11 Kasım’dan bu yana Polonya’nın başkenti Varşova’da devam eden BM İklim Zirvesi (COP 19) kapandı. Taraflar, zirvenin başarıyla sona erdiğini ilan edebilecek kadar uzlaşmaya vardılar. Ancak gelişkin kapitalist ülkelerle yoksul ve az gelişmiş ülkeler arasındaki ayrılıkların iyice gün yüzüne çıktığı zirve, özellikle iklim değişikliği konusunda radikal adımlar atılmasını bekleyen en dipteki ülkelerin ve sivil toplum örgütlerinin hayal kırıklığını giderecek bir sonuç üretmekten uzak kaldı. Son gün yapılan oturumlardan birinde Bangladeş delegesinin gelişmiş ülkelere yönelik olarak söylediği “bütün umutlarımızı darmadağın ettiniz” sözü her şeyi özetliyordu.
Bağlayıcılık yok
Kabul edilen metinde ülkelerin radikal ve bağlayıcı taahhütler alacaklarına dair hiçbir cümle olmadığı için de, Paris anlaşmasının iklim değişikliğini, amaçlandığı gibi 2 dereceyle sınırlayacak kuvvette olması şimdilik mümkün görünmüyor. Aynı durum özellikle Filipinler’de yaşanan süper tayfun felaketi sonrasında zirveye damgasını vuran kayıp ve zarar mekanizması için de geçerli. İklim felaketlerinden ve iklim değişikliğinin yavaş başlayan etkilerinden ön planda zarar gören gelişmekte olan ülkelerin kayıp ve zararlarının karşılanması için teknolojik ve finansal bir mekanizma kurulmasını öngören kayıp ve zararlar konusunda da bağlayıcı bir karar çıkması başta Avustralya, Kanada ve ABD olmak üzere gelişmiş ülkeler tarafından bloke edilmişti.
Piyasa sevgisi sınırsız
Zirvenin son anına kadar gerilimin sürmesine neden olan konulardan biri de Avrupa Birliği, Norveç, İsviçre, Avustralya gibi ülkelerin Kyoto Protokolü’yle ilgili metodolojik konularda piyasa mekanizmalarını neredeyse tek uygulama yolu olarak tanımlamakta ısrar etmeleri geliyordu.
Çevreciler tepkili
Zirve sona ererken Varşova’da bulunan sivil toplum örgütleri ve aktivistlerden çıkan sonucun içeriğine ve yaşananlara ilişkin hayal kırıklığı ve öfke dolu tepkiler gelmeye devam ediyor. Friends of the Earth’den Asad Rehman,
Varşova’nın temiz enerjiyle kirli enerji arasında seçim yapılacak bir zirve olması gerektiğini, ancak lobilerin buna izin vermediğini ve konferasın asıl sponsoru olduğu anlaşılan fosil yakıt şirketlerinin yeni bir zafer kazandığını berlirtiyor.
Yeb Sano açlık grevini bitirdi
Zirvenin ilk günü yaptığı konuşmayla ülkesinde yaşanan tayfun felaketi nedeniyle açlık çeken milyonların yaşadıklarını dünyaya yansıtmak ve zirveden özellikle kayıp ve zarar mekanizması konusunda anlamlı bir sonuç çıkmasını sağlamak için açlık grevine başlayan ve Varşova zirvesinin simgesi haline gelen Filipinler baş delegesi Yeb Sano, eylemini zirve kapanana kadar sürdürdü. Zirvenin bitiminde açlık grevine son veren Sano, twitter hesabından yaptığı açıklamada kendisini destekleyenlere teşekkür etti ve her ayın 13. günü, Varşova’da 13 gün süren açlık grevini hatırlayarak bir gün oruç tutacağını söyledi.
ÖZGÜR GÜNDEM-26.11.2013