• Sonuç bulunamadı

HEMODÝYALÝZ HASTALARINDA GEÇÝCÝ KATETER UYGULAMALARI VEKOMPLÝKASYONLARITemporary Catheter Applications and Complications in Hemodialysis Patients

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "HEMODÝYALÝZ HASTALARINDA GEÇÝCÝ KATETER UYGULAMALARI VEKOMPLÝKASYONLARITemporary Catheter Applications and Complications in Hemodialysis Patients"

Copied!
6
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Geçici hemodiyaliz kateterlerinin 3-4 haftadan daha uzun süre kalmasý komplikasyon oranýnda artýþý da beraberinde getirmektedir. Bu nedenle hastalara en kýsa sürede kalýcý vasküler yolun oluþturulmasý gerekmektedir. Klasik Brescia-Cimino þantýnýn açýlmasý altýn standarttýr. Ancak þantýn olgunlaþmasý için 3-8 hafta arasý süre gerekmektedir. Bu süre içinde hastalar geçici olarak kateterden diyalize girmektedirler.

Biz bu çalýþmada kliniðimizde uyguladýðýmýz geçici hemodiyaliz kateteri olgularýný deðerlendirmeyi amaçladýk.

Giriþ

Hemodiyalize gereksinim duyan, böbrek yetmezliði olan hastalarýn tedavisinde geçici hemodiyaliz kateterleri önemli bir rol oynamaktadýr. Hastanýn en kýsa zamanda diyalize girebilmesi için büyük fayda saðlayan bu kateterlerin kullanýmýnda bazý kýsýtlamalar mevcuttur. Kateterle iliþkili komplikasyonlar bu kýsýtlamalarýn en önemlileridir. Erken veya geç dönemde ortaya çýkabilen bu komplikasyonlar hastalarda morbidite ve mortaliteyi artýrabilmektedir.

Özet

Amaç: Böbrek yetmezliði olan hastalarda acil hemodiyaliz ihtiyacý için geçici hemodiyaliz kateterleri yaygýn olarak kullanýlmaktadýr. Biz bu makalede geçici hemodiyaliz kateteri deneyimlerimizi yansýtmayý amaçladýk.

Hastalar ve Yöntem: Kliniðimizde Ekim 2003-Haziran 2004 tarihleri arasýnda geçici hemodiyaliz kateteri takýlan 50 olgu prospektif olarak incelendi.

Bulgular: Elli hastaya toplam 78 defa geçici hemodiyaliz kateteri takýldý. En sýk giriþ yeri 56 olgu ile internal juguler venlerdi. On olguda erken dönemde, 13 olguda ise geç dönemde komplikasyon geliþti. En sýk görülen komplikasyon kateter disfonksiyonuydu .

Sonuç: Geçici hemodiyaliz kateterlerinin kullanýmý yüksek komplikasyon oraný ile beraberdir. Bu yüzden hemodiyaliz gereken hastalarda en kýsa zamanda kalýcý vasküler giriþim yapmak gerekmektedir.

Anahtar Kelimeler: Hemodiyaliz; Kateter, yerleþtirme;

Komplikasyonlar.

1Kahramanmaraþ Sütçü Ýmam Ün. Týp Fak. Kalp ve Damar Cer.

AD, Kahramanmaraþ, TURKEY

2Sivas Devlet Hast. Hemodiyaliz Ünitesi, Sivas, TURKEY

Geliþ tarihi: 18 Aralýk 2004

KOMPLÝKASYONLARI

Temporary Catheter Applications and Complications in Hemodialysis Patients

Erhan Atahan•1, Alptekin Yasým1, Ahmet Taner Cantimur2

Abstract

Objective: Temporary hemodialysis catheters are widely used in patients with renal failure for urgent hemodialysis.

In this article, we aimed to reflect our experiences in temporary catheters.

Patients and Methods: In our clinic, 50 cases in which temporary hemodialysis catheter had been applied were evaluated prospectively from October 2003 to June 2004.

Results: Temporary hemodialysis catheters were inserted 78 times in 50 patients. The most frequent localization of insertion was internal jugular vein (n= 56). Complications occurred in early phase in 10 cases and in late phase in 13 cases. The most frequently seen complication was catheter dysfunction.

Conclusion: Temporary hemodialysis catheters are directly proportional with higher rate of complications. Hence, applying permanent vascular access is an urgent necessisty in patients requiring hemodialysis.

Key Words: Catheters, Indwelling; Complications;

Hemodialysis.

(2)

Hastalar ve Yöntem

Kliniðimizde Ekim 2003-Haziran 2004 tarihleri arasýnda hemodiyaliz amaçlý geçici kateter takýlan 50 hasta incelendi. Hastalarýn yaþý, kateter takýlma endikasyonlarý, takýlma yerleri, kateterin çýkartýlma sebepleri ve katetere baðýmlý komplikasyonlar kaydedildi.

Kateter takýlma endikasyonu olarak hastalar, yeni böbrek hastalýðý saptanan olgular ve daha önce diyalize giren olgular olarak ayrýldý. Eski olgulara yeniden kateter takýlma nedenleri belirtildi. Katetere baðlý komplikasyonlar erken dönem ve geç dönem komplikasyonlar olarak incelendi ve her bir komplikasyon not edildi. Ýlk gün içerisinde görülen komplikasyonlar erken dönem komplikasyonlar, birinci günden sonra görülen komplikasyonlar geç dönem komplikasyonlar olarak deðerlendirildi. Kateter çýkartýlýrken her olguda kateter ucundan kültür alýndý ve mikrobiyolojik inceleme yapýldý.

Bulgular

Olgularýn 34’ü kadýn, 16’sý erkek olup, yaþlarý 16-80 (ortalama 56,06 ± 17.45) arasýndaydý. Elli olguya toplam 78 kez geçici hemodiyaliz kateteri takýldý.

Yirmiyedi olguya bir kez, 16 olguya iki kez, 5 olguya üç kez ve bir olguya dört kez kateter takýldý. Bir hastaya birden fazla diyaliz kateteri takýlmasýnýn nedenleri ya açýlan arteriovenöz fistülün (AVF) olgunlaþmamasý ya da fistül giriþiminin baþarýsýz olmasýna baðlý kateterin 30 günden daha uzun süre kalmasý veya kateterle iliþkili komplikasyonlarýn ortaya çýkmasýydý. Ýstisna olarak bir olguda geçici kateter takýldý ve AVF açýldý, hasta üç ay bu fistülden diyalize girdi, ancak üçüncü ayda fistül týkandý ve tekrar geçici kateter takýlýp, yeniden AVF açýldý.

Elli olgunun 32’sinde böbrek yetmezliði tanýsý yeni konmuþtu ve olgular ilk defa takýlan kateterden diyalize alýndý. Onsekiz hasta ise daha önceden böbrek hastalýðý tanýsý almýþtý ve diyalize giriyorlardý. Onüç hastanýn AVF’inde tromboz geliþmiþ olup bir hastada kalýcý hemodiyaliz kateteri týkanmýþtý. Üç hastada ise brakiyal bölgede açýlan fistüle baðlý olarak anevrizma geliþmiþti ve hastalar bu anevrizmatik bölgeden diyalize

girmekteydi. Bu hastalara önce geçici kateter takýlýp anevrizmatik fistül cerrahi olarak kapatýldý ve daha sonra yeniden fistül açýldý. Bir olguda ise periton diyalizi yapýlmaktaydý ve periton diyalizine geçici süre ara verilip, geçici hemodiyaliz kateteri takýldý.

Periton diyalizi yapýlan bu hasta dýþýndaki tüm olgular fistül programýna alýnýp en kýsa sürede AVF açýldý.

Kateter takarken ilk tercih yeri sað internal juguler venlerdi(ÝJV). Eðer ÝJV’den yapýlan kateterizasyon baþarýsýzsa veya daha önceden yapýlan tekrarlayan giriþimlere baðlý fibrozis geliþmiþse diðer venler tercih edildi. On olguda erken dönem, 12 olguda geç dönem komplikasyonlar geliþti. Hemodiyaliz kateterine baðlý olarak görülen en sýk komplikasyon kateter disfonksiyonuydu. Aspirasyon yapýldýðýnda kan geliþi yeterli deðilse veya diyaliz esnasýnda venöz hatta basýnç çok yükseliyorsa bu kateter disfonksiyonu olarak kabul edilir. Yine karotis arter ponksiyonu ve hematom oluþmasý sýk görülen komplikasyonlardý.

Hiçbir hastamýzda hemotoraks ve pnömotoraks gözlenmedi. Femoral venden kateter takýlan iki hastada ise derin ven trombozu geliþti. Bunlardan birinci olguda kateter takýldýktan 48 saat sonra, diðerinde yedinci günde derin ven trombozu geliþti. Erken dönemde gelen iki hastaya da kateter içinden uygulanan trombolitik tedavi ile (streptokinaz) tam açýklýk saðlandý ve trombolitik tedavi bittikten sonra kateterler çekildi.

Daha önce femoral venden kateter takýlan baþka bir olguda ise yeniden femoral venden kateter takýlmaya çalýþýldýðýnda kýlavuz tel proksimale kadar gitmesine raðmen kateter 15. cm ye kadar ilerletilebildi. Bu nedenle kateter takýlamadý. Daha sonra yapýlan venografide bu segmentte daralma olduðu görüldü.

Tartýþma

Acil hemodiyaliz gereksinimi için, uygun bir hemodiyaliz kateteri hemodiyalize kolay ve çabuk giriþi saðlamaktadýr (1-4). Ancak bu kateterlerin kullanýlmasýnda dikkat edilmesi gereken bazý önemli noktalar vardýr. Öncelikle diyaliz esnasýnda yeterli debiyi saðlayacak büyüklükte ve yüksek akýmlý santral bir ven kullanýlmasý gerekmektedir. Bu amaçla kullanýlan venler, ÝJV, femoral ve subklavyan venlerdir.

(3)

Genellikle ilk önce ÝJV tercih edilmektedir (1, 5-7).

Sað ÝJV, vena kava süperiyorla düz bir þekilde birleþmesi ve sað atriyumla olan uzaklýðýnýn kýsa olmasý nedeniyle iyi bir tercihtir. Sol ÝJV daha sonraki tercih olmalýdýr çünkü vena kava süperiyora iki defa açýlanma yaparak ulaþmaktadýr ve kateterizasyonu teknik olarak zordur (1, 2). Solunum yetersizliði, pulmoner ödem, kanama eðilimi ve ventilatör gereksinimi gibi risk faktörlerinin varlýðýnda femoral ven, yüksek baþarý ve düþük komplikasyon oraný ile ilk tercih olabilir (1, 2, 8). Koagulasyon ve kanama bozukluklarýnda subklavyan kateterizasyon yüksek bir riske sahiptir ve bu durumlarda ÝJV gibi göðüs dýþýndaki venler kullanýlmalýdýr (7). Mickley (1) ise mümkün olduðunda sað ÝJV’nin kalýcý kateter için kullanýlmasý gerektiðini ifade etmiþtir. Biz olgularýmýzýn % 46,1’inde sað ÝJV’i, % 25,6’sýnda ise sol ÝJV’i kullandýk. Ancak ÝJV’lerden yapýlan giriþim baþarýsýz olursa diðer venleri kullandýk. Femoral veni en az tercih ettik. Çünkü hastalarda mobilizasyon zorluðu ve enfeksiyon riski oluþturuyordu.

Hemodiyaliz kateterlerinin takýlmasý bazý komplikasyonlara neden olabilir. Erken dönem komplikasyonlar arteriyel ponksiyon, hematom oluþmasý, sinir yaralanmasý, pnömotoraks, hemotoraks, kateter disfonksiyonu ve aritmidir (1, 4-7). Bizim olgularýmýzýn üçünde arter ponksiyonu, ikisinde hematom, ikisinde kateterizasyonda zorluk oluþtu ve bunlarýn hepsi ÝJV’den giriþ yaptýðýmýz olgulardý.

Literatürde ÝJV’nin kateterizasyonu esnasýnda karotis arter ponksiyonu insidansý % 2-9,9 arasýnda bildirilmiþtir (1, 6). Kateter disfonksiyonu tespit ettiðimiz üç olguda ise subklavyan giriþ yapýlmýþtý.

Erken dönemde disfonksiyonun nedeni kateter malpozisyonu, kateterin kink yapmasý veya kateterin sýkýþmasýdýr (1, 2).

Olgularýmýzda erken dönem komplikasyonlarýn görülme oraný % 13 idi. Son yýllarda klasik yöntem yerine ultrason eþliðinde kateter takýlmaya baþlanmýþtýr.

Bu þekilde kateter yetersizliði oraný azalmakta, hasta konforu artmakta ve major komplikasyon oraný azalmaktadýr (1, 2, 5). Çünkü klasik yöntemde

pnömotoraks ve hemotoraks gibi beklenen komplikasyonlar yanýnda, subklavyan kateterizasyona baðlý brakial pleksus yaralanmasý veya femoral kateterizasyona baðlý masif retroperitoneal hemoraji gibi komplikasyonlar da görülebilmektedir (7,8). ÝJV kateterizasyonu esnasýnda Horner Sendromu, kardiyak tamponad gibi komplikasyonlar yanýnda karotis ponksiyonuna baðlý karotis-juguler AVF’de bildirilmiþtir (6). Ultrason kýlavuzluðu karotis ponksiyon riskini ortadan kaldýrmýþtýr (1).

Geç dönem komplikasyonlar kateterin kalýþ süresi ile iliþkilidir. Geçici kateterlerin ortalama kalýþ süresi ÝJV ve subklavyan kateterler için 3-4 haftayý, femoral kateterler için 2 haftayý geçmemelidir (1-3, 5, 9).

Sürenin uzamasý hem trombotik komplikasyonlarý, hem de enfeksiyon riskini artýrmaktadýr.

Geç dönemde kateter disfonksiyonuna sebep olan trombotik komplikasyonlar kateter lümeninin trombüsle parsiyel veya total týkanmasý, kateterize edilen venin trombozu veya stenozu, kateterin distal ucunda eksternal fibrin kýlýf oluþmasý ve kateterin internal olarak fibrin ile kaplanmasýdýr ki bu son durum fibrin sleeve olarak bilinmektedir (1, 2, 5, 9, 10).

Endoluminal kateter trombozu (fibrin sleeve) en sýk görülen trombotik komplikasyondur. Ayrýca aralýklý veya devamlý olabilen kateter disfonksiyonuna sebep olur (1, 2, 5). Mikroorganizmalar için de iyi bir üreme ortamý oluþturarak enfeksiyona zemin hazýrlar. Fibrin sleeve kateterizasyondan sonraki 24 saat gibi erken bir dönemde baþlar ve 5-7 gün içinde kateterin tümünü kaplar. Perikateter sleeve geliþmesi, santral venöz kateterlerinin % 10-56’sýnda görülmektedir, ancak bu oran deneysel çalýþmalarda % 100 gibi yüksektir (5).

Subklavyan ve ÝJV kateterleri arasýnda ise fibrin sleeve açýsýndan fark yoktur.

Bizim olgularýmýzda geç dönem kateter disfonksiyonu yedi olguda görüldü. Bunlarýn büyük kýsmý lümenin trombotik týkanmasý veya fibrin sleeve’e baðlýydý.

Kateterize edilen venin trombozu aðýr bir komplikasyondur ve pulmoner emboliye neden olabilir.

(4)

Semptomatik tromboz nadirdir, ancak radyolojik olarak taný konulabilen asemptomatik trombüs insidansý yüksektir. Çünkü venler derindedir ve kollateral dolaþým yeterlidir. Kurt ve arkadaþlarý (11) yaptýklarý bir çalýþmada ÝJV’e kateter takýlan hastalarýn kateteri çekildikten 24-48 saat sonra Doppler ultrasonografik incelemesinde % 34 oranýnda trombüs saptamýþlar ve 10-12 gün sonra yapýlan incelemede trombüslerin büyük kýsmýnýn kaybolduðu veya azaldýðýný bulmuþlardýr. Sað atriyum trombozu çok þiddetli ve potansiyel olarak öldürücü bir komplikasyondur (2).

Trombus oluþmasýna katkýda bulunan bazý faktörler vardýr. Bunlar kateter materyali, kateterin yumuþaklýðý, yerleþtirme yeri, kateterizasyon süresi, hastanýn koagulasyon ve inflamasyon durumu (hiperfibrinemi, inflamatuar sendrom, trombositoz, önceki venöz tromboz) ve kateterin kontaminasyonudur (2).

Asemptomatik tromboz vena kava superior kateterizasyonundan sonra % 65 gibi yüksek bir oranda görülmektedir. Oðuzkurt ve arkadaþlarý (5) yaptýklarý bir çalýþmada ven duvarýnda trombüs formasyonunu

% 28 oranýnda bulmuþlardýr.

Femoral ven kateterizasyonu yaptýðýmýz iki olguda derin ven trombozu geliþti ve bu hastalar fibrinolitik tedavi ile tamamen düzeldi.

Santral ven stenozu venöz kateterizasyonun major bir komplikasyonudur. Genellikle sert kateterlerde, yumuþak kateterlerden daha sýk görülür (2). Bu stenozlarýn çoðu semptomsuzdur. Çünkü yavaþ yavaþ oluþur ve bu esnada venöz kollateraller geliþmektedir (1). Semptomsuz orta veya þiddetli aksiller ven stenozunun gerçek insidansý daha önce diyaliz kateteri takýlan böbrek yetmezliði olan hastalarda % 40 gibi yüksek bir orandadýr. Hastalarýn % 29’unda ise % 50’den fazla santral ven stenozu saptanmýþtýr (9).

Santral ven kateterizasyonuna baðlý tromboz oraný subklavyan vende diðer venlere göre daha yüksektir (1, 5, 9). Çeþitli çalýþmalarda subklavyan ven obstruksiyonu % 12-50 arasýnda deðiþirken ÝJV obstrüksiyonu % 0-10 olarak bildirilmektedir (5, 9).

Tedavi gerektiren santral venöz obstrüksiyon insidansý

% 7’dir ve bunlarýn büyük bir kýsmý (%82-100) kateterin uzun süre kalmasýna baðlýdýr (1, 12).

Santral ven stenozunda tedavi, cerrahi veya perkütan anjiyoplasti þeklinde olabilir (9, 12). Biz parsiyel femoral ven stenozu tespit ettiðimiz bir olguda semptom olmadýðý için herhangi bir giriþimde bulunmadýk.

Kateterle iliþkili komplikasyonlarýn en önemlilerinden birisi de enfeksiyon geliþimidir. Enfeksiyon, son dönem böbrek yetmezliði olan hastalarda en sýk mortalite nedenidir(1-4, 10). Enfeksiyon kateterin kalýþ süresi ile doðrudan iliþkilidir. Diðer risk faktörleri ise diyabet, demir birikimi ve yakýn zamanda geçirilmiþ cerrahi giriþimdir (3). Bakteriyemi riski kateter olan hastalarda, AVF’li hastalara göre yedi kat daha fazladýr (1).

Mikroorganizmalar genellikle kateterin derideki giriþ yerinden veya kateterin merkezinden kana karýþýr.

Hemodiyaliz hastalarýndaki enfeksiyonlarýn % 70’den fazlasý vasküler giriþ yeri ile iliþkilidir ve bu hastalarda bakteriyemi sýklýkla hemodiyaliz kateterleri kullanýmýndan kaynaklanýr (3, 10).

Erken enfeksiyon, kateter yerleþtirilmesi esnasýndaki kontaminasyon, cilt enfeksiyonu veya kateter yolu enfeksiyonuyla iliþkilidir. Perkütan kateter yerleþtirilmesi derinin koruyucu tabakasýndaki devamlýlýðý kesintiye uðratýr. Geç enfeksiyon sýklýkla endoluminal kateter kontaminasyonu ile birliktedir.

Ýki tip enfeksiyon gözlenir; lokal enfeksiyon (deri giriþi, tünel enfeksiyonu) ve sistemik enfeksiyon (bakteriyemi, septisemi). Deri giriþi ve bakteriyemi en sýk görülen formlardýr (2, 3). Kateterle iliþkili bakteriyemi esnasýnda en sýk izole edilen mikroorganizmalar Staphylococcus aureus ve Staphylococcus epidermidis’tir (1, 3). Hemodiyaliz kateteri ile iliþkili bakteriyemi sýklýðý 1000 kateter günü için 6,9-8,5 gün arasýnda bildirilmiþtir (10).

Yara yeri enfeksiyonu varlýðýnda bu risk artmaktadýr.

Femoral ven kateterlerinde enfeksiyon riski, subklavyan veya ÝJV kateterlerinden daha yüksektir (1, 4).

(5)

Bizim çýkarttýðýmýz bütün kateterlerde mikrobiyolojik araþtýrma yapýldý. Ancak hiçbirinde üreme olmadý.

Hastalardan rutin olarak kan kültürü yollanmadý.

Kateter ucu kültürlerinde üreme olmamasý, kateter takýlýrken steriliteye özen gösterilmesi, giriþ yeri pansumanýnýn dikkatli ve düzenli bir þekilde yapýlmasý ve kateterlerin üç haftadan daha uzun süre kullanýlmamasý ile açýklanabilir. Bizim gördüðümüz erken ve geç dönemdeki komplikasyonlar Tablo I’de belirtilmektedir.

Sonuç olarak hemodiyaliz gereksinimi için geçici kateterlerin kullanýlmasý pek çok komplikasyon riskini de beraberinde getirmektedir. Ancak ülkemizde hastalarýn büyük kýsmý ilk önce diyalize geçici kateterlerden girmektedir. Bunun engellenmesi için böbrek yetmezliði geliþebilecek hastalar son derece dikkatle izlenmesi ve diyaliz ihtiyacý doðabilecek hastalara erken AVF açýlmasý gerekmektedir.

Tablo I. Santral Ven Kateterizasyonunun komplikasyonlarý

Erken dönem komplikasyonlar

Arter ponksiyonu 3

Kanama ve hematom 2

Kanülasyonda zorluk

Þiþmanlýk 0

Boynun kýsa olmasý 1 Tiroid hiperplazisi 1

Kateter disfonksiyonu 3

Pnömotoraks 0

Hemotoraks 0

Aritmi 0

Geç dönem komplikasyonlar

Kateterin kendiliðinden çýkmasý 1

Ven trombozu 2

Venöz darlýk 1

Enfeksiyon

Yara yeri 1

Kateter kültürü 0

Kateter disfonksiyonu 7

(6)

KAYNAKLAR

1. Mickley V. Central venous catheters: many questions, few answers. Nephrol Dial Transplant 2002; 17: 1368-1373 2. Canaud B, Desmeules S, Klouche K, Leray-Moragues H and Beraud JJ. Vascular Access for dialysis in the intensive care unit. Best Pract Clin Anaesthesiol 2004; 18: 159-174 3. Akpolat T. Hemodiyaliz ve nazokomial infeksiyonlar.

Hastane Ýnfeksiyonlarý Dergisi 2004; 8: 27-34

4. El Minshawy O, Abd El Aziz T, Abd El Ghani H. Evaluation of vascular Access complications in acute and chronic hemodialysis. The Journal of Vascular Access 2004; 5: 76- 82

5. Oguzkurt L, Tercan F, Torun D, Yýldýrým T, Zümrütdal A, Kýzýlkýlýc O. Impact of short-term hemodialysis catheters on the central veins: a catheter venographic study. Eur J Radiol 2004;52: 293-299.

6. Droll KP, Lossing AG. Carotid-Jugular arteriovenoz fistula: Case report of an iatrogenic complication following internal jugular vein catheterization. J Clin Anest 2004;

16: 127-129.

7. Karakaya D, Barýþ S, Güldogus F, Incesu L, Sarýhasan B, Tür A. Brachial plexus injury during subclavian vein catheterization for hemodialysis. J Clin Anesth 2000; 12:

220-223.

8. Akata T, Nakayama T, Kandabashi T, Kodama K, Takahashi S. Massive retroperitoneal hemorrhage associated with femoral vein cannulation. J Clin Anesth 1998; 10: 321- 326.

9. Lumsden AB, MacDonald MJ, Isýklar H, et al. Central venous stenosis in the hemodialysis patients: incidence and efficacy of endovascular treatment. Cardiovasc Surg 1997;

5: 504-509.

10. Chatzinikolaou I, Finkel K, Hanna H, et al. Antibiotic- coated hemodialysis catheters for the prevention of vascular catheter-related infections: A prospective, randomized study.

Am J Med 2003; 115: 352-357.

11. Kurt N, Gürel A, Erel V, Karaman C, Taþkýn F. Açýk kalp cerrahisinde internal juguler ven kateterizasyonuna baðlý trombüs insidansýný etkileyen faktörler. Anestezi Dergisi 2003; 11: 283-289.

12. Dammers R, de Haan MW, Planken NR, van der Sande FM, Tordoir JHM. Central vein obstruction in hemodialysis patients: Results of radiological and surgical intervention.

Eur J Endovasc Surg 2003; 26: 317-321.

Referanslar

Benzer Belgeler

Port kateter kullanımına bağlı en sık görülen komplikasyonlar; kateter tıkanıklığı, infeksiyon, venöz tromboz ve ekstravazasyondur (1,2).. Port ile ilişkili

Kateter bakımının kötü olma- sı, kateter giriş yerinde pürülan akıntı, tipik organizmalara (KNS, S.aureus, Corynebacterium vb) bağlı bakteriyemi, persistan

Kateter uçlarının 1 cc sıvı içinde vortekslendikten veya sonikasyondan sonra kantitatif ekilmesi yöntemine dayanır ve 10 2 veya daha fazla koloni üremesi

Bu olgu sunu- munda, kombine spinal epidural anestezi ile aorta sağ iliak arter baypas greftlemesi yapılan ve postoperatif erken dönemde kateter çekilmeden önce cerrahi

Çalışmaya dahil edilmeyen hasta; farklı zamanlarda farklı eks- tremitelerde üç kez venöz tromboz atağı geçiren ve her birine kateter aracılı

O dönemde kateter destekli trom- bolitik ve mekanik aspirasyon trombektomi cihazları sosyal güvenlik kurumları tarafından ödenmediği için bu yöntemler tedavi

Santral venöz kanülasyon girişimleri sırasında uygun olmayan damarlara yönlenme olabilir (homolateral/ kontralateral internal juguler vene, innominat kontrala-

Birinci vakada yaygýn venöz tromboz nedeni ile transfemoral yol kullanýlamadýðýndan embolize parça sol subklavyan venden transkateter yolla, ikinci vakada ise embolize olan