmesini ve yürütülmesini takip etmektir” (Buğan, 1999).

6/4/2011 tarihli ve 6223 sayılı Kanun uyarınca, Bakanlar Kurulu 3/6/2011 tarihinde Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığını kurmuştur. Yeni kurulan bu Bakanlığın görevleri sayılacak olunursa; “sosyal hizmetler ve yardımlara ilişkin ülke

genelini kapsayacak politikalar ve stratejiler geliştirmek, geliştirilen bu sratejileri uygulamak, geliştirilen bu sratejilerin uygulanmasını takip etmek, politikalarını

(18)

stratejilerini ortaya çıkan yeni hizmet modellerine göre güncelleyerek geliştirmektir. Toplumdaki sosyal ve kültürel yıpranmalara karşı aile yapısının ve değerlerinin korunması, gelecek nesillere sağlıklı bir biçimde aktarılması üzerine; ulusal politika ve stratejilerin belirlenmesini koordine etmek, ailenin bütünlüğünün korunması ve aile refahının artırılmasına yönelik sosyal hizmet ve yardım faaliyetlerini yürütmek vb. sayılabilir” (Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, 2011).

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı; normal yaşamın gereklerine uyum sağlayamayan özel gereksinimli bireylerin tanılanmasının yapılması, korunması, bakımı, ve rehabilitasyonu ile toplum içinde bağımsız olarak kimsenin yardımına ihtiyaç duymadan ya da en az yardımla yaşamını devam ettirecek hizmetleri organize etmekle beraber, sunulan bu imkanlardan herhangi bir sebeple yararlanamayacak olan özel gereksinimli bireylere kendi çatısı altında bakımını sağlayacak hizmetleri planlamak ve uygulanmasını takip etmek, bu hizmetleri yürütecek kuruluş açmak ve bu kurumları yönlendirmek görevleri arasındadır. Bu görevlerin bilincinde olarak; özel gereksinimli bireylerin toplum içinde yaşamaya uyum sağlamalarının ve en az yardımla sosyal yaşama katılmalarının sağlanması için kişisel gelişimleri ve ihtiyaçları dikkate alınarak, sosyal ve kültürel hizmet modellerinden yararlandırılmaktadırlar.

Bunlarla beraber özel gereksinimli bireylere, günlük yaşamlarında kendisinin bağımsızlaşmasına yönelik beceriler kazandırılarak, en bağımsız şekilde hayatlarını devam ettirmeye yönelik çalışılmaktadır. Bu çalışmalar yapılırken, amaç; “özel

gereksinimli bireylerin üreten, özgüveni yüksek ve başkasının yardımına en az ihtiyaç duyarak yaşamlarını devam ettiren bireyler olmalarını sağlamaktır” (Aile ve Sosyal

Politikalar Bakanlığı, 2013). Bu hizmetler rehabilitasyon ve bakım merkezleri aracılığıyla yürütülmektedir. Özel gereksinimli bireylerin sağlık, korunma ve bakım hizmetleri karşılandıktan sonra eğitim ve rehabilitasyon hizmetleri de verilmelidir. Özel gereksinimli birey için özel eğitim ve rehabilitasyon hizmetleri; bağımsızlık, kendi kendine yetebilme, kendini ifade edebilme vb. becerileri ifade etmektedir.

“Özel eğitim bazı zaman nerede yapıldığı ile de tanımlanmaktadır. Özel gereksinimi olan çocukların çoğu eğitimlerinin büyük bir bölümünü normal sınıflarda sürdürmesine rağmen, gündüzlü ya da yatılı rehabilitasyonlarda, özel sınıflarda eğitimlerine devam edenler de vardır” (Eripek, Özel gereksinimli olan

(19)

çocuklar ve ülkemizde özel eğitim hizmetleri, 2003). SHÇEK’e bağlı bakım ve rehabilitasyon merkezlerinde genel olarak orta ve ağır düzeyde özel gereksinimli bireyler koruma altına alınmış olup, bakım ve rehabilitasyon hizmetlerinden faydalandırılmaktadır. “Ağır ve çok ağır derecelendirilmiş özel gereksinimli

bireylerin neredeyse tamamı doğuştan ya da hemen doğumdan sonrasında tanılanmış ve bireylerdir. Birçoğunda nörolojik ciddi hasarlar vardır. Birçoğunun ikinci engelleri ile beraber sağlık problemleri mevcuttur. Genel olarak kişisel ihtiyaçlarını gidermede yetersizdirler, hareket kapasiteleri sınırlıdır ve bağımsız hareket edemezler, 24 saat korunmaya ve bakıma ihtiyaç duyarlar” (Eripek, Özel

gereksinimi olan çocuklar ve özel eğitim, 2005).

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığından 4.11.2016 tarihli çıkan “Engelli Bireylere Yönelik Özel Bakım Merkezleri Yönetmeliği”nin 24.Maddesinde; kişisel bakım hizmetlerini ve psiko-sosyal destek hizmetlerini ayrıntıları ile açıklamıştır. Bu yönetmeliğin 24. Maddesinde özbakım olarak; “Banyosun yaptırılması, tuvalet

ihtiyacının giderilmesi ve gerektiğinde temizliğinin yapılması, tırnağının kesilmesi, saç taranması, bakımı, diş temizliği, yüz, el ve ayak temizliğinin yapılması, istenmeyen tüylerin temizlenmesi, sakal ve saç tıraşının yapılması, kıyafetlerinin giydirilmesi, çıkarılması ve temizliğinin yapılması, burnunun ve kulağının temizliğinin yapılması, odasının ve yatağının temizliğinin ve düzeltilmesinin yapılması, yiyecek ve içecek ihtiyaçlarınıın karşılanması ve tehlikelere karşı korunması ve gözetilmesi diye sayılabilir. Psiko-sosyal destek hizmetleriyse; özel gereksinimli bireyin ailesinin, kendisinin ve engel durumunun kabullenilmesi ve bilgilendirilmesi için kişisel veya grup çalışması ile ailelerine ve kendilerine eğitimlerin verilmesi olarak sayılabilir” (Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, 2016).

1.2 Amaç

Bu araştırmanın temel amacı; Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığına bağlı resmi veya özel Bakım ve Rehabilitasyon Merkezinde meslek elemanı ve sağlık elemanı olarak çalışan personelin özel gereksinimli bireylere sunulan hizmetlere ilişkin görüşlerini belirlemektir. Bu amaç doğrultusunda sağlık elemanlarının ve meslek elemanlarının sunulan hizmet hakkında görüşlerini almak için yedi soru hazırlanmıştır. Hazırlanan sorular Ek-A’ da sırasıyla verilmiştir.

(20)

1.3 Önem

Ülkemizde son yıllarda yapılan yasal düzenlemeler ve Avrupa Birliği’ne uyum sürecinde gidilen değişiklikler kapsamında zihin yetersizliği olan bireylerin bakım ve rehabilitasyonun da yeni ufuklar açılmıştır. Gerek devlet tarafından yapılan teşvikler gerekse sivil toplum kuruluşlarının yardımıyla hem özel eğitim hem de rehabilitasyon düzenlemelerinde özel gereksinimli bireylerin yararı gözetilerek pozitif adımlar atılmıştır. Özürlüler İdaresi Başkanlığı’nın kurulmasıyla başlayan bu olumlu süreç Milli Eğitim Bakanlığı ve Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının mevzuatlarında yapılan değişikliklerle süregelmiştir. Özel gereksinimli bireylere bakım ve rehabilitasyon hizmeti veren Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığına bağlı bakım ve rehabilitasyon merkezlerinde özel gereksinimli bireylerin yaşadıkları sorunlara ilişkin görüşleri konu alan bir araştırmaya rastlanmamıştır. Bu sebeple araştırmanın alan yazına katkı sağlayacağı düşünülmektedir.

Bu çalışma da bir bakım ve rehabilitasyon merkezinde görev yapan meslek ve sağlık elemanlarının görüş ve önerilerine yer verilecektir. Özel gereksinimli bireylerin 24 saat bakım ve rehabilitasyon hizmetinden faydalandıkları kuruluşlarda meslek ve sağlık elemanları özel gereksinimli bireylere eşlik ederek yaşadıkları sorunları yakından gözlemlemektedirler. Bu nedenle meslek elemanlarının ve sağlık elemanlarının görüşlerinin alınması önemlidir. Bu doğrultuda meslek elemanlarından ve sağlık elemanlarından alınan görüşlerin özel gereksinimli bireylerin yaşadıkları sorunları belirlemesinin yanı sıra yeni rehabilitasyon politikalarının, bakım modellerinin oluşturulmasına ve kurum bakımı altında bulunan özel gereksinimli bireylerin yaşam kalitelerinin artırılmasına katkı sağlayacağı düşünülmektedir.

1.4 Sınırlılıklar

Bu araştırma; 2016 Yılı Ekim- 2017 Haziran Ayları arasında Akdeniz Bölgesinde yer alan Adana ilinin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığına bağlı resmi ve özel birer bakım ve rehabilitasyon merkeziyle sınırlıdır.

Bakım ve rehabilitasyon merkezinde özel gereksinimli bireylere bakım hizmeti veren meslek elemanlarının ve sağlık elemanlarının görüşleri ile sınırlıdır.

(21)

1.5 Tanımlar

Bakanlık: “Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığını,” (Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, 2016).

Bakıma ihtiyacı olan özel gereksinimli birey: “Özel gereksinimli bireylerin

sınıflandırılmasına göre yetkili bir hastaneden alınan sağlık kurulu raporu ile ileri derecede özel gereksinimli olduğu belgelendirilenlerden günlük ihtiyaçlarını ve bakım ihtiyaçlarını karşılayamama nedeniyle yaşamını başkasının yardımı ve desteği olmadan devam ettirebilecek durumda olmadığı sosyal inceleme raporu ile belirlenen ve 2828 sayılı Kanunun ek 7 nci maddesine göre ücreti Bakanlık tarafından karşılanan özel gereksinimli bireyi,” (Aile ve Sosyal Politikalar

Bakanlığı, 2016).

Bireysel bakım planı: “Bakıma ihtiyacı olan özel gereksinimli bireyin bakımına

ilişkin fiziksel, psiko-sosyal ve benzeri bakım hizmetlerinde yaşanan sıkıntıları, bu sıkıntıların nedenlerini ve elde edilen bilgiler doğrultusunda özel gereksinimli bireyin bakıma ihtiyacının olduğunun belirlenmesi, belirlenen bu ihtiyaçlar doğrultusunda yapılabilecekleri içeren ve bütün detaylarının Bakanlıkça belirlendiği planı” (Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, 2016).

İl müdürlüğü: “Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğünü,” (Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, 2016).

Merkez: “1Özel gereksinimli bireyler için gündüzlü veya yatılı bakım hizmeti

veren,özel hukuk tüzel kişileri veya gerçek kişi tarafından Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığına bağlı açılan sosyal hizmet kuruluşu statüsündeki özel bakım ve rehabilitasyon kuruluşlarını,” (Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, 2016).

Meslek personeli: “Üniversitelerin ilgili bölümlerinden lisans eğitimi almış

psikolog, sosyal çalışmacı, çocuk gelişimci, psikolojik danışman, gerontolog, ergoterapist ve fizyoterapist ünvanına sahip olanlar ile Eğitim Fakültelerinin özel eğitim bölümü mezunlarını,” (Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, 2016).

Sağlık personeli: “Tıp doktoru, ebe ve ebe yardımcısı, hemşire ve hemşire

(22)

sakinleri arasında bedensel engelliler olan merkezlerde fizik tedavi teknisyeni/fizyoterapi teknikeri,” (Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, 2016).

(23)

2 KURAMSAL ÇERÇEVE VE İLGİLİ ARAŞTIRMALAR 2.1 Sosyal Devlet ve Sosyal Politikalar

“Sosyal devlet kavramı Cumhuriyetin temel ilkelerinden bir olarak Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 2. maddesinde yer almaktadır” (TBMM, 1982).

20.Yüzyılda batı demokrasilerinde ortaya çıkmış bir anlayış olan sosyal devlet

kavramı, devletin sosyal barışı ve sosyal adaleti sağlamak amacıyla sosyal ve ekonomik hayata aktif müdahalesini gerekli ve meşru gören bir anlayıştır”

(Özbudun, 2004). “Bu anlayışa göre sosyal devlet, eşitsizlikleri gidermek, toplumsal

barışı korumak, sosyal kalkınma ve gelişmeyi sürdürmek, bireylere insan onuruna yaraşır bir yaşam düzeyi sağlamak ve bütün bireylerinin eşit imkanlara sahip olması için çalışmakla görevlidir” (Aydınöz, 2008).

“Sosyal devletin yansımalarından biri olan sosyal hizmetler, birim olarak aileyi esas almasına rağmen toplumda kendi kendilerini geçindirmekten yoksun kimsesiz ve bakıma muhtaç yaşlılar, kimsesiz çocuklar ve özel gereksinimli bireyler bulunmaktadır. Bu bakıma muhtaç bireyler için önemli olan, düzenli bir gelirlerinin olmasından çok ihtiyaç duydukları bakım ve rehabilitasyon hizmetlerinin verilmesidir” (Dilik, 1980).

“Sosyal hizmetler, toplumun bir parçası olan ellerinde olmayan nedenlerle bakıma muhtaç duruma düşen ya da ruhen, bedenen veya herhangi bir sebepten özel gereksinimli olmuş bireylerine ülkenin genel durumlu gözönüne alınarak insan onuruna yakışır, toplumla uyumlu bir yaşam devam ettirebilmeleri için ekonomik ve sosyal, maddi ve manevi ihtiyaçlarının giderilmesi için devlet tarafından, gönüllü ve özel kuruluşlar tarafından yürütülrn hizmetlerin tamamıdır” (Uğurlu, 2002).

“Dünyayla birlikte ülkemizde de oluşan gelişmelerin ortaya çıkardığı endüstrileşme, kentleşme ve modernleşme sosyal hizmetlere duyulan gereksinimi giderek artırmış; sosyal hizmetlerin planlanıp koordine edilmesini devletin sorumluluğuna bırakmıştır” (Aktaş, 1990). “Bu sorumluluğun bir tezahürü olan Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu bireye ve topluma sunulan yardım ve hizmetlerin yürütülmesi ile görevlendirilmiştir. Ama 08.06.2011’ de SHÇEK’in

(24)

görevleri yeni kurulan Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığına devredilmiştir.”(Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, 2016).

2.2 Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı

“Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının 633 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile 8/06/2011 tarihinde kurulmuştur. Sosyal hizmet programları bünyesindeki temel hizmet alanları şu şekilde sıralanabilir; sağlık, konut, eğitim, rehabilitasyon, sosyal güvenlik ve sosyal refah, ıslah, boş zamanları değerlendirme”

(Kongar, 1972). Yeni kurulan bu bakanlığın sosyal hizmet görevleri; “Sosyal hizmetlerle ve sosyal yardımlarla ilgili ülke genelinde politikalar ve uzun vadede kullanılabilecek metodlar geliştirmek, uygulamak, uygulanmasını takip etmek ve yeni hizmet modellerine göre güncellemeler yapmak; toplumdaki sosyal ve kültürel yıpranmalara karşı aile yapısının ve değerlerinin korunmasına, gelecek nesillere doğru bir biçimde aktarılmasına imkan sağlamak üzere; milli politika ve metodların belirlenmesini organize etmek, ailenin bir bütün olarak korunması ve ailenin refah düzeyinin artırılması için sosyal hizmet ve yardım faaliyetlerini takip etmek ve 8.06.2011 tarih ve 27958 Sayılı Resmi Gazetede yayımlanan KHK/633 nolu Kararnamede belirtilen diğer görevleri yerine getirmektir” (Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, 2016).

2.2.1 Kurumun Tarihçesi

“Türkiye’de sosyal hizmetlerin tarihsel gelişimine baktığımızda; geleneksel sosyal yardım ve sosyal hizmet sistemlerinin hızlı bir şekilde gelişerek süregeldiğini ve günümüzde daha iyi organize edilmiş sosyal hizmetlerin önem kazandığını görüyoruz” (Akgün, 1997). “Türkiye Büyük Millet Meclisinin kurulmasından sonra 30 Haziran 1921 tarihinde Himaye-i Etfal Cemiyeti Türkiye Büyük Millet Meclisi Reisi Mustafa Kemal tarafından Kurtuluş Savaşı yıllarında şehit olan asker çocuklarının bakımı ve eğitimlerinin sağlanması için kurulmuştur” (Aktaş, 1990).

“Himaye-i Etfal Cemiyeti’nin öncelikli görevleri arasında; çocuk dispanserleri,

misafirhaneleri ve yetimhanelerinin kurulması, çocuk bahçelerinin açılması, süt dağıtım birimlerinin kurulması, yoksul anneler için ucuz veya parasız gıda-eşya yardımında bulunulması, fakir ve hasta çocukların bakımı gibi tıbbi konular ele alınması, çocuk kütüphanelerinin açılması, annelere çocuk bakımının önemi konusunda danışmanlık hizmetlerinin verilmesi yer almıştır” (Çavuşoğlu, Sosyal

(25)

Hizmetlerin Yakın Tarihinden Sayfalar, Çocuk Esirgeme Kurumu Yaprakları , 2005).

“1933 yılına gelindiğinde cemiyet ülke çapında 8 gündüz bakımevi, 3 ana kucağı, 25 muayenehane, 1 doğumevi, 28 aşhane, 13 şefkat yurdu, 3 yetimler evi, 28 çocuk bahçesi, 6 banyo, 7 sinema, 1 okuma odası, 1 çocuk bakıcı mektebi, 2 ana mektebi açmıştır ve dilde sadeleşme akımının etkisiyle Himaye-i Etfal Cemiyeti’nin ismi 1934 yılında “Çocuk Esirgeme Kurumu” Olarak değiştirilmiştir” (Aktaş,

1990); (Çavuşoğlu, Sosyal Hizmetlerin Yakın Tarihinden Sayfalar, Çocuk Esirgeme Kurumu Yaprakları , 2005).

“1949 yılında sosyal hizmetler alanında kamusal yetkiyi ve örgütlenmeyi ifade eden 5387 sayılı “Korunmaya Muhtaç Çocuklar Hakkında Kanun”u çıkarılmış ve bu kanun kapsamında Milli Eğitim Bakanlığı’na 7-18 yaş arası çocukların korunması ve bakımı, Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı’na ise 0-6 yaş arası çocukların korunması ve bakımı görevleri verilmiştir” (Gümüş, 2005); (Özdemir,

2008).

“Türkiye Çocuk Esirgeme Kurumu devletin maddi manevi desteğini arkasına alarak, halkın katılımlarıyla büyümüş, tüm ülke çapında örgütlenmekle kalmamış yurt dışında yaşayan Türklerin desteğini alan kurum hizmet ve yardımlar konusunda sürekli gelişmiştir” (Çavuşoğlu, Türkiye çocuk esirgeme kurumu ve çocuk bayramı,

2001).

“1963 yılında Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığına bağlı olarak Sosyal Hizmetler Genel Müdürlüğü kurulmuş ve Türkiye’de uygulanan bir kısım sosyal yardım ve hizmetler bu çatı altında toplanmıştır. 1967 yılına gelindiğinde İl Sosyal Hizmet Müdürlükleri kurularak tüm yurtta uygulamalarının koordinasyonu tek elden sağlanmaya çalışılmıştır” (Tomanbay, 1991).

24 Mayıs 1983 Tarihinde Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu (SHÇEK) Kanunu kabul edilmiş ve bunu izleyen 27 Mayıs 1983 Tarihinde resmi gazetede yayınlanan 18059 sayılı kanunla Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğü resmen kurulmuştur (SHÇEK, 2011). “Öncesinde Sağlık

ve Sosyal Yardım Bakanlığı’na 1989 yılında da Başbakanlığa bağlanan SHÇEK’un kurulmasıyla çocuk hizmetlerinde yaşanan çok başlılık ve koordinasyonsuzluk ortadan kaldırılmış, verilen hizmetlerin denetleme ve kontrolünde kolaylıklar

(26)

sağlanmış ve ülke genelinde hizmet veren 67 Koruma Birliği tek merkezden koordine edilir hale gelmiştir” (Çengelci, 1996).

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, 633 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile 8/06/2011 tarihinde kurulduktan sonra, Özürlüler İdaresi Başkanlığı ile SHÇEK’e bağlı birimlerin hepsi Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığına bağlanmıştır. Özürlü Bakım Hizmetleri Dairesi Başkanlığı ve Yaşlı Bakım Hizmetleri Dairesi Başkanlığının birleştirilmesiyle, 3/5/2013 tarih ve 28636 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6462 sayılı Kanunla Engelli ve Yaşlı Hizmetleri Genel Müdürlüğü kurulmuştur. Özürlüler İdaresi Başkanlığının verecek olduğu hizmet alanını oluşturan özel gereksinimli bireylerle ilgili gelişmelerin temelini; özel gereksinimli bireyin insan haklarından ve temel özgürlüklerinden eksiksiz ve eşit şekilde faydalanmasını, toplumun içine tam ve faal bir şekilde katılımlarını sağlamak oluşturmaktadır. Bu çerçevede Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı tarafından günümüzde değişen koşullara göre özel gereksinimli bireylere yönelik çeşitli normlar, politikalar ve standartlar geliştirilmiş olup geliştirilmeye de devam edilmektedir. Bu gelişmeler, ülkemizde de özel gereksinimli birey konusunun değerlendirilmesinde ve politikalarının belirlenmesinde çok etkili olmuştur. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu 1981 yılını “Engelliler 10 Yılı” ilan etmiş, bir çok hedefler belirlemiş ve bu hedefler arasında yer alan, tüm ülkelerde ki özel gereksinimli bireylere verilen hizmetin koordinesinden sorumlu bir kurum oluşturulması kararıyla aynı yıl ülkemizde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı’nın başkanlığında “Sakatları Koruma Milli Koordinasyon Kurulu” oluşturulmuştur. Bu kurul 1983 yılında “sürekli kurul” şekline dönüştürülmüş ve hizmetlerinde süreklilik sağlanmıştır. Bu kurul 1997 yılına kadar faaliyetlerini sürdürmüş ve Özürlüler İdaresi Başkanlığı’nın kurulmasıyla görevi sona ermiştir (Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, 2011).

“30.05.1997 tarihinde 571 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile Başbakanlığa bağlı olarak Özürlüler İdaresi Başkanlığı kurulmuştur. Özürlüler İdaresi Başkanlığı’nın kuruluş amacı; özel gereksinimli bireylere yönelik hizmetlerin düzenli, verimli ve etkin bir şekilde yürütülmesini sağlamaktır. Bu amaca ulaşmak için; uluslararası ve ulusal kurum ve kuruluşlar arasındaki işbirliğini ve koordinasyonu sağlamak, özel gereksinimli bireyler ile ilgili bir ulusal politikanın oluşmasına yardımcı olmak, özel gereksinimli bireylerin yaşadıkları sorunları tespit

(27)

etmek ve bunların çözüm yollarını araştırmak, uygulamak” (Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, 2011).

“Engelli ve Yaşlı Hizmetleri Genel Müdürlüğünün oluşması süreci içinde yer alan Özürlü Bakım Hizmetleri Daire Başkanlığı ve Yaşlı Bakım Hizmetleri Daire Başkanlığı ise SHÇEK yapılanması içinde geliştiği gözlenmiştir. Bu bağlamda özel gereksinimlilerle ve yaşlılarla ilgili hizmetleri programlama, planlama ve yürütme görevini doğrudan devletin görevi olarak algılanması 1963 yılında 225 sayılı Kanun ile Sağlık Sosyal Yardım Bakanlığı'na bağlı Sosyal Hizmetler Genel Müdürlüğü'nün kurulması ile gerçekleşmiştir” (Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, 2011).

“24.05.1983 tarihinde 225 sayılı kanununla ilgili maddeler değiştirilmiş, 2828 sayılı Kanun ile katma bütçeli ve kamu tüzel kişiliğine sahip Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğü kurulmuştur. Bu kanunla yardıma, bakıma ya da korunmaya muhtaç aile, çocuk, özel gereksinimli birey, yaşlı ve diğer ihtiyaç sahibi kişilere götürülen sosyal hizmet faaliyetleri ve bu faaliyetlerin düzenlenmesi amaçlanmıştır”(Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, 2011).

2.2.2 Teşkilat yapısı

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı; teşkilat yapısında da görüleceği üzere kurum ana hizmet alanlarını; aile-kadın-toplum hizmetleri, korumaya muhtaç çocuk hizmetleri, yaşlı bakım hizmetleri, sosyal yardım hizmetleri, özel gereksinimli bireylerin bakım hizmetleri, gençlik hizmetleri, şehit yakınları ve gaziler hizmetleri olarak birimlere ayırmıştır.

2.3 Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Özel Gereksinimli Birey Hizmetleri

“Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının Teşkilatını ve Görevlerini belirleyen 03.06.2011 tarih ve 633 sayılı Kanun Hükmünde Kararname doğrultusunda kurulan Engelli ve Yaşlı Hizmetleri Genel Müdürlüğü bünyesinde oluşturulan Bakım Hizmetleri Dairesi Başkanlığı; “özel gereksinimli bireylerimize sunulan bakım hizmetlerini oluşturmak, geliştirmek ve uygulamakla yükümlüdür.” Der” (Aile ve

Sosyal Politikalar Bakanlığı, 2011). “Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının özel

gereksinimli bireyler için bakım hizmetlerinde; özel gereksinimlilerin çevresinden koparılmadan ailesi yanında, bakımına imkan verilmesi öncelikli amacıdır. Bu hedefle birlikte herhangi bir sebeple evde bakımı sağlanamayan özel gereksinimli

(28)

bireylere kurum bakımı seçeneği sunularak hizmet modelleri farklılaştırılmıştır”

(Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, Faaliyet Raporu, 2016). 2.3.1 Evde Bakım Hizmeti

“30.07.2006 tarihli ve 26244 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Bakıma Muhtaç Engelli Bireylerin Tespiti ve Bakım Hizmeti Esaslarının Belirlenmesine İlişkin Yönetmelik çıkarılmıştır. İlgili mevzuatta bakmak zorunda olunan birey sayısına göre kişi başına düşen ortalama aylık gelir tutarı, bir aylık net asgari ücret tutarının 2/3’ünden daha az olan bakıma muhtaç özel gereksinimli bireylerin isterler ise ailelerinin yanında onlarla beraber, isterler ise resmî veya özel bakım merkezlerinde özel gereksinimli bireylerin bakımlarının yapılması sağlanmıştır” (Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, 2011). “2016 yılı Temmuz-Aralık dönemi içinde özel gereksinimli birey annelerine evde bakım yardımının aylık tutarı 932,59 TL olup, bu dönemde Evde Bakım Hizmetinden yararlanan özel gereksinimli birey sayısı 481.141 kişidir “(Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Faaliyet Raporu,

2016).

2.3.2 Yatılı Bakım ve Rehabilitasyon Merkezleri

"03.09.2010 tarihli ve 27691 sayılı Resmi Gazete yayımlanarak yürürlüğe

giren Engellilerin Bakımı, Rehabilitasyonu ve Aile Danışmanlığı Hizmetlerine Dair Yönetmelik çerçevesinde, gerekli şartları taşıyan özel gereksinimli bireylerin resmi bakım evlerine yerleştirme işlemleri yapılmaktadır. Bu Yönetmeliğe istinaden resmî bakım evlerinde bakıma ihtiyaç duyan özel gereksinimli bireylerin gelirlerinin olup olmamasına bakılmaksızın ücretsiz bakım hizmeti verilmektedir” (Aile ve Sosyal

Politikalar Bakanlığı, 2011). “Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Ekim 2016

itibarıyla 99 merkezde 6 bin 543 özel gereksinimli bireye yatılı bakım hizmeti vermektedir” (Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Faaliyet Raporu, 2016).

2.3.3 Engelsiz Yaşam Merkezi Projesi

Özel gereksinimli bireylere bakım veren resmi kuruluşların fiziki şartlarının daha yaşanılır hale getirilmesi amaçlanmıştır. 2006 yılından bu yana bakıma muhtaç özel gereksinimli bireylerin bakım hizmetlerinin daha yaşanılır ve işlevsel fiziki şartlarda sunulması ile ilgili esasları ve standartları belirleme ve uygulama konusunda çalışmalar yoğun olarak başlatılmıştır. Bu hedef doğrultusunda özel

(29)

gereksinimli bireylerin daha kaliteli yatılı kurum bakımı hizmeti almasına yardımcı olacak “Engelsiz Yaşam Merkezi Projesi” geliştirilmiş ve yaygınlaştırılması planlanmıştır.

“Özel gereksinimli bireylerin bakımı; bu proje kapsamında geliştirilen ve inşa edilen, oturma odası, yemekhane, mutfak, banyo, tuvalet, üçer kişilik 4 yatak odası, ve personel odasından oluşan, toplam on iki kişilik, tek katlı, müstakil ve bahçeli evlerde yapılmasına imkan tanınmıştır. Türkiye genelinde 32 engelsiz yaşam bakım ve rehabilitasyon merkezi bulunmaktadır” (Aile ve Sosyal Politikalar

Bakanlığı, 2011). “2016 yılı itibariyle engelsiz yaşam merkezleri de dahil olmak

üzere, 93 adet yatılı bakım ve rehabilitasyon merkezinde 6670 özel gereksinimli birey yatılı bakım hizmetinden yararlandırılmıştır” (Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı

Faaliyet Raporu, 2016). 2.3.4 Umut Evi Projesi

Herhangi bir sebeple ailesi ile beraber yaşayamayan, fiziksel, sosyal, psikolojik ve bakım ihtiyaçları karşılanamayan özel gereksinimli bireylere 24 saat bakım hizmetlerinin verldiği bakım ve rehabilitasyon merkezlerinde özel gereksinimli bireylerin hep beraber yaşadığı ortamların bir çok sorunu olabilmektedir. Bu sebeplerle “Özel gereksinimli bireylerin küçük küçük gruplar

şeklinde müstakil bir evde, bir apartman dairesinde sosyal hayattan kopmadan toplumla içiçe komşularıyla beraber hayatlarını devam ettirmelerinin daha yararlı ve doğal olacağı düşüncesiyle devlet güvencesi altında bakılmakta olan, birilerinin gözetiminde hayatını devam ettirebilenlerin, bakım evlerinin ek ünitesi gibi olan “Umut Evi” diye isimlendirilen birimlerde, sosyal yaşamın içinde, güvenli bir şekilde bakımlarının yapılması hedeflenmiştir” (Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı,

2011). “Bu proje sakinleri ve çalışanları tarafından çok benimsenmiş olup alınan

sonuçlar çok başarılı bulunmuştur. Bu nedenle Bakanlığın son faaliyet raporunda (2016 yılı sonu itibariyle) Ülkemizde 128 umut evi hizmet verdiği görülmüştür” (Aile

ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Faaliyet Raporu, 2016). 2.3.5 Geçici ve Misafir Olarak Bakım Hizmeti

“Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının resmi kuruluşlarında (Resmi bakım evlerinde) özel gereksinimli bireylerin ihtiyaç duyduklarında geçici ya da misafir gibi bakımları sağlanmıştır. Bir özel gereksinimli bireye Bakanlıkça sene içinde

(30)

ihtiyaç duyduğunda en çok otuz gün geçici veya misafir gibi bakım merkezinden yararlanma hakkı verilmiştir” (Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, 2011).

2.3.6 Aile Danışma ve Rehabilitasyon Merkezleri (Resmi- Gündüzlü Kuruluşlar)

Bakanlığın sadece gündüz hizmet veren resmi kuruluşlarında verilen bakım hizmeti ile özel gereksinimli çocuğu olan ailelerin gün içinde rahatlatılması amaçlanmıştır. Resmi-gündüzlü kuruluşlarda verilen hizmetler yeniden şekillendirilerek genelde grup olarak yapılarak, hafta içi çalışma saatlerinde, tam gün veya yarım gün bakım hizmeti verilmektedir. Özel gereksinimli çocuğu olan ailelerin ve özellikle annelerin rahat bir nefes alması, çocukları olmadan özel işleri için kendilerine zaman ayırmaları düşünülmüştür. “Bakanlığın faaliyet raporunda (Kasım

2014 tarihi itibariyle) ülkemizde gündüzlü bakım hizmeti veren beş (5) kuruluş kayıtlara geçmiştir. Gündüzlü bakım hizmeti veren bu kuruluşlardan 451 özel gereksinimli birey faydalanmıştır. Gündüzlü bakım hizmeti veren kuruluşlarla birlikte, yatılı bakım ve rehabilitasyon merkezlerinde de sadece sabah gelip akşam evine gidecek şekilde gündüzlü hizmetlerin verilmesinin başlatılmasıyla ilgili çalışmalar devam etmektedir” (Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, 2011).

2.3.7 Evde Bakıma Destek Hizmeti

“Bakanlığın 2010 yılında yaptığı yasal düzenleme ile özel gereksinimlilerin bakım hizmetleriyle ilgili yeni bir hizmet şekli olarak düşünülen “evde bakıma destek hizmeti” ile ilgili gerekli yasal düzenlemelerle faaliyete geçirilmiştir. Bakanlık bu modelle özel gereksinimli birey ihtiyaç duyduğunda Bakanlıkça görevlendirilen kendi bünyesinde çalışan bakıcı personel tarafından özel gereksinimli bireyin evinde bakımının yapılması sağlanmıştır” (Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, 2011). 2.3.8 Özel Bakım Merkezleri

Özel gereksinimli bireylerin yatılı olarak 24 saat bakım ihtiyaçlarının karşılanmasında önemli bir adımda, (30.07.2006 tarih ve 26244 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Bakıma Muhtaç Engellilere Yönelik Özel Bakım Merkezleri Yönetmeliği) özel bakım merkezlerinin faaliyette bulunmalarına yönelik çalışmaların başlatılmasıdır. Bu yönetmelikle “Bakıma ihtiyacı olan özel

(31)

şartları, personel standardı, denetlenmeleri ile ücret tespiti ve ödemelerinin usul ve esasları hakkında detaylar netleştirilmiştir” (Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı,

2011). Bakanlığın son faaliyet raporunda (2016 yılı sonu itibariyle) 161 özel bakım merkezinde 11.923 özel gereksinimli bireye bakım hizmeti verilmiş ve özel gereksinimli bireye verilen bakım hizmeti karşılığında özel bakım merkezlerine 261.517.836.97 TL ödeme yapmıştır (Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Faaliyet Raporu, 2016)

2.3.9 Personel Durumunda Nicel ve Nitel Gelişmeler

Bakanlık verilerinin incelendiğinde “Resmi bakım ve rehabilitasyon

merkezlerinde verilen bakım hizmetini yürütmek için; idari personel, sağlık elemanı, meslek elemanı, eğitim öğretim elemanı, teknik hizmetler elemanı, yardımcı hizmetler elemanları vb. 1210 kişi nitelikli kadrolu elemanla çalıştırmaktadır. Bakanlık yine özel hizmet alımı ile; bakım elemanı, temizlik elemanı, güvenlik elemanı, aşçı, danışma yönlendirme elemanı, berber vb. 5759 kişi görev yapmaktadır. Bakanlığın resmi kuruluşlarında bakım hizmetlerini yürüten bakıcı personel kadrosunda çalışan sayısının artırılması ve niteliklerinin geliştirilmesi için, bakım hizmeti verilen ortalama altı özel gereksinimli birey için, vardiyalarda bir bakıcı personel olacak şekilde özel hizmet alımı yoluyla bakıcı personel istihdamı düşünülmüştür. Son dönemlerde bakım hizmetlerinden yararlanan özel gereksinimli birey sayısının nerdeyse yarısı kadar bakıcı personelinin istihdam edilmiş olması hizmet niteliğinin oldukça yükseldiğinin göstergesidir” (Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, 2011).

2.4 İlgili Literatür

Özel gereksinimli bireyler için yapılan çalışmalar incelendiğinde özel gereksinimli bireylerin bakım ve rehabilitasyonunda karşılaştıkları problemleri ve çözüm yollarını inceleyen ulusal ya da uluslar arası kısıtlıda olsa bazı çalışmalara rastlanılmıştır. Bunlardan bazıları;

(Bozdemir, 1995), “Kurum bakımı altında bulunan normal ve zihinsel özürlü

çocukların motor gelişimine eğitimin etkisi” konulu araştırması. Araştırmanın

örneklemini Saray Bakım ve Rehabilitasyon Merkezinde koruma altına alınan 55 normal ve 45 özel gereksinimli çocuk oluşturmuştur. Haftada 2 gün 3 ay süre ile gruplarla motor gelişimi destekleyici eğitim programı verilerek; eğitimin her iki

(32)

gruba da olan etkileri incelenmiştir. Araştırma sonucunda çift ayak sıçrama, tek ayak üzerinde sıçrama, geriye doğru sıçrama, topu sıçrayıp yakalama, ip üzerinden atlama, tek ayak üzerinde durma, yön değiştirerek koşma, dengede yürüme, merdiven inme, bisikletle köşeleri dönme becerilerinde verilen eğitimin her iki grupta da etkili olduğu bulguları elde edilmiştir.

(Buğan, 1999), “Kurum bakımında bulunan yetişkin zihin engelli kadınların

günlük yaşam becerilerini gerçekleştirme durumları” isimli araştırması. 1998 yılında çalışmanın denekleri Eskişehir de Yetişkin Özel Gereksinimli Kadınlar Bakım ve Rehabilitasyon Merkezinin sakinleri olan 38 özel gereksinimli kadındır. Araştırma sonuçlarına göre, yetişkin özel gereksinimli kadınların, kendisini ve kurumu tanıma ile giyinme, temizlik, beslenme becerilerinde, akademik becerilere göre daha iyi durumda olduğu bulgusuna rastlanmıştır.

(Hanson ve Clarke, 2000), “Engelli bireye bakan aile ferdinin bilgi düzeyinin

engeli bireyin yaşam kalitesi ve bağımsız yaşam becerileri üzerindeki etkileri” isimli

araştırması. Bu araştırma İngiltere, İsveç, Portekiz ve İrlanda olmak üzere dört ülkede yapılmış ve 36 ay devam etmiştir. Avrupa Birliğinin finansmanı ile

gerçekleştirilen ve dört ülkede de aynı anda başlatılan çalışma ile farklı ülkelerdeki özel gereksinimli bireylerin ihtiyaçlarının ailelerin sosyo-ekonomik durumlarıyla olan ilişkileri araştırılmıştır. Araştırmanın örneklemini ikametgâhı sağlık

kuruluşlarına uzak olan bölgelerde bulunan özel gereksinimli bireyler oluşturmuştur. Özel gereksinimli bireye bakım veren aile fertlerine üç ay süre ile engelli bakımı üzerine eğitim verilmiştir. Eğitim verilen bakıcı aile fertleri belirli aralıklarla kendi evlerinde değerlendirilmişlerdir. Çalışmada sonuç olarak, özel gereksinimli bireyin aileye getirmiş olduğu ekonomik külfetin özel gereksinimli birey üzerindeki ilgiyi azalttığı ancak verilen eğitim sonrasında aile tutumlarında olumlu değişimler gözlendiği bulgusuna ulaşılmıştır.

(Marquis ve Jackson, 2000), “Engellilerin yaşam kalitesi ve rehabilitasyon

merkezi arasındaki ilişki” konulu araştırma. Çalışmanın amacı; öncesinde evinde bakımı sağlanan özel gereksinimli bireyin rehabilitasyon merkezine yerleştirildikten sonra yaşam kalitesindeki değişiklikleri belirlemektir. Araştırmada her bir özel gereksinimli birey 2 yıl boyunca ortalama 124 saat gözlenmiş ve gözlem sonucunda 1200 sayfa gözlem raporu oluşturulmuştur. Çalışmanın bulgularına göre özel gereksinimli bireylerle ilgilenen kişinin istikrar ve tutarlılığı engelli bireyin ona karşı

(33)

güvenini etkilemektedir, özel gereksinimli bireyler kendilerine bakım veren personelden şefkat beklemektedir ve özel gereksinimli bireyin yaşam kalitesi sadece bakım elemanının değil rehabilitasyon merkezinde çalışan bütün personelin donanımıyla doğru orantılıdır.

(Chan, Sigafoos, Watego ve Potter, 2001), “Yetişkin zihin engelli bireylerin

bakımında erken yaşta verilen eğitimin etkisi” konulu araştırması. Araştırmanın amacı, erken yaşta eğitim almış yetişkin özel gereksinimli ve erken yaşta eğitim alamamış yetişkin özel gereksinimli bireylerin günlük yaşamlarında erken yaşta verilen eğitimin etkilerinin incelenmesidir. Araştırma sonucuna göre erken eğitim almamış yetişkin özel gereksinimli bireylerin program sonunda verilen eğitime cevap vermedikleri, kendilerine zarar verdikleri, küfür ettikleri, agresif oldukları bulgularına; erken eğitim almış özel gereksinimli bireylerin ise program sonunda eğitime cevap verdikleri, küçük problem davranışlar olmasına karşın istenilen seviyeye ulaştıkları bulgusuna ulaşılmıştır.

(Kersten, McLellan, George, Mullee ve Smith, 2001), “Engelli bireylerin

karşılanmayan ihtiyaçlarının engelli birey üzerindeki etkileri” adlı araştırmıştır. Araştırma sonucunda özel gereksinimli bireyin olduğu kadar bakımını üstelenen personelinde karşılanmamış ihtiyaçları olduğu; personelin ihtiyaçlarının karşılanmamasının özel gereksinimlilerin yaşam kalitesini olumsuz etkilediği, personelin özel gereksinimlilerin isteklerini tam anlamıyla karşılamakta güçlük yaşadığı bulgularına ulaşılmıştır.

(Matsusaka & McLellan, 2003), “Engellilerin bakım ve rehabilitasyon

merkezlerinde karşılaştıkları sorunların tıbbi ve sosyal temelleri” konulu araştırması. Araştırmanın bulguları; İngiltere’de bulunan özel gereksinimlilerin yaşadıkları sorunların özel gereksinimlerinin seviyeleriyle doğru orantılı olduğu ancak Japonya’da özel gereksinimlilerin karşılaştıkları güçlüklerin toplumun bakış açısı ve bilgisizliğinden kaynaklandığı, göze çarpmaktadır.

(Gül, 2003), “Tekerlekli sandalye kullanan kişilerin banyo kullanımına

yönelik sorunlar” adlı araştırması. Bu çalışmanın bulgularında; tekerlekli sandalyeye

bağımlı kişilerin banyolarda ayna yüksekliği, klozet, duş ve tekerlekli sandalye için manevra yapacak genişlik olmaması gibi sorunlarla karşılaştıkları ortaya çıkmıştır. Ayrıca tekerlekli sandalyeye bağımlı kişilerin büyük çoğunluğunun banyolarda yeterli donanım olmaması sebebiyle çeşitli kazalar geçirmiş olduklarına rastlanmıştır.

(34)

(Yılmaz, 2004), “Özürlülerin çalışma yaşamında karşılaştıkları sorunlar ve

bu sorunları etkileyen faktörler” konulu çalışması. Araştırma sonucunda; çalışan

özel gereksinimli bireylerin az ücret ödenen ve donanımlı olmayı gerektirmeyen işlerde çalıştıkları, ayrıca özel gereksinim derecesi yüksek olan bireylerin ve protez kullanan özel gereksinmli bireylerin çalışmaya hiç başlamadıkları ya da çalışma hayatında çok az yer aldıkları görülmüştür. Özel gereksinimli bireylerin çalışma yaşamına yönelik uzun dönemli hedeflerin olmadığı ve planların yapılmadığı, çalışan özel gereksinimli bireylerin çalışma hak ve hukukları hakkında bilgi sahibi olmadıkları bulgularına ulaşılmıştır.

(Kacar, 2004), “Zihin engelli çocukların giysi kullanımında karşılaştıkları

sorunlar” isimli çalışması. Araştırma bulgularında özel gereksinimli çocuklardan

küçük bir nesneyi başparmağı ve diğer parmakları ile ayrıca küçük bir nesneyi başparmağı ve işaret parmağı ile tutamayan denekler örneklem olarak düşünülmüştür. Bu bireyler göz önüne alınarak, tasarımlarda alternatif kapama araçlarının (düğme, çıt çıt, mıknatıslı çıt çıt, agraf, cırt bant, fermuar elciği, klipsi kemer tokası) daha büyük boyutlarda giysiler tasarlanmış ve deneklerin bu giysileri rahatlıkla giyip-çıkardıkları, kullandıkları görülmüştür.

(Fleming, 2004), “Yetişkin özel gereksinimli bireylerin rehabilitasyonunda

bakım elemanının yükünü azaltacak evde bakım önlemleri” adlı araştırması.

Çalışmanın amacı; evde bakım hizmetlerinin, rehabilitasyona ihtiyacı olan bireylerin sağlığı ve eğitimi üzerindeki etkilerini araştırmaktır. Sonuç olarak rehabilitasyon merkezinde kalan özel gereksinimli bireylerin merkezdeki ilk 3 aylarında evlerine dönme isteklerinin çok yoğun olduğu, ilk 3 aydan sonra evlerinde zaman geçirme isteklerinin azaldığı ve rehabilitasyon merkezinde zaman geçirmekten keyif aldıkları bulgularına ulaşılmıştır.

(Brown ve Guvenir, 2008), “Öğrenme güçlüğü olan çocukların onlara bakım

veren bakım elemanları ile ilgili deneyimleri” ni belirlemek için yapılan araştırma.

Çalışmada, öğrenme güçlüğü olan çocukların, bakım elemanlarıyla nasıl vakit geçirdiklerinin araştırılması amaçlanmıştır. İngiltere’de tam donanımlı bir bakım merkezinde yapılan araştırmada veriler görüşme tekniğiyle toplanmıştır. Daha önce bakım merkezinde kalmayan 13 özel gereksinimli bireyin bakım merkezine kabulü yapılmıştır. Araştırma katılımcılarla beş aşamalı görüşmeler yapılarak

Referanslar

Benzer Belgeler

Öğretmenlerin cinsiyetlerine göre İş-Aile Yaşam Dengesi Ölçeği alt boyutları olan İşin Aileye Olumsuz Etkisi ve Ailenin İşe Olumsuz Etkisi alt

Uygulamalılık: Uygulamalı davranış analizinde hedef seçilen davranış değişikliği ya da öğrenme çıktısının kuramsal öneminin değil toplumsal önemi

Fransa’da Sosyal Çalışmanın Bir Meslek Olarak Gelişimi.. • Sosyal yardımcı

- Meslek liselerinin Adalet, Zabıt Katipliği bölümlerinden mezun olanlar “Adalet Meslek Yüksekokulu” ön lisans programına sınavsız geçiş için başvurabilirler. Gereken

Mann-Whitney U Testi sonuçlarına göre çalışanların, yalnız- ca cinsiyetleri ile duygusal tükenmişlik düzeyleri ve kişisel başarı boyutlarında istatistiksel açıdan

Bu aşamadan sonra ağır engelli olduğu raporla belgelendirilen engelli birey için uygun bakım hizmeti belirlenip bakıma muhtaç engellinin yakınları veya

OTEL, LOKANTA VE İKRAM HİZMETLERİ BÖLÜMÜ TURİZM VE OTEL İŞLETMECİLİĞİ PROGRAMI 2020-2021 BAHAR YARIYILI 1. Üyesi Betül

Kurumsal bakım hizmeti veren kuruluşlarda çalışan personelin mesleği kendilerinin seçme durumuna, işinden doyum alma ve yeniden seçme şansı olsa aynı